Yazılım Dünyasında Yeni Kuşak Yazılımcılar | Benimle Oynar Mısın? 09

Avatar Oyuna Devam | 7 Eylül 2023



Giriş

Weptile ve ShopApper ekibinde yazılım mühendisliği yapan Utku Akgüner ile yeni nesil genç yazılımcıların bakış açısı, junior yazılımcıların yaşadıkları ve şirket kültürünün genç yazılımcılara etkileri üzerine konuştuk.

 

Patron gözünden genç yazılımcılar

Ufuk Erdoğmuş (00:04)
Utku hoş geldin. bu bölümde aslında yönetici, girişimci veya işte klişe tabiyle patron bakış açısıyla genç yazılımcıların neler hissettiğini neler düşündüğünü bir sana sormak istiyorum. Çünkü sen mezun oldu. Ne oldu? 2 seneyi geçti değil mi? 3-4 senedir aktif olarak yazılım yapıyorsun. Kaç şirkette çalışmıştın?

Utku Akgüner (00:04)
Hoş bulduk, Ufuk abi.

2021 Haziran'da mezun ol.

Bu beşinci şirketim daha öncesinde dört şirkette çalıştım.

Ufuk Erdoğmuş (00:26)
Şimdi ilk sormak istediğim şey 4 kere iş değiştirdin değil mi?

Genç bir yazılımcı neden işini bırakır?

Birinciye girdiğini de sayarsak 5 kere bir yere girdin ya da 4 kere bir yerden çıktın diyelim. Neden iş değiştiriyorsun? Yani bir insan genç bir yazımcı neden işini bırakır?

Utku Akgüner (00:37)
Aslında bu şeyle alakası yok yani böyle daha iyisini bulayım, daha fazla maaş alayım veya daha şöyle olsun gibi bir kaygıdan ziyade senin rahatsız eden bir şey olduğu için senin değerlerine belki örtüşmeyen, belki hayat tarzına örtüşmeyen bir şey olduğu için aslında ben daha önceki işlerimle ayrıldım. Mesela bu iş hayatıyla kendi, kişi hayatının arasındaki bir dengeyi bulamamaktan kaynaklanabiliyor. Ve yaptığın işin sen bir topluma veya bir insanlara bir katkısı olmayacağını düşündüğünden dolayı ayrılabiliyorsun. Veya belki bazen patron

size çok yükleniyor belki burnout alıyorsun o yüzden ayrılıyorsun.

Ufuk Erdoğmuş (01:10)
Şimdi

kuşaklar arası farklar biliyorsun var ya bende olmasa da bende benden eskilerde şu yorum olabilir mesela atıyorum patron bana sert davranıyordu dediğinde bir işte 23-24 yaşındaki bir mühendis ya işte siz de çok kırılgansınız diyebiliyorlar ya da işte ne demiştim başka örnek yaptığım iş mesela dünyaya bir şey katmıyor gibi düşünebilirsiniz zaten kaç şirket öyle katıyor al maaşını takıl falan diyebilirler hani birileri bunlar sence hakikaten önemli şeyler mi yani onlar olmadan bir yerde kalınamıyor mu çalışılamıyor mu uzun süre

Utku Akgüner (01:37)
Aslında

bence bakarsanız bu sadece bugünümüzün de bir problemi değil. İnsanın sadece yani mesela maaş dışında veya hayatta kalma dışında da bir manevi arayışının olduğuna inanıyorum ben. En azından da işimizde de en azından hafta için günbaşı yani 8-9 saat geçirdiğimizde varsayarsak o maneviyatı birazcık işte aramakta bence normal bir durum. Belki geçmişte insanların öyle olanakları olmadığı için öyle olmuş olabilir ama bence bugün insanlar bir şey arıyor en azından veya aramıyorlarsa da bundan bir hoşnutluğukları olduğuna inanıyorum ben açıkçası.

Yani en basitinden bir maneviyat aramak şu olabilir. Birinin kullanacağı bir şey yapacağım. Ben bile olabilir yani.

