Elon Musk aldıktan sonra Twitter’ı neden bıraktı? | Değirmenler 02
Karşılama
Seda Ünal Çalargün, Ex-Twitter "Engineering Director", Ex-Microsoft.
Soru 1: Ne oldu da yurtdışına gitmeye karar verdiniz?
Ufuk Erdoğmuş (00:05)
Şimdi ilk sorum şu biraz geriye gideceğim. Sen şimdi otte'den mezun oldun. O dönemi hatırlıyorum. Bence benim hatırladığım kadarıyla o dönemde girilebilecek en iyi savunma sanayi şirketine girdin sen. Çok iyiydi. Sonra ne oldu da yurtdışına gitmeye karar verdiniz?
Seda Ünal Çalargün (00:16)
Ne?
Bize green card çıktı. Ben çok şanslıyım. Her kadısını başvuruyorsunuz. Sonra maista çıkıyor sonucu. Arkadaşımız bize dedi, hadi başvurun bana daha önce çıkmış, size de çıkar. Bu büyük bir lotre, dünya çapında. Ama başvurabileceğiniz en kolay başvurulardan biri. Sadece nereden mezun olduğunuzu, nerede çalıştığınızı ve de adresinize giriyorsunuz. Bir de dijital fotoğraf yıkıyorsunuz. O kadar yani.
ücretsiz bir başvuru. Sonra Mayıs'ta bize green card çıktığını öğrendik. Tabii ikimiz de bilgisayar mühendisiyiz, güzel şirketlerde çalışıyoruz. Gitsek mi gitmesek mi diye düşünürken, yine süreç de çok uzun. Bir sene sürüyor. Green card çıkınca hemen gidemiyorsunuz. Önce göçmen vizesi almak için bir sene bekliyorsunuz. Dökümanları yollayıp. O kısmı biraz uzun. Ve çok fazla döküman gerektiriyor. Tam o sırada da biz göçmen vizemizi beklerken
Amazon ve Microsoft Recruitment Event yaptı Türkiye'ye geldiler ve LinkedIn'den zaten o zaman camia daha da küçüktü işte o tüm ilken boğaz için mezunlarına ulaştılar.
Ufuk Erdoğmuş (01:29)
2013-2014. LinkedIn neredeyse çok az kullanıyordu.
Seda Ünal Çalargün (01:34)
Evet, az kullanıyordum. Ama biz Türkiye'de hem gençler olarak hem millet olarak çok iyi alıyoruz, adapt oluyoruz yeni teknolojileri. Hepimizin kendi adında Jimmy Lekant var neredeyse. O zaman İstanbul'a geldiler, hatta Türkiye'den bile çıkmadık. Microsoft ve Amazon'la görüştük. Ben Microsoft'tan teklif aldım. Eşim Amazon'dan teklif aldı.
Bulduğumuz işler dünyanın öbür ucunda. Microsoft'da, Amazon'da çok büyük. Amerika'nın her tarafında ofisleri var. Dünyanın öbür tarafında bulduğumuz iş Türkiye'de, Ankara'da var olan işlerimizden daha yakındı birbirine ofislerimiz. Herhalde bu olması gereken bir şeylerdi. Gitmemiz lazım. Vizemiz çıktı, işleri bulduk ve taşındık.
Ufuk Erdoğmuş (02:23)
Bir şey söyleyeyim mi? Hiç beklemediğim bir cevap verdin şu an. Tamamen tesadüfen mi oldu yani?
Seda Ünal Çalargün (02:31)
Ne
oldu? Şöyle de söyleyebilirim, hep aklımızda vardı ama birimiz gidip diğerimiz kalsal. Daha önce öyle de söyleyebilirim. Daha önce Canku'nun gitme ihtimali vardı. Ama o zaman birimiz gitse, birimizin çalışma durumu olacaktı.
Ufuk Erdoğmuş (02:46)
Onu istemiyordunuz yani teker ayrı gitmeyi.
Seda Ünal Çalargün (02:48)
Onu istemiyorduk çünkü birbirimizin kariyerini etkilemek istemiyorduk. Yani Amerika'ya ya da yurt dışında, Avrupa'ya Amerika'ya gittiğimizde ikimizin de aynı anda iş bulma ihtimali çok düşük. Birimiz iş bulup diğerimiz iş bulamazsa o zaman da bize beklememiz lazım. Yani birimiz gerçekten en verimli olduğumuz zaman da çalışmıyor olacaktık. Yani kariyerimizin en verimli olduğu zaman da. O yüzden şartların en ideal olması gerektiği anda bekliyorduk aslında. ikimiz de iş bulacağız.
Ama green card'a çıkınca, ikimiz de iş bulunca gittik.
Ufuk Erdoğmuş (03:22)
Yani denk de gelmiş, ikiniz de istiyormuşsunuz ama mesela her şey süper olmasa gitmeyecekmişsiniz gibi anlatıyorsun yani şu an o zaman.
Seda Ünal Çalargün (03:28)
Her şey süper olmasa gitmezdik çünkü Türkiye şartlarında 2005-2020 arası bilgisayar mühendisleri gerçekten iyi işlere imza attılar. Yani iyi mesleklerdi, hala öyle. Ve hayatımız da gayet iyiydi. Sosyal hayatımız. İşlerimizden memnunduk. Ama tabii bilgisayar mühendisi olarak hep böyle büyük şirketler. Microsoft, Google. O zamanlar Facebook kadar çok yoktu ama Facebook, Twitter. Acaba oralarda da...
Kendimizi gösterebilir miyiz, test edebilir miyiz? Hepimizin aklında vardı.
Soru 2: Elon Musk aldıktan sonra Twitter'ı neden bıraktın?
Ufuk Erdoğmuş (04:02)
O zaman oraya geleyim. seni CV'ye bakınca tabi böyle çok karizmatik duruyor yani normal bir vatandaş için. İşte Otto mezunu, sonra Milsoft olabilecek savunma sanayide o zaman en iyisi. Sonra Amerika'ya gidiyor, Microsoft'ta. Microsoft'tan Twitter'a gidiyor. İşte Twitter'da yükseliyor. Engineering director falan böyle artık şey yani hani zirvenin zirvesi. Sonra Elon Musk Twitter'ı alıyor. Biliyorsun internette bir sürü girişimci Elon Musk'a hayran. Ama sen Elon Musk Twitter'ı aldıktan sonra kaybedeceğin bir sürü şeye rağmen Twitter'ı bırakıyorsun. Neden bıraktın?
Seda Ünal Çalargün (04:31)
Her şey aldığınız seviyeler değil. Çalışma şartları çok önemli ve saygı çok önemli çalıştığınız yerde. Şirket elde değiştirdiği anda şirketin kültürü altüst oldu. Bir takım çalışması ortadan kalktı. Farklı görüşlere değer verme ortam ortadan kalktı. Hiç konuşamaz, fikirlerini gündeme getiremez, kendini savunamaz hale geldi çalışanlar. Ben de orada üst düzey yöneticiydim. Takımımı koruya
anladım çünkü artık bütün menajman seviyeleri kaldırıldı.
Ufuk Erdoğmuş (05:05)
İlhan ben... yani? Direk şey mi? Tek adam mı yani?
Seda Ünal Çalargün (05:08)
Aynen, ben ne dersem o olacak. Herkes bana rapor etsin. ilk hafta çok kötüydü. Çok aşağılayıcı şeyler oldu. Yani ne okuduysanız internette hepsi doğru. Ama insan yaşamadan bilmiyor. Bunun geleceğini biliyorduk ama gerçekten yaşayınca çok çok ağır geldi hepimