Mobbinge Uğrayanların ve Zorbalık Yapanların Psikolojilerine Bir Bakış | Değirmenler 32
Intro
Ufuk Erdoğmuş (00:00)
Değirmenler serimizin bu bölümünde çok önem verdiğimiz bir konu olan mobbing konusunu konuşmaya devam edeceğiz ve mobbingin özellikle psikolojik kısmını ele alacağız. Konuğumuz uzman psikolog Sinem Kesiktaş. Sinem Hanım hoş geldiniz.
Sinem Kesiktaş (00:13)
Merhaba, hoş bulduk.
Ufuk Erdoğmuş (00:14)
Türk kavuşturana biraz kayda girene kadar sorunları açtık.
Sinem Kesiktaş (00:21)
Biraz
fent eski muhabbeti yapmış olabilir mi?
Ufuk Erdoğmuş (00:24)
Şey
diyeceğim, bilgisayarlar bize mobbing uyguladı resmen böyle bir rüzgar. Umarım diğer serilerimize de konuk olursunuz ve tekrar tekrar çok uzun, daha detaylı sohbet ederiz. Ama bu serideki format gereği maalesef yalnızca 3 soru soracağım. Konu mobbing olunca da 3 soruyu seçmek gerçekten çok zor oldu. O yüzden mobbing tanımını veya süreçleri bir kenara bırakıp, bireylerin psikolojisi üzerine
sorular seçmeye çalıştım. Yani uzmanlık alınsa en azından bir giriş yapmak oluruz. Umarım başka sefer dediğim gibi detaylı da konuşabiliriz.
Mobbinge uğrayan insanların genel ortak özellikleri
Başlayalım mı? Tabii ki. eee mobbing konusunda mağdur olmuş, kurban olmuş, danışanlarınız olduğu ııı ilk soru şu olsun mobbing kurbanı olan bir kilitli kendini nasıl hissediyor, nasıl bir duruma düküyor?
Sinem Kesiktaş (01:21)
Şimdi mobbing kurbanı olan insanların yani iş yerinde zorbalığa uğrayan insanların genelde bazı ortak özellikleri oluyor. Bu kişiselleştirme ve çevresindekilerin kendileri hakkında ne düşündüğü konusunda çok önemseme paydasında buluşuyorlar. Çünkü mobbing sizinle ilgili değildir.
Yani birisinin isteyerek, bilerek sizi rahatsız etmesi, size zarar vermesi, bunu yapan kişinin zorbanın eylemidir. Ne düşünüyor, ne hissediyor? Özellikle bunu uzun süre maruz kalan kişiler, ben nerede hata yaptım? Gerçekten yetersiz miyim? Neyi düzeltebilirim? Bu olan biten galiba benimle ilgili diye düşünüyorlar.
Eğer kişiselleştirmiyorsa zaten kişi bunun başında eğer işte mobinge uğradığı kişinin yöneticisi ulaşılabilirse ya da bir takım liderleri varsa gidip yardım istiyor. Yardım alabilirse sorun çözülüyor. Yardım alamazsa da o iş yerinde çok uzun süre durmama ya da yasal hakkını kullanma gibi yollara gidiyor. Daha sessiz kalan
daha tepki vermeyen ya da tam tersine aşırı tepki veren bu çok üstlenen insanlar tamam onu da yapayım peki hani elimden geleni yapayım bunu da çözer
Ufuk Erdoğmuş (03:03)
Ezilip ısrarla, çünkü sorunu kendinde zannediyor. Üzerine gittikçe de evet zaten sorun bendeydi, o zaman bunu da yapayım, bu dediğini de yapayım diye diye.
Mobbing uygulayan kişi, mobbing uyguladığının farkında olmaz
Sinem Kesiktaş (03:13)
Evet yani şöyle oluyor mobbing uygulayan kişi zaten karşısındakine mobbing uyguladığının da çok farkında olmuyor.
Ufuk Erdoğmuş (03:26)
Doğru
mudur? Hiçbir zaman zorbalık yaptığını bilmez gibi bir söz vardı bir yerde okumuş. O da bilmiyor yani yaparken.
Sinem Kesiktaş (03:34)
Korkuluk
olarak etiketlemiyor, görmüyor. Onu nasıl görüyor? Ufuk beni ezmeden ben ufuğu ezmeliyim. Zaten bu anda pozisyonda ufuk bu güce sahip olsaydı o bana bunun bin katını yapardı.
Ufuk Erdoğmuş (03:49)
DERD!
Sinem Kesiktaş (03:50)
Her kuşun etinin yanmayacağını, benim dişli birisi olduğumu bir baştan göstereyim. Hayır yani ne bileyim böyle ufukta, çok alıngan her şeye de bir şey yapıyor. Ne var yani ne yapmışım? Şaka, belki... Şaka yapıyorum. Sen de bunu niye bu kadar ciddiye alıyorsun, niye böyle yapıyorsun?
Ve mobbinge uğradığı için yüzleşmeye giden insanların büyük bir kısmı bu görüşmelerin sonunda özür dileyerek falan çıkıyorlar. Eğer bu iş böyle aylara yıllara uzadıysa genelde böyle kişiselleştiren, üstlenen, karşı tarafla değil kendiyle ilişkilendiren mağdurlar görüyoruz karşımızda.
Ufuk Erdoğmuş (04:41)
Yani mobing kurbanı olan kişi mobinge uğrayan kişi doğası gereği mi kendini suçlu ya da işte yanlış yapıyorum ben herhalde bir şeyleri diye düşünüyor yoksa zaten bunu yapmaya melli insanlar mı kurban oluyor? Burada bir ilişki var mı yani hani herhangi bir sorun yok. Bu moda mı giriyor yoksa bu moda girecek insanlar daha mı mobinge uğramaya elverişli?
Sinem Kesiktaş (05:04)
Ya bu kafanıza düşen bir saksı gibi yani yolda yürürken sana denk geliyor ama... Herkese denk gelebilir. Ama... Daha soğukkanlı, sakin, özgüvenli olan insanlar... Ya orada düzeltilecek bir şey var mı ona bakıyor. Düzeltemiyorsa da kaçıyor. Bir de... Zorba ilk günden bütün kozlarını oynamıyor. Küçük küçük başlıyor yani..
Mobbing, küçük küçük detaylarla başlar
Adım artarak, o espiriler, o sataşmalar, ay ben seni sevdiğim için söylüyorum Hufukcuğum, sen niye işte, kırılmıyorsun demeler falan. Karşı taraf alttan aldıkça, sessiz kaldıkça, görmezden geldikçe, ya da işte gözleri dolup ağlayıp, bazen de aşırı reaksiyon verdiğinde,
''Ay sen çok değiştin, ufuk eskiden hiç böyle değildin, ne oldu evde mi bir sorun var?'' falan gibi geliyor. Yine üstlenmiyor yani olan biteni. Ya da en son halının altına süpürüp süpürüp süpürüp de o stresle büyük bir patlama yaşadığında zorbalığa uğrayan kişi bu iki tane ruh hastasının karşılıklı husumeti gibi görünüyor dışarıdan.
Ufuk Erdoğmuş (06:29)
Yani aslında birisi bık bık bık ya da sürekli ezmiş ezmiş ezmiş öbürü susmuş susmuş sonra patlayınca yani her şeye patlayan bir karakter karşısında da bık bıklanan uyuz bir tip ama yani bunlar saçma bir şey değilmiş gibi görünüyor. Halbuki birisi onu yarattı.
Sinem Kesiktaş (06:44)
Çünkü bazen yıllarca değersizleştirildiğinizde... ...beli bir noktada bardalıktaşıran son bir damlayla... ...aşırı bir reaksiyon verebiliyorsunuz. O aşırı reaksiyon verdiğinizde de... ...yani toplantıda küçücük bir şey söyledim... ...herkesin içinde aaa falan diye... ...buraya bağlanabiliyor.
Mobbinge uğrayan birisi ne yapmalı?
O yüzden ne yapmak lazım? Bir kere sessiz kalmamak lazım.
Ufuk Erdoğmuş (07:12)
2. sorun da olacak. Kurban ne yapmalı bu durumda diyecektim. Süper. soru otomatik geçtik zaten. Direkt konuşmak derken zorba ile mi konuşmak ya da o grupla mı konuşmak lazım? Kimle konuşmak lazım?
Sinem Kesiktaş (07:25)
Kimle konuşmak lazım? Bu duruma göre değişen bir şey. Ama öncelikle daha böyle mentor pozisyonunda bu işleri bilen, anlayan bir kişiden mobbing olup olmadığıyla ilgili bir ikinci görüş almak iyi fikir. Çünkü bazen gerçekten benimle ilgili olabilir sorun. Yani ben sürekli eleştiriliyorumdur, sürekli işte...
yetersiz olduğumla ilgili geri bildirim alıyorumdur ve belki gerçekten o işe çok uygun bir insan da değilimdir.
Ufuk Erdoğmuş (08:01)
Bu çok zor bir durum ama ya. Yani iki ucu pismiş yani bunun.
Sinem Kesiktaş (08:06)
Yani burada hani böyle travmada çok dillere pelesenk olmuş, sakız olmuş bir kelime ya.
Yaşanan olumsuz olayların mobbing olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?
Ufuk Erdoğmuş (08:08)
Bu
Asi tramoldu.
Sinem Kesiktaş (08:16)
Servis öğretmeni Nil'in yanına oturtmamış çocuğum resmen travma geçirdi falan diye ağlıyor yani neler. Yani iş yerinde de büyük fincanı bilmem kim alıyor hep bana küçük fincan kalıyor ufuk bana moving yapıyor gibi. hani bunun gerçekten moving olup olmadığını yani sistematik olarak.
Ufuk Erdoğmuş (08:40)
Yani
şu an öyle bir şey ki ben de insanlarla konuşurken bunu çok önemse değil bir şey olduğu için böyle sağda sola lafını çok açıyorum. Her şeye de mobbing dendiği bir döneme gidiyoruz. Yani birisi birine herhangi bir zorbalık yapıyor adı mobbing oluyor. da kötü davranıyor adı mobbing oluyor. kadar da...
Sinem Kesiktaş (08:56)
Ya
iliştiriyor, ya da beğendiriyor.
Ufuk Erdoğmuş (08:59)
Evet ya gerçekten ben bir oda değilim ama şey yapmak da istemiyorum şimdi ben bunu konuşurken çok tehlikeli bir durum. Gerçek mobing de çok var. Hani olası mobingleri de böyle yok. Küçüktmemek lazım ya hani bunun ayrımını nasıl yapabilir pekiki? Yani bana uygulanan şey mobing midir yoksa böyle gelip geçici bir saçma vaka mıdır yani bunun ayırmanın yolu var mı?
Sinem Kesiktaş (09:22)
Yolu ayırmanın yolu bence bir kere işin doğasını bilen yani hakikaten o işteki beklentiyi karşılayıp karşılamıyor musunuz? Yeni bir işe başlamışsınız. Tabii ki size sürekli onu öyle yapma bunu böyle yap gibi geri bildirimler geliyor. Ve hatalar da yapıyorsunuz. Acaba sizin gerçekten yaptığınız bu hatalar öğrenme süreciniz
Metrik sistem de nerede? Bunu anlamaya çalışmakta fayda.
Yani sonra da galiba şuna bakmak lazım. Sana getirilen eleştiri ya da talepler işlemi ilgili yoksa seninle mi ilgili? Kişisel mi?
Yani
Ufuk Erdoğmuş (10:16)
İstel
olması yanlış, işle olması olabilir çünkü işle yapıyoruz.
Sinem Kesiktaş (10:21)
Bu projede ilgili senin getirdiğin öneriyi ben beğenmeyebilirim ve o projeyi öyle değil böyle yapalım. Hayır bence yanlış düşünüyorsun. Bak bu senin getirdiğin öneride şu şu mantık hataları var diyebilirim. Ama... Hayır yani kaç yıldır buradasın hala böyle bir şey söyleyebildiğine inanamıyorum. Bunca sene de hiç mi bir adım ilerlemedin? Geliştirmedin kendini.
Dinlemedin galiba geçen toplantıda söylenenleri.
Mobbing uygulayan insanlarda aşağılık kompleksi görülüyor
Yani senin şahsına yöneliyorsa orada bir durup bakmak lazım. İkinci olarak da... Gerçekten bu mobing uygulayan insan grubunda bir aşağılık kompleksi muhakkak görüyoruz. Onlar da bir yerlerde mobing uğramış, onlar da bir yerlerde yetersiz, değersiz hissettirilip ezilmiş olabiliyorlar ve bunu öğrenmiş olabiliyorlar.
Canım biz asistanken yani neleri neleri yaptık. Bunlar da hiç iş beğenmiyor. Hani böyle kaynanasından çekip geline çektirmem var gibi.
Ufuk Erdoğmuş (11:33)
Babasından dair giyip çocuğunu döven gibi yani. Biz ne dayaklar yedik.
Sinem Kesiktaş (11:37)
Kalbimizin
hayatlarıydı, bir tokatla ağlıyor gibi. karşı tarafı saldırganlaşmamak çok önemli.
Ufuk Erdoğmuş (11:48)
Bunu kurban için mi söylüyorsunuz? Mobbingi uygulayan zorba için
Sinem Kesiktaş (11:53)
Kurbanın için söylüyorum. Çünkü mobbing uygulayan zorba zaten kaba ve saldırgan olmanın güçlü olduğunu zannediyor. Yani kibar olmanın, nazik olmanın ve kurallara uygun hareket etmenin bir tür zayıflık olduğunu öngörecektir büyük ihtimalle. Ve siz de ona karşı kabalaştığınızda onun önermesini destekleyeceğiniz için o el büyütecektir.
Ufuk Erdoğmuş (12:23)
Daha da kabılaşacak, daha da sertleşecek.
Sinem Kesiktaş (12:25)
Ya da bak gördün mü zaten ben onun ne mal olduğunu biliyordum ilk geldiğinde gösterdiği o maske düştü altından da gerçek yüzü çıktı.
Ufuk Erdoğmuş (12:37)
Ben gerçek gün ortaya çıkardım diye sevinecekti de.
Sinem Kesiktaş (12:41)
İşte bu. Burada kendin kalmak çok kıymetli. Dönüşmemek çok kıymetli. Yani bir gün kendini onun bir benzeri olarak bulmamak. Onunla husumete girerken sürekli işte ben ona nasıl bir gol atarım, ben nasıl onunla baş ederim, ben nasıl işte çocuğunla, eşinle tatile çıktığında...
Onun sana söylediği o lafa bir sonraki toplantıda çıkacağım cevabı düşünüyor olmaya başlarsan çok tehlikeli bir noktadasın.
Ufuk Erdoğmuş (13:18)
Ama öyle oluyor. şimdi ben de mobinge uğradım. Uğrayan insanlarla konuştum. Gerçekten böyle bir insanı delirten bir yanı var ya. Yani yatarken kalkarken bir hafta sonra olaylar bitiyor. 6 ay sonra böyle hala onu düşünüyorsun. Ya orada şunu demeliydim falan. İnsanı gerçekten böyle kafasına yapışıyor. Çıkmıyor yani.
Mobbingi atlatmanın çözümü nedir?
Neyse bunun bir çözümü var mı? Atlatmanın... Hadi başka soruya geçelim.
Sinem Kesiktaş (13:45)
Çok bağlantılı çünkü ne yapacağız? Yani gül ağacı eylem her dilene eylem hani ne yapacağız? Giden ağam, giden hocam. Herkes bizi itsin kalksın. Öyle bir durumda yok tabii ki.
Ufuk Erdoğmuş (14:01)
Cevap vermiyoruz, sertleşmiyoruz, kendimiz oluyoruz ama ne yapacağız?
Sinem Kesiktaş (14:05)
Bir kere cevaplarımızı yetişkin ego'dan vereceğiz. Yani yetişkin tarafımızı güçlü tutacağız. Çünkü birisine ahkam kesmek, azarlamak, işte parmak sallamak, üstten üstten konuşmak, aslında ebeveyn çocuk, otoriter bir ebeveyn ve bir çocuk arasındaki ilişkidir. Eğer sana otoriter bir ebeveynlik taslayan bir iş arkadaşı ya da
Dönetici karşısında, uslu bir çocuk gibi boyun eğer ya da asi bir çocuk gibi isyan edersen, çocuk ebeveynin ilişkisini beslemeye devam ediyor olursun. Besleyen taraflardan birine dönüşürsün.
Ufuk Erdoğmuş (14:48)
Yani onun sana sunduğu oyun alanını kabul etmiş oluyorsun. rolü almış evet.
Sinem Kesiktaş (14:52)
Yani oltayı yut...
Ya
da sen ona ebeveynlik taslamaya kalkarsan daha iyi bir noktaya gitmiyorsunuz. Onun içindeki asi çocuğu harekete geçirebiliyorsun. Burada iş yerindeyiz ve yetişkin yetişkin ilişkisi peşindeyiz. Karşı taraf bana şımarık bir çocuk gibi de gelse otoriter cezalandırıcı tahakküm kurmaya çalışan bir ebeveyn gibi de gelse benim
Yetişkin rolümü korumam demek iş yerinde bir aile olmadığımızı biliyor olmak demek.
'Biz bir aileyiz' yanılgısı
Çünkü benim bir araştırma yok elimde ama ampirik bilgiyle söyleyeyim yani mobinge uzun süre maruz kalan ateşe değdiğin kaçtırma ya da söndür o ateşi söndürebiliyorsan.
Yok yani uzun süre o ateşe maruz kalan insanlar da gözlemlediğim ortak paternerden birisi biz bir aileyiz.
sıkıntısı.
Ufuk Erdoğmuş (16:01)
Öyle görüyor yani iş ortamını öyle görüyor ve aileyi bırakamadığı gibi onun bir böyle olduğunu mu düşünüyorsun?
Sinem Kesiktaş (16:06)
Ya da bu ona enpoze ediliyor. bak burası aile gibiyiz biz. Tabii ki ben arasında sana kızacağım da tabii. Yani seveceğim de döveceğim de. Bunlar hep senin iyiliğin için. bugün sana yarım, bugün bana yarın sana derler. Yani bak burada seni sevdiğim için, sende bu potansiyeli gördüğüm için sana yükleniyorum falan gibi.
Çünkü genelde şey de oluyor, uzun süren mobinglerde böyle hep döverse zaten kaçmak daha olası. Biraz dönüp biraz gönlünü alarak ve o işte duygu alışverişini fazlaca ön plana çıkartarak daha uzun süre maruz kalmasına sebep olabiliyor kurbanın.
Şöyle yetişkin yetişkin ilişkisi nedir? Bilgi alışverişidir. Ve bu bilgi alışverişinin içerisinde bizim hobimiz değil yaptığımız iş. Yani ben bunu profesyonel olarak yapıyorsam bu işten para kazanıyorum hayatımı bununla idame ettiriyorum. Ona göre artışımı almam lazım, ona göre iznimi almam lazım, ona göre de yetişkin muameyesi görüyor olmam lazım. Eğer yetişkin muameyesi görmüyorsam bir kere
Yazmak çok iyi fikir. Yani yaşadığımız şeylerin çünkü duygu yükü çok kalıyor ama... ...periyodu da kaçırabiliyoruz zaman zaman. Şimdi davranışlarımız, vereceğimiz tepkiler hissettiğimiz duygulardan tetiklenir. Ya korkarsan kaçarsın. Öfkelenirsen saldırırsın. Üzülürsen işte daha depresif tepkiler verirsin. Bizim...
Bu hissettiğimiz duygular da durumu nasıl yorumladığımızla ilgili. Eğer dışarıda bir iş daha bulamam, ben buraya mecburum. Ben... Nereye gitsem zaten bundan daha iyisi olmayacak. Bu kişi burada 10 küsür senedir çalışıyor. Şimdi ben onunla ilgili...
Şikayetle bulunursam ya da yardım istersem daha kötü olur. İşte bu ne oluyor? Şiddet kabul gördükçe onaylandıkça, gittikçe dozu artabiliyor. Ya da bir gün benim ne kadar iyi niyetli olduğumu görecek. İşte burada...
Ufuk Erdoğmuş (18:52)
Düzeldiğini
umuyor.
Sinem Kesiktaş (18:54)
Toxik pozitivizme girebiliyor. Daha çok korunaklığı, geçiştirmiş ailelerde. Bak işte, yeterince çabalarsan her şeyi başarırsın. Her şey sevgiyle başarılır. Elinden gelenin en iyisini yap. Eğer bir şey yolunda gitmiyorsa yeterince çabalamadığın içindir. Sen biraz daha gayret göster falan gibi. Kulağa çok hoş gelen ama gerçek hayatında, iş hayatında o kadar da...
...karşılığı olmayan inanç sistemine sahipseniz... ...bir yerde karşı tarafın tatmin olacağını düşünüp vermeye devam edebiliyorsunuz.
Ama o da ben 12 senedir burada çalışıyorum gitmiş işte yurt dışında bir yüksek lisans yapmış gelmiş havalı havalı geziyor ortalıkta dur ona patronun kim olduğunu bir hatırlatayım. Daha baskın düşünce olabiliyor. Kişi kendinden biliyor işi.
Mobbingi uygulayanların psikolojisi: 'Kişi, karşısındakini kendi gibi bilir'
Hani ben olsaydım üzerinden gidiyor ya yani senin hiç öyle bir niyetin yokken
Bu kesin benim arkamdan iş çevirecektir. Ben bunu ürkütmezsem, korkutmazsam, sindirmezsem benim ayağımı kaydırmaya çalışacaktır.
Ufuk Erdoğmuş (20:13)
Zaten son sorum da o olacaktı bak. Kurbanın psikolojisini çok hızlı mecbur üzerinden geçtik. Hadi nasıl iyileşiriz, atlatırız, az çok konuştuk. Bunları saatlerce konuştuk aslında da. Son sorum da o olacaktı zaten. Zorba sonuçta zorbalık yaptığını bilmiyor dedik ya. O nasıl bir psikolojiden geçiyor da ya da zorba olması, bir kişi olması da gerekmiyor sonuçta. Bir grup da olabilir. Mob diyelim. Eşler arasında ve yukarıya doğru değil mi? Yani yanlış olmasın. Zorbalığı uygulayan kişi veya grup
Hangi süreçten geçiyordu, onların psikolojisi nedir de ya da nerede tetikliyor da bir anda böyle bir ya da bir anda olmuyor mu, nasıl oluyor yani o zorba nasıl o noktaya geliyor? Normal bir insan hangi noktada mob ya da zorba dönüşmek zorunda kalıyor.
Sinem Kesiktaş (20:57)
Şimdi biz durumlara tepki vermiyoruz. Durumların karşısında biz yaptığımız yorumlara tepki veriyoruz.
Ufuk Erdoğmuş (21:06)
Yaşananlara
kendi yorumumuz verir.
Sinem Kesiktaş (21:12)
Eğer dünya ile ilgili şöyle bir inanç sistemin varsa yani insanoğlu çiğ süt etmiştir. Herkes birbirinin arkasından kuyusunu kazmak için fırsat kollar. Bugün yüzüne gülenler yarın ellerine güç geçerse seni alt üst ederler. Her kuşun etinin yemmeyeceğini hissettirmelisin. Girdiğin bir ortamda insanların sana bulaşma istemeyeceği kişi olmalısın.
Bazen sırf bunu etrafa hissettirmek için en zayıf halka gördüğü, en ucuz zafer gördüğü hedefe yönelibiliyor.
Ufuk Erdoğmuş (21:58)
Aslında kendi güvensizliği ya da kendi korkusu, endişesi neyse işte onu herkes de olduğunu düşündüğü için okey diyor ben güçlü gözükeyim belli diyeyim hani korsumu koyayım ortaya diyor ve birbirine
Sinem Kesiktaş (22:12)
Ayağım kaydı anda bunlar beni parçalar. Zayıf olduğum anda bunlar benim onlara yaptığımın on katını bana yapar. Bu yüzden suçluluk hissetmiyor zaten.
Ufuk Erdoğmuş (22:24)
Kendini
korumak için yapıyor. Çünkü Torz'dan o kendini koruyor.
Ön yargıya dayalı mobbing
Sinem Kesiktaş (22:27)
Aynen öyle. Bu bir olasılık. İkinci olasılıkta ise ön yargıya dayalı olabilir. bir gruba mensup olmanla ilgili bir transferans yaşıyor olabilir. Kadın olmak, bir millete mensup olmak, ne bileyim yurtdışında okumuş olmak.
Ufuk Erdoğmuş (22:40)
Örnek verebilir misin?
Herhangi bir azınlık olmak o grup içerisinde o zaman. Herkes burada okumuş, sen yurtdışından yüksek sans yapıp geldiysen bir anda farklı olmuş oluyorsun.
Sinem Kesiktaş (22:57)
İşte bu babasının parasıyla bu noktaya gelmiş. Mesela kadınların uzun süre movinge maruz kalma öyküleri daha yoğun. Mesela işte hamile kalır, çocuk doğurur, ay ona izin alır, buna izin alır, çocuğu grip olur izin alır. Mesela yönetici pozisyonuna birisi seçileceği zaman
Ufuk Erdoğmuş (23:00)
Mestela.
Sinem Kesiktaş (23:26)
Kadına karşı bu ön yargılı bakışların, kadınların aslında bu da bir mobbing yani baktığında yükselmesini, hakkını almasını engelleyebiliyor. Bazen sadece cinsiyetin bile senin karşı tarafından değersizleştirilmene sebep olabiliyor.
Mobbingi, diğer sataşmalardan ayıran şey sistematik olmasıdır
Ufuk Erdoğmuş (23:49)
Kadınlar üzerinde şimdi örneği olduğu için söylüyorum. Yani çok erkek egemen sektörlerde, şirketlerde zaten... ...çok ben bile duydum yani kaç tane canlı örneğini biliyorum. Yani bir tane kadın oluyor ortada ve bir şekilde birileri... ...ilk sataşmalar bir şeyler oluyor yani. Ama bu mobing mi sayılır? Hangi noktada... ...mobing diyebiliriz ama. Sadece böyle aptal aptal sataşmak yani bu bayağı...
Gerizekalı birisi de bunu yapıyor olabilir yani. Küfreder geçer.
Sinem Kesiktaş (24:20)
Ama bunu sistematik bir şekilde yapıyorsa, yani sana zarar veriyor ya da seni sistematik olarak rahatsız ediyorsa evet, mowing sayılır.
Ufuk Erdoğmuş (24:34)
İşle
alakası olması gerekmiyor ama değil yani doğrudan kişisel sadece saldırıyorsa da aslında mobing. Yani sadece işlerini engelliyor ya da işine laf atıyor değil. Sadece sana sürekli laf sokuyor. Sürekli seninle tel olarak dalga geçiyor ama işini etkilemiyor diyelim. Bu da mobing sayılır mı?
Sinem Kesiktaş (24:50)
Tabii çünkü senin iş yerindeki verimliliğini düşürür. Zaten kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi sana bir transferans sonucunda yetersiz, değersiz, başarısız olduğunu hissettiriyor. Yani şöyle senin işte göz rengin, tipin onun kafasındaki bir kötü ötekine tekabül ediyorsa
Uğraşıyor seninle, sürekli seni düşürüyor, canını sıkacak şeyler yapıyor, söylüyor.
bir yerden sonra o mobbinge uğrayan insanlar depresif ya da aksiyoz hale geldikleri için semptom vermeye başlıyorlar. Hani gerçekten mesela sürekli denetleniyorsan oyunlar oynanıyorsa yani nedir oyun? Bizim normal ilişkimiz var bir de oynadığımız oyunlar var. Mesela ben sana şey diyorum
Tamam, ufuk ben hallederim bırak diyorum. Sonra başka bir işe elini atıyorsun. Ya ben yaparım bırak sen diyorum. Sonra başka bir işe elini atıyorsun. Ufuk'cuğum bunları yaptım zaten tamam bunu da halledeceğim. Çünkü başını da ben biliyorum sonunu da ben yapayım falan. Ve sonra toplantıda şey diyorum, 3 projeyi de ben yaptığım için 3 görüşmeyi de ben yaptığım için gerçekten Ufuk Bey'den yardım alamamış olmanın üzüntüsünü yaşıyorum.
Ufuk Erdoğmuş (26:27)
Laf zu gesehen.
Sinem Kesiktaş (26:29)
Ama bu bir oyun. Yani gerçekten sen bırak ben yaparım demiyorum.
Onun hizmet ettiği başka bir sonuç var.
Ufuk Erdoğmuş (26:39)
Bunları böyle konuşurken ne kadar oldu işte 25 dakika mı oldu? Yani kadar çok canlı etrafımdaki arkadaşlarımın örnekleri kendi örneklerim yani geldi ki hani çok çok sık yaşanan bir şey gerçekten.
'Ben nasıl mobbing kurbanı olurum!' düşüncesinin çözülmesi
son bonus soru olsun ben dayanamayacağım soracağım. Aklıma geliyor çünkü sürekli bir şeyler. Yani şimdi bir momik kurbanı.
Böyle hissetmek zorunda mı? Ya da şöyle sorayım. Ben mobbing kurbanı olduğumda bunu yedirememiştim kendime. Yani ben kurban olmamalıyım. Ben nasıl böyle ezik hissederim falan gibi hani şeyi geçtim. Önce bir hata bende miyler falan filan. Sonra bir yerden sonra hata bende değil kabul edince de bu sefer ben nasıl bunun kurbanı olurum? Hani bu sefer onu yedirememek gibi bir şey.
Normal midir yani? Bu herkesin başına gelebilir. Yolda yürürken saklı düşmesi güzel örnekmiş. Herkese denk gelebilir mi zorba bir
Sinem Kesiktaş (27:42)
Denk
edebilirim oradan saksı düşüyor saksı durma yani.
Ufuk Erdoğmuş (27:46)
Bak,
Sinem Kesiktaş (27:54)
Şöyle, biz başımıza gelen şeyleri kontrol edemeyiz. Başımıza gelen şeylere verdiğimiz tepkileri kontrol edebiliriz. Yani...
Mobbing kurbanı için okullarda mesela çok yoğun zorbalık yaşıyor çocuklar. Şimdi bunlar iş hayatına girdiklerinde de o çetelesme, o işte buranın en havalısı biziz, bizim dışımızdakiler sıfır biz biriz gibi duygulu durumlar. Sürekli ben iyiyim, bunu hissetmem için de benden kötü durumda olanları bulmalıyım.
Nersistlik savunmalar. Bunlar ne olacak mesela? bu okullardaki zorbalar iş hayatına girdiklerinde bir anda değil mi yenecek, bunlara aydınlanacaklarmış. Onlar da oradan devam edecek aynı paterne. O yüzden bir kere en baştan şirketlerin politikalarını iyi belirlemeleri lazım. Yani bir şirkette zorbalık
Ufuk Erdoğmuş (28:46)
Ayy, değil mi?
Sinem Kesiktaş (29:05)
sistematik olarak uygulanıyorsa tamam yani nüferit olarak her yerde sorunlar yaşanır ama kurumsal bir yapı ya da o şirketin içerisindeki görev tanımı gereği sorumlu olan kişi burada haklı olanın yanında durup pozisyon almıyorsa konumlanmıyorsa zaten zorbalığa uğrayanın orada yapabileceği
Hukuksal haklarını aramak dışında hiçbir şey yok. Gidersin derhal hukuksal danışmanlık alırsın. Hani zorbalığa uğruyor muyumun cevabı? Evet böyle çok yeni başladığın bir işse işin doğası, iş yerinin doğası anlaşılmaya çalışılabilir bir süre gözlemlersin. Ama bir yerden sonra eğer şirketin yöneticileri sana yardımcı olmuyorsa ki
Burada bütün yazışmaları da yazılı yapmanızı öneririm.