Ufuk Erdoğmuş (02:14)
Kendini işe yarar hissetmek gibi bir duygudan

Utku Akgüner (02:17)
En azından benim nebzimde benim vereceğim örnek o yani ne kadar fazla kişiye dolaylı olarak da hizmet versem ben yani bir geliştirdiğim ürün başka insanların bir işine bir şeyine yarıyorsa belki 5 dakikasını kısaltıyorsa günlük işlerinden o bile bir fayda olarak görüyorum ben. Ama bazen o şey hikayesi var ya deniz kabuklarını toplayan kız hikayesi miydi? Birer birer

Pardon deniz yıldızlarını topluyordu. Birer birer deniz yıldızlarını topluyor sonra yaşlı bir adam geliyor diyor ki ona niye topluyorsun hepsini kurtaramayacaksın ama ben o bir deniz yıldızını hayatını kurtardım diyor. Onun gibi bir örnek aslında yani siz belki de bütün dünyada zaten bir etkiniz olamaz yani çapımız belli yani birazcık.

Ufuk Erdoğmuş (02:55)
Aynen. Bu arada şey ya, sırf senin için değil yani bizim kendi yönetici açısından da bu geçerli. Yani bizde mesela girişimcilerde şey çok var. İşte bir girişim olsun, ürün olsun, dünya çapında kullanılsın, Allah dünyayı değiştirsin işte çevre, ne bileyim küresel ısınmaya bilmem ne alsın falan. olması gerekmiyor yani. Ufacık birilerini rahatlatıyorsan, mutlu ediyorsan aslında. Tabii.

 

Diğer iş değiştirme sebepleri

Peki diğer şeyleri de konuştum. Güzel şeyler saymıştın sen. İşe yaramasını saydın. İşte patron kötü davranıyordu. Bir de ne demiştin örnek olarak? Mesela senin ayrılma sebepleri neydi başka?

Utku Akgüner (03:22)
Benim

açıkçası ilk şirketimden ayrılma nedenim iş hayatımda benim kişisi hayatım arasında bir denge olmaması. İkincisi eski kafalı bir yani şey gibi teknoloji sektörü dediğimiz şey aslında yenilikçi bir sektör olması lazım. Yeni gelen gelişen teknolojiler ayak uydurması lazım. Belki argı geliştirmesi yapması lazım arkada. Eğer esken bir parçaları varsa teknolojileri varsa onu yenilemeleri lazım. Yani yazılım nebzinde konuşuyorum. Benim ikinci şirketimde sıkıntı oydu. Ben buna dinozor kültürü diyorum böyle zamanında.

Mesela Türkiye'de işte diyen bir tane paket yazılım geliştiriyor adamlar. İşte çok iyi abi oraya da onların da işine yarıyor, bunların da işine yarıyor ama günün sonunda belli bir sene sonra, 15-20 sene sonra şirket ayakta kalıyorsa o yazılım eski oluyor. Ondan sonra onu yenilemek de tabii bambaşka, ayrı bir iş. Hem eksekütüf taraf da böyle bir karar alınmadığında hem de yazılımcı kaynağı bulamadıklarında tabii kalıyor yani. Ben de işte...

Ufuk Erdoğmuş (04:13)
Ben burada tabi şeytanın avukatlığını yapacağım. Ben de sana katılıyorum ama yani tersini de düşünmek lazım. O şirket yöneticisi ne düşünüyor acaba diye düşünüyorum. Yeniden yapmak biliyorsun hani düzeltmekten çok daha pahalı gözüküyor başta. Buna giremiyor olabilir. Bu Türkiye'deki ekonominin ya da şirketlerin güçsüzlüğünün sonucu olabilir. Sadece empati yapmaya çalışıyorum. Ya da işte zamanında alınmış yanlış kararlar işte technical debt diyorlar ya geleceğe sürekli atılıyor falan. Onun sonucu olabilir. Ama sen sonuçta bir yazılımcı olarak gençsin bile. Bunu çekmek zorunda değilim diyor olabilirsin aslında.

Utku Akgüner (04:42)
Yani aslında tam olarak da değil. Benim bahsettiğim mevzular birazcık da aslında şundan kaynaklı. Yani sizin sektörde rekabette kalmak istiyorsanız hem performans yönünden hem de teknolojiyi geliştirmeniz gerekiyor bence. Çünkü eğer siz bugün bu geliştirmeyi yapmazsanız o geliştirmeyi yapmayı göze alacak başka şirketler var orada. Rekabetin temelindeki şey de yani para değil.

