Yazılımcı Olmak İçin Okunabilecek Bölümler ve Okul Sonrası Kişisel Gelişim | Değirmenler 23

Avatar Oyuna Devam | 24 Temmuz 2024



Intro

Bu hafta, ODTÜ'de Enformatik Enstitüsü'nde akademisyen olan ve eski ASELSAN mühendisi Doç. Dr. Erdem Akagündüz ile farklı bölümler okuyarak yazılımcı olmak, sistem mühendisi olmayı öğrenmek, kendini geliştirmenin özellikle günümüzdeki önemi, üniversite eğitiminin sağladığı sosyal avantajların iş hayatındaki faydaları ve okuldan bağımsız olarak bir öğrencinin kendi mezuniyet kalitesini belirlemesi üzerine keyifli bir sohbet ettik.

 

Üniversitede Elektrik-Elektronik okuyarak yazılımcı olunabilir mi?

Ufuk Erdoğmuş (00:06)
Değirmenler serimizin bu bölümünde konuğumuz docent doktor Erdem Akagündüz. Kendisi otü enformatik bölümünde akademisyen. Daha önce de Çankay Üniversitesi'nde elektronik bölümünde akademisyenlik yaptı. Ayrıca Aselsan'da yıllarca çalışmışlığı var. Erdem hoş geldin. Hoş bulduk. Şimdi tercih dönemi olduğu için üniversite tercihleri biraz ona bağlamak üzere biraz da hani senin geçmişinle

yazılım konusuna bağlamak üzere böyle kendimce 2-3 soru formatleri 3 soru soruyoruz bu seride zaten 3 soru seçmeye çalıştım umarım anlamlı bir şey çıkar dediğim gibi tercih döneminde de belki birilerine faydası olur şimdi ilk direk şeyden girmek istiyorum senin lisans ve sonrası komple OTTÜ elektronik daha doğrusu elektrik elektronik mühendisliği bize şirket olarak da çok mesaj geliyor kanala da özel mesajlar da geliyor işte elektrik elektronik okuyup yazılım yapabilir miyiz

yazılımla uğraşabilir miyiz? Bunu başka bölümlerde soruyor ama elektronik şu en yakın olan alakasız bölümü olduğu için yani yazılım bilgisayar olmayan. Şimdi elektrik mühendisliği çıkışlı olup yazılımla ilişkin nasıldı? Elektronik okumuş olmanın sana artısı veya eksisi oldu mu? Aselsan'da yıllarca sonuçta yazılım ekibindeydim. Mümetecik de yaptım. Soru bu olsun.

Erdem Akagündüz (01:25)
Soru, yani bu çok güzel bir soru. Çankaya da öğretim üyeliği yaparken zaten elektrik elektronik mühendisliğinde olduğum için sürekli bu soru geliyordu tanıtım günlerinde. çok bu geliyordu. Yani ne kadar değiştirebiliyoruz? Bu çok önemli bir soru. Bizim OTT elektrik de okurken bir hocamız vardı. Şey derdi, elektrik neyle alakalı diye sorarlarsa, fişe takılan her şeyle alakalıdır diye cevap verin derdi. E bilgisayarda fişe takılan...

Ama tabii elektrikte, özellikle böyle büyük üniversitede giderseniz çok geniş bir akademisyen yelpazesi olduğu için farklı alanlardan mezun olma şansınız oluyor. Elektriğin altındaki bir alanda bilgisayar donanımı oluyor ve bilgisayar donanımından mezun olursanız özellikle o alandan ben o elektrikte o alandan mezun olmuştum. O zaman bilgisayarları donanımından gelen bilme, öğrenme şansınız oluyor ve o çok yazılımla çok direkt bir şey aslında azıcık yazılım bil...

Biliyorsanız mesela C++'ın Python'dan donanıma daha yakın olduğunu bilirsiniz. Basit bir şeydir. Tamam eyvallah bir şey değildir mesela. Assembly gibi değildir ama daha yakındır. Donanıma yakın bir yazılımcılık perspektifi edinirsiniz. Eğer elektrikten mezun olursanız. Ama bir yazılımcı kadar da yazılım bilmezsiniz. İlk bence bunu söylenmesi gerekiyor.

'Yazılımcı' kadar yazılım bilmek

Ufuk Erdoğmuş (02:45)
Yani yazılımcı kadar yazılım bilmekten kastında yazılım kodlama pratiğinden mi bahsediyoruz, algoritma mantığından mı bahsediyoruz ya da tersini anlatırken de memori den mi bahsediyoruz, çip tasarımından mı yani tam olarak biraz daha açar mısın?

Erdem Akagündüz (02:56)
Ben şöyle gözlemliyorum. Mikro işlemci veriyordum. Hem asistanken hem çankaydayla elektrikliyken ders olarak mikro işlemci dersi veriyordum. Bir bilgisayar yani mikro işlemciden en üst seviyedeki yazılıma kadar ara katmanlarla dolu. Yani sizin bir donanımınız var. O donanımın üzerine assembly kodu yazmak var. O donanımın üzerine bir C++ kodu yazmak var. O donanımın üzerine bir operating system tasarlamak var. Operating systemın bir kodu run etmesi.

Virtual environment'a koşması var. O virtual environment üzerinde bir kod yazmak var. Seviye seviye. Kısaca şöyle bir ayrım yapacak olursak elektrik mühendisliğinden yaklaşırsanız daha alt seviyeye yakın olmanız, bilgisayar mühendisinden yaklaştığınızda daha üst seviyeye yakın olmanız olasınız. Evet, bilgisayar mühendisleri de gelip biz de alt seviyeye yakınız deseler. Hiç şey diyemeyiz tabi.

Ufuk Erdoğmuş (03:39)
Kullanıcıya daha yakın belki.

Bu arada bilgisayar mühendisinde de Gömülü Embedded dersleri var. Orada baya çekiştiğini düşünüyorum. Çakıştığını düşünüyorum. Herhalde orada çekişmişler var.

Erdem Akagündüz (03:59)
Kesinlikle. Bu da çok güzel bir soru. Ben gömülü sistem de veriyordum Çankaya Üniversitesi'nde. Bir elektrik mühendisliği perspektifli bir gömülü sistem dersiyle bilgisayar mühendisliği perspektifli bir gömülü sistem dersinin bence şöyle bir farkı var. Bir bilgisayar mühendisliği arka planı olan bir akademisyen size bir işletim sisteminin nasıl çalıştığını, bir işletim sisteminin bir donanında nasıl optimize olabileceğini çok iyi anlatır. Çünkü o perspektiften geliyordur. Ama bir donanından gelen bir...

Yani elektrik elektronik mühendisinden gelen bir akademisyen size bir yazılımın, donanımın kendisinde artık bit seviyesinde, registre seviyesinde nasıl çalıştığına biraz daha hakim olabilir. Ama tabii ki istisnanlar kaydeyi bozacaktır. burada her iki tarafta da farklı yaklaşımları bilen insanlar olabilir ama perspektif açısından bakarsak ben böyle ayırdı derdim.

Ufuk Erdoğmuş (04:50)
O zaman ikinci sorumda yine tercih dönemindekileri belki biraz etkilebilir ama biraz magazin bir soru olacak.

Mezun olunan bölüm ve okul, çalışma hayatını eskiden nasıl etkiliyordu, günümüzde durum nasıl?

şimdi Asya Hasan'a kaç seneydi Asya Hasan'a çalıştın?

5 yıl Aselsan yaşadın diyelim. Aselsan da artık bizim şey yani kaymak, üstü kaymak mühendislerin olduğu yer diyelim. Kaymak tabaka. Kaymak kaymak mühendisler orada. Şimdi orada ama sonuçta bir sürü üniversiteden bir sürü bölümden mühendis var. Evet. Aselsan da takım elemanı olarak soruyorum bunu. Çalıştığın yerde. Farklı üniversitelerin veya farklı bölümlerin mezunlarıyla çalışmanın böyle bir farkı var mıydı? Şimdi ben...

Bir bölüm yazacağım diyelim gençleri düşünüyorum. Hani şu üniversite gidersem yani bilmiyorum birlikte çalışma olarak soruyorum. Ekip arkadaşlarına böyle bazı üniversiteler daha iyi bazı bölümler daha kolay çalışılıyor falan böyle bir şey oldu mu?