Ufuk Erdoğmuş (30:05)
yasal olarak delil olmasın.
Sinem Kesiktaş (30:08)
İnsan olarak delil olmasının ötesinde bu tarz tavır alan insanların karşısında zorbalar geri adım atabiliyor. Haklarının farkında olan ve bunu soğukkanlı bir şekilde dile getirip delillendiren yani karşı tarafa saldırmayan ama bakın bu şekilde davranmanız benim verimimi düşürüyor benim verimliğimin düşmesi şirkete hizmet etmiyor. O yüzden bu davranış şeklinizi değiştirmenizi rica ediyorum.
Ben rahatsız oluyorum.
Bu duruşu sergilemeniz bir adım geri atmasını sağlayabiliriz orbanın. Atmıyorsa şirketin bir adım ileri atması gerekir. örgütün yapının bir adım ileri atması gerekir. O da atmıyorsa artık sizin yolunuz, haklarınızı öğrenmek üzere bir danışmanlık, hukuksal bir danışmanlık almaya...
Ufuk Erdoğmuş (31:05)
Zaten
olay hukuki boyuta geçiyorsa da orada zaten yapabileceğim hiçbir yok muhtemelen ayrılıyorsun. Ondan sonra kendini kurtarıp sonra dava açarsın.
Psikoterapi, ne zaman opsiyon olarak ele alınabilir?
Sinem Kesiktaş (31:13)
Bu
bir yetişkin tavrı. Ama sen burada bu yetişkin tavrını sergilerken duygusal olarak çok yıpranıyorsan... böyle gündüzün, gecen, özel hayatın... Resmen gece uyanıp e-mail'lerine bakan danışanları mı biliyorum ben? Çünkü sürekli bir şeyi eksik ya da fazla yapma kaygısıyla kendini monitörize etmeye başlamış.
Burada psikoterapinin devreye girdiği nokta da şu oluyor. Saçma olduğunu biliyorum ama cümlesiyle başlıyor. evet bu yönetici herkese böyle davranıyor. Evet ben yeni geldiğim için özellikle bana bu şekilde davranıyor. Burada benimle ilgili bir şey yok. Onunla ilgili bunların hepsini tespit ettim gördüm anladım.
Saçma olduğunu biliyorum ama ruminasyondan kurtulamıyorum. Zihinsel geviş getirme demek ki ruminasyon.
Ufuk Erdoğmuş (32:21)
Dönüyor
kafada.
Sinem Kesiktaş (32:24)
Aynen öyle, kupon duygular biriktiriyorum. Yani onunla içimde konuşmaya devam ediyorum. Onu bir şekilde anlamasını sağlayacak. Bir şekilde onun da hatasıyla yüzleşmesini sağlayacak. Bir şekilde onun mahcup olmasını ya da hak ettiğini bulmasını sağlayacak. Senaryolar fanteziler kuruyorum. Sosyal medyadan...
Onu takip etmeye devam ediyorum. Hani ne yaptı acaba? Nerede takıntı haline getirdim dediğin noktada dönüp şuna bakmak lazım. Bu duyguyu nereden hatırlıyorsun?
Çünkü büyük ihtimalle bu kadar takıntı haline getirdiğin kişi senin çok daha geçmişte, çok daha derin, çok daha güçlü bağ yaşadığın figürlerle ilgili çözülmemiş çatışmalarının telafisi de olabilir.
Ufuk Erdoğmuş (33:29)
O zaman iş yerinde sorunu zaten çözmek üst yönetimin daha çok sorumluluğu gibi gözüküyor. Kendimizi kurtarmaya bakacağız. İş artık bir boyutu geçtiyse ve yönetim yardımcı olmuyorsa, hukuki sürece yönelicez. Eğer kafada sürekli kuruyosak artık tekrar tekrar tekrar neydi? Geviş getir. Cinsel geviş getirme.
Mükemmel tabirmiş yani. Gerçekten bir faydası da yok ki. Çiğneyip duruyorsun aynı fikirleri hiçbir yerde varmıyor. O noktaya geldik. Geldiysek de artık biolojik destek alacağız.
İş yerinde zorbalığa tanık olursanız ne yapmalısınız?
Sinem Kesiktaş (34:05)
Bir şey daha söyleyeyim mi? Eğer bir iş yerinde bir zorba var ve bir kişiyle uğraşıyorsa siz de bunu tanıksanız. Bir de böyle bir pozisyon var. Burada kurbanın yanında yer almak zorba ile kavga etmek demek değil.
Ufuk Erdoğmuş (34:26)
Bir
Sinem Kesiktaş (34:28)
Yani iki zorbanın birini bahane edip birbiriyle çatışma hali yaratmak değil bizim amacımız. Ama gerçekten zorbalığa uğradığını düşündüğünüz, dışlandığını düşündüğünüz, değersizleştirildiğini, hak etmediği şekilde davranıldığını düşündüğünüz birisi varsa onun yanında yer almak çok iyileştirici olabiliyor.
