Hata Yapabilme Lüksü, Şanslı Olmak ve Girişimcilik | Benimle Oynar Mısın? 27

Avatar Oyuna Devam | 10 Ekim 2024



Intro

Bu bölümde, Cool Digital Solutions şirketinin CEO'su Ercan Gümüş ile girişimcilik oyununa girişi, Huawei'de çalıştığı zamanlarda edindiği tecrübenin önemi, şanslı olmanın tanımı, Venture Studio düzenine geçişi, hata yapabilme lüksü, başarısızlık sayesinde başarıya ulaşmak ve Mavi Okyanus Stratejisi üzerine son derece eğlenceli bir sohbet ettik.

 

Ercan Gümüş kimdir ve girişimcilik hayatına girişi

Ufuk Erdoğmuş (00:03)
Benimle oynar mısın? Bu bölümünde konuğumuz Cool Digital'ın kurucusu ve çok sevdiğim Ercan. Hoş geldin. Ercan Gümüş. Hoş bulduk. Hoş geldin. Abi muhabbete girmeden hemen çok kısa bir teşekkür söylemek istiyorum. Şu önümüzde gördüğümüz mikrofonlar, e-comment, kanal bin gönül sağ olsun.

bağışı diyelim. Bize yani kanalımızın misyonuna yardım etmek istediği için bize bir yardımda bulundu ve o sayede aldık diyelim bu mikrofonları. Gerçekten böyle şey ne derler, low budget ilerliyorduk elimizden geldiğince. Ayrıca SD kartlar aldık uzun uzun sohbet de edebiliriz. Çok iyi. Bir gele teşekkür edelim. Sesler daha güzel çıkıyordu diye umuyorum.

İlk kaydımız bu. Mikrofonda ilk şey. Çok havalı yani. zaten bir yıldır bu anı bekliyorduk yani o mikrofonu ne zaman alacağız diye. Bir de bir muadili daha var başka bir marka. Neyse bunu seçtik sonra daha güzel görünüyor diye. Bu bölümde senin, şimdi tanımayanlar olacaktır. Biraz low profile tipler olduğumuz için sende de benzerini alıyorum. Bence çok güzel bir CV var, kariyer var girişimci olarak. Bir sürü şirket ve şimdi cool'un altında da başka şirketler böyle bitmiyor.

Bir sonraki bölümde de yatırım konusu VC ya da venture studio konusuna ayrıca ayrı bir bölüm olarak yapalım istiyorum. Bu bölümde istersen direkt kariyerini konuşabiliriz. Okulu bitirdin. Endüstri mühendisi güya ama sonra neler oldu?

Ercan Gümüş (01:26)
Aslında okulu bitirmeden oldu.

Ufuk Erdoğmuş (01:28)
Tam

bir gerçek girişimci hikayesi.

Ercan Gümüş (01:32)
Biz üniversitedeyken arkadaşlarla birlikte marketimdan.com diye bir girişim başlattık abi. Her şeyin başı derler ya böyle her şeyin başladığı yer orası diyor. Marketimdan.com'u getir gibi düşünebiliyoruz aslında. Sadece bizim business model farklıydı, iş modeli farklıydı. Biz o dönem için marketlerin zaten kendi teslimat kuryeleri vardı. Biz siparişi onlara ulaştırıyorduk aynı yemek sepeti gibi.

Ufuk Erdoğmuş (02:00)
Sen mikrosu ulaştırıyorsun ama getiriyor gibi. Evet.

Ercan Gümüş (02:01)
Evet, o

getiriyor. Dolayısıyla biz bir Operational Kampanyadan ziyade bir operasyon yapmak yerine iş modelini şey uyardık. Orada tamamen siparişi iletiyoruz.

Ufuk Erdoğmuş (02:13)
Zaten

sistemi olan API'de olacak. Sen onlara haber vereceksin.

Ercan Gümüş (02:16)
Evet API olmasına gerek yok. Onlara bir tane dashboard hazırlıyorduk. Onların kendi ekranı vardı. Dolayısıyla bizim sisteme girdiği zaman bütün siparişler onun üzerine düşüyordu. 2006.

Ufuk Erdoğmuş (02:26)
Sene kaç bunu yaptınız? O

zaman için dev bir şey tabii. Çok normal geliyor şimdi ama.

Ercan Gümüş (02:31)
Evet,

o zaman için güzeldi. Tabii hesaba katmadığımız şey de 2006'nın da kendine ait. Hani insanlar daha o sistemi o kadar azı değildi. Yatırımcı dünyası çok gelişmiş değildi. Yani bizim şu anda insanlar Angel'ın ne olduğunu, VC'nin ne olduğunu biliyor ama o dönem için böyle kavramlar yoktu. Biz böyle yatırım görüşmesi yaparken 7 kişi yapıyorduk bu iş. diyorlar, hepinize %1 veririm.

%93 bilinme

Ufuk Erdoğmuş (03:00)
Şey inşe...

müteahhit kapıda. Ben bu arsayı alırım der gibi.

Ercan Gümüş (03:05)
Diğerlerini

de, o büyük havlılığa da biz tanımıyorduk tabii. Üniversite öğrencisiyiz. İki sene onunla uğraştık. Bayağı da keyifliydi bu arada. Sepet ortalamamız 278 TL'ye gelmişti. Evet, o zaman 278 TL'si. Çünkü büyük siparişler geliyordu. Çok iyiymiş he. İstanbul'un böyle %70'ine yakın hizmet vermeye başlamıştık. Çok da işirebilmediğimiz için mesela böyle bir tane ofis falan tutmuştuk mobilyalarımız.

Ufuk Erdoğmuş (03:15)
O zaman...

Ama o zaten klasik şey değil mi hemen ofisime alayım süsleyeyim böyle bir yerimiz belli olsun falan.

Ercan Gümüş (03:38)
Çok küçükti yani bu

şey. 30 metrekareci var bir ofisten, ofisimiz vardı. Yani ofisimizin olması böyle çok havalı bir şeydi.

Ufuk Erdoğmuş (03:46)
Önemli olanın onu, yani ofis olduğu zannettiğin yıllar yani. Evet, aynen.

Ercan Gümüş (03:49)
Birçok

şey bilmiyorsun tabii. İşte finanstan haberin yok, satıştan haberin yok.

Ufuk Erdoğmuş (03:58)
7

kişiymişsiniz

Ercan Gümüş (04:02)
Ondan

da haberin yok. Herkes ortak. İlginç günlerdi ama çok keyifliydi. İnanılmaz keyifliydi. İnsanlar üniversiteyi düşünüyor, üniversiteye odaklanmaya çalışıyor. Ama senin aklında şey var, yarın binlerce oğlum marketi bağlar.

Ufuk Erdoğmuş (04:19)
Bilmem ne oldu. Bildiğin mahalle farkıydı yani.

Ercan Gümüş (04:24)
Çok güzel telefon konuşmaları vardı bir tanesi. Market sahiplenemeyiz şey demiştim. Bir dakika, bir dakika diyor. Ben o zaman için, binlerim kaç trilyon yatırım yapacağım. Siz bir tane web sitesi kuracaksınız, bir de Ciro'dan pay alacaksınız.

Ufuk Erdoğmuş (04:38)
Oldu güzelim daha değil mi? Ama o zaman hakikaten öyle bakıyorlardı ya.

Kurumsal hayata geçişi

Ercan Gümüş (04:43)
O günlerden sonra orada iki sene kadar geçirdik. İki sene sonra onun borçlarını ödemek için kurumsal hayata döndük.

Ufuk Erdoğmuş (04:51)
borçlarını hakaretmedi mi hiç? O zaman olmamıştı ama.

Ercan Gümüş (04:53)
Yani yok, o... Yani

o çok da bizim başarabileceğimiz, becerebileceğimiz bir şey değildi o dönem için.

Ufuk Erdoğmuş (05:01)
Bu arada bir şey söyleyeceğim. Yanlış zamanda da olmuş. Çok erken demin dedin ya hani o zaman müşteriler alıcılar da kullanıcılar da belki bunu hazır değildi ya. Taze direkt aklıma geldi. Taze direkt de Amerika'dan kopyaladı getirdi Türkiye'ye çok erken getirdi olamadı falan ya. Hatırlıyor musun?

Ercan Gümüş (05:18)
Tabii biliyorum. yemek

sepeti var ya bence olabilirdi ama bazı iş nakit odaklı yani cash burn nakit para yakıyor. O para yakan işlere girmek için gerçekten altta bir saymayan olması lazım. Şimdi muhteşem yapılıyor işte getir harika yapıyor bu işi ama o gün için hani hem dediğin gibi doğru zaman değil de hem de o iş bizim bildiğimiz gibi yapılacak bir iş değilmiş. Akıllandık.

Ufuk Erdoğmuş (05:47)
Ama cahil cesareti. Normal yani.

Ercan Gümüş (05:49)
Akıllandık.

Sonra kurumsala geçtim. Mezun olduktan sonra 2008'de. 2008-2012 arası işte ilk olarak Vegatel diye bir telekomünikasyon şirketinde çalıştım. Ama şanslı birisiyim bence. Vegatel'de çalışırken bana Huawei ürünlerini şey yaptılar. Ondan sorumlu olmaya başladım. O zaman için Huawei diye bir marka yok Türkiye'ye.

Ufuk Erdoğmuş (06:14)
Çok yeni. Hadi.

Ercan Gümüş (06:16)
Telefonları

zaten yok. Modemleri var. Modemleri de daha ilk defa geliyor çünkü daha triji çıkmamış.

Ufuk Erdoğmuş (06:23)
Çin'den gelmiş X1 marka gibi yani.

Ercan Gümüş (06:26)
Konuşlanmışlar,

Altyapı satıyorlar. Böyle küçük bir ofisleri var ve büyüyecekler. Biz de Vegatel olarak Avaya'nın distribütörüyüz. O modemlerin Avaya'ya satışını gerçekleştiriyoruz. O zaman adı Avaya. Çok güzel. O şey çok güzel bir hikayeydi. Yani 3G'nin lansvanına yakaladık. Biz 3G'nin lansvanında 3G modemleri yaptık. Yani bence oradaki şans faktörü

Ufuk Erdoğmuş (06:38)
Evet, o zaman.

Ercan Gümüş (06:55)
belirli teknolojilerin başında bulunduğun zaman o zaten seni böyle bir büyütüyor.

Ufuk Erdoğmuş (07:02)
Dalgayı

baştan yakalamış oluyorsun Nispet.

Ercan Gümüş (07:04)
çok şanslı oluyorsun bence Android'in bir sıfır cihazları geldi

Ufuk Erdoğmuş (07:09)
Yani şey gibi sanki işte öyle yaşlı göstermiyorsun ya hani neyse değilsin de zaten de hakikaten güzel denk gelmiş yani.

Ercan Gümüş (07:16)
Android 1.0,

Android 1.1, Android 1.1'e geçince baklar düzeldi ama korkunç baklar vardı. Mesaj atıyordun Android'de, başkasına gidiyordun mesela.

Ufuk Erdoğmuş (07:26)
Gerçekten mi? Evet. Müthiş. Random gidiyor tabi. Evet. Çok güzelmiş.

Ercan Gümüş (07:32)
Orada arkada mutlaka böyle hani idiler... Yani orada bir problem vardı. Ama o günleri gördük.

Huawei tecrübesi ve kariyer ilerleyişi

Tabii onunla birlikte ben oradan Huawei'ye geçtim. Ve Huawei'de güzel böyle hem iş öğrenme fırsatım oldu, hem de böyle büyük satışlar yapma şansım oldu. Huawei'de ben işte...

Ufuk Erdoğmuş (07:52)
Sen satış ne yapıyorsun tam bu olarak? Bir önceki şirkette Huawei'de atıyorum.

Ercan Gümüş (07:56)
Fragatel'deyken ben

ürünlerden sorumluydum. Ürün uzmanı olarak başladım. Ürün yöneticisi. Ürün gelişimini... Bu 3G modemlerin, yani product development. O 3G modemin arayüzlerinin Türkiye'ye uyarlanması, o 3G modemlerin Türkiye network'üne uyarlanması. ekibindeyim. Evet, ürün ekibindeyim. İşte onlar Çin'den geliyor. O bütün testleri yapıyoruz, ürünü hazırlıyoruz, AVEA'ya veriyoruz.

Ufuk Erdoğmuş (08:02)
Ürün geliştirme ve satış.

Ercan Gümüş (08:21)
Huawei'de beni zaten ondan dolayı yani o aviyadaki ilişkilerim ve ürünü çok iyi anladığım için çünkü teknik satış. Yani yazılım bilmelisin, donanım bilmelisin.

Ufuk Erdoğmuş (08:28)
Bu

evde artık satış hımsı...

Ercan Gümüş (08:31)
Ürün müdürü

olarak geldim Huawei. Ürün satış müdürü olarak geldim. Dolayısıyla oradaki sorumluluğum, ürünü çok iyi bileceğim Huawei ürünlerini. O ürünleri işte Telekom kampanilere pazarlamasını yapacağım, satışını yapacağım. Etkinlikler düzenleyeceğiz gibi gibi. Çok keyifliydi. Çünkü böyle bir dünyaya giriyorsun, Huawei'de 110.000 kişi çalışıyor benim girdiğim dönem. Dünyanın en büyük şirketlerinden birisi. İnanılmaz ürünleri var. Hani hala daha...

lanse edilmemiş, inanılmaz ürünler kullanık biz bundan 10 sene önce. Ve arkamda öyle bir güç var. Çok şey öğreniyorsun. Biraz böyle oradaki sorumluluğumu aittikten sonra başka ülkelerde de sorumluluklarım açıldı. işte ürün satış müdürlüğünden iş geliştirmeye kaydım. İş geliştirme müdürlüğünde de yeni ürünler geliştirmiştim. Mesela o zaman için şey yapmıştık. Huawei ve Google ortak, Ideos diye bir brand yapmıştık. Lexus mu ne var diye bu.

Onun gibi bir brand. Bu sefer de Google'la ötek bir brand. Onun işte belirli ülkelerde sorumluluğu vardı. Dünyada böyle bölgesel sorumluluğu vardı. O sorunlardan birisi bendim. İşte go to market'ına bakıyorum. Yani hem teknik bilgin olacak hem satış...