Erdem Akagündüz (05:49)
Yani şöyle ben Aselsan'la çalışıyorken Aselsan ve bütün savunma sanayi içinden söyleyebiliriz. Son 10 yılda savunma sanayi böyle bir patlama yaşadı. Hem çok farklı üniversitelerden insan almaya ve de sıra kam olarak çok aşırı büyüdü. Büyümeleri o ana kadar da büyüyorlardı. Ve çok daha fazla yatırım yaptı bu 2015'ten sonra. O da benim tam bıraktığım zamanlara denk geliyor aslında. Benim ilk girdiğimde Aselsan çok az üniversiteden çok az bölümden insan alırdı.

Ufuk Erdoğmuş (06:06)
Devlet Yetim Arts

Erdem Akagündüz (06:18)
Özellikle tasarım bölümlerine yani yazılım, dolanım yapacaksanız birkaç tane üniversiteden ve birkaç tane bölümden alırdı aslında. Bugün öyle değil. Bugün çok farklı ekipler var ama ben kendim bile o kısıtlı farklı bölümlerim...

Ufuk Erdoğmuş (06:31)
3-5

üniversiteden

Erdem Akagündüz (06:34)
Öyle

değil. Yani ben Çankaya'da benim öğrencilerimin yani 30-40 tanesi bugün Asasam'da çalışıyor. Ben çalışıyorken hiç Çankaya'da yoktu. Değişti ve güzel oldu belabolara sorarsanız çünkü Türkiye'deki bazı özel üniversiteler yetiştiler de yani savunma sanayi ne?

Ufuk Erdoğmuş (06:52)
20

sene önce gerçekten sadece 3-5 üniversitedeki Asya Hasan seviyesinde öğrenci çıkarıyordu. durum da değişmiş olabilir.

Erdem Akagündüz (06:57)
Şimdi

bence öyle değil.

Bölüm fark etmeksizin yapmanız gereken şey: Kendinizi Geliştirin!

Yani 20 sene önce de belki iyiydi ama belki ne bileyim karizmaları yetmiyordu. Üniversitelerinin karizması denen bir şey de var çünkü. Ben çok şey öğrendim yani ben savunma sanayi üzerinde söylemiyorum. Bir ekip çalışması hele içinde donanım ve yazılım olan bir ekip çalışmasında ne yaparsanız yapan arkadaşlar yani donanımcı olup kart kazıyor olabilirsiniz. Yazılımcı olup veri temizliyor olabilirsiniz. Hiçbir önemi yok. Siz isteseniz de istemeseniz de o bütün yazılım donanım toplantılarına katılıp sistem mühendisliğini öğreneceksiniz ve bence

Bir mühendis, ister yazılımcı başlayın, ister donanımcı başlayın, ister elektrik mühendisi başlayın, büyük şirketlerde, büyük projelerde çalıştıklarında eninde sonunda edindikleri tecrübe sistem mühendisliği tecrübesi oluyor ve eğer piyasada çalışmak istiyorsanız aslında bu yeteneğinizi geliştirmeniz gerekiyor. Ben tanıtımlarda da Çankaya'da bunu diyordum. Hep Çankaya örneğini biliyorum, Ottüde lisans öğrencimiz yok. Ben artık lisans öğrencimi olmadığı için biraz uzağım. Yüksek sans ve doktor öğrencilerim. O yüzden Çankaya'dan örnekler veriyorum.

Ufuk Erdoğmuş (07:44)
Orada daha uzun bir şey

Erdem Akagündüz (07:55)
Bence önemli olan sistem mühendisliğidir ve piyasaya girdikten sonra bu değişim mümkündür bana sorarsınız. ben ne nice makine mühendislerinin çok iyi yazılımcılar olduğunu, nice bilgisayar mühendislerinin çok iyi donanımcılar olduğunu gördüm.

Ufuk Erdoğmuş (08:09)
Yani böyle bir eksiklik ya da fark aslında hissetmedin. Adam iyi olduğu sürece çıktığı bölüm o kadar da önemli olmadı ekip arkadaşlar için.

Erdem Akagündüz (08:16)
Evet,

yani kendini geliştirmek hala çok önemli ki bugün daha önemli. Yani dünden çok daha fazla önemli. Bundan 20 yıl önce üniversite diploması çok önemli bir şeydi. Bugün o kadar önemli bir şey değil, bu şu anlama geliyor. Kendimizi geliştirmeye onlarca yıl devam etmek zorundayız. Zaten 4 senelik eğitimden sonra kendinizin üzerine koyduğunuz daha önemli olur.