Ufuk Erdoğmuş (34:57)
Gerçekten bizim, bilmiyorum her toplumda böyle midir de yani sonuçta bizde yaş, hürmet, kıdem bunlar çok kıymetli şeyler ya genelde mobing de soğunlukla yukarıdan aşağı ya da işte kıdemliğinin yaptığı yöneticinin yaptığı şey olduğu için benim gözlemim genelde insanlar sessiz kalmayı ya da daha kötüsü zorbanın tarafında hafif durmayı tercih ediyorlar. Bu da çok bana acınası bir durummuş gibi geliyor yani haksızın pardon, haklının yanında, ezilenin yanında olmak
Sonucu ne olursa olsun bence insan olarak yapmamız gereken şey ama o da ayrı bir... ...lojik
Sinem Kesiktaş (35:31)
Burada insanlar bu tavrı sergilediğinde, yani bir kişi zorbalığa uğruyorsa ve diğerleri onun tarafında duruyorsa zorbanın da işi çok zorlaşıyor.
Ufuk Erdoğmuş (35:48)
Zaten öyle olması lazım. Yani zorbanın yalnızlaşması lazım orada. Onun kendine gelmesi için. Ama işte demek istediğim insan başkaları da korkabiliyor. Zorba, şu cümleyi duydum ben. Ona bunu yapan bana neler yapmaz diye karışmıyor. Yani bir zorba var, bir mobinge uğrayan var. Mobinge uğrayan çok zayıf bir karakter değil. Kendini daha zayıf görüyor. Diyor ki, ona bunları yapan bana neler yapmaz deyip zorbanın yanına gidiyor.
O yüzden yönetimden bir her şey çekilmesi gerekiyor zaten.
Kapanış notları
Sinem Kesiktaş (36:22)
Çünkü böyle bir tehlike var zorduluk davranışı sergileyen kişilerin çoğunun narsistlik savunmaları var.
Narsizm bir madalyondur. Onun diğer yüzü aşağılık kompleksidir. Aşağılık kompleksi yaşayan kişiler sürekli alkışlanmak, sürekli onaylanmak, sürekli fark edilme açlığını doyurma eğilimindedir. Ve aslında manipüle edilmeye de çok açıktırlar.
Güvensiz halleri bazen birini bulduğunu zanneder. Yani ben bugüne kadar hiç kimseye güvenemedim. Hiç kimseye içime almadı. Ama ufuk sen bambaşkısın. Bak gerçekten evladım gibisin. Sen benim oğlum gibisin. Sana çok güveniyorum. Sen çok kıymetlisin. Ne başlar?
Nasıl ki narsistlerle aşk yaşadıktan sonra sağlıklı insanlar böyle bir tatsız gelemez sana çünkü narsist çok tutkuludur ve renklidir ya. Seni önce böyle elinden tutar, olimposa yanına alır, oturtur. Ve sonra en ufak hatanda ya da onun değer sistemiyle, hedefleriyle örtüşmeyen davranışında, bak...
işte sen de herkes gibiymişsin, gerçek yüzün ortaya çıktı deyip seni o nümposdan aşağıya tekmeler. Ve artık seni cezalandırmakla ilgili en ufak bir vicdan azabı yoktur. Çünkü sen bu yaptığın hainlikle ona kendini farklı gösterip sonra sadece bir ölümlü olduğunun ortaya çıkmasıyla... Çünkü o biricisin ya sen onun.
İşte böyle gecenin bilmem kaçlarında mail atar, cevap ister. İşte bu işi pazartesiye içtiririz, değil Hadi be ufum, hadi be sen yaparsınlar falan. Ve senin hüvh dediğin yerde de artık en büyük düşmanı sensin. Mesela böyle 6 ayda aslında bir yerinden seni yakalamadıysa yani ya geçmişindeki bir travmanın telafisi değilse ya böyle bir şekilde seni
kanca almadıysa ortalama 6 ayda kaçıyor insanlar ama sen 6 yıldır 10 yıldır böyle bir şey yaşıyorsan o zaman gerçekten bir psikologdan yardım almakta fayda var çünkü sendeki bir şeyle örtüşmüş onun patolojisi
Ufuk Erdoğmuş (39:03)
bu kurbanlık ilişki.
Sinem Kesiktaş (39:05)
O'nun
gerçek kaynağını bulursan telafisinden kurtulabiliyorsun.
Ufuk Erdoğmuş (39:12)
Ortalama 6 ay.
Sinem Kesiktaş (39:20)
Sağlam bir insan 6 ayda şey anlıyor. Bu olan biten benimle ilgili değil bu malum. Ama işte taciz mağdurlarında şey vardır ya, hep uzun süren tacizlerde işte o eteği giymeseydim.
Ben de sanıyordum
Benim de var yaralarım. Hangimiz unutmadık?
Ufuk Erdoğmuş (39:52)
Ben
odaya
Sinem Kesiktaş (39:56)
Yüzüme
filan uzatıp başlarım anlatmaya.
Ufuk Erdoğmuş (39:59)
Hep beraber böyle şey yaparız böyle ne o alküylükler koklanıyor, şey yapıyoruz ya destekler bu. Böyle bir şey yapmak lazım. Çok teşekkür ediyorum. Teşekkür ediyorum. Tekrar tekrar başka konular, bu konular fark etmez. Zaten inşallah buluşacağız diye tahmin ediyorum, umuyorum.
Sinem Kesiktaş (40:08)
Hoşça kalın.
Yazar Oyuna Devam