Yazılıma Başlamak İçin Bir Alternatif: İnternet Sitesi Yapmak | Olmalı mı, Olmamalı Mı? 3
Intro
Bu bölümde, Weptile'daki yazılımcılarımızdan Mert Kaynak ile internet sitesi yaparak yazılım sektörüne girmek, WordPress vb araçların faydaları, No-Code ve Low-Code platformların sağladığı olanaklar, özel kod yazma gereksinimi olan projeler ve genç yazılımcılara ve yazılımcı adaylarına tavsiyeleri üzerine keyifli bir sohbet ettik.
İnternet sitesi yaparak yazılım camiasına girmek neden mantıklı?
Ufuk Erdoğmuş (00:00)
Olmalı mı, olmamalı mı'nın 3. bölümünde No Code ve Low Code platformları konuşacağız. Format gereği bize ne sorulacağını bilmiyoruz. Mert'le birlikteyiz. Alp sorularımızı soracak. Hadi bakalım.
S.Alp Sarıçiçek (00:12)
Merhabalar,
hoş geldiniz teşehriler. Ben şöyle başlatmak istiyorum bu muhabbeti. Biz WebTile olarak, web sitesi yaparak işe başladığımızı orientasyon da öğrendik. Peki mesela bunun yazılıma giriş için web sitesi yapmanın da mantıklı bir şey olduğu bence çoğu insan tarafından bilinen bir şey ama neden mantıklı olduğu teknik açıdan nasıl bir açıklama sunabilirsiniz bu konuda mesela? Ben bilmiyorum ama sizin cevabınızı öğrenmeyi çok isterim.
Mert Kaynak (00:14)
Fonduk.
Evet şöyle
Ufuk Erdoğmuş (00:41)
Yazılıma girmek için sen buyur abi. Yazılıma niye web sitesinden girmek mantıklı? Bir kere mantıklı olduğunu varsaydık ama evet.
S.Alp Sarıçiçek (00:47)
Ben
dışarıdan öyle gözüktüğünü düşünüyorum.
Mert Kaynak (00:50)
Ya bence şöyle benim girdiğim dönemlerde yaklaşık 5 sene önce falan o dönemki trend daha çok web üzerineydi işte mobil teknolojiler vardı ama bu kadar gelişmiş değil, InfoLutter, React, Neto bu kadar popüler değildi. O dönem web popülerdi. Birinci sebep bu bence trend olmasından dolayı. İkincisi kaynakça yani işte bir sıkıntı yaşadığın zaman ya da bir şey geliştirmek istediğin zaman bulabileceğin literatür daha fazla. Web o yüzden bence daha mantıklı. Üçüncüsü
Benim işte hem liseri üniversitede de hissettiğim şey şuydu, ben işte kodlama yaparken kimisi böyle işte o siyah ekranlarda işte yazılar akarken keyif alabiliyorken ben mesela daha çok görsel bir şey üzerine daha iyi öğreniyorum. Yani aklıma daha kalıcı oluyor hem de daha çok keyif alıyorum.
Ufuk Erdoğmuş (01:30)
Frontend
de bu yüzden bence daha popüler.
Mert Kaynak (01:33)
Dere
görüyorsun. Çıktığı direk alıyorsun ya veya bir şey tasarladın. Tasarım çizmek gibi yani o küçüklükler resmi yapmak gibi bir şey. Hemen sonucu alıyorsun hoşuna gidiyor falan. O yüzden benim için web mantıklı üçüncü olarak. Bir diğer şey de sanırım ister istemez biz tam bu webin patladığı çağ geliştirme yaptığımız aniden geldi. Araya hemen bir şey sorayım.
S.Alp Sarıçiçek (01:54)
Webden kastın peki birazcık daha açık mı?
Ufuk Erdoğmuş (01:56)
Rap
sitesinden bahsediyoruz.
Mert Kaynak (01:58)
Web
sitesi, aslında şöyle yani, temelde web sitesi soru olduğu için oradan gidiyorum ama, weblerle ilgili her şey aslında.
Ufuk Erdoğmuş (02:03)
Ya
bu arada şey oldu, webin kucağına geldi zaten bütün yazılımlar. Yani ben 15 sene önce web sitesi yaparak başladığımda freelancer olarak web siteleri vardı bir de kurumsal desktop yazılımları vardı. Zamanla o desktopların hepsi web'e geldi. İşte ilk önce havalı isim diye cloud falan dendi sonra web application dendi hani website demek istemedi kimse. Ondan sonra yani hepsi online olduğu için
web büyüdü aslında böyle web hep vardı, web sitesi yapılıyordu ya da webde formlar, entegrasyonlar yapılıyordu. Sonra o desktop uygulamalar kurumsal yazınlar web'e taşınınca bir anda web application diye bir şey oldu. Sonra mobilyada tablet ya da başka şeyler.
Mert Kaynak (02:38)
Törevi şeyler çıkmaya başladı.
S.Alp Sarıçiçek (02:40)
Bu mesela ulaşılabilirliği arttırdığı için mi birazcık daha piyasada yer edilmeye başladı yoksa hani sanıyorum ki kurumsal uygulama kullanmaktan daha kolay bir şey olsa gerek yani.
Büyük pazar / küçük projeler
Ufuk Erdoğmuş (02:51)
Ya yazılıma girmek için webin bence anlamlı bir yer olduğu doğru ama küçük şirketler ya da freelancerlar için böyle. Bunun sebebi de çok iş var. Yani herkes bir web sitesi yapıyor. Pazar büyük yani. Pazar büyük ve de projeler küçük. Şimdi benim hep söylediğim bir şey var böyle davul dengi dengin hikayesi var ya işler de böyle oluyor gerçekten. Yani kurumsal bir firma atıyorum dev bir holding gelip beş kişilik bir yazılım firmasına web sitesi bile yaptırmıyor.
Yani onu bile gidiyor, kurumsal dev bir yazılım ekibine yaptırıyor mesela. Dolayısıyla sen freelancer olarak başladığında iş alabileceğin yer, Davul denkleşme hesabında, yine başka tek kişi oluyor, aile şirketi maksimum. Yani üç kişilik şirket, beş kişilik şirket oluyor maksimum. Küçük bir ekipsen, beş kişiysen, on kişilik, on beş kişilik şirketten en fazla iş alabiliyorsun. Dolayısıyla web bu yüzden iyi. Yani herkesin web sitesi ihtiyacı olduğu için sen kendine uygun boyuttaki bir müşteri profili bulabiliyorsun ama ben...