Ufuk Erdoğmuş (05:02)
Peki

şey var mı mesela bir yerde çalışırken sen böyle yani aslında şirketinin bakış açısını beğenmediğin için rahatsız ediyorum seni değil mi? Yoksa sana başında veya işini yapıyorsun gibi bir şeyin ötesinde.

Utku Akgüner (05:11)
Orada bir sıkıntı yok. Ya tabi benim boss'um bana mobbing uyguluyordu yani o ayrı bir problem ama ya benim temel ayrılma nedenim o değildi. Yani katlanıyordum ona yani. Bir sıkıntı yok.

Abi yıl olmuş 2000 kaç yılıydı o zaman? 2020'de ben X stajımı yapmıştım orada sonra full time'a geçtim ayrıca adamlar hala visual basic kullanıyor ben ne yapayım yani.

 

Mülakat süreçleri nasıl olmalı?

Ufuk Erdoğmuş (05:32)
Peki madem başka bir deneyim sorusu olsun, mülakatlar nasıldı peki? şimdi sonuçta 5 tane işe girdiğine göre belki 50 tane mülakahta girmişsindir. Sana onun hissi ne? Yani bir yere girmende mesela mülakatın etkisi oluyor mu? Aa bu adamların mülakaatı iyiydi gireyim falan gibi bir...

Utku Akgüner (05:46)
Ya ben birincisi iki şeyde paylaşmak istiyorum. Bir kendi deneyimi biraz paylaşmak istiyorum. Bir de arkadaşlarım diyeyim çünkü benim çok yazılımcı arkadaşım. Benim hiçbir mülakat deneyimin böyle uzun böyle zor bir süreç gibi gelmedi. Yani benim hemen hemen her zaman böyle ilk bir sözlü mülakat oluyor. İşte konuşuyorsun işte belki seni soft skilllerini ölçüyorlar veya işte hard skilllerin hakkında bir meta data elde ediyorlar. Yazılımcı tabiriyle. Yani ön bir bilgileri oluyor mesela.

Ondan sonra teknik mülakat da ya ne oluyor, bir süre içinde bir şey geliştirmeni istiyorlar. Ya da adam diyor 5 gün, 1 hafta içinde bana şöyle şu tip bir yazılım yap diyor. Mesela onun şeylerine bakıyor yani kodu nasıl yazmışsın, Optimize çalışıyor mu kod. Arkadaşlarımı deneyim mi birazcık daha farklı. Mesela senin bahsettiğin mevzuya ufkami, bir şirket az mülakat yapıyorsa bu şirket kalitesizdir diyen bir arkadaşım vardı benim mesela.

Ufuk Erdoğmuş (06:35)
Adımların

çok olmasını mı bekliyor?

Utku Akgüner (06:37)
Evet yani çünkü eğer şey gibi, eğer adam iyi seçmiyorsa orada yapılan işte de bir sıkıntı vardır gibi bir assumption yapıyor yani. Orada yaptığım işin bir çok bir değeri yoktur gibi veya böyle öylesine eleman oluyorlar.

Ufuk Erdoğmuş (06:49)
kendi

içerisinde tutarlı bir bakış etsin. Yani sonuçta bir şirket bir işi nasıl yapıyorsa her şeyi öyle değerlendirir.

Utku Akgüner (06:54)
Kimsinin de hiç umrundu değil, ben parama bakarım. Ekmeğimdeyim abi.

 

İşten işe atlama furyası

Ufuk Erdoğmuş (06:59)
Mesela şimdi son 3 yılda, 4 yılda hatta belki çok gördüm yani 2019-2020'den beri pandemi öncesinde de biraz vardı bu çünkü. Tamamen masanın bu tarafından yorum yapıyorum. En katlanamadığım şey böyle çok yaygınlaşmış olan yani katlanamadığım şey kişiler değil de bu kültürün yaygınlaşmış olması. Yani atıyorum 10.000 lira alıyorum 10.500 verene işe gidiyor. İşte 20.000 lira alıyorum 22 verene işe gidiyor. Yani 3 kuruş 5 kuruş için millet işini bırakıp değiştiriyor. Soruyorsun aslında iyiydim eski yerimde diyor mesela.

Bu kültürün yayılmış olması yazdığım sektöründe çok var. Başka sektörlerde bu kadar imkan olmadığı için tabii yok. Bana çok garip geliyor. Öyle olunca da CV'lere bakıyorsun 6 ayda 8 ayda atıyorum işte Haziranma zammını beğenmeyip, Ağustos'ta iş değiştiriyor, Ocak zammını beğenmeyip, Şubat'ta bir daha iş değiştiriyor. CV'ler bu zaman şey dönüyor 5 ayda 6 ayda bir zıplayan, ne aradığını bilmiyormuş gibi gözüken tiplere dönüşüyor.

Utku Akgüner (07:44)
Kinyut Ekim benim ya mesela iş değiştirirken en büyük korkularımdan da, Viro'y da açıkçası arkadaşlarım hep diyordu bana sürekli iş değiştirme iş değiştirme ama ben daha iyi bir şeye gitmek için değil yani daha fazla maaş almak için değil bir rahatsız olduğum bir şey olduğu için ayrılıyorum.

Ufuk Erdoğmuş (07:57)
Senin

üzerinde öyle de şimdi ben piyasada böyle bir şey de olduğu için o refleksi geliyor. Yani gördüğün zaman birisi 3 yıl boyunca hani 1 yıl 2 yıl olabilir sonuçta denk gelmeyebilir. Acemiyken ne istediğini de bilmezsin. Ama mesela artık 4 yıl olmuş 5 yıl olmuş mezunu alalı atıyorum 10 tane iş değiştirmişsin. Bu bir şey gösteriyor bana mesela hani red flag yani bu.

Utku Akgüner (08:15)
Ama bunun birden fazla nedeni o. Birincisi ya Türkiye'nin sosyoekonomik durumunu da göze almak lazım. Onun dışında yazılım sektörünün aslında kültürel değişimini de birazcık görebiliyoruz Türkiye'de bu yönde. Mesela bazı büyük şirketler işte çalışanlarını alırken aslında şey gibi yani kullanat gibi bakıyor aslında bir yerde. fazla iki yıl. Tabii. ben duyuyorum yani çok fazla şeyler var ya mesela giriyorlar bayağı çalışanın suyunu çıkarıyorlar. Belli bir verdiği maaş var zaten yani verdiği maaşın üzerinde bir

Gelir değil yani o mesela x4 vermesin. Mesela diyelim 10 lira alıyorum ben 10 liraya x çıktı vermem gerekiyor adamlar sana 1.5 çıktı bekliyor ve beğenmiyorsan da kardeşim git ayrıl diyor.

Ufuk Erdoğmuş (08:58)
Dışlilerde birisi sizin falan gibi ya da işte tamz diyorlar İngilizce çok güzel böyle düşünen değil sadece tuşlara basın.

Utku Akgüner (09:03)
Yazılımcı

adam dediğin sistemdeki çarktan ibaret olmaması gerekiyor bence. Tabii bu işte şirketler hangi paradigmadan ilerlediğine bağlı ki yani bence benim için önemli bir şey ben ayrılma nedenlerimden biri de oydu.

Ufuk Erdoğmuş (09:07)
yaptığın işe göre maalesef.

Bu bayağı geçerli bir sebep. Mülakatlardan bahsettik, iş değiştirmeden bahsettik. Bir de işi değiştirdikten sonra içeride olanlardan bir sürü konum var. Çünkü sen en azından beş şirket gördün, arkadaşların vesaire. Benim kuşak ya da işte diğer yöneticilere ibretlik şey olsun, yorum olsun. Kültürle ilgili, bana mobing uygulandı dedin mesela. Bu çok ekstrim bir örnek ama daha yaygın olabilecek. Gerçi mobing de bayağı yaygınmış. Onu ayrıca konuşuruz.

 

İş yeri kültürü

Kültürle ilgili mesela önemli olan ne var?

Utku Akgüner (09:41)
Bu türle

ilgili olan aslında çok da aşırı değişmiyor. Mesela pir yani kendine eşli seviyedeki insanlara bakıyorsan aslında genelde insanlar yardımlaşmaya meyilli oluyor. Yani insanlar sana yardım etmeye çalışıyor. Ne zaman yardım etmeye niyetli olunca gerçekten çok sıkıştırılıyorlarsa, çok yoğunlarsa. Yani gerçekten üzerlerine gelen bir insan varsa o zaman yardımlaşma seviyesi azalıyor mesela. Stresle diyorsun. Stresle tabii.

Bu sefer şey oluyor mesela yeni gelenler elinden tutacak biri olmuyor bazen. Eğer siz üst seviyelerdeki insanlara çok fazla iş veriyorsanız, çok fazla yükleniyorsanız bu sefer altta yeni gelişecek elemanlarım belki önünü kesmiş oluyorsun. Yok abi estağfurullah. Yok şimdi şey diyormuşum yarası olan, gücüm var. Yok abi o bağlamda değil mi? Benim eski şirketlerimde de öyleydi mesela. O zamanda şey oluyordu mesela diyelim senior'ından yardım alman lazım. Senior'ın şey yani adam yoğun.

Ufuk Erdoğmuş (10:19)
Bu mesaj bana mı?

Utku Akgüner (10:36)
gidiyorsun adamı darlıyorsun abiye yani. Mesela adam diye şey yapıyor. Ben de eskiden ofise gittiğim için biliyorum adam oturmuş kodunu yazıyor. Yanına çöküyorsun böyle kamp atıyorsun. Ne zaman şey yapacak koltuktan kalkacak diye. Sonra gelip abi bir şey soracak. Bir baksana ya falan.

Ufuk Erdoğmuş (10:52)
Biraz

da tabi ben sebebini tahmin ettiğim sebebini söyleyeyim. Hep aynı yere geliyor. Şirketler maddi olarak güçsüz olduğu için sürekli böyle bir az zamanda çok iş yapma. Daha doğrusu az zamanda çok fatura kesme. Yani yapılan işi de önemsemiyorlar. Az zamanda çok fatura keselim, çok para kazanalım gibi bir derdler. Çünkü kâr marjı düşük, kazançlar düşük. Ortalama iyi konuşuyorum şu an. Böyle olmayan şirketler de rahat olduğu için maddi olarak içeride de daha rahat davranıyor, daha düzgün süreçler işletiyor. Sen de bakıyorsun, aa bu şirket işte bu ekip ne kadar güzel işliyor diyorsun.

Utku Akgüner (11:22)
Ama şeyde var mesela birazcık planlı, organize olmanın da çok faydası var.

 

Planlamanın önemi

Bence mesela şirketler nebzinde planlama birazcık hafife alınıyor gibi geliyor bana. gerçekten mesela diyelim 8 tane iş yapılıyorsa aslında birinin planlama olması önemli yani o aradaki bir işten fedakarlık yapılabiliyor olması lazım. Planlamadan bahsettiğim de sadece yazılım nebzinde belki proje mimarisi olarak değil mesela yeni gelen elemanların eğitimine kadar aslında onlar da çok önemli detaylar veya mesela çalışanların eğitimi.

Türkiye'de biz niye mesela yüksek kodlama standartları görmekte zorlanıyoruz? Aslında bundan dolayı.

Ufuk Erdoğmuş (11:57)
Yine aynı yere gelmiyor mu işte? nasıl eğitecek? Bir Junior geldi ekibe. Kim eğitecek? Senior. Senior ona eğit... Tamam, ya da eğitim paketim mi olacak? Bir programın olacak. Kim hazırlayacak? O programa zaman ayrılacak. O zamanın parasını kim verecek? Gene dönüyor dolaşıyor. Yine maalesef paraya geliyor. Ya da işte proje iyi planlansın diyorsun. O zaman proje yöneticisi çalıştırmak gerek. Bu arada bu just... Yani justify etmiyor diyeceğim. Ne derler?

Utku Akgüner (12:04)
Evet, ya genelde öyle.

Ufuk Erdoğmuş (12:21)
Haklı göstermiyor. Zaten yönetimin görevi o parayı kazanmak. Kendine kazanmak değil yani. Ekibin düzgün yürümesi için o parayı kazanması lazım ki işte proje yönetisi lazımsa onu alsın. HR lazımsa HR alsın. Genelde bunlar böyle K ile alınmayan görevler.

Utku Akgüner (12:34)
Yani

aslında planlamadan bahsettiğim birazcık şey de içeriyor. Mesela yazılım nebzinde konuşursak eğer sen projenin planlamasını önceden ne kadar hazırlıklı yaparsan ondan sonra yapacağın geliştirmeler de o kadar. Aslında zaman aralı açılıyor belki de orada biraz. Onu demeye çalışıyorum.

 

Hangi özellikleri, bir üst yöneticiyi iyi/kötü yapar?

Ufuk Erdoğmuş (12:48)
O zaman son bir soru sorayım mı? Sor abi. Biraz isim vermeyelim gıybete girmesin ama. Şimdi senin sonuçta 5 şirket en az 5 tane sinirin ya da işte üstünde sana yardım eden senden daha kıdemli direkt seninle çalışan olmuştur. 3-5 tane. Onlar arasındaki farkları düşünürsen yani bir senin yanındaki üstün ya da işte sinirin hani ne yapınca iyi oluyor ne yapınca kötü oluyor.

Utku Akgüner (13:09)
Yani bence bir sinyerin yapabileceği en güzel şey, birincisi yani altındaki kişi tabii ki de bir iş yapıyor ama belki de onu birazcık motive etmek bence yapabileceği en büyük şeylerden biri. Ya yardım etmesen bile onun yaptığın işe küçük bir takdir göstermek bile o kadar büyük fark yaratıyor ki. Çünkü sinyaller gerçekten kendi işleriyle meşgul olduğunda tabii ki de onların da kendi problemleri şey var ama altındaki eleman hani böyle eh bir iş yapsa bile eline sağlık bile demek aslında çok büyük.

Ufuk Erdoğmuş (13:36)
Süper yapmışsın aferin yalandan değil yani gerçekten

Utku Akgüner (13:39)
Şakçalık

yapmasına gerek yok sonuçta. Sadece birazcık daha motive etmesi belki onun da ekipte var olduğunu bildiğini ona hissettirmesi, bak sen de varsın demesi yani ben senior'ım, sen juniors'ın ama biz beraber varız demesi bile aslında çok büyük bir şey. Yani bence senior'lardan kesinlikle şey beklenmemeli. Abi bir problemle karşılaştım hemen gelsin bana yardım etsin, şöyle olsun böyle olsun. Gerçekçi kesinlikle değil. Kesinlikle yanlış bana sorarsanız. Mesela ne olabilir? Haftada bir gün...

veya 2 gün 3 gün artık şirketin yapısına bağlı mesela belli saatleri olur 1 saat ki biz nitekim bu şirkette de böyle yapıyoruz 1 saat senior'ına soru sorar. Saati belli şeyi belli. Senior de o zamana ayıracağını biliyordu. Aslında senior'ın gerçekten kaliteli bir kod standartına kod deneyimine sahip olması da çok önemli çünkü junior'a geçen bilgi o oluyor. Benzer projeye baktıkları için. O yüzden aslında eğitim şart veya eğitim önemli yani sadece şey değil junior'ların değil, senior'ların da eğitimi önemli.

Ufuk Erdoğmuş (14:33)
Ama sonuçta atıyorum sinir varsa ortamda birkaç tane ya da bir tane standardın ona yakınsıyacak. Oysa o ne kadar iyi olursa 2000 çıkardın işte.

Utku Akgüner (14:41)
Aynen. Aynen. Ya senin singerin çok iyiyse, yani gerçekten tecrübeli biriyse o seni ağlatır biraz yani. Code Review'daki ve moda yaşadım. Çok iyi bir şey. Ben mesela eskiden task yapıyordum. Eski şirketlerimden biri. 3-4 kere code review'dan dönüyordu. Ha, biri yolluyordu bana geri. Ama ne oluyor sonra? İşte sayısı azalıyor. Öğreniyorsun vesaire. Veya o disipline sahip oluyorsun. Hata yapa yapa öğreniyorsun. Ya bir hata yaptığında da aslında...

Ufuk Erdoğmuş (14:50)
Bu iyi bir şey değil mi ama bu arada?

Utku Akgüner (15:06)
bir sinyerin gelip seni birazcık elinden tutması o da güzel olur yani kötü duruma düştüğünde o stresten seni birazcık arındırmaz.

Ufuk Erdoğmuş (15:13)
Okey bence en azından çok temel şeyleri konuştuk çok teşekkürler.

Utku Akgüner (15:16)
Ben

teşekkür ederim Görüşürüz patron

 


Yazar Oyuna Devam