Ufuk Erdoğmuş (08:36)
Yani şeyle bir bölümde işte Nesli Hoca ile konuştuk diyelim. O da benzer bir şey söylemiş zaten. Üniversitenin görevi senin zaten piyasaya çıkarmak değil de daha çok o cesareti ve yani öğrenmeyi öğrenmek gibi, öğretmek gibi. Zaten 4 senede ne kadar geliştirebilirsin? Sonra 20 senelik kariyerde zaten asıl orada öğreniyorsun her şeyi. Doğru mantıklı.

Erdem Akagündüz (08:57)
Bir şey

eklemek isterim. 18 yaşında bir bölüme girerken çok ciddi ön yargıları oluyor bölümlerle alakalı. Yani inşaat mühendisliği inanılmaz bir ön yargısı var. Yani ben inşaat mühendisliği ile uğraşmak istemiyorum. Ya da bilgisayar, ben kesin bilgisayar istiyorum, elektrik istemiyorum. Evet farklı, çok farklı dersleri alacaksınız. Ama eninde sonunda siz mühendisliğin bir temelini ve sistem mühendisini öğreneceksiniz. Sadece kodu yazacaksanız bile ve ondan edineceğiniz bir tecrübe vardır.

O yüzden de şirketler çoğu zaman diplomaya önem veriyor. Çok önem vermiyor. Tamam, bir yeri bitirmiş. Demek ki belirli bir dersler almış, belirli bir perspektif almış gözüyle bakıyorlar. Ama tabii ki kendi alanınızda ne kadar erken özelleşirseniz o da bir avantaj.

Yazılımcı olmak için neden üniversite eğitimine ihtiyaç var?

Ufuk Erdoğmuş (09:43)
Ben bu arada hani üniversite... Şimdi yazılımda tabii sen daha teknik çok ileri seviye mühendisi gerektiren işlerde çalıştığın için çok yaşamamışsındır ve ben daha piyasa işleri yapan bir durumda olduğum için yıllardır şeyi çok görüyorum bizim camiada böyle ya üniversite okumaya artık ne gerek var ki yazılımı biz de öğreniriz. Developer olmak olarak görüyorlar çünkü yazılımı. İşte burada ne derler sistem kısmını biraz dışarıda bırakıyor gibi oluyor. Bu şeye benzetiyorum ben ya şimdi sonuçta beraber müzikle de uğraştığımız için.

Hani bas gitar çalıyorum, sen gitar çalıyorsun. Ben müthiş bas gitarcı değil, iyi bir projede, iyi bir grupla çaldıktan sonra sen zaten müziği öğreniyorsun. Evet. Yani ben yine bas çalıyorum ama müziği öğreniyorum. Ondan sonra yarın öbür gün pratik yapıp atıyorum, davul öğrensem biraz, kassam iki sene davul çalsam, aynı seviyede davulcu da olabilirim çünkü artık müziği öğrendim. Senin dediğin biraz aklıma bunu getirdi benim. Yani elektrik mühendis olabilirsin ama sistem yani o bütünü öğrendikten sonra zaten asıl olay başlıyor.

Erdem Akagündüz (10:39)
Yani bence çok iyi örnek zaten yurtdışındaki şirketler bu tür aktiviteler, sosyal aktiviteler çok önem veriyorlar. Bence bizim insan kaynaklarımız bu konuda, genel olarak bütün şirketlerin insan kaynaklarından bahsediyorum, geri. Bir takım oyuncusu nasıl olunur, diğeri ne yapıyor. Bunu ancak, bu tür sosyal aktivitelerde bulunmuş mudan anlayabilirsiniz. Çünkü başka türlü öğrenmeyeceği kesin. Yani dersi de öğretemezsiniz sistemin. Evet bitirme projesi yapılıyor ama çok kör topalık. O yüzden topluluklar...

müzik, bir müzik grubunda olmak bunlar gerçekten bence örtüşen tecrübeler. Bir iki bin içerisinde farklı perspektifler edinme adına.

Ufuk Erdoğmuş (11:14)
Benim bir yere esprim vardı. Mülakat. İşte bir mülakat yerine keşke bir halı sağmaçı yapsam herkesle de. Halı sağmaçı. O karakteri direkt orada görüyorsun. Meleç de bekliyor. Ben etmiyor falan. Ya da hemen küsüyor falan hani. Bazı takım çalışmasıyla ilgili her şey çok iyi görebiliyor. Hiçbir has vermiyor bana. Ben yapacağım her şeyi falan. Peki son soruma geçeyim madem. Aynı benzer magazin soru olacak biraz kusura bakma ama. Hoca olarak da sonuçta Şanköy Üniversitesinde gördün.

Erdem Akagündüz (11:24)
Hem defans da vekül.

Evet.

Okul fark etmeksizin bir öğrencinin nasıl mezun olduğu, kendi hırsı ile alakalı

Ufuk Erdoğmuş (11:44)
Otü'yü de biliyorsun. Gerçi daha lisans üstü çalışıyorsun şu an artık. Kendin Otü'de öğrenci de oldun. İki üniversite arasında öğrenci kümeleri arasında, yani bireysel olarak demeyelim de... ...fark olduğunu söyleniyor. Sonuçta bu anlamada fark var. Bir sıralamalar var vesaire. Bu ne kadar bir fark? İçindeki öğrencileri ne kadar etkileyecek bir fark? Ya da çıkışlarını, seviyelerini ne kadar etkileyecek bir fark? Yani üniversiteler arası fark.

Erdem Akagündüz (12:09)
Ne kadar etkileyici? Tamam.

Ufuk Erdoğmuş (12:26)
Buradan alıp buraya getirin.

Erdem Akagündüz (12:36)
Koç, sabancı, dünya sıralarında benzer durumda olan üniversitelerde. Bir de başaltı diyeceğim üniversiteler var. Yani gerçekten iyi üniversite olmak istiyor, kendi imkanlarıyla bir yerlere gelmeye çalışıyor. Çankaya, TOB, tabi Ankara'dakileri sayabilirim, İstanbul'da isim veremeyebilirim o yüzden vermiyor.

Ufuk Erdoğmuş (12:51)
İkon

belli zaten ama o ikonun altında olup oraya yaklaşmaya zorlayanlar.

Erdem Akagündüz (12:55)
Aynen

öyle, aynen aynen o şekilde tanınayabiliriz. Bu üniversitelerin kaliteli öğrencileri bir kere bence Türkiye'mizin ilk yani baş üniversitelerindeki öğrencilerle aynı kaliteler. Yani dediğim gibi ben bunlardan 20 tanesiyle çalıştım. Bunlardan bir çoğu lisansta benim Çankaya'da öğrencim olduktan sonra, otte'de benim yüksek sans doktor öğrencilerim oldu. Bir çoğunu mezun ettim. Kapasite olarak hiçbir fark yok. O yüzden sınavın tabii ki üniversite sınavının o yandan çok bir belirli ilgili yok. Yani zor bir şey...

zaten üniversite sınavı sistemi yaratmak bile. Kesinlikle çıktı öğrencinin kendi hırsıyla alakalı. Yani siz, eğer hangi üniversitede olursanız olun, eğer gerçekten kaliteli bir eğitim görmek, mühendisseniz, mühendis olmak isterseniz yaparsınız arkadaşlar. Mutlaka o üniversitede sizin hırslarınızı paylaşan bir iki tane akademisyen de vardır. Bulursunuz birbirinizi. Çok çok iyi, mutlu mesut, mezun olursunuz ve bir yerlere gelirsiniz.

Benim şu anda gene Çankaya'dan mezun bir tane doktor öğrencisi mülakatım var. Ve hevesle bekliyorum. Çok kaliteli olduğunu CDC'sinden görüyorum. O yüzden benim tavsiyem hangi üniversiteye girerseniz girin. Kendinize mesleki anlamda bir hedef seçin. Aslında tam tersi bir şey söyleyebilirim. Otdü'de bunun şöyle bir dezavantajı oluyor. Otdül lisans öğrencilerinde bunu görüyorum. Bir kere Otdü'ye girdi ya, etiket yapıştı ya. Vasat bir şekilde mezun olsam da...

Ufuk Erdoğmuş (14:17)
Kaldı o artık bonusu

Erdem Akagündüz (14:21)
Bir şey olmazcılık ne yazık ki çok genel. Ve bu çok büyük bir vakit kaybı yaratıyor. Hepsi için değil tabii ki yani kaliteli öğrenci. Çıklısını kendi belirliyor. O yüzden bence biraz iş öğrenci de bitiyor.

Üniversite sınavı yorumları ve kapanış notları

Ama öğrenci dağılımı aynı mı diye sorarsan. Bu başka bir soru. Öğrenci dağılımı aynı değil. Öğrenci dağılımı aynı. Çünkü siz sıralamada %100 burslular yakın olabilir. Yani aynı olmaz. Oti elektriğe girenlerle Çankaya elektrik. Yine ikisini karşılaştıracağım. %100

bursluyla tabii ki aynı değil bir kesişim yok yani bir tanesi ilk 1000'den alıyor, öbürü işte 30.000, 40.000'den, 20.000'den. Tam en son bakmadığım için biliyorum. Ama kalite olarak bu öğrenciler kapasite olarak ben birbirleriyle kesişimi olduğunu düşünüyorum. Çok rahat bir şekilde o seviyeye gelebileceklerini bu anlamda üniversite sınavının çok belirliçe olmadığını düşünüyorum. Çünkü aslında çok kıvrak bir yetenek üniversite sınavı. Yani siz bugün Türkiye'de 20.000, 30.000, 40.000'inci olmuş bir öğrenciseniz

Evet kendinizi zorlayarak Türkiye'deki en iyi öğrenci grubuna rahatça üniversitenizde girebilirsiniz. Ama sadece burada almıyor üniversiteler ve para kazanmak zorundalar. 250.000'den de öğrenci alıyor. Başka bir perspektifte olabiliyor öğrenciler. Yani çok zarlanmak istemiye olabilirler. O güne kadar hiç zorlanmamış oluyorlar.

Ufuk Erdoğmuş (15:36)
İyileri

etkilemiyor mu yani? Yani yukarıdan girmiş bölüme, öbürü işte çok aşağıdan girmiş. Yani ortalama daha aşağısında. Yani sınıfın ortalamasının benim çok altımda olması. Evet. Beni aşağı çekmez mi? Motivasyon olarak en azından. şu... Kandırmaz mı? Ooo çok iyiyim ben diye bir yanılsama yaratmaz mı? O riskli geliyor bana.

Erdem Akagündüz (15:53)
Bence yaratıyor. Yani Çankaya'dan otobüsü.

Ufuk Erdoğmuş (15:56)
Bunu

şey demek istiyorum yani düşük puanlı bir okula yukarıdan girmişim. Yanlış olmasın diye tekrar...

Erdem Akagündüz (16:01)
Tabii

tabii. Kesinlikle. Bu oluyor. Oyunun daha zor olabileceğini yani oyunun... Çünkü siz okul bilincisi olmak istiyorsunuz. Ve okul bilincisi oluyorsunuz çok çalışarak. Sonra daha iyi sizin seviyeinizdeki öğrencilerin ekosistemine girdiğinizde... Bir saniye rekabet daha farklıymış diyebiliyorsunuz. Bu güzel bir tecrübe oluyor ve o öğrenciler bunun çoğunlukla farkında oluyorlar ama. Çok bilinçli oluyorlar çünkü. Siz oyunu arıyorlar ve kendilerini orada buluyorlar ve çok güzel de yer buluyorlar bence.

O yüzden öğrenci değiş bitiyor. Ama dağılım farklı oluyor. Bu da bir tecrübe ya. Çünkü biz şimdi Çanka'ya Otto örneği verdik de hemen o örneği Otto Harvard'da çevirebiliriz. Başka bir şey de çevireceğiz. Harvard'dan atıyorum sizin doktor yaptığınız çok özel bir ekip belki de. Apple'daki bir ekibi. O yani o sonsuz bir... Her zaman siz kapasitenizi zorlayarak kendi seviyenizi yükseltip

Ufuk Erdoğmuş (16:50)
Bir konuda uzmanlar.

Erdem Akagündüz (16:58)
Sonra yüksek seviyedeki insanlarla beraber olarak gene kendinize bir kapasite açabilirsiniz. O yüzden aslında bir değişken olmamalı bu. Her şey o sonsuz skalıda sizinle biten bir şey olmalı aslında.

Ufuk Erdoğmuş (17:08)
Biz ilkokuldayken çalışan kazanır, elması kızar. Sözde bitilerim. Çok yavan olur. Bala, çok teşekkür ederim. İnşallah burada da görüşürüz. Bir bölüm daha çekeriz. Başka şeyler konuşuruz artık o zamanda. Sağol. Kendine çok iyi bak.

Erdem Akagündüz (17:20)
Evet evet.


Yazar Oyuna Devam