Ufuk Erdoğmuş (09:45)
Yani

kurumsalda süper bir giriş yapmışsın yani. Olabilecek en hızlı ve optimum şeye gelmişsin. Hem üründen anlıyorsun hem küresel bir çapta bir şeylere giriyorsun. Okey süper. Heyecanlı gidiyor. Hemen yükseldim ben şu an bu hikaye. Sonunu biliyorum ama niyeyse böyle detayları şimdi öğrendiğim için.

Ercan Gümüş (09:57)
Güzeldi yani.

Şanslıyız ya bence şey olarak güzeldi.

Şanslı olmak nedir?

Ufuk Erdoğmuş (10:06)
Onu

herkese soruyorum, şans lafı ağzına çıkan. Bölüyorum lafını kusura bakma. Sen zaten söyledin ama yani böyle internette şey var ya çok işte inanırsam başarısın Bana tam şey gibi geliyor, hayal satmak gibi geliyor. Yani bu şans faktörü her değineni vurgulamak için durduruyorum sadece. Hani şanssız olur muydu? Yani şans ne kadar önemliydi? Şimdi sen şanslıyım diyorsun. Değil Yani sadece bu yani demek istediğim.

Ercan Gümüş (10:34)
Bununla

ilgili birkaç tane kitap da var. Belki sonradan linklerini paylaşacağız ama şey anlatıyor. Aklımda tam şey olmayacağı için daha sonradan paylaşacağız. Bir iki tane kitap var. şeyi bahsediyor. Bu bir olasılık oyunu bugünün sonunda. Benim yerine Ahmet de olabilirdi, Mehmet de olabilirdi. Ve bunun farkındaysan zaten şanslısın.

Ufuk Erdoğmuş (10:41)
isim ver istersen direkt şey bulur.

Aynen.

Ercan Gümüş (11:02)
Evren sadece birisini yükseltecek. O birisini bir arada yükselteceklerini hani bir aydan başka birine... Başka birisi daha çok yükseltecek. Başka birisi belki Huawei'yi kuracak. Ve bu tamamen bir olasılık.

Ufuk Erdoğmuş (11:08)
Gelecek.

Ben de aynen düşünüyorum. Hatta bunu hayata yorumlayınca şeyde düşünüyorum. Mesela hastalıkla da olabilir aynı şey. Atıyorum, ölümcül bir hastalık. O da birine denk gelecek. Babamın hep lafı Eczacı babam. Bu arada pesimist bir insandır. Bana uyuyor ama fix lafı vardır. Bir kanser olmuş denildiğine mesela. İlla biri olacaktı diyor mesela. Bu kadar soğuk bir yorum var mesela. Ama bu da onun gibi yani. İlla birisine bir şansla denk gelecek. İlla birine kötü bir şansla denk gelecek. Çok da şey yapmamak lazım. Evet,

Ercan Gümüş (11:58)
Evet bence istatistik oyunu bu.

İşte bundan 3 ay önce voleybol oynuyordum ve benim bağım koptu menüs küsü yaratıldı. Teşekkür ederim. O oyunda belki de başka birisinin bağı kopup menüs küsü yaratılacaktı. O tamamıyla bir tesadüf. Birkaç saniye içerisinde oluyor zaten.

Ufuk Erdoğmuş (12:18)
A****lör diyoruz

biz. Bu kanalda çok lafı geçiyor bunun o yüzden ben ısrarla üstüne vurguluyorum. Yani aslında Ozar 6 da gelebilir 1 de gelebilir önemli olan ne geldiği değil zaten. Sen Ozar'la ne yapacaksın? Evet Ozar'ı bir kabul edeceksin değil mi?

Kötü geldiyse yapacak bir şey yok da ama sana iyi gelmiş olsaydı, iyi de kullanmışsın yani. Neyse, devam edelim abi bu oyunda.

Ercan Gümüş (12:40)
Böyle yürüyemiyorsun mesela. Bağların koptu, bir yürüyemiyorsun. Onunla yapabileceğin şey oturacaksın. Oturacaksın ve geçmesini bekleyeceksin. Hayat öyle baktığın zaman çok da zorlayıcı olmuyor. Her gün hayatında daha kötü şeyler gelecek.

Girişimcilik oyununa geri dönüşü

Her gün hayatında daha iyi şeyler gelecek. Bu çok okey bir şey. İşte Huawei'de bu fırsatlardan sonra, şanslardan sonra diyelim, o güzeldi yani. Güzel günler geçirdim. Ama kurumsal dünya...

Ve benim yollarımız ayrıydı.

Ufuk Erdoğmuş (13:12)
Kaşınıyorum böyle alttan atlattığında bir şey.

Ercan Gümüş (13:15)
Bu şey değil bu arada. Hani kurumsal dünya daha iyi, kurumsal dünya daha kötü, girişimci iddiayı... Bence tercihin de bir tık önünde kişilik ve davranış giriyor. Bence biraz kaçınılmaz. Ben yüksek istansı girişimcilikle yaptım. Biz de ilk derslerde şey tartışıyorlar. Girişimcilik doğuşlan mıdır yoksa daha sonradan öğrenilir mi? Ve bu dünyada tartışılan bir konu yani.

Ufuk Erdoğmuş (13:21)
İster tercih

Kaçınılmaz bu.

Ben çok komik değil mi? Sen nasıl düşünüyorsun?

Ercan Gümüş (13:45)
Bence tamamen bir bull shit yani hani girişimcilik diye bir kavram yok bana. Yani girişimcilik dediğin şey geçmişte var olan hani bir esnaflık baktı. Hani biz girişimcilik diye bunu güzel böyle süsliyoruz ama

Ufuk Erdoğmuş (13:49)
Düzene yük.

Hayır, asıl değil.

Taptap

deyince, girişim deyince çok havalı oluyor.

Ercan Gümüş (14:01)
Hepimiz farklı şeylerdeyiz. Birisi teknik bir şeyden geliyor, know-howdan geliyor. O teknik olarak çok iyi bir ürün geliştiriyor. Başka birisi biznesden geliyor, çok iyi satış yapıyor. Başka birisi marketingden geliyor, harika bir marka yaratıyor. Bunların hepsinde biz girişimci diyoruz. Aslında onların hepsi girişimci değil. Zaten o yüzden de genelde ne öneriliyor? Hani böyle iki üç kişilik güçlü takımlar olun ki birisi teknikten anlasın, birisi satıştan anlasın, birisi operasyondan anlasın.

O yüzden bence o girişimcilik kavramı birazcık hani şu anda böyle label olarak kullanıyoruz ama çok bir anlamı yokmuş gibi geliyor. Biliyorum, bana öyle geliyor en azından.

Ufuk Erdoğmuş (14:35)
O da bir pazarlama temin edilmiş. Sen

içinden zaten durduramadığın bir şey vardı Huawei'de olsa. Sonra ne oldu?

Ercan Gümüş (14:44)
sonra işte istifa ben o zaman için işte askerlik şeyi bozdurdum askerliğin bir tecil süresi oluyordu

Ufuk Erdoğmuş (14:46)
Tabii.

Sen yurt dışına gitmiş miydin o sırada Türkiye'de misin? Türkiye'den

ama bölge sorumlusu.

Ercan Gümüş (14:58)
Evet,

bölge sorumlu. Seyahat ediyorum. Ben askerliği bozdurdum. kurumsalda öyle bir olay var. Askerliğini bozdurunca istifa ediyorsun ve haklarını alıyorsun. Burada böyle kahramanlık yapmaya gerek yok yani. Bence oyunu nasıl oynuyorsan en iyi şekilde oynaman lazım. Bir tane çok güzel bir kitap vardı. Biz hep böyle gidişimcilik risk almaktır diyoruz ya. Biraz konu dağılıyor ama.

Ufuk Erdoğmuş (15:24)
Konu bu zaten hani.

Ercan Gümüş (15:26)
A.M.S. o kitap şeyden bahsediyor, iyi de diyor ki hiç kimse risk almadı ki yani Steve Wozniak da Apple ile çalışırken aslında daha mevcuttaki işini bırakmamıştı ve çok güzel anlatıyor bunu.

Ufuk Erdoğmuş (15:36)
Öyle zaten lamburlum burlu risk alırsan bence duvara toslarsın. Yani biraz şey ama ayağının yerine basması gerekiyor.

Ercan Gümüş (15:41)
Yani gelişimcilik risk almak

değildir bence. Onun yerine gelişimcilik, calculate risk almak.

Ufuk Erdoğmuş (15:46)
Mükemmel. Çok güzel.

Ercan Gümüş (15:48)
O yüzden hani kurumsal veya hani girişimcilik, ne bileyim işte şu iş veya bu iş bunların hepsi birbirinden güzel. Kurumsal'da muhteşem bir hayatım vardı hala söylüyorum. Şu anda da muhteşem bir hayatım var. Başka zaman mutlaka başka bir muhteşem...

Ufuk Erdoğmuş (16:02)
Ama

de yani hangi hayatın olsa muhteşem bir hayatın var diyecek mentalitede bir insan olduğu için de öyle olabilir mi? Ben de çünkü arkadaşlarım çok dalga geçiyor ya ben nereye gitsem mutlu olurum falan diyorum. Ama o sen öylesin falan diyenler oluyor da sende de biraz otik var çünkü.

Ercan Gümüş (16:15)
A o yüzden çok kolay değil mi yani sadece bakış açını değiştirir.

Ufuk Erdoğmuş (16:17)
Ben

de çok pratik olduğunu düşünüyorum bu arada. Mutluluğun zaten bir tercih olduğuna inanıyorum ben. Kolay tercih edilen bir şey olmayabilir bazıları için. Ama bence bir tercih. Okey artık ben mutlu olmayı tercih edeceğim deyip biraz odaklanıp yapılabileceğini düşünüyorum da tabii şey bizim defomuzda olabilir bu neyse.

Ercan Gümüş (16:35)
Abi

gözlük gibi bence. böyle bulur bir şey görüyorsun, orada böyle bir mutluluk huzur var. Sen böyle doğru gözlüğü taktığın anda ok ediyorsun, gidiyorsun. Bu da olurdu. Orada ama yani çok aslında kolay.

Ufuk Erdoğmuş (16:44)
Dürbün desek, dürbün de böyle yapıyorsun.

Sadece

net gözükmüyor.

Ercan Gümüş (16:53)
Gidebilirsin.

İzmir'e gelişi

Oradan sonra da işte istifadan sonra askerliğe gittim askerlik İzmir'e denk geldi. Çiğlicet isimli yaptım. Sonra da tabi burası...

Ufuk Erdoğmuş (17:09)
Cennet'e hoşuna gitti.

Ercan Gümüş (17:11)
Bence dünyanın en güzel şeylerinden birisi. Ben de izleyeyim.

Ufuk Erdoğmuş (17:14)
Sen neresin bu arada?

Deniz çok da uzak değil mi? Zaten haberin yok muydu?

Ercan Gümüş (17:19)
Vardı

tabii de. şeyden böyle askerlikte çok güzel geçtik. Efsane geçti. şey tatil gibi gidiyor. 5 aylık tatilte çıkmışsın gibi.

Ufuk Erdoğmuş (17:27)
Bu şekilde çok tehlikeli bir cümle konuşuyorlar. Bilmiyorum yani sonra başın ağrıması mı cümleden. Rahat bir asker geçirir yani.

Ercan Gümüş (17:33)
Güzeldi

ya, yani insanları iyiydi, komutanları iyiydi. Çevre çok iyiydi. o şey çok önemli. Etrafındaki insanlarla iyi olmak. İşte her şeye güzel kısmı var ya, bence o var. Güzel bir dönemdi. İzmir'de. Biz ilk şirketimizi İzmir'de açmış olduk. İkinci şirketimiz oluyor ama yani gerçek dünyanın ilk şirketini İzmir'de açmış olduk. Bir tane burada bir yazılım firması kurduk. Onu böyle dört ortakta kurduk.

Ufuk Erdoğmuş (17:46)
Ben beğendim böyle bu sayede.

Hala 4 kişi yani ne kadar büyük rakamlar. çok dedim 4'e mi anlaştın? Halbuki neyse hani hala 4 zorluyor yani. Bana bazen geliyorlar mesela işte bilgisayar mühendisinde çocuklar konuşuyoruz böyle danışmak için. Geçen 2 sene önce mi? Neyse birileri geldi işte ben şirket kurmak istiyorum çok güzel. İşte arkadaşlarla fikrimiz var arkadaşlar güzel kaç kişisiniz 4 yapma çocuğum yani bir de 4'ü de bilgisayar mühendis falan hani olmayacak şeyler böyle girişim olmaz yani yapmayın etmeyin bana.

Ercan Gümüş (18:02)
öğreniyorsun işte yedi

Ben biraz daha böyle şey sindirin sindirin

Ufuk Erdoğmuş (18:30)
Neyse sen ısrarla deneyelim. Ben de çok bilmiyordum yani işte bildiğim kadar.

Ercan Gümüş (18:31)
O zamanlar keşke dinleseymişiz seni

O dönemden yeni öğreniyoruz. O şirketi kurduk. O güzel bir şirketti. o hastane ve üniversite otomansiyonu yapıyordu ve mobile. 2012. Öyle erken aşama...

Ufuk Erdoğmuş (18:45)
Kaçtayız bu arada?

o zamanlar

zaten bir şirket kuruyorsan bir hastane bir avukat bilmem ne yani böyle kurumsal bir desktop yazılım yapılıyordu

Ercan Gümüş (18:57)
Bir öncekinde son kullanıcıya gidince ben orada biraz dersimi aldım ve dedim... B2B

Ufuk Erdoğmuş (19:01)
Ama

mantıklı yaklaşım bu bu arada. Yani onu denedik şu sorunlar çıktı. O sorunları elimin edecek bir yani aslında analitik bir yaklaşım var burada diyelim.

Ercan Gümüş (19:14)
Yenisinin daha iyi oldu.

Ufuk Erdoğmuş (19:15)
Neden olmadığını özetleyebilir misin? Benim bir tahminim var ama. Hayır şeyde, mesela hastane otomasyonu

Ercan Gümüş (19:17)
B2C değil mi?

Yok

hastanede tutulman sonra iyi oldu. Şeyde olmadı, B2C olmadı. Orası iyi oldu. Orada şey oldu. Orada biz mobilya uygulamalarını yapıyorduk. Kastanenin üniversitesini. O biraz zaten böyle büyüdü. O zaman için işte böyle Mobile Crary'e bir şirket vardı İzmir'den. Onları satın aldık. Öyle güzel bir ekibimiz falan oldu. İyi bir jirolara falan ulaştı. Sonra benim hayalim şeye kaymaya başlamıştı.

Venture Studio düzeni

Yani Venture Studio.

kısmına kaymaya başlamıştı ama venture studio kelimesini bilmiyordum. Benim hayalim şeydi yani biz bir şirket kurmalıyız ve bu şirket yeni ürünler, yeni şirketler, yeni hizmetler vermeli. Bunları hayata geçirmiş.

Ufuk Erdoğmuş (20:01)
Aynı

şirketin altında aslında bir sürü venture yani bir sürü startup ya da bir sürü ürün ekibi olması durumuna venture studio deniyor. de kendim o işe girdikten sonra öğrenmek için bilmeyenlere açmış olayım. Evet venture studio. Senin kafanda ben bir şirketim olsun ama bir sürü ürün yapayım istiyordun adını bilmeden böyle bir hayal.

Ercan Gümüş (20:18)
Evet,

çünkü şey güzel bence bu tamamen kişilik ve davranışla alakalı.

Ufuk Erdoğmuş (20:22)
Bazısı

bir ürün oradan derinlemesine dalayım der. Ben de birebir aynı şeyi yaşamaya, yani denediğimiz için biliyorum.

Ercan Gümüş (20:28)
Keşke olsa diyorum ben, benim mindsetde ama sonuçta ben buyum yani. Ercan olamayacağına göre. Ama başka birisi tek bir ürüne odaklı kalıyor. Muhteşem bir şekilde büyütüyor o ürünü. Sonra da exit yapıyor. Exit yapmasına bile gerek yok. Harika büyük bir şirket oluyor. Çok güzel bir şekilde gidiyor ama bu tamamen kişilik ve davranışla alakalı bir şey.

Ufuk Erdoğmuş (20:33)
Yemin ediyorum.

2012 diyince ilginç oldu. 2012 döneminde eşim bana dalga geçiyordu. Sen New Project Junkie diyordu. Sürekli yeni bir proje, yeni bir ürün. Böyle bir bağımlılık vardı. Daha bu oldu olacak hemen şuna da başlayalım falan. Tabii ben biraz abartıyordum. Benzer modlar işte. O hakikaten bir karakter özelliği muhtemelen.

Ercan Gümüş (21:09)
Bence öyle. Burada şey çok önemli. Mesela biz o işte 2012'de şirketi kuracağız. Ne gerekiyor? Ekip gerekiyor. BaşarSoft, Alim Bey var. Alim Abi'ye aradım ben. Dedim ki, hani Alim Abi, biz İzmir'de şirketi kuruyoruz ve yazılım ekibine ihtiyacımız var. Ama ben İzmir'i bilmiyorum. Hani gelmişim ve burada yeni bir şirket kuracağım.

Ufuk Erdoğmuş (21:31)
Yeni şirket kuracağım, bilmediğim bir şehir ama güzel şehir ben burada yaşayayım diyorsun, hadi bakalım.

Ercan Gümüş (21:35)
Yani yazılımı biliyorum

ama sonuçta şey bilmiyorum ki buranın kültürünü bilmiyorum, burada netvorkum yok, hiçbir şey bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum. Alim Bey beni işte Murat Hoca var, Murat Komesli. Yaşar Üniversitesi'nde onunla tanıştırdı. Dedik Ercan, Murat Hoca sana yardımcı olur. Bahsettiğim 2012 yılı. Biz sonra 2013-2016 arası civarı böyle birlikte danışmanlık falan da yaptık. Danışma kurulunda falan da olduk.

yaşadım. Ama orada şeyden çok beslendik yani o ilgili olan öğrencilerden çok beslendik. Yani senin burada kurduğun o muhteşem düzen var ya aslında o düzeni hani bizim ilk üniversitenin içerisindesin. Üniversitelerin oradaki kaynaklardan besleniyorsun. Bu Technopark'ın üniversitelerin içerisinde olması çok iyi bir şey zaten. Hani hem bu kaynaklara erişiyorsun hem de bu enerjiye erişiyorsun.

Ufuk Erdoğmuş (22:29)
Avanitajını yaşıyoruz biz yani. şimdi eşim de tabii bölümde olduğu için üniversitede. Ben üniversitedeyim yani. İyi kötü. Artık ilk bir iki sene yoktu ama üçüncü dördüncü sene sonra hani bölümde çocuklar beni Simayen biliyor. Şimdi bu kanal yüzünden daha çok biliyorlardır muhtemelen. Hani en azından bir ilan verdiğimizde bir stajer işte geçen ay yaşadık. Bir stajer ilanı verdik Normalde hani bu aktı diyelim. Benim aradığımdan çok daha fazlası geldi. Bu avantaj var gerçekten.

Ercan Gümüş (22:51)
çok

iyi. de işte o avantajı gördüğümde böyle çok heyecanlanmıştım. İlk böyle kuruluşu o. Evet güzeldi. O şirketi biraz böyle büyüttük. İşte o şirkette benim hisselerimi satmış oldum. Sonrasında da Cool'u kurdum. Yani Cool'u kurmamdaki heyecan tamamen şeydi. Bu Venture Studio kavramı çok heyecan verici tabii. İsmi o zaman için. Yok ama yeni işlerle uğraşmak çok heyecanlı. Oradan sonrasında böyle çok kısa...

Ufuk Erdoğmuş (23:19)
Uğul tek

başına var.

Ercan Gümüş (23:20)
Cool %100 evet. Ercan Gümüş

Ufuk Erdoğmuş (23:23)
İdeal o

mudur? Peki acaba 2 kişi 3 kişi olsaydın yani yok muydu böyle hiç yanına ikinci isteyebileceğim biri yoksa sen artık tek başıma yapmak istiyorum mu diyordun?

Ercan Gümüş (23:32)
İdali, bence iki kişi çok daha iyi olur.

Ufuk Erdoğmuş (23:36)
bir teknik birini isterdin diye tahmin ediyorum.

Ercan Gümüş (23:37)
Daha dün bizim şirketlerden birisi Efil'de, onun yöneticisiyle konuşuyoruz telefonda şey söylüyorum ona. İçeride üç tane eksekütü var. Burak var, Şefik var, ben varım. Diyor ki bu çok güzel bir konfor. Herhangi bir konuyu üç kişi taç. Üç tane yönetici taç. Çok güzel bir konfor. Bir kararı kendin vermek hiç keyifli bir şey değil.

Ufuk Erdoğmuş (23:58)
Ya

dışarıdan iyi gibi gözüküyor ama keşke evet. İyi anlaşan iki üç kişi optimum bence de.

Ercan Gümüş (24:02)
Keşke

yani müthiş olur. Ama bu şey hayatın hani hayat sana limon veriyorsa limonata yapma. Baktım güzel olmuş bir an sonra şeker koydum. O süre öyle geçti. Sonuçta şirketler kurmaya başladık. Biz orada ilk başta San Francisco'ya bir şirket kurduk.

Ufuk Erdoğmuş (24:08)
Evet evet evet.