Kurumsal yazılım yapacağım, yok işte entegrasyon yapacağım dediğin zaman yani havuzların tipi değişiyor ve hep herkes var oradan profil bulabiliyorsun. Ama kurumsal yazılım yapacağım dediğin zaman zaten bir otomatik hedef kitlen büyük olmuş oluyor. Sen büyüyene kadar o topa giremiyorsun çoğu zaman.
S.Alp Sarıçiçek (04:05)
Peki mesela bu şekilde
kendisini ilerletmek isteyen bir yazılımcının atabileceği, atacağı adımlar nelerdir? Daha doğrusu onu da şöyle güncelleyim. Geçmişte bu şekilde ilerlemek için yapılan, atılan adımlar nasıldı? Günümüzde nasıl ilerliyor bu?
Geçmiş zamanlarda internet sitesi yapmak ve şu anki şartları
Mert Kaynak (04:22)
geçmişte biraz da blog altyapıları ile başladı yanlış hatırlamıyorum benim işte baktığım dönemlerden
Ufuk Erdoğmuş (04:27)
Ne yapıyorum
Mert Kaynak (04:32)
Eskiden mesela web application dediğimiz olayda biraz daha şey vardı ya işte bir kurumsal kartvizit yani bugün işte normal şirket bilgilerini yer aldığı, logosunu vesaire olduğu, iletişim bilgilerinin olduğu bir kartvizit gibi bir şeyle başladı aslında. Sonrasında yayınlaştıkça içerisinde de bir şeyden yapılabileceği daha net anlaşıldı ve ona göre geliştirmeler büyüdü. Ama temelde Nia Aishiret'e kartvizitten öteye gitmiyordu en başlarda. O dönemlerde de ilk hatırladığım WordPress ve Xoom ile
Bir şey daha vardı. Bibi Press var. Durupal var. Onlar çok popülerdi ama herhalde aralarından en çok sıyrılanı WordPress oldu. Genelde Ufuk abinin dönemde bu işe başlayanlar WordPress'in en güçlü olduğu dönemler.
Ufuk Erdoğmuş (05:02)
Bibi kristallar
Ya böyle şey var ya, dalga gelir dalgaya binmek ya da bandwagına binmek. Vagona binme hikayesi vardır ya. Ben tesadüfen doğru vagona binmişim. Doğru ata oynamışım gibi oldu. Ama işte tesadüf de değil sonuçta. Ben de WordPress Cumhurbaşkanı'na 3'ünün olduğu dönemde başladım. WordPress en zayıf halkaydı. Ama ben WordPress'i daha çekici buluyordum çünkü daha esnekti. Diğerlerinin katı kuralları vardı. WordPress daha esnek olduğu için, zevkli olduğu için oradan girdim. Zaten daha esnek olduğu için de zamanla öbürlerini
Soldadı. Ben dolayısıyla doğru atama oynamış gibi oldum. Ben Mörpre seçme çok biraz keyfi seçtim ama bütün dünya öyle seçmiş zaten yani.
S.Alp Sarıçiçek (05:53)
Survival of
Ufuk Erdoğmuş (06:06)
Ya bir
de şey var, sen özellikle küçük ve orta ölçekteki firmalara, o projelere ne kadar low code, no code diyoruz ya o zaman no code yok. 15 sene önce ya da 10 sene önce bile yok. No code diye bir şey olmadığı için low code sayılabilecek WordPress, Zoom'la çok kullanışlıydı. Çünkü daha kolayı yoktu. Şimdi Drupal daha karmaşık bir sistem. İşte başka Dreamweaver'la bilmem neyle yapsa bile bir kodluyor. Yani şirketler için yine bu widget'i orada ekle falan deyip ekleyebilmek WordPress'te
Çok pratik bir şeydi vay be her şeyi kendim yapabiliyorum falan sanıyordu insanlar yani bayağı bir süre.
S.Alp Sarıçiçek (06:39)
Ben de vardı bir tane
Ufuk Erdoğmuş (06:42)
Yalancı
bir rekordu. Bir yere kadar her şeyi yapabiliyorsun. O yüzden her şeyi yapabildiğini zannediyorsun. Halbuki sadece bir yere kadar yapabiliyorsun. Sonra no-code'lar çıkınca biraz daha bunların havası azaldı yani. Daha çok yapabiliyor hissi bir.
Mert Kaynak (06:54)
Mesela
şey var hatırlıyorum bugün de bir şeyde konuşmuştuk PHP'yi bence sırtlayan şey WordPress oldu. bu güne gelmesine PHP ölecekti bir ara. Kimse kullanmıyordu. O zaman C-sharp'ın daha popüler olduğu dönemde. Yani şey underground bir değil hani şey vardı. Az önce konuştuğumuz freelancer'ların ya da görece daha küçük kişiler yapan kişilerin girdiği görece kurumsal mimariye göre standarda daha zayıf olduğu için açık kaynakotlu. Daha kolay öğrenilir bilen ve kaynağın da bol olduğu bir şeydi açıkçası.
Ufuk Erdoğmuş (07:06)
Bir aşağılanan
Mert Kaynak (07:24)
bir şey çözmek istediğiniz zaman mutlaka daha önce çözülmüş oluyordu. Ama böyle bir dönem PHP'nin bitmeye başladığı zamanlar ya da işte görece popüleritesi azaldığı dönemlerde WordPress'in çıkışıyla işte geçenlerde görmüştüm galiba WordPress'teki tüm eklenti ve temalardaki pazar 600 milyar dolara geçmiş. Çok olur ya. milyar dolar bu arada milyon değil. Ve satışı da katıyorlar içerisinde ve hala hemen hemen %40 falan webin WordPress'ten oluşuyor.
Ufuk Erdoğmuş (07:50)
Ben de onu diyecektim. 1.50'den fazlası internetin WordPress'ti. Zaten böyle olunca şey gibi oluyor. PHP de o vagona biniyor işte. Aslında WordPress internetin yarısı. PHP de diyor ki, internetin yarısı PHP ya falan diyor mesela. Bir de şey örneği verirlerdi 2010'da. O zaman böyle bir sürü seçenek yok. İşte PHP'yi kötüleyene hemen forumlarda biri gelirdi. Arkadaş Facebook bile PHP ile korkanmış. Bir tane örnek var ama başka ikincisi yoktu yani. Onu uğraşıyorlar.
Yok ama sonra keşfi çok gelişti. O zaman çok kötüydü gerçekten. Neyse 5'ten 7'ye zıplamasında iyiydi.
No-Code ve Low-Code nasıl avantajlar sağlıyor?
S.Alp Sarıçiçek (08:24)
No code ve Low code dedin az önce galiba.
Ufuk Erdoğmuş (08:35)
Şimdi oradaki temel mantık şu illa web olarak düşünmeyelim. Mobil uygulamada da aynısı geçerli. Biz de işte shopheaper'le adamlara güya işte builder, no code, yap yapacağız gibi düşünebilirsiniz. Yani yazılımcın olmadan, yazılım yapmadan yazılım ürünü üretebiliyor musun? Sorun bu. Çünkü herkesin yazılımcı bulacak, freelancer tutacak, şirket tutacak neyse işte. Zaten teknikten de anlamıyor. Bunu yapma şansı yok. Bunu şey gibi düşünebilirsin yani. Sen bir marangoz bulmadan...
Mobilya alabiliyor musun bugün? Alabiliyorsun. Nasıl oluyor? İşte kendin yap şeyler değil mi? O işte low code oluyor. Sen marangoz değilsin, kod yazmıyorsun ama iyi kötü tornavida bir şeyler. Very low. Yani low coden karşılığı işte o oluyor. Kendin birleştireyim, Ikea mobilyalar gibi oluyor. Yani o low code. Biri sana hazır bir şeyler veriyor, sen birleştirerek bütüne ulaştırıyorsun. Low code olmasının sebebi de aslında hiç kod yazmaya da bilirsin. Ama bir yere kadar yapabiliyorsun. İşte o...
%90'a getirdin ben özelleştirme istiyorum, değişiklik istiyorum dediğinde, low code platformlarda üzerine hafif kod ekleyerek ya da bazı değişiklikler, ilaveler yaparak senin istediğin %100'e ulaşabiliyorsun. No code'daki mantık hiç kod yazmayacak. Hiçbir zaman hiç kimse kod eklemeyecek. Sıfır. Bu ama şunu getiriyor, üzerine hiç kod eklenmeyeceği için o platform sana ne sağlıyorsa o kadar yapabilirsin. Specifikliği yok yani ne veriyorsa platform o kadar yapabiliyorsun.
S.Alp Sarıçiçek (09:54)
Onu diyecektim yani...
Kifik bir boşluk için ideal olsa da büyük ihtimalle baya sınırlı ve insanların da hissettiği bir uygulama sağlıyor sanırım.
Mert Kaynak (10:04)
Çok custom bir şey yapacaksan bir noktada mesela WordPress'te de ya da işte Jumma kullanmadım ama Eminim onda da ödülür yani. Bir yerde mesela çok basit bir şey, custom bir yazılım geliştiriyorsan Eminim daha kolay yapacaksın ama onu WordPress'te yapmak daha da zor olabiliyor. Şimdi de böyle bir yanı var hani belki de low codun ya da işte non codun bu platformların sağladığı bir şey var ya, alan var ya bir bariyer var yani sonuçta onun üstüne çok çıkmanı istemiyor onlarda. Haliyazı da mantığı da o. Çıkacaksan diyor başka bir yere geç.
Hani eğer belli standartlarda ise yapacağın proje bunu kullan daha çok mantığında ya. Sen dışına çok çıkmak istedin de ya da proje evriliyor ya mesela bizim işte sahne portu örneğindeki gibi hani proje belki bir yarın da WordPress devam edebiliyor ama bir noktada artık hani customer ihtiyaç...
Ufuk Erdoğmuş (10:47)
Evet, e-ticarette bu çok oluyor. E-ticarette atıyorum no code, e-ticare sitesi açabiliyoruz bugün. Ama check out'u değiştireyim dediğin zaman nasıl değiştireceğine göre illa bir koda ya da bir customization'a ihtiyacın olabiliyor. Ama sen mesela değişik reward systemlar, işte ödüllendirmeler, kampanyalar, şunlar, bunlar dediğin zaman platformda o seçenek yoksa WordPress çok geniş bir app o zaman, olmayabilir. O zaman hakikaten custom yapman gerekiyor bazı şeyleri. Bir noktada da yeterince büyüdüğünde iş ya da
o yazılımın ürünün modeli artık hepsini baştan yapmak anlamlı hale geliyor. Bazen giriş için her zaman bu no code, no code çok mantıklı ben hep onu diyorum hatta uygulama yapacaklar bile işte bazen geliyorlar biz uygulama yapalım falan diye fikirle. Ben şey diyorum yani ilk prototipi yap yani neyle yaptığın önemli değil. Bas geç yani çalışsın, bastım çalışsın tipi de yamuk olsun düzgün çalışmasın yavaş çalışsın hiçbir problem yok. Sonra çalıştığını göster birkaç kullanıcı gelsin böyle bak aaa bu güzel işliyormuş da ondan sonra düşün.
kodla mı gerekiyor, low cod mu, yani böyle mi devam edecek. Yani projeye çok bağlı ama işte no codların ekmek yemesinin sebebi dünyadaki yazılım işlerinin %80-90'ı belki gerçekten custom bir şey gerektirmiyor. Evet, çok Yani o giriş seviyesinde. Web sitelerinde de espri buydu. WordPress'ten önce herkes HTML kodluyordu. WordPress zoomla şu çıktı onların patlamasının sebebi ya kodlanan web siteleri %90 aynı şeyi yapıyor zaten. bir tane
Banner var, header bir tane resim var altında about falan böyle üç tane beş tane sayfa. Herkes an şeyi yapınca bu herkesin yaptığı şey çok kolay. Standarda oturtuyorlar. Standarda oturtuyorsun zaten %90'ın işini görüyor.
Özel kod yazmak ne zaman daha avantajlı hâle geliyor?
S.Alp Sarıçiçek (12:22)
Peki mesela bir projede no code, low code veya artık custom geçişin...
Ufuk Erdoğmuş (12:27)
Özel kodda yani neyse.
İngilizce konuşunca linç miyiz ya?
S.Alp Sarıçiçek (12:32)
Eminim
finansal şartları mesela birincidir büyük ihtimalle ama yani mesela senin özellikle Mert arada evet tamam bunları bunları böyle yapabilirim ama bunları yapmak için custom gerek özel kod gerekiyor dediğin noktalar mesela en barizleri neler
Mert Kaynak (12:47)
Şöyle ona girmeden önce bağlayacağım bir noktayı söyleyeyim. bence WordPress'in az önce Etijer ayağını konuştuk ya Mesela check out'ı özelleştirmek customda ya da daha kolaysa ya da WordPress'te zorsa da şu olayı da var. Mesela işte bugün bir startup ya da... Evet evet yani bu tarz gibi bütün benzer... Evet yani temel şey şu belki de şimdi...
Ufuk Erdoğmuş (13:02)
4'ü presliyoruz, zaten Shopify'de da aynı.
Mert Kaynak (13:10)
İşte BTC Projesinde sen sepeti hazırlarken işte çekavul sayfasını kart sayfasını veya diğer ödeme, entegrasyonlarını yaparken bunu customda yapmak da ciddi bir vakit alıyor ister istemez. WordPress'te burada avantajı sağlıyor. Başka yere kaynak ayırabiliyorsun ya da zaman olarak kaynağı zaman olarak düşünürsen orada çok fazla efor harcamıyorsun. Ve işte mesela bizim Sharp röneğinde bir marina'nın kiralama yapmak istediği tekneleri var ya da işte...
surf'i var vs. Şimdi bunları her mannenin ayrı bir sitesi için ayrı bir yazılım yapmaya kalksan ciddi bir maliyet, ciddi bir zaman. Ama WordPress'i kullanarak hep benzer sitelerden işte 40-50 farklı mannurda şey yapabiliyorsun. Ya taslak gibi değil de şöyle bir altyapı sunuyor sana, sen o altyapıya bir eklentini ekleyerek çok hızlı bir şekilde kendi productında olan bir özelliği herkese açabiliyorsun. Bu çok büyük bir avantaj aslında.
S.Alp Sarıçiçek (13:53)
Taslak gibi.
Mert Kaynak (14:09)
bunu custom yapmayı düşündüğü zaman her sisteme ayrı ayrı bir şey integretmeye çalıştığın zaman ciddi bir vakit alır. Ciddi bir emek aynı zamanda. Bu kolaylığı sağlıyor.
WordPress gibi platformların sağladığı kolaylıklar
İşte ilk soruda belki de WordPress'in en güzel avantajlarından biri de yeni bir şeye başlayacağın zaman özellikle Etijerse bu hızlı bir giriş yapmanı sağlıyor o ekosistem tadımak adına güzel bir avantaj.
Ufuk Erdoğmuş (14:26)
Yine aynı şey söyleyeyim sadece WordPress reklam yapıyor biliyor musun? Yani WordPress'te olur başka şey olur mu? Evet. Plattform. Evet. Low code, no code herhangi bir platform. Biz onu kullandığımız için ağız alışkanlığı hep WordPress'e gidiyor.
Mert Kaynak (14:35)
Yani
evet diğer hepsinde. Shopify'da da bence. Belki hatta daha da kolay olabilir Shopify'da. Hiç şeyle uğraşmıyorsun.
Ufuk Erdoğmuş (14:41)
Onu ayrı bir bölüm yapmamız lazım. Ona girersem ben 3 saat konuşurum. İkisini karşılaştırmada çok uzay yani. Evet ama özünde mantık arayın.
Mert Kaynak (14:50)
Yani
mantık aynı, hepsi aynı yerden çıkıyor aslında sonuçta. Nerede ihtiyaç duyuyoruz? İşte bir özelleştirme yani bence projenin şeyle alakalı, yapmak istediğiyle alakalı. Yani hizmet vermek istediğimiz kitle daha böyle nasıl diyeyim, daha sınırlı bir kesimse ve işte çok bir beklentisi yoksa bence custom koda girme çok gerek yok. Bu benimkisel fikrimen yani. tartışılabilir tabii ki ama.
Ufuk Erdoğmuş (15:16)
Şununla
alakalı muhtemelen güzel bir cümle. Yani hedef kitlenin beklentisi yoksa zaten sana çok para kazandırmayacağı Bu her paraya bağlanıyor. Sana ne kadar para verilecek? Bu işin sonunda sana az para verilecekse sen de o kadar çok harcamaman lazım haliyle. O minimum masraf yaratmak için hazır şeyleri kullanıyorsun. Piyat masrafı bir yatırım sonuç. Sen bir koyacaksın, üç alacaksın. Baktın iki alıyorsun o zaman bir koymayacaksın. Daha az koyayım diyeceksin.
Mert Kaynak (15:42)
Yani evet. Bir de mesela şey de güzel ya bence işte şimdi sadece WordPress'e üzerinde söyledik ya işte bu hazır paket programlar var A.T.Jert'te işte Ideas, OptiG, Icaz gibi. Onlarda da mesela bence güzel olan şey şu bir şekilde A.T.Jert yapmak istiyor bir kişi ve bunu hazır pazar yerine yapmak istemiyor işte. Trendyol, hepsi burada vesaire. Oralardan yapmak istemiyor. Kendi isteme olsun fiyatı kendin belirleyeyim demek istiyor.
Ufuk Erdoğmuş (16:06)
Ya
da oraya komisyon vermek istemiyor. Birazını buraya çekebilirsem ne kadarını kurtarsam kâr diyor.
Bazısını izin vermiyor. Bazıları izin vermiyor. Bazıları esnek bazıları değil.
Mert Kaynak (16:23)
Kullandıklarımı
genelde 3-5 yukarı bağlı şeyleri değiştirebiliyordum. Ideasoft falan öyleydi. Onlarda da şey avantajı sağlıyor. Düşük maliyetlerle, görece düşük maliyetlerle bir şey başlıyorsun eğer devamı geliyorsa, customa ya da başka bir şeye dönebiliyorsun. Ya bence aslında pazarın büyümeyeni, low-code ya da no-code'a birçok kişi yeni trendte biraz böyle düşman gözüyle ya da şey gözüyle bakıyor işte ekmeğimizi alacak falan gibi moduna bakıyor ama bence ben bunların çok böyle pozitif işe yaradığını düşünüyorum şu andan da.
Birisi bir işe yatırım yapmak istiyor ve bilmediği bir dünya yani. Dijital biz ne kadar içine de olsak da dışarıdan gelen birisi için hiç bilinmez bir dünya. Dolayısıyla oraya yatırım yapmak istiyor. Bunu denemek için ya buraya para yatırabilir miyim ya da buradan bir sonuç alabilir miyim görmek için no code ve low code ciddi bir avantaj sağlıyor. Ben bugün sıfırdan bu dünya yabancı olsaydım girseydim ve bak aklımda bir fikir var bunu gerçekleştirmek istiyorum mutlaka eğer çok ciddi bir yatırımım yoksa yani babadan gelen aileden gelen bir yatırımım yoksa
Yani şey değilsem gerçekten bir şey denemek istiyorsam ve trend yol şu bu. Bu tarz gıda ürünü ya da başka bir şey değilse mutlaka bir low-code'da bir şeyler denerdim diye düşünüyorum. Sadece içinde olduğum için değil dışarıdan bir görüntü.
Ufuk Erdoğmuş (17:33)
Zaten
birini tutacak gücün de olmayabilir. Diyelim yatırımın yok sonuçta. Biraz teknik kurcalamayı seven bir insansan zaten bu pro platformları alıp atıyorsun. Wix'ten site yapabiliyorsun.
Vix sürü kişi bunu yapabiliyor yapamayan da var ama yapabiliyor hatta şöyle bir şey var yani vix'ten site beceremiyorsan bile birini tutup vix'ten sana site yaptırmak siteyi kodlatmaktan daha ucuz. Ya da birini tutup WordPress ile yaptırtmak sıfırdan kodlatmaktan daha ucuz vix ondan da ucuz hani zaten bunlar böyle gidiyor hani maliyeti sıfıra doğru yakınsamaya çalışıyoruz yani full kodlarsan işte on birim tutuyorsa işte platform kullanarak WordPress vesaire atıyorum beş tutuyorsa işte vixle mixle iki üç tutuyor yani böyle azalarak gidiyor
Ama şeyi kaybediyorsun işte özelleştirme yeteneğini kaybederek maliyet kısıyorsun. Ona dönüyor ama başta iş görür bu zaten yani.
Mert Kaynak (18:18)
Bir fabrikasyon ürüne dönüyoruz.
Evet en temelde nihai amaç zaten şey değil ki yani doğrudan işte satışı değil, bir oradaki potansiyeli ölçmek ya onu o avantaj sağlıyor. Bir de şimdi az önce değindiğimiz bir konu daha vardı bence WordPress'in bir diğer avantajı da şu olabilir. Şimdi bugün mesela custom bir projede işte biriyle bir ekip halinde çalışıyorsun. Şimdi biri çıktığı zaman yerine birini koymak görece daha zor. Yani şu demek istiyorum WordPress gibi bir yapıda birisi çıktığı zaman yerine gelecek kişiyi bulmak daha hızlı ve daha kolay.
Ufuk Erdoğmuş (18:51)
Şirkette sitem var, yapmışsın WordPress ile bir tane ITC vardı adam gitti. Gerçek hikaye yaşamış hikaye. Ondan sonra ne kadar yaygın bir şey kullanıyorsan birini bulman o kadar kolaylaşıyor. Ama bu arada platformlar için değil diller için de geçer. Yani mesela bugün React popüler. React kullanmak o yüzden mantıklı. Çünkü React ile bir kod yazdın giderse elindeki React'ciler hemen React'i bulman kolay ama işte atıyorum atamadım.
Mert Kaynak (18:58)
Aynen.
Ufuk Erdoğmuş (19:20)
Neyse az kullanan video kullanıyorsan bu daha zor oluyor falan. Aynı mantık ama işte WordPress'te, Webflow'da başka ne var popüler? öyle işte yani. Ya da fabrikalarda öğlen konuşmuştuk SAP mesela. Çok kullanıyor üretimde SAP. Büyük şirketler SAP kullanır. SAP bilen adam bulmak kolay diye bile sırf SAP kullanan dev şirketler var yani. Koca koca şirket buna göre karar veriyor.
Özel kod yazmak ne zaman mecbur hâle geliyor?
S.Alp Sarıçiçek (19:44)
Peki mesela her şeyin aksine bu anlattığınız kolaylığın aksine mesela hani low code veya no code bir altyapıyla ilerleyemeyecek bir karşına çıktı mı hiç senin özellikle mesela?
Mert Kaynak (19:56)
benim karşıma çıktı şöyle şey kesin
Ufuk Erdoğmuş (19:59)
O duvarı herkese
Selim Tiyas.
S.Alp Sarıçiçek (20:05)
Bu arada pardon çünkü mesela anlattığınız şeylere göre gerçekten bizneslerin %99'unu no-code veya low-code bir şekilde ayaklandırabiliriz ama bir yerden sonra görüyoruz ki bazı şeyler gerçekten karşılanmıyor ama.
Mert Kaynak (20:18)
%99 biraz fazla ama yani ciddi bir oranı karşılıyor başlangıç için kesinlikle ama sonrası tabiki Beriksiz
Ufuk Erdoğmuş (20:26)
Ben hep şey diyorum ya, yeni projede varsa hazır bir şey kullanmak lazım. Ne kadar olabiliyorsa o kadar iyi. Çünkü maliyeti azaltıyor. Ama iddiam şu ki, her proje, bu linç cümlem geliyor, her yazılım projesi yeterince büyüdüğünde kastıma geçmek zorunda. Yeterince büyüdüğünde ama. işte projeden projeye o yeterincenin yeri değişiyor. Yani bazı projeler...
Mert Kaynak (20:43)
Çok net. 100 de 100.
Ufuk Erdoğmuş (20:50)
Milyonların ziyaret ettiği web siteleri haber sitestir. WordPress'le sonsuza kadar gidebilir mesela. Var böyle örnekler, çok iyi örnekler. Ama o da belki yeterince büyüdüğünde, belki New York Times olduğunda o da yapamayacak. Şeye örnekleri var böyle, New York Times bile WordPress kullanıyor falan. Bakıyorsun da New York Times'ın alt sitelerinden birisi micro site'da kullanmış falan gibi. Yani böyle örnekler, yani yeterince büyüyünce haber siteleri bile WordPress'ten çıkıyor.
Yeterince büyüyünce e-ticaret siteleri custom'a geçiyor. Yeterince büyüyünce, işte bizim shop app'ur örneği yani biz aynı mantık bu arada. Adam app yaptırmaya parası yok, bizden app alıyor ucuza falan. Yeterince büyüyünce onlar da custom isteyecek falan filan. Yani bence her girişte %80-90 karşılıyor ama bir gün herkes...
Herkes custom softwareli olacak. Ama bazı projeler var ki sıfırdan custom girmen gerekiyor. Yani özel kodla girmen gerekiyor. Çok nadir.
Mert Kaynak (21:42)
Mesela ben çok zor ya WordPress'da oturmuş bir şeyi oradan devam ettirip customlaştırmak yani hep custom kastım yapmak, özelleştirmek bence şey olarak daha zor o yüzden sıfırdan yazmak daha zor.
Ufuk Erdoğmuş (21:53)
Yerine
işte çok bunlar böyle.
Mert Kaynak (21:55)
Örnek örnek incelemek lazım.
S.Alp Sarıçiçek (21:57)
En
özelliğinde bir soru bu büyük ihtimalle
Ufuk Erdoğmuş (22:00)
Proje
ve işletmenin bir sürü şey içinde. Para da zaman da var. Yani birisi çıkıp diyorsa ki... Her şeyi no-code yapabilirsiniz. Arkadaşlar sallıyor. Öyle bir şey yok. Ya da birisi çıkıp geliyorsa ki her proje custom code daha doğru olur. Öyle bir şey yok. Yani hepsinin yeri ve zaman... Hiçbir şey dünyada siyah beyaz değil ya. Arada bir şey var her zaman. Aynen bakmak lazım yani duruma göre. O durum da çok şey etkiliyor yani. Ya ekibinde adam yoktur yazın...
Cın pahalıdır. Bir sürü sebep olabilir yani. Bazen sırf mecburiyetten de kullanılırsın. Öyle işte. Ama tabii şey var. Yeni girişimciler elinde azıcık parası var. Korkuyla bir karara mecbur da kalabiliyor. Bence optimum senaryo. Low code, no code bir şeyle yaparsın. Biraz büyüdün mü sıfırdan bir daha yaparsın. Bence her proje hayatında iki veya üç kere yapılır. Sıfırdan.
S.Alp Sarıçiçek (22:52)
Yeteri kadar büyüyünce resetleyebiliriz yani.
Ufuk Erdoğmuş (22:54)
Resetlemen
gerekir bence. Çünkü biraz büyüyünce bir proje zaten bir kere hedef kitlerini anlıyorsun. Sen ne sattığını, yani sen bir projeye giriyorsun da ben şunu satacağım, şunu yapacağım falan. %90 şöyle bir şey oluyor. Bunu hedefliyorsun, buradaki adam aslında senin müşterinmiş. Yani pivot dedikleri şey. Onu gördüğün an zaten bütün hesap değişiyor ki. Yani sen ne bekledin, ne buldun. Olunca zaten baştan kodlaman gerekçek olabilir. Başta zaten el yordamıyla, WordPress şu bu, no-code, no-code bir şey yapmıştın.
Zaten eklemen gerekecek bir şeyler. Yani bence her proje en az bir kere muhtemelen iyice büyüyünce bir daha baştan yapılacak. Sıfırdan yapılacak. Yeterenecek demiyorum. Bence sıfırdan yapılacak. Buna şey bile dahil yani iddialı olacağım. Büyük bankaların böyle 20 yıldır kullandığı kendi işleri... Onları bile yapıyorlar. Yani 10 yıllık 15 yıllık yazımları bile sıfırdan kodluyorlar. Bence bu kaçınılmaz. Ama işte giriş için tabii ki avantajdı. Soru bu değil de ama yanlış cevap verdim.
S.Alp Sarıçiçek (23:29)
Yeterince büyüyünce.
Yazılıma girmek isteyen gençler hâlâ internet sitesi yaparak iş bulabilir mi?
Gayet güzel bir cevaptı. Peki Mert sence şu an daha genç bir yazılımcı adayı veya yazılımcı arkadaş için hala aynı şekilde lowcode nocode web sitesi yaparak birazcık alaylı diyebileceğim şekilde işe girmek, bu camiaya girmek, yazılım camiasına girmek ne kadar mantıklı sence, ne kadar oluru olan bir süreç?
Mert Kaynak (24:14)
Ya şöyle, orada aslında çok keskin bir şey söylemek yanlış olur ama bence, ben kendi fikrimi direkt söyleyeyim, bence şu an eski Nazaran piyasada daha da daralmış durumda. Dolayısıyla bugün aynı şeyleri yaparak çok başaraya ulaşmak çok mümkün durmuyor. Ama şansla, tabi bu örnekler de ayıran bazı faktörler var ama şans faktörüyle belki başka bir yere çekilebilir ama genel olarak bu halde büyütmek ya da bir yere gelmek biraz daha zorlaşır açıkçası.
Benim fikrim şey olurdu herhalde ya ben bugün bir daha girecek olsaydım yani tekrardan bu hayatı teka eşyasaydım hep biliyorsam evet bir daha girecek olsaydım şey yapmazdım ya herhalde no code ya da low code diye ayrım yapmazdım da hani temel olarak baktığımda şey hissederdim yani böyle bir şeyle uğraşayım bir şekilde karşına alırım mantıyla o günün trendi ne olursa herhalde yine girerdim diye düşünüyorum.
Ufuk Erdoğmuş (25:04)
Ben buna farklı bir ters cevap vereyim. Bence piyasa daraldı. Ekonomik daralma da masalıyoruz değil mi? Küçüldü. Yani bu arada... Pasta. Küçülmüyor da bir ara çok büyüdü. O büyüme o kadar büyümüyor artık. Neyse. Zannedildiği kadar büyük bir yazılım sistemi yok. Yine büyük. Bence piyasa hafif darala yazdığı için daralma da daralıyor yavaş yavaş.
O yüzden bence no-code, low-code platformlar daha çok iş yapabilir. Benim tam tersini düşündüm aslında. Daralıyor çünkü müşterilerin parası azalıyor, yazılıma konan para azalıyor. Bir de AI falan var şimdi. Bir hype var, her şeyi AI'ya da kodlatırız gibi bir algı var bazı müşterilerde. Dolayısıyla insanlar yazılımcıya, custom koda para vermekten iyice çekinir oldu. Aklı... Evet, 3'e ayırmıyor, gerek yok herhalde falan diyor. Yani bunu niye 3 yazılımcı yapacak? AI yaptıramaz mısınız falan gibi cümleler kurulmaya başlandı. İşte bunun no-code...
S.Alp Sarıçiçek (25:52)
genelde fiyat
Ufuk Erdoğmuş (26:01)
Low-code bir şeyle yapamaz mısınız diyenler başladı. Dolayısıyla bugün başlayacak birisi aslında o platformlara girmesi belki daha bile avantaj olabilir. Çünkü para azaldığı için talep o yöne kaydı. Ucuza kaçıyor. Orada da şey avantajı olur. Yazılımı belki geliştirmeyecek ama sistem kurmayı öğrenecek, ürün geliştirmeyi öğrenecek. Müşteri muhatap idare etmeyi öğrenecek de olabilir. Yoksa yazılımcı olacağım diyenin bence yazılıma girmesi lazım zaten. No-cod ile falan hiç vakit harcamaması lazım.
Yani insan teknikse teknik girmeli yani.
Teknik yazılım gerektiren pazar vs No-Code / Low-Code kullanılabilen pazar
Mert Kaynak (26:31)
Şöyle bir de orada şu da var. Mesela ister istemez daha da oradaki potansiyel ya da pay büyüyecek diyoruz ama şey durumu oluşuyor. Sanki bu taraftaki büyüyecek pasta da hani diğer tarafa nazar biraz daha küçük olduğu için herhalde no code için söylüyor. Senin o pazardan alacağın geri dönüş bence çok tatmin etmeyebilir gibi. Ya bu gibi.
Ufuk Erdoğmuş (26:50)
Evet, custom
yani yazılım böyle kod yazılak kazanılan para daha az proje ama daha büyük işler. Pasta gene daha büyüktür orada. Her türlü. Evet, ama no-code, low-code platformların işlerinde daha çok iş, daha ucuz işler. O yüzden daha çok seçenek varmış gibi gözüküyor. Başlangıç için iyi olabilir ama uzun vaydede aslında büyük bir pasta yok orada. ben de katılırım buna. Yazımda dönen paranın çoğunluğu yine saf yazılımdadır diye tahmin ediyorum. Evet.
Mert Kaynak (27:11)
Bir de mesela şey...
Evet, kod.
Ufuk Erdoğmuş (27:37)
Bu arada
ucuz iş yani doğası gereği ilk aklıma gelen şu oldu lowcode pazarı küçüldüğü için demezdim ben buna.
Mert Kaynak (27:45)
Zaten
onuz yani şöyle
Ufuk Erdoğmuş (27:48)
Onu
sürdürmek daha zor ama işte. Ben hep şey diyorum ya, konu değişeceğiniz, dağıtmayın konuyu ama zengin müşteriye, pahalı müşteriye, büyük projeye iş yapmak daha sürdürülebilir. Bulması zor ama bulursan daha sürdürülebilir. Küçük müşteriye iş yapmak, web sitesi yapmak benim ilk 15 yıl öncelik sorum muydu? Evet. Evet. sitesi yapıyorsun, adam zaten didik didik ediyor ama bir aylık C-RON'u çıkarmak için senin 10 tane web sitesi yapman lazım. Onun yerine 2 tane büyük proje alıyorsun, 2 kişiyle uğraşıyorsun. 10 yerine 2 kişiyle uğraşıyorsun ve aynı parayı kazanıyorsun. Dolayısıyla küçük...
Seri üretim, ucuz iş yapanlar, sürümden kazanma amaçlı çalışan her şirket, bu kafede olsa, restoranda olsa aynı, yazılımda olsa aynı, zaten sürdürmesi daha zor bir şey. Çünkü sürekli yeni müşteri bulman lazım. Doğru. Söyle, sürekli yeni bir şey üretmen lazım. Öbüründe bir tane büyük müşteri buluyorsunuz, zaten seni iki sene götürüyor falan. yüzden bana desen, sen Türkiye'de no-code ajanslar çok kapanıyormuş diye, ben bu yüzden derdim. Müşteri bulamayalırdır, getirince derdim. Tahmin yani.
Genç yazılımcılara ve yazılımcı adaylarına tavsiyeler
S.Alp Sarıçiçek (28:48)
Peki mesela genç yazılımcılar için tavsiyen var mı bu branşta yine de ilerlemek istediğini düşünen ya da ilerlemek isteyen insanlar için?
Mert Kaynak (28:56)
Ya şöyle, tahsilahım şu olur, ister istemez bence şey durumu var, kadar işte no-code ya da low-code bugün konuşsak da bir noktada o şey gibi. Bence bir...
Ne diyeyim zıplatma rampası gibi bir şey. Yani bir noktada oradan geçmen gerekiyor. Ama şey değil, o bir sonuç değil. Dolayısıyla bir noktada bence şeye erilecek o front-end back-end. Genelde no-code'u böyle aşına olan kişi bir front-end ile giriş yapmış oluyor. Bence bir noktada o front-end evrileceği için sadece no-code'la, low-code'la kalmamaları tavsiye ederim. Yani bir noktada şey olması lazım. İşte bugünkü popüler değil ya da yaklaşım neyse. İşte bugün reyekli konuşuyoruz mesela sürekli.
Bugün sürekli react konuşuyoruz mesela. Orada hissettiğim nihai şey şu, bugün react var ama yarın başka bir şey de olabilir. Sen her zaman en güncel neyse ya da en sürdürülebilir neyse ona odaklanman gerekiyor. Bugün işte mesela konuştuğumuz örneklerde bir Drupal vardı, Julma vardı, bugün WordPress var yarın belki başka bir şey olacak. Yani sadece no-code ya da low-code ile kalmamak lazım. Genelde o tarz kitle daha çok front-end'e kaydığını düşündüğüm için front-end herhangi bir dilden ilerlenebilir diye düşünüyorum. Kissel fikrim bu.
Ufuk Erdoğmuş (30:06)
Ben biraz genişleteyim bunu. Bence %100 katılıyorum dediğine. Sadece yazılım da olmayabilir. Yani no code, low code platform. Şimdi yazılım sektörünün en büyük açığı bana göre proje yöneticisi. İşte business, işte iş analisti falan değişik isimleri var. Proje, işte ürün, product owner falan. Yani varyasyonları var. Yazılımdan anlayıp...
S.Alp Sarıçiçek (30:27)
LinkedIn'de görüyorum mesela Scrum Manager diye bir insan
Ufuk Erdoğmuş (30:30)
Sram
Master var çeşitleri var. Yani biraz farklı yani şirkete göre biraz varyasyonlarını yapıyorlar ama yazılımdan anlayıp aslında kod yazmayan ama yazım projesinin içinde olan karakterler var. Tester de buna dahil, dokumentasyon yazan da buna dahil işte müşteriyle ya da diğer stakeholder neyse işte kişilerle görüşen proje yöneticileri vesaire buna dahil. Bu insanlar Türkiye genelinde aslında yazımda kökenli değil. Adam satıştan geliyor.
Product owner oluyor mesela. da tasarımdan geliyor. Designer, project manager oluyor. Product owner oluyor. Yani, design'den geliyor adam, product owner oluyor. Çünkü ürün tasarlamaya hakim, oradan yürüyor mesela. Ya da satıştan geliyor, project manager oluyor. Çünkü müşteriyle muhatap olmaya alışık. O yüzden oradan yürüyor. Ama aslında optimum senaryoda yazılımı da anlaması lazım. Yani, bizdeki genel istastik olarak söylüyorum. Yani %80'i belki yazılım kökenli olmadığı için...
S.Alp Sarıçiçek (31:03)
işe hakim ve köprü olabilir.
Ufuk Erdoğmuş (31:27)
Çalışa çalışa yazılım jargonunu öğreniyorlar. Keşke yazılımdan anlayan bir proje yönetisi olsa bazı işlerde o gerekiyor. Gerçekten yani müşterile konuşurken ben bir ekibe sorayım demeden, suratına cevabı yapıştırması gerekiyor bazen. Çünkü ekibe sorayım geleyim güveni kaybedebilir, zaman kaybedebilir. Yani bir sürü şey olabilir. Bazen o çok güçlü bir silah oluyor. Tasarımcı olduğunda onun da avantajı var. Satışçı olduğunda başka avantajı var. Ama yazılımdan proje yönetimine kaymak da mümkün. Satışa kaymak da mümkün. Yani illa yazılıma %100 katılıyorum. Bence no code, low code, hayat...
Linc yiyeceğim. Yani böyle kesin linc yiyeceğiz diye söylemek istemiyorum ama bence low code no code'a hayat geçmez. Yani yazılıma kayılabilir, yönetime kayılabilir, satışa kayılabilir ama bir yere yandan yandan hafif geliştirmek gerekli. Bence de bir basamak yani. Çok kullanışlı bir basamak.
Mert Kaynak (32:11)
Bir yerde ona dokuman gerekir. Geçiş süreci gibi geliyor bana daha çok.
Kapanış notları
S.Alp Sarıçiçek (32:17)
O zaman
şöyle sorayım bu soruyu, cevapladığınız gibi oldu zaten ama şimdi illa kod olmalı mı olmamalı mı olarak baktığımız zaman işin içine koddan ahmetmek zorunda da değiller diyorsun sen. Evet.
Mert Kaynak (32:31)
Ya şöyle ilk fikrim aslında şeydi, benim direkt ben teknik olarak düşünüyorum ki... Yazımcı için Yazılımcı için ben söylüyorum ama... Ufuk abinin söylediği perspektif de doğru. işte oradan bir product designer ya da onları da olabilir fark etmiyor. Yani bir yere evrilebilirsin ki bence bu no-code, low-code, iyi-kötü literatürün ne olduğunu taramak için bir avantaj. Yani şunu söylemek istiyorum, direkt doğrudan en tepeye yükselmek yerine, aralarda bir şeylerle uğraşıp ne olduğunu, o camiye de neler yapıldığını, iyi-kötü bilip devam etmek bana daha sağlıklı geliyor. Hiç bilmemektense.
Yani şey olarak sektörü direkt bam diye atılmakta
Ufuk Erdoğmuş (33:03)
yazılım sektörüne girmek ise kod olmasına gerek yok hayatınızda bence
Yörünü tanıyorsun, jargonu tanıyorsun, müşterine ister tanıyorsun daha önemlisi ben bir şey söyleyeyim mi? CV'nin de bir şey bitirmiş oluyorsun. En büyük problem ya. Bir sürü CV geliyor, hiçbir şey yapmamış mesela. Şunu biliyorum, bunu biliyorum, bunu biliyorum. Bu bildiklerini ne yaptın? Anladın mı? No code'lar bunu sağlıyor sana bir de. şöyle bir yapı yaptım. O adam oturmuş, yapmış diyorsun yani. Hiç kod yazmamış ama bir şeyi başlamış, bitirmiş. Bu bile bir şeydir. Ama yazılımcı olacaksak yine bence...
Mert Kaynak (33:26)
1,2,3
S.Alp Sarıçiçek (33:30)
Dona var elimizde
Ufuk Erdoğmuş (33:40)
Düz yazılım yani ben yazılımsa aynı şey mi orda eski kafalıyım biraz. Hani yazılımcı olacaksan en kısa yoldan bir yazılıma bulaşmak gerekiyor. Peki bu
S.Alp Sarıçiçek (33:47)
Birazcık
şöyle sorabilir miyim madem hani yazılım camiasında olmak için yazılımcı olmak zorunda değilsiniz gerçekten güzel bir açıklamaydı benim için şahsen yani
Ufuk Erdoğmuş (33:55)
Bu
şey gibi oyun camiasının yarısı oyun kod yazmıyor mesela. Oyun geliştirme ekiplerinin belki yarıya yakını aslında kod yazmamış yani.
Mert Kaynak (34:03)
Evet,
o tabi sektör dinami yani. İşle dair akıllı tabi idi ama yani.
Ufuk Erdoğmuş (34:10)
Bile Fugat.
S.Alp Sarıçiçek (34:10)
Peki senin hem Mert kendinle hem de sektörün geleceğiyle ilgili bir öngörü mü alabilir miyim en son?
Mert Kaynak (34:17)
Ya şöyle benim kendimle ilgili paylaşacağım ki...
Ufuk Erdoğmuş (34:25)
Ocak 2025 ile ilgili öngörü
Mert Kaynak (34:32)
Ne?
Ufuk Erdoğmuş (34:57)
Ben
bir şey söyleyeyim mi? tahminimce ben kendi hissim 10 sene önce full stack'çilerin bu kadar moda olması da aynı sebeptendi. İki yazılımcıya para vermek yerine bir yazılımcı yap. Yani yine maliyet. İki yazılımcıya bir bir vermek yerine full stack adama bir buçuk verici. Fiyat performans olduğu için de.
Mert Kaynak (35:16)
Yani diyeceğim şey, ben front-end'den yanayım şey olarak. Ama şöyle bir şey düşünüyorum. No code, low code hayatımda bir noktada illaki olur ama çok... Bugünkü örneklerine baktım da ya da işte yaşadığım deneyimler, tecrübeler bir noktada başta çok iyi ya. Herhalde hep böyle gider diye düşünüyordum ama işte zamanla şey evriliyorsun. O bir noktada, hep konuştuk ya videonun videoya içerisinde de, custom ayarlamalı diye, bir noktada o yazılıma evrilmeli ve onu bir işte basamak olarak görüp bence...
Çok vakit kaybetmemeli ya da çok da böyle şey yapmamalıyız hani. Çok eleştirmemeliyiz ya da işte ya çok şey bir ortamlar dememeliyiz. Çünkü bir noktada lazım olabiliyor. Mesela ben şey gibi düşünüyordum. Webtile gerisiye kadar WordPress sadece ajansların branding için kullandığı, kartvizit gibi şeyler için kullanılıyor. Mesela buraya işte bu camaya girdikten sonra herhalde şey yani WordPress mirasını devam ettiren
Ufuk Erdoğmuş (36:03)
Her yapılan bir şeyden. Herkese ötürü...
Mert Kaynak (36:11)
Bu anlamda devam ettiren çeşitli ürünler ortaya karan yaygarni şirketlerden biri.
Ufuk Erdoğmuş (36:15)
ki biz de WordPress'i bu arada bırakmaya çalışıyoruz. Elimizden gelmece Ama yine de gidiyor yani.
Mert Kaynak (36:20)
İşte
bizim işte shop helper tarafı olsun, sharper tarafı yani her yerde bir şekilde ona temas ediyorsun ve benim hissettiğim şey şu, bence bir noktada herkes ister istemez söylüyorum projeyi büyütmek için ya da işte kendini geliştirmek için yazılma bir şekilde girmeli.
S.Alp Sarıçiçek (36:36)
Çok teşekkür ederim. Ben şahsen çok fazla şey öğrendim bir yazılımcı olmayan birisi olarak. Teşekkür ederim tekrar. Şahane bir bölüm oldu.
Yazar Oyuna Devam