Yazılım Ürünü Geliştirme ve Dijital Pazarlama Süreçleri | Olmalı mı, Olmamalı mı? 01
Intro
Ufuk Erdoğmuş (00:00)
Giriyorum. Başladın değil mi sen? Alkış yaptık tamam.
Evet yeni serimiz Olmalı mı Olmamalı mı'nın ilk bölümüyle karşınızdayız. Umarız anlamlı bir şeyler olur tekrar. Yanında Ece ile birlikteyiz. Evet merhaba. Adete kameranın arkasında bir soru soracak. Hiçbir fikrimiz yok ne soracak. Alp başlayalım istersen. Yes başlayalım. Let's go.
SaaS ürün geliştirmek ve ürünün şirketleşmesi
S.Alp Sarıçiçek (00:22)
Bir ürün geliştirdiniz. ShopHopper.
Ondan sonra bir yazılım girişimi olarak devam etti. Bu geçiş süresi nasıldı? Ufuk, sevgili Ufuk.
Ufuk Erdoğmuş (00:35)
Geçiş süresi mi? Nereden nereye geçiş?
S.Alp Sarıçiçek (00:37)
...bunu şirketleştirdik
ve ondan sonraki adımlarda neler yaptım.
Ufuk Erdoğmuş (00:40)
Biz webtelde doğru, ürünü yaptık. Zaten önce bir coskey projesiyle prototip gibi bir şey yaptık. Sonra ürünü pandemi zamanı sıfırdan tekrar yaptık. Çünkü her yapılan ürün bir kere bir daha yapılıyor. Bu yüzde yüz olan bir şey ne zaman yapıldı sadece değişiyor. Satmaya başladıktan hemen sonra değil, ne kadar sonra ilk satıştan herhalde bir 9 ay kadar sonra şirketleşti diyelim ayrı bir 6 şirket olarak ayırdık.
Bunun da sebebi olur da ileride yatırım alırsak, şey olursa daha avantajlı olur. Finansal kayıtlar ayrı olsun diye. Nisan mıydı, Mayıs mıydı? Ece de işte Şubat'ta geldi. Evet, Ece'den 2-3 ay sonra direkt ayrı şirket oldu. Biz zaten orada bağımsızlığını planlıyorduk.
S.Alp Sarıçiçek (01:11)
Ece'nin dahil olduğu yer orası mıydı?
Ece Güner (01:21)
Evet doğru.
14 Şubat.
S.Alp Sarıçiçek (01:24)
Eşini
bulmuşlar. Evet.
Ufuk Erdoğmuş (01:26)
Bu hikaye bu yani çok bir şey değil. Bir noktada bağımsızlığına kavuşması için ayrı şirket olması gerekecekti zaten. Tamam bu üründen bir şey olur dediğimiz an hemen şirketleştirdik.
İlk satış süreçleri ve Account Manager'ın sürece dâhil olması
S.Alp Sarıçiçek (01:38)
Daha sonra nasıl ilerledi, satışlara kim nasıl baktı, Ece o şekilde dahil oldu, account manager olarak. Siz nasıl idare ettiniz o zaman?
Ufuk Erdoğmuş (01:44)
Orada
aslında ilginç bir hikaye vereceğim belki ondan hızlıca bahsedebiliriz. Ben normalde zaten her girişimci, her startup zaten bir ürün çıkıyor. %95 diyelim, girişimci kendi satıyor. Yani girişimciyi kurucusu zaten pazarlıyor. Müşterilerle ben görüşüyordum vesaire. Bir noktadan sonra büyümesi için bir marketing çalışması gerekecekti. Ve de satışa da yardım bir noktada gerekeceğini düşünüyordum ama benim kafamda hiçbir zaman böyle satışı...
Devredebileceğim o aşamada ya da işte satışı benimle eş yapabileceğini düşündüğüm bir profil herhalde karşıma çıkmaz diyordum. Biz o yüzden sadece bir marketing, digital marketing için ilan vermiştik. Ece digital marketing ilanına başvurdu. Evet. Mülakatta ya dedim bu kız olur yani çok alakalı. Buraya başvurdu. Biz başka bir şey olmayacağını düşündüğüm şeye yakıştırdığımız için görüşmeye devam ettik. Öyle geldi. Sonra zaten anahtarı teslim ettik. Satışı ona devrettik.
S.Alp Sarıçiçek (02:38)
Ondan sonra Ece sen nasıl kampanyalar yürütmeye devam ettiniz? Sen geldiğinde yeni kampanya mı oluşturdun yoksa var olanı mı devam ettirdin ilk önce?
Ece Güner (02:45)
Öncelikle tabi hani her şey nasıl işliyor nasıl gidiyor onlara göre bir yol belirledik. Onları takip ettim aslında ilk herhalde birkaç...
Ufuk Erdoğmuş (02:53)
Bir şey söyleyeyim, lafımı kesme çok özür dilerim. Belki şeyi de anlatabilirsin. Yani nasıldı durum? Şimdi izleyenler bilmiyor. Biz biliyoruz sanki anımızı anlatıyor gibi ama onlar hikaye bilmiyor yani. Başkası da ürününü yine satmak isteyecek ya. Nasıl bir setup vardı, sonra nasıl bir yere geldik. Onu da aralarda söylemiş olalım yani bence.
Ece Güner (03:09)
Şöyle söyleyeyim, ilk geldiğimde zaten bütün satış görüşmeleri ve her şeyi Ufuk ilerletiyordu. Önce beraber başladık. Yani görüşmelere girmeye başladım. Orada notlar alıp izleyip nasıl gittiğini gördüm. Hani sürecin nasıl ilerlediğini. Ondan sonra da aslında tamamen bırakınca aynı şeyi devam ettirdim fakat işte marketing tarafı var, prospecting tarafı var. Ondan sonra işte satış, satış süreci sonra takibi.
Oradan yeni şeyler deneye deneye sürekli öyle ilerledik.
Dijital pazarlama süreçlerinde deneme-yanılma
S.Alp Sarıçiçek (03:41)
O deneme yanılma kısmı nasıl oldu? Mesela Ufuk'un daha önce edindiği tecrübeleri ne kadar kullandınız? Yoksa sen sıfırdan mı başladın deneme yanılma işlerini? İlginç bir süre çünkü. Bir tane doğru cevabı yok ama 7-8 tane yanlış cevap yapabilirsiniz sanırım.
Ufuk Erdoğmuş (03:55)
Sonsuz
yanlış cevap var galiba dijital pazarlamada. Bir tane doğru cevap var. Onu bulmak için 20 tane şey deniyorsun.
Ece Güner (04:01)
Ya bizim genel olarak yaklaşım tarzımız çok benzer zaten. Bizden bahsediyoruz. evet. müşteriye direkt olarak... Yani müşteriye direkt olarak yardım etme adımıyla ilk olarak başlıyoruz. Oradan ilerliyoruz. Yani ilk adım hep buydu. Bunun çerçevesinde döndü. Genel fikirlerimiz de benziyordu. Onun dışında da birçok şey denedik evet onun üstüne. Ama o bezi o oluşturdu.
Ufuk Erdoğmuş (04:10)
Sanki şey gibi, bence
Ece Güner (04:29)
Uf'u izleyerek, öğrenerek bir şeylere bakarak onu hep tam core'da tutmaya çalıştım yani. Ondan sonrası ama deneme yanılmaya, evet çok fazla yaptık yani.
Ufuk Erdoğmuş (04:39)
Ama burada ben bir ek düşeyim. şimdi Ece ufuu izleyerek yaptım dedi. Orada aslında ben iyisini doğrusunu yapıyorum da o benden öğrendiği gibi değil. Sebebi şu. Ben ürünü biliyorum. Ürünün hedef kitlesini biliyordum Ece geldiğinde. Ben zaten iki sene onlarla muhatap olmuştum. Dolayısıyla ben ürünün hedef kitlesinin ne aradığını birinci derdinin işte hep şey diyorlar ya startuplar bir problem çözecek. Ürünün hedef kitlesi özel olarak işletme sahiplerinin yani şirket kurucularının
vakti yok ya da parası yok, uygulama istiyor. Biz onlara uygulama veriyoruz. Ama birinci dertleri bir builder aramak ya da teknik bir ekip değil. Ben app istiyorum arkadaş, bunlar ibaretli ve bunu uğraşmadan yapmak istiyor. Ben şimdi bunu biliyordum, zaten önceden çözmüştüm. Ece geldiğinde asıl öğrende... Efendim? Aynen. Yani onu çözdükten sonra zaten o ideal müşteri profili oturttuktan bu adamların asıl derdi ne? Asıl dertleri teknik bir builder değil, asıl dertleri o bu değil, asıl dertleri app verecek bir hizmet.
S.Alp Sarıçiçek (05:23)
Bu sulağımız
Ufuk Erdoğmuş (05:37)
Dolayısıyla onu biz çözdükten sonra Ece geldikten sonra ona alıştı diyelim. biz bir pazarlama stratejimizi biz size hizmet veriyoruz. Bak ne güzel yardımcı oluyoruz üzerine kurduk. Onu gördü. Yani yoksa biz appi işte atıyorum builder'ımızı da pazarlayalım da verirdik. Ya da notion gibi son kullanıcıya bir tool'umuz olsaydı pazarlamada çünkü hedef'e göre pazarlaman gerekiyor ya. Son kullanıcı için bir tool'umuz olsaydı bu sefer bak tool'umuz ne kadar güzel. Bak sana ne kadar yardımcı oluyor diye pazarlardık.
Hayır bizim hedef kitle zaman harcamadan sonuç istiyor. Dolayısıyla biz bak seni hiç uğraştırmadan ne güzel yapıyoruz bunu senin yerine falan diye pazarladık mesela.
'Hedef kitleyi' ve derdine çözüm arayan müşteriyi anlamak
S.Alp Sarıçiçek (06:13)
Hedef kitlenin yoğun olduğu bir havuz bulabildiniz mi peki mesela? Yoksa öyle bir şey var mı?
Ufuk Erdoğmuş (06:17)
böyle bir hedef
pazar olarak böyle nişili.
S.Alp Sarıçiçek (06:21)
Aslında tam olarak ne demek istediğim
şey yani mesela spesifik olarak bunu arayan insanlar belirli bir yerde mi toplanmış yoksa rastgele yerlerden gelip sizi bulanlar hangisi daha yoğunluktaydı?
Ece Güner (06:33)
Şöyle rastgele de var, çok var yani bu olur mu olmaz mı dediğimiz yerlerden de geliyor ama belli bir kitle var mesela competition kitlesi.
Ufuk Erdoğmuş (06:42)
İngiltere
ve Irlanda da sadece olan çekiliş yani adı competition yasal olarak da bayağı bir piyango yani.
Ece Güner (06:49)
Yani push notification onlara çok faydalı geldiği için bir uygulamalarının olması çok mantıklı oluyor. Onu keşfettik aslında öyle bir uygulamamız vardı. piyano ya. Evet. ulaştık ve gerçekten de yüzdesel olarak en çok uygulama yaptığımız sektör oldu. Ama dağılım var yani farklı yerlerde var. Sanırım en temel şey sürekli müşterisi olan aynı müşteri birkaç kez geliyorsa o sektörde o tutuyor. zaten.
Ufuk Erdoğmuş (06:58)
Yani denemiyorduk
Bizim
için öyle. Ya şey gibi bizim app yapıyoruz ya adamlar A ticaretle app yapan bir ürün bu bizim. O çok önemli çünkü ürünün ne olduğu aslında çözüme birinci adım. Shopapper'ın ürünü A ticarete uygulaması yapıyor. Şimdi atıyorum 2 A.
uygulamasını kaç kişi indirmek zorunda ya da bir mobilyacı, yerel bir mobilyacı ne yapacak cep telefonu uygulamasını mesela ama mesela bu kompet için dediğimizde haftada bir değil, hatta iki günde bir bilet satıyorlar. Çok seri giden var ve bir bilet alan piyango kumar gibi zaten bağımlı oluyor, appten sürekli bilet alıyor. Dolayısıyla müşterisi tekrar tekrar tekrar her gün geliyor. O profiller çok iyi ama mesela şey oldu, kozmetik mesela bizim için müthiş bir yani bizim bir türlü çözemediğimiz şey budur. Kozmetik bizim için evet.
mükemmel bir hedef pazar. Ben kozmetik markası açsam hemen uygulama çıkartırım. Biz hiçbir kozmetikçiye bir türlü satamıyoruz. Onlarda bu sefer kâr marju yüksek, devamlı müşterileri var ama ucuzcular mı niye bilmiyoruz onu bir türlü başaramadık.
Ece Güner (08:12)
Yani
şeyde en başta konuşurken hatta demiştik hani en iyi hedef ne olabilir? Benim ilk aklıma gelen mesela kıyafet satanlar yani, Clothing sektörü. Retail. Retail hani o olur dedim ondan evet uygulamamız var ama yine beklediğimiz oranda değil. düşmesi, %5 mesela.
Ufuk Erdoğmuş (08:29)
Evet.
100 kişiye yazıyorsun 5'i olabilir diyor. Ama competition'da o piyango, bizim ilk competition müşterimiz bizi buldu. Biz bu neymiş falan dedik pazarı da bilmiyoruz. Yaptık epey ama Allah Allah neler oluyormuş şaşkınız. Başka ülkede de yok çünkü. O ilk bizi buldu ondan sonra mesela 10 kişiye atıyoruz 5'i aaa evet süper fikir. Yani %50 %60 dönüyor. Absürt yani diğerlerine oranla. Kaldır tabi canım ama her videoda söylüyoruz şans.
Ece Güner (08:55)
Sorduğun soruyu da yanıttı ya aslında değil mi? Temeller aynı belki yaklaşım biçimi ya da genel fikir aynı ama deneme yanılmayla en emin olduğumuz şey olmuyor, bu olmaz dediğimiz şey olabiliyor işte tam orada devre.
Ufuk Erdoğmuş (09:11)
Digital marketingin
böyle her yerde AB, AB testing falan olayı denmesinin sebebi bu. Sen mantıkla düşünüp kesin kozmetik şeyleri satacağım demiyorsun. Bütün fikirleri sıralıyorsun işte kozmetik, kıyafet, competition, restoran şu bu. Sekiz tane fikri yazıyorsun işte AB değil, ABC de neyse. Hepsine saldırıyorsun. Hemen bakıyorsun sonuç çıkıyor mu? Bundan %1, bundan %5, bundan %60. Okey diyorsun önce bir şu %60'a abanalım.
Oraya yükleniyorsun, oradan gelenlerle işte %50'ye yükleniyorsun sonra %10'a yükleniyorsun. AB testing'in olayı bu zaten. Digital marketing hiç yaratıcı bir şey değil yani benim gözümde. Tamamen analitik. Saldırıyorsun, dataçı topluyorsun, okey bu iyi gözüküyor oradan devam edelim. Geleneksel reklamcılığa göre baya sıkıcı yani başlamamış.
S.Alp Sarıçiçek (09:47)
Butter Crunching
Yeni reklam kampanyası başlatma süreci
Peki mesela bir kampanya başlatmak için nasıl bir hazırlık çalışmasından geçiliyor? Sen kafanda nasıl bir yönerge izliyorsun?
Ece Güner (10:08)
Şöyle oluyor yani şimdi artık denemediğimiz sektör kalmamıştır muhtemelen ama öncelikle işte tamamen bu eleme hangi sektöre yardımcı olabiliriz aklımızda 3-5-10 fikir oluşuyor buralarda da artık prospecting yapmak gerekiyor o da ne bir liste hazırlamak ve
Ufuk Erdoğmuş (10:25)
Züccücüğü ver.
Ece Güner (10:26)
Yani
o da artık hani ilgili kişilerin datasını oluşturmak oluyor böyle bir liste oluşturmak. Öncelikle onu yapıyoruz. Email, telefon artık nereden ulaşabiliyoruz.
Ufuk Erdoğmuş (10:35)
da müşteri listesi. Onlar bizden haberi
yok ama bizim onlardan haberimiz var. Evet.
Ece Güner (10:40)
Yani önce onu oluşturuyoruz, ondan sonra email kampanyalarıyla, aramayla, aramada denedik, cold call'da denedik çok. LinkedIn. Evet. Birçok yerden ulaşıyoruz. Olumlu yanıt aldığımızı artık bir takibi alıyoruz. Bu takip kişiye göre, sektöre göre değişebiliyor. O takipten sonra da olumlu olanları aslında tamamen görüşmeye, çekmeye çalışıyoruz. Daha sonrasında bir demo yapmak, göstermek ve süreçte ilerlemek...
Ufuk Erdoğmuş (11:08)
Dijital
pazarlamayla zerre ilgilenen ilk hemen böyle bir funnel diye bir şey görüyor. O huni de zaten olanı yapıyoruz. Tepede bir liste yapıyorsun sonra yavaş yavaş huni de aşağıya doğru satışa doğru yönlendirmek için elimizden geleni yapıyorsun.
S.Alp Sarıçiçek (11:21)
O zaman ilk aşamada quantity over quality gibi bir şey.
Ufuk Erdoğmuş (11:25)
İşte direkt FUJ sayıyı oynuyoruz evet. Numbers game. Itsa numbers game derler zaten. Tam bir sayı oynuyor yani.
'Başarılı' kampanya kıstasları
S.Alp Sarıçiçek (11:30)
Başarılı
bir kampanya Ecesenin için ne sonuç verir? Mesela Yenipazarı Öğrenmen başarılı bir kampanya mıdır? Oradan müşteri çıkmasa bile.
Ece Güner (11:38)
Evet yani tabii çünkü deneyeceğim şeylerden birini azaltmış oluyor. Ben hatta hep onu söylüyorum.
Ufuk Erdoğmuş (11:44)
Bu hiç olmuyormuş.
Ece Güner (11:46)
Harika
bir bilgi. Mesela hayır diyen müşteri benim için çok değerli. Yani hayır diyor ben normalde bir takip için minimum 1 ay 2 ay o kişiyi takip alıyorum. Bir şey çıkar diye. Hayır cevabı, bu kampanya olmuyor cevabı. O bilgi çok değerli. O yüzden bence başarısız diye nitelendirmeyebiliriz. Eğer normalde başarısı kanıtlanmış bir mesela competition'da hiç işlemeyen bir şey olmuşsa orada belki başarısı uygulanır hani bir şey yanlış mı yaptık deneyelim.
gibi gibi yani içine ama bence başarısız iyi bir şey öğretiyor her türlü bir data veriyor.
Ufuk Erdoğmuş (12:21)
Restoran
güzel örnek mesela biz restoranlarında kozmetik gibi çok epi sürekli sipariş alıyor mahalledeki dönerci kebapçı neyse herhalde ep isterler bir de İngiltere'ye Amerika'ya yapmaya çalışıyoruz orada zaten telefonla işte bizim yemek sepeti gibi uygulamalar kullanılıyor dolayısıyla isterler diye düşündük çok harcadık enerji para bir sürü şey harcadık onlara ulaşacağız diye en son ikna olduk ki restoranlar çok az kazanıyor kermajları düşük hani bizim istediğimiz rakamı ep'e vermek istemiyor
Ölü sektör çünkü bizim istediğimiz parayı verecek kadar zengin değiller. mesela bunu anlamak güzel bir şey. Çünkü bir noktan sonra o fişi çekiyorsun, o da bir tasarruf yolu. Yoksa o fişi çekmezsen sonuçta kadar oraya para akmaya devam ediyor. Ya da cold call mesela aynı şekilde. O kadar da değil yani. Bir kanala da çok harcıyoruz. Telefona bir ara zaman harcadık. Email kampanyasına biz 15 ay harcadık.
Ece Güner (13:05)
F4'u transfer etmişim.
S.Alp Sarıçiçek (13:13)
Onu soracaktım. Mesela işe yarayan kadar işe yaramayanlar da kampanyalarda öğretiyor zaten. Dedin bana hayır diyen müşteri çok değerli diye. Bu hayırlar üzerine biz, sen kendini geliştirmek ya da ürünü geliştirmek adına nasıl bir yol izliyorsunuz mesela?
Ece Güner (13:28)
Şöyle yapıyoruz, çok şey bırakıyoruz, çok yeni şey deniyoruz. Yine aynı duruma, aynı saykıla dönüyor. Mesela cold call dedik, bir yıl yaptık. Ama bu mobili uygulamada çok çok işlemedi. Biraz değişti, insanlar aranmak istemiyor gibi. Ya da bizim ulaştığımız çevre öyle. Oradaki eforu biraz bırakmamız gerektiğini sadece takipten sonra o arama işlemine devam etmemiz gerektiğini düşündük. Artık oraya geçtik. Oradaki eforu email marketing'e aktardık.
Orada beklediğimiz yanıtları alamadığımızda, onun da ki eforu düşürdük. Personal, böyle kişisel yaklaşma, direkt hedef şirket belirleme, oraya yöneldik. Ve daha da yeni şeyler deniyoruz. Yani buna sebebiyet veriyor bence. Bir yerde ki eforu transfer etmemize yarıyor.
Ufuk Erdoğmuş (14:14)
ilk önce tabi şeyi deniyorsun en ucuz nasıl müşteri kazanırım en ucuz yollar işte emailler şunlar bir şeyler deniyorsun
S.Alp Sarıçiçek (14:22)
Yani ben bunu
daha önce sorsaydım daha iyi olur sanırım da düşünce trenini anlattığınız yurtdışı pazar için mi esas geçerli yoksa genelde satış olarak mı yok biz ürünümüzü yurtdışına satıyoruz çünkü.
Ufuk Erdoğmuş (14:32)
Biz
sadece dışarı sattığımız için de, dışarıda bilmiyorum. Hiçbir fikrim yok. Genel olduğunu düşünebilirim de, biz tabi şu an Amerika, İngiltere, Kanada hani...
S.Alp Sarıçiçek (14:36)
okey o zaman yurtdışı satışı.
Ece Güner (14:43)
Bir de belki ürün bile değiştirebilir. Şimdi bu ürünün bazında yurt dışına sattığımızı düşünerek hepsini konuşuyoruz ama ürün değilse ve ülke değilse belki değişebilir.
Dijital pazarlama klişeleri ve yanılgıları
Ufuk Erdoğmuş (14:53)
Ürün ve hedef
kitlenin kombinasyonu bir optimum şeye zorluyor seni zaten. Bir funnel'a işte o bir pazarlama stratejisine zorluyor. Ama başta bunu ben iddia ediyorum kimse bilmiyor zaten. Yani o yüzden A, B, C, bir sürü test yapıyorsun yani. Yani internete bakıyorsun dijital pazarlama nasıl yapılır, nasıl funnel oluşturacağız? Hemen şu listeyi yap, prospect et, telefonla ara.
İşte email at, üç gün sonra ikinci email at, yedi gün sonra neydi o? Starlart bir LinkedIn'den touch yap, işte ne kadar çok touch yap. Böyle çok klişe. Yazımda olduğu gibi tüteryolar var böyle. Ama yapıyorsun, arkadaş bizim ürün mesela, biz Bero Espri yapmıştım ben. Olmuyor yani, ile app satamıyorsun. Yani ürün, email ile satılacak ürün değil. Biz bunu, ben şeyi canlandırdığımda jeton düştü. Yani nasıl email ile araba satabilir misin birine?
S.Alp Sarıçiçek (15:43)
Çok
zor
Ufuk Erdoğmuş (15:44)
Doğru olur evet. Hani adamın araba alma aklında yoksa, pahalı geliyorsa hani e-mail atacaksın da koltu ya da koltu telefonla arayacaksın böyle durduk yerde. Bu ürün kimsiniz hiç önemli değil. Biz bilmem ne markasını arıyoruz, araba ister misiniz falan. Olmaz yani. Bu onun gibi bir şey. Yani bizim ürün araba değil ama. Evet. Ürüne bağlı yani bu. Her kampanya modeli her şekilde olmuyor.
Ece Güner (15:59)
Ben otağım.
Hatta burada iddia ediyorum bence e-mailden aldığımız bütün müşteriler denk gelmiş müşterilerden. Sırada arıyor. Evet aklında var arıyor ve evet benim ihtiyacım var diyor ve alıyor. Başka türlü değil. Çünkü birkaç kişi denk geldiğimiz birkaç müşteride hiç aklında yokken görüşme yaptık evet e-mailden çekebildik ama sonuca ulaşmıyor çünkü o hala onun zihninde tam oluşmamış oluyor. Yani bunlar denk gelenler olmuştur e-mail.
Ufuk Erdoğmuş (16:31)
Belki
iki gün sonra Google'da arasa yine bize denk gelecek olabilir. Evet. Ama biz tesadüf üç gün önce mail ile denk geliyoruz. Hadi görüşelim diyorum. Böyle hissediyoruz.
S.Alp Sarıçiçek (16:38)
O
zaman reklam kampanyası kadar görünür olmak da sanırım bir öteki ayağı.
Ufuk Erdoğmuş (16:44)
Ürüne çok bağlı gerçekten. Biz adamın işletmesinin bizim örneğimizde hikayeyi bütün vermek lazım. Kontekste de vermek lazım. Şimdi adamların bir el ticare sitesi var, bir şey satıyor. Biz adamlara ikinci bir dükkan sunuyoruz mobil uygulama olarak. İkinci bir dükkan açma kararı başka bir şube açmak gibi aslında. Durduk yere telefonla arayıp, ya biz size şube açalım deyince saçma. Aynı şekilde biz size mobil uygulama verelim demek de bir o kadar saçma. Adamın kafasında bu plan yoksa ihtimali yok.
Yapabileceğin tek şey biz bunu yapıyoruz bilinirlik orada devreye gelir. Adam iki sene sonra app yapmaya karar verdiğinde sizi bilip gelmesi. Asıl funnelların olayı bu zaten ama hani hızlandırılabilen bir süreç değil bizim üründe. Başka ürünlerde hızlandırılabilir. Ürününü tanıtırsın bak ne kadar işini kolaylaştıracak sana zaman kalır şu bu deyip bir şekilde adamı o funnelda zorla itekleyebilirsin ama bizimkinde business decision çok o yüzden adamın onu iteklemesi çok zor sadece haberi olacak bir noktada ileride belki geri gelecek.
Ece Güner (17:40)
burada çok güzel bir örnek de yaşadık. Başka bir şube gibi bir şey sunmuş oluyoruz ya gerçekten öyle bir alan yaratıyor. Yeni bir platformda bir satış yapıyor. Mücevher satan bir işten bahsediyorum. Ona ulaştığımızda dedi ki ben zaten şu an işlerime yetişemiyorum. O kadar yoğun ki operasyon bir alanda, satış alanı daha açar. Yapamıyor.
Ufuk Erdoğmuş (17:59)
Adam daha çok satmak istemiyorum diye reddetti bize. Daha ne istersin Tamamen
seni arıyoruz güzel.
Ece Güner (18:07)
Evet ama istemiyor yani o operasyonu yürütecek daha planlama yok ortada. Bu kadar farklı faktörler de işleyebiliyor yani.
Ufuk Erdoğmuş (18:15)
Bu arada
çok saçma geliyor kulağa çok... Yani o mesela... İşletme sahibi evet. akıllı başında bir işletme sahibi.
Ürüne yapılacak geliştirmelerin görünürlüğe etkileri ve müşteriyi dinlemenin önemi
S.Alp Sarıçiçek (18:22)
Peki mesela bu anlattığım bütün sürece denk gelme, müşterinin araması sürecini, üründe herhangi bir geliştirme yapılarak bizim bu süreci hızlandırma şansımız olabilir mi? Denk gelme oranımızı yükseltme şansımız var mı böyle bir şeyle?
Ece Güner (18:36)
Denk
gelme oranından emin olamıyorum. Fakat gelen kişilerde, görüşmelerde satışı arttırma ihtimali olabilir. Üründe eksiklik varsa ya da biz onu ekstra bir şey sunamıyorsak ya da bir şey ekleyerek o satış sürecini tamamlayabileceksek onu sağlar. Yani tabii ki yapılabilir. Ürün geliştirilebilir. Farklı özellik eklenebilir. Bu o satışa giden süreci olumlu etkiler bence. belki o...
satış oranında etkiler. Direkt denk gelmeyen etkiler mi? Şöyle yeni bir alan yaratırsak etkiler.
Ufuk Erdoğmuş (19:10)
Gerçekten de o özelliği eklersin. Adam görüp daha çazıp gelecek o bir sonraki için. Ama bu arada zaten SaaS ya da işte startupla ilgili ürün geliştirme, product diyelim. Herhangi bir yere baktığınızda hep şey derler zaten, güncel. Müşterilerinizi dinleyin, hedef kitlenizi dinleyin, onlara sorun derler. Biz bunu gidip sorarak yapmıyoruz. Her satış görüşmesinde neye baktılar, neyi irdelediler, onları not ederek yapıyoruz. Bu adamlar bunu çok sormaya başladı.
ekleyelim diyoruz. Zaten bizim şu an %95 herkesin kullandığı bir özellik. Bir müşteri geldi istedi biz zamanda anlam veremedik yani bu kadar uyduruk bir şeyi niye istiyor dedik. Herkes kullanıyor işte o web page hikayesi. Hani gerçekten bize söylediğinde adam işte biz Esat'la o zaman konuştuğumuzda böyle gerçekten birbirimize baktık yani ne kadar saçma bir şey istiyor falan diye bir koyduk herkes onu istiyor yani onu gören onu istiyor yani öyle bir özellik. Bu olabiliyor mesela bu hakikaten müşteriyi dinlemenin en büyük avantajı.
S.Alp Sarıçiçek (20:07)
Şu an benzer bir talep var mı?
Ufuk Erdoğmuş (20:09)
İnşallah kaçırmıyoruzdur da.
Ece Güner (20:12)
Yani oldukça yapıyoruz diyebilirim. Mesela eklememiz gereken multlanguage vardı ya da işte başka özellikler oluyor. Bazen direkt automation istiyorlar, kişiye özel eklemeler yapıyorlar. Onları zaten yapıyoruz.
Ufuk Erdoğmuş (20:22)
En özel bir şey istiyor. Onu yapıyoruz. 3 yıl oldu artık
zaten. Yapa yapa böyle herkesin istediği şeyler azalmaya başladı. Aynen Artık yaptık onları. Sonraki.
Kapanış notları
S.Alp Sarıçiçek (20:30)
12 adım
Ece Güner (20:34)
sonraki adım belki alanı geliştirmek için yeni bir puzzle yapalım.
Ufuk Erdoğmuş (20:38)
Ben
Yelpaze'ye benziyorum. an bir kanat var. İşte ikinciyi, üçüncüyi açınca katlayacaktır yani. Yani işletme tipi değişmeyecek. Pazar değişmez ama yeni bir altyapı, yeni bir ürüne bağlanabilir. İki yol var zaten. Ya yeni bir pazara gidiyorsun ya da yeni bir grubun sorununu çözüyorsun. Aynı sorunu başka bir kitle için çözüyorsun.
S.Alp Sarıçiçek (21:01)
Peki mesela cesence hem senin en iyi yaptığın şey ne hem de ürün olarak shop upperda altına imza atacağın şey ne?
Ece Güner (21:11)
Yani bunu hep söylüyorum belki ama takip çok önemli bence. Benim herhalde en özen gösterdiğim şey diyebilirim o takip. Personal Touch. şöyle örnek veriyorum. Aynen follow up İngilizce olarak. Yani 6 ay işte 1 yıl 2 yıl takip edip de aldığımız müşteriler oldu. Bence bu çok değerli.
Ufuk Erdoğmuş (21:34)
Gitti diyorsun
ama 6 ay sonra ya tamam artık hazırım gelin diyor mesela.
S.Alp Sarıçiçek (21:37)
Palawap'tan
müşteriye dönmüş en uzun süreli rekorun nedir peki onu alırım.
Ufuk Erdoğmuş (21:42)
Geliyor mu? Bence gelsin de.
Ece Güner (21:44)
Gelince
söyleyelim ama onu saymazsak bir yıl.
Ufuk Erdoğmuş (21:49)
Bir yıl ara ara arıyorsun ne haberi ne durumdasın hala mı istemiyorsun falan. İnception diyor. Tamam hazırım diyor evet. İşte o hakikaten işte o funnel'daki gerçek hikaye o yani bir yıl önce ulaşmışız ancak bir yıl sonra gelmiş ama işte her startup her küçük şirket de hani o bir yıl onu döndürecek falan gücü olmaya da biliyor.
S.Alp Sarıçiçek (22:08)
Peki teşekkür ederim öncelikle. Çok şahane bir konuşmaydı. Olmalı mı olmamalı mı? Şokify.
Ece Güner (22:16)
Olmalı.
Ufuk Erdoğmuş (22:17)
Bence
de Ofuk Bey. Kesinlikle olmalı. Bunu her zaman da soracak mıyız abi? Evet Ofuk Bey. Ben hep olmalı diyeceğim, hani pozitif.
Teşekkürler.
S.Alp Sarıçiçek (22:26)
Notları aldık umarım. Ben teşekkür ederim.
Yazar Oyuna Devam