Yeni şirketler kurma süreçleri ve hata yapabilme lüksü

Oraya nasıl gittin sen peki?

Ercan Gümüş (24:21)
Yüksek Hizasını

ben şeyde yapmıştım, Özleyin'de. Özleyin'deki hocam Amerika'daki bir şirketin ortaydı. Bir fikri vardı. Biz o şirketi, o fikri birlikte hayata geçirelim dedik. San Francisco'daki ilk şirketimizi benim Yüksek Hizasındaki hocamla Kult, İzmir'e kuruldu. İzmir'de hala. Ama yani Kool'un kurduğu ilk şirket, Kool'la birlikte kurduğumuz ilk şirket San Francisco'da oldu.

Ufuk Erdoğmuş (24:36)
Cool nerede kuruldu? İzmir şirketi hala İzmir'de.

Siz

en baştan daha Cool'un ilk projede direkt şirket olarak maçtınız altına. Tabii. İlginçmiş.

Ercan Gümüş (24:54)
Piktora

diye bir şirket. Piktora, ENS'i açtık biz direkt Amerika'da.

Ufuk Erdoğmuş (24:58)
Sen

bayağı bile bine bilerek başlamışsın ne yaptığını. Biz benzer modeli WebTel'de yapmaya çalışıyoruz. Ben iki sene geçti, Show Paper büyüyor falan, ya bu fazla büyüyecek herhalde falan diyeyim. Orada bana jeton düştü ayrı şirket olması lazım diye. hep kendi içimizde ürünleri tutuyorduk yani.

Ercan Gümüş (25:14)
Bence orada operasyon olarak çalışması çok zor. Daha zor. Finansı ayrı, ekibi ayrı vesaire. İlk onu kurduk biz, Pictora LLC'ye. Orada bizim finansallarla uğraşsın diye de işte Murat Hoca'nın çocukluk arkadaşı var, Alex. San Fransızko'da. O da CFO olarak dahil oldu. Sonra bizim Pictora şey yapıyordu. Şu anda burada ne oluyor? Anlık olarak. Çünkü o zaman Instagram'ın stok fotoğraf atıyor. Ve stok fotoğraf bize mantıklı gelmiyor. Anlık fotoğraf.

Ufuk Erdoğmuş (25:19)
gerekiyordu.

Ercan Gümüş (25:43)
olması lazım. Biz işte o uygulamayı çıkardık. Sonra işte Instagram story'i çıkarınca biz battık. O sürede de işte 11 site hikayesi. Alex de o dönem ikinci şirketinde board'a geçmişti. İlk şirketini satmıştı Alex. İkinci şirketi board'a geçmişti. Üçüncü şirketini kuruyordu. Hadi dedi bu işi birlikte yapalım.

Ufuk Erdoğmuş (26:03)
Bu arada kadros sizin şey yani, senin ikinci şirket, onun yiyinci şirket, böyle herkes bir seri bir şeyler deniyor zaten. Acayip bir tecrübe var aslında. Bunlar küçümselcek şeyler değil yani. Batırsan da işi, inanılmaz bir deneyim var yani. Sonuçta neyi yanlış yaptığını görüp bir sonraki de o hatayı yapmıyorsun.

Ercan Gümüş (26:19)
Mesela

çocukken biz futbol, basketbol öğrenirken ne yapıyoruz? Sürekli düşüyoruz, kalkıyoruz, düşüne kalıyoruz ve bu çok okey. Ama iş yapıyoruz. İş yaparken batıyoruz, zarar ediyoruz. Bu okey değil, adam vazgeçip kendi işine dönüyor. Aynı öğrenme periyodu zaten futbolda, baskette var. Düşmediğin sürece nasıl öğreneceksin? Sürekli hata yapacaksın.

Ufuk Erdoğmuş (26:37)
Birisi

vardı, ben insanlardan söz, quote almayı çok seviyorum ama bu çok önemli bir söz. Kim olduğunu buldum. Unuttum, ayıp ediyorum. Diyor ki, başarıdan bir şey öğrenmiyorsun ki diyor. Başarıda sadece mutlu oluyorsun diyor ve de hemen geçiyor diyor. Asıl diyor, sürekli başarısızlıktan öğreniyorsun falan diye bir söz vardı. Süperdi yani.

Ercan Gümüş (26:55)
O çok keyifli bir şey. Ve hata yapmak kadar güzel bir lüks yok. Önemli olan o hatayı, o yapabiliği olmak. Öyle bir lüks.

Ufuk Erdoğmuş (27:03)
...daha

sonrasını kaldırabiliyor olmak.

Ercan Gümüş (27:05)
Çünkü

sürekli olarak hata yaptıkça, aaa okey bu olmuyormuş, aaa okey bu olmuyor.

Ufuk Erdoğmuş (27:08)
Şıklarda

ne diyorduk?

Ercan Gümüş (27:14)
Tam olarak öyle gidiyor hayatım. İşte şey, ElevenSight'ı. ElevenSight görüntülü görüşme şirketi San Francisco'da. Tabii o vesileyle biz San Francisco'ya hizmet veren bir yazılım firması da kurmuş olduk. San Francisco'da şirket kurduk ama San Francisco hizmet veren bir yazılım firması. Pictora ve ElevenSight'a fatura kesiyor şirket daha kurulduğu an. Güzel bence. Güzel bir şans, güzel bir fırsat.

Oradan devam etti. Oradan sonra tabii yeni şirketler kurmaya işte. Efil'i kurduk. Yok ilk olarak Mangus'u kurduk. Mangus AI bir yapay zeka tabanlı bir portfey optimizasyon platformu. Yatırım için. Yapay zeka fonlarını yönetiyor, portfey oluşturuyor. Acayip bir şey. Çok bayılıyorum. Efil'i bir data privacy şirketi. Sonra onu kurduk. Bayılıyor mesela. Ama her birisinin şeyinde de bir batma hikayesi var.

Ufuk Erdoğmuş (27:49)
Evet, hazır.

Başaramamak sayesinde başarılı olmak

yatırım

Kvkk çıkıyor bir şeyler

Ercan Gümüş (28:11)
Kurmadan önce Arabistan'da bir eğitimci şirketine ortak oldum ben. Biz Arabistan'da eğitimci şirketinde işi yapıyorduk. Bu marketing automation tool'lar var ya insider benzeri. Onları almaya çalıştık. Satmadılar. Biz çok güçlüydük.

Ufuk Erdoğmuş (28:24)
Tabii ki.

Ercan Gümüş (28:26)
Dolayısıyla... Ama

küçüğüz yani çok haklı. Öyle olunca biz kendimizin ikini yapalım dedik. Ekibi kurduk. Sonra baktık ki o pazar böyle çok hızlı kırmızılaşıyor. Biz regulation teknolojiye dönüp deyip, FLE'yi pivot ettik. Yani başarmamak aslında FLE'nin başarısı. Çünkü biz başlangıçta marketing automation tool'da ısrar etseydik şu anda elimizde böyle... Bilmiyorum belki 10 tane müşteri

Ufuk Erdoğmuş (28:53)
Sıra

ıstrahretmemesi sayesinde. Boş ama o zaten çok standart bir tavsiye olarak söyleyemez miyiz yani? start ups'ın sen. Herkesin olduğu koca pazara girme zaten. Niş bul oraya gir değil mi? Bence çok mantıklı bir şey olmuş.

Ercan Gümüş (29:07)
Evet bende şey işte startup hikayesi değil yani direkt olarak hayatın hikayesi o. Yani herhangi bir şey yapıyorsan onu zorlama. Hani üniversite okuyup beğenmiyorsun. Mesela şey diyorlar hani bütün bu kitapları okuyor musun? Hayır tabii ki. Yani bir kitabı okuyorum beğenmezsem bırakıyorum. Ben niye hayatım, hayatım çok değerli?

Ufuk Erdoğmuş (29:24)
Bülettik bir şey söyleyeyim ben Netflix'te bile bir dizi... Mesela biz bir diziye başlarız. Mesela 5 sezon falan ise başlamamaya çalışıyoruz. Çünkü beğenmezsek zorla bitireceğiz. O manyaklık var çünkü. O kitap bitecek, o dizi bitecek. Ben bunu bir örnek alayım yani. Yok yalnız gerçekten. Şimdi sen söyleyince bana ne kadar saçma bir şey yaptığınızı fark ettim.

Ercan Gümüş (29:39)
Ben yani çok...

Yani bir saniye bizim çok kıymetli, onu en doğru nereye yatıracağız? Hayatta girişimciliğini de özetli ol. Tabii buradaki başka bir konu ne? En çok keyif aldığın insanlarla sohbet edeceksin. biz seninle görüştük ve çok keyifli sohbet ediyoruz

Ufuk Erdoğmuş (29:59)
İş Bankası, Girişimci Şube, Özge'ye çok teşekkür ediyoruz. Bizi tanıştırdığı için. Çok saçma. Sen hatırlıyor musun o gün? Benim tuttuğum elimi, tabii siz bir yerdeydiniz, Suat. Tuttuğum elimden, Ufuk gelsene birbirliği tanıştıracağım dedi. Ben de hiç öyle ortam, netforkin, havalı falan öyle bir tip değiliz ya. Abi ne işin var falan dedim. O şeydi, biraz kodamanların da olduğu bir ortamdı ya. Gel, gel dedi. Bir şey de söylemedi. Getirdi, sizin yanınıza getiriyor. Hatırlıyor musun cümlesini? Alın dedi, tanışın dedi. Birbirinizi seversiniz dedi.

Bu ne ya? Çocukları bir ara böyle anaokulunda bir ara getirmiş ki. Aklı da çıktı neyse.

Ercan Gümüş (30:33)
Yani evet bence hani Özgen'in zaten en büyük yeteneklerinden birisi var. İnsanlar network'u yanlış anlıyor abi. Çok doğru. İnsanlar network'u insan tanımak olarak sanıyor. Aa okey ben bunu tanıyorum. Hayır abi network ilişki kurmak.

Ufuk Erdoğmuş (30:47)
Gerçek olacak o ilişki ama. Yalandan değil yani.

Ercan Gümüş (30:50)
O insanın sen çocuğunu bileceksin ama çocuğunun ismini laf olsun diye bilmeyeceksin. Çocuğunu gerçekten seviyorsan onunla ilişki... Zaten diğer tür ilişki kurma. O seni bir yere getirmeyecek. Özge de onu çok iyi yapıyor.

En son da blockchain tarafındaki Diff'i kurduk. O da Web3 ve blockchain işleri yapıyor. Şimdi bir tane yeni

Ufuk Erdoğmuş (31:16)
Fayda bu

arada efiliye benzer bir yine girilmemiş bir alanda

Ercan Gümüş (31:18)
O da yeni regulation tekniği. Son şeyi seviyorum

Mavi Okyanus Stratejisi

yani Mavi Okyanus stratejisini. kitabı okumak bence çok faydalı olur. Yani Kızıldeniz'de böyle bir sürü geminin olduğu bir yerde böyle balık tutmaya çalışmaktansa hani Mavi Okyanus'a açılıp hani kimsenin olmadığı bir yerde balık tutmaya çalışmak bana çok mantıklı geliyor. Çünkü o zaman dinamik şeyleri böyle dinamiklere kendin belirliyorsun. O bence keyifli bir ortam yani. Bunu yapan yok mu yok.

Ufuk Erdoğmuş (31:49)
Aynı benzer düşünüyorum.

Ercan Gümüş (31:51)
Bunu yapan

insanlar illaki olacak. O da önemli olan şey ayrışmak.

Ufuk Erdoğmuş (31:56)
Sen girdiğinde de az olsun ya da sen en azından herkesin yaptığını yapma. Kendi kurallarını kendin koyabilen azından.

Ercan Gümüş (32:02)
da

iş modeli yani iş modelin farklı olsun. Ürünün renginin farklı olmasının bir anlamı yok. İş modelin farklı olduğu sürece çok başka bir yere...

Ufuk Erdoğmuş (32:11)
Ben

şey öğreniyorum bizim Türkiye'de kültürü vardır ya bir yere atıyorum ıslak hamburgerci açılıyor İstanbul'da. Sonra ne biçim satıyor yanına 8 tane daha ıslak hamburgerci açılıyor falan. Ya da işte bir yere dönerci açıyor hepsi dönerci açıyor. Sonra bir yere sonra müşteri pazar belli hepsi batıyor. Halbuki orada 5 tane ıslak hamburgerci varsa git sen yanına kumpirci aç. Hani öyle olması gerekmiyor mu? Herkesin yaptığını yapmaya.

Ercan Gümüş (32:33)
Bir tane şeyi çok sevdim. Alsancak'ta

bir tane böyle çok ünlü bir şey vardı. Kahvaltıcı ama çok ünlü olduğu için hep doluyor. Onun yanına birisi Kaffeeshop açtı. Tek hedefi oradan taşan... Burası da doluyor ilk günden beri. Çok iyi.

Ufuk Erdoğmuş (32:47)
Abi mükemmelmiş ya Bu

şey gibi balinanın yanında gezen köpek balınanın yanında gezen küçük balık

Ercan Gümüş (32:58)
Geyen hayatımda çok güzel hackleri var. Çok büyük firmalar var. O büyük firmaların...

Ufuk Erdoğmuş (33:03)
artıklarını serpiştirdiklerini her zaman kapabiliriz.

Ercan Gümüş (33:06)
muhatap

olmadığı o pazarlarda çok güzel pazarlar var. öyle insanlar böyle birçok şeyi zorlaştırmayı çok seviyor. Özellikle daha bir şimdi teknik background'tan gelince teknik bir şey yapmak çok keyifli bir şey.

Kapanış notları

Hepimizin çok keyifli. Ama teknik bir şeyi satmak çok keyifli bir şey değil.

Ufuk Erdoğmuş (33:17)
Çok güzel. Çok zor bu arada. Çünkü sattığın adam anlamıyor ki zaten ne kadar teknik oldun ya da ne olduğunu.

Ercan Gümüş (33:29)
Biz mesela

FLE kurduğumuzda FLE'yi nasıl rahat satarız kısmında. Ben 11 site satarken şey diyordum. Biz web sitenize bir tane buton koyuyoruz. O butona tıklıyorsunuz. Görüntülü görüşme başlıyor. Ne zaman FLE'yi biz böyle anlatabileceğiz. O zaman FLE satılabilir olacak. Çünkü oraya indirmek lazım. O basitliğin. Ne kadar komplike bir şey yapıyorsan yap. O basitlikte anlatabiliyor olman lazım. Bir butona tıklıyorsun ve görsel olarak bir görüntülü görüşmem. Bu kadar basit olması lazım.

Biz şunu da yapıyoruz, biz bunu da yapıyoruz. Onlarla ilgilenmiyor. Karşıdaki insanın kafasında canlandıracak bir şeye ihtiyar.

Ufuk Erdoğmuş (34:03)
F7

sen gidip yok data'nı şöyle koruyorum. bilmem ne onu anla. Yani bu değil. Önce aşman gereken ilk bariyer o değil yani.

Ercan Gümüş (34:09)
Ben

şey diyorum ya web sitelerine girdiğinizde böyle sol alttan çıkan çerezlerinizi yönetiyoruz diye çıkan ve çoğu zaman nasıl kapatacağız bunu diye uğraştığınız şey ama onlar bizim. Ve pazarın lideriyiz yani dolayısıyla mutlemelen siz her gün efiliği görüyorsunuz.

Ufuk Erdoğmuş (34:23)
bizim

pop-uplara küfrediyorsunuz diyorsun, anam anlıyor.

Ercan Gümüş (34:29)
Genel olarak böyle abi hikaye.

Ufuk Erdoğmuş (34:32)
Süpermiş. Yani şimdi şu an cool'un altında kaç tane altında diyelim cool'un çıkardığı hala yaşayan kaç ürün şirket var? Defili, Defy, ben sayamadım şimdi.

Ercan Gümüş (34:40)
eee şu an

Cool'un

altında bir tane Cool dijitalına yazılmış. Bu inovasyon ekipleriyle çalışıp onların aslında yine aynı işi yapıyor. İnnovasyon ekipleri, yani kurumsal bir firmasın ve yeni bir ürün spin off edeceksin. Onu Cool develop ediyor. Çünkü bildiği iş var. Efeely var, Data privacy. 11site var, görüntülü görüşme. Magnus var, AI. Bir blockchain var, işte DeFi.

Ufuk Erdoğmuş (34:47)
Et var

Ercan Gümüş (35:10)
Şimdi bir de Cool Marketing Solutions adında yeni bir şirket geliyor. da pazarlama tarafından.

Ufuk Erdoğmuş (35:15)
Sen

aslında bundan kaç sene önce, 10 sene önce hayalini kurduğun yapıya ulaşmışsın.

Ercan Gümüş (35:21)
Şükür. Evet. 2015'in sonunda. Şans yalvarır gitmişti. Evet. Aynen. 9 sene oldu işte. Ve bu şey oyun yani bu oyunun hani bu oyun iyi veya tek bir şirketi iyi olma vesaire gibi bir konu yok yani. Dediğin gibi hayalini kurdum. Ben bu oyunu oynamak istiyordum. Ben bu oyunu oynuyorum.

Ufuk Erdoğmuş (35:42)
Şu an kanalının anahtarını sana teslim edebilirim biliyor musun? Bir de bir benim ağzımdan çıkabilecek yummleler kuruyorsun. Biz de oyuna devam dedik ya. Hani her şey bir oy, ben bu oyunu tercih ettim falan. Bizim sürekli söylediğimiz şeyler. Herkes öyle bakar.

Ercan Gümüş (35:53)
Bir de mesela

oyun kısmına girince şöyle bir olay var. Kimle oyun oynamak istersin abi? En çok keyif aldığın insanlarla. Dolayısıyla Cool'da bütün bu yapılan...

Ufuk Erdoğmuş (36:05)
Bu

da kişiler bence bu arada, dipnot olarak söyleyeyim. Bazısı kazanacağı takım arkadaşıyla oynamak da isteyebilir. Ben o insan değilim. Ben oyundan keyif alacağım insanla o oyunu oynamak isterim. Kazanamasam da. Ama biliyorum ki bazı insanlar kazanacağım takımda oynayayım falan da diyebilir. Mutsuz da olsa.

Ercan Gümüş (36:21)
Harikasın

abi, çok haklısın. doğru diyorsun. Bizim gibi insanlar oyundan keyif alma kısmına baktığı için çok keyifli oyun arkadaşları varlar. Bizim şirketlerde çok keyifli oyun arkadaşları varlar. Muhteşem insanlar varlar.

Ufuk Erdoğmuş (36:36)
Ortamlar da ona göre oluyor, kültürler de ister istemez ona göre

Ercan Gümüş (36:39)
Dolayısıyla

o kültürden biz besleniyoruz. O insanlar bizim baktığımız şey bizim kültürümüze uyuyor mu? Biz oraya bakıyoruz ve ona göre işte... ...ekipler kuruyoruz. Herkes kazansın diye bir kültürümüz var. Çünkü yine bizim tercihimiz o. Herkes kazansın, herkes mutlu olsun, herkes oyuna devam etsin. Bazı insan dediğin gibi hani oyunu kazanma kısmına bakıyor. O da çok okey. Sadece bizim şeyimiz, oyunumuz o değil.

Ufuk Erdoğmuş (37:07)
Sizin

şansınız bir de keyif aldığın takımla, oyun arkadaşlarıyla bir de kazanmış olma. En azından şimdiye kadar. Kazanmada göreceli de.

Ercan Gümüş (37:16)
Yani orada benim görüşüm... Benim

görüşüm şu, zaten keyif alıyorsan oyun bir şekilde kazanıyorsun.

Yani o sadece zaman bir tane şey vardı ya Cube diye bir mini dizi vardı böyle 3-4 bölümlük. Cube? İşte film ama yani Zero.

Ufuk Erdoğmuş (37:33)
Kube film ya. Onlar

film ya. Bu arada izlesinler. Ben herkese tavsiye ediyorum Kube. Ben izleyen ilk seni gördüm bu arada. Herkese söylüyorum kimse izlememiş.

Ercan Gümüş (37:40)
Çok güzel. Evet.

Cube

efsane

Ufuk Erdoğmuş (37:47)
Sonra cube

bir şey zaman da Sonra cube zero var benim bildiğim

Ercan Gümüş (37:51)
Evet zaman olan 3 tane mi var O

zaman olanda şey diyordu ya It's only a matter of time Ve sürekli söylüyordu Doğru zamanda doğru yerde olduğu anda da kütten çıkıyordu Bence hayatın şifresi o Dolayısıyla biz bir oyun kuruyoruz Oyun da eğleniyoruz O arada zaman geliyor

Ufuk Erdoğmuş (38:11)
Zarlar

atıyoruz, bir yerlere gidiyoruz, geliyoruz falan. Yakaladın mı da tamamlayacaksın. Evet. Kazanacaksın yani.

Ercan Gümüş (38:17)
O hayatın

sana aslında şey o işte istatistik olarak verdiği bir şey. Sen oyun oynamaktan keyif al sadece. O arada zaten zaman geliyor. Ve o zaman da oradaysan, o lokasyon daysan doğru koordinatta olmak çok önemli. Tak diye oran küpten çıkışını yapıyorsun. Exit yapmış oluyor.

Ufuk Erdoğmuş (38:34)
Süper büyük kapanış oldu. Teşekkürler.


Yazar Oyuna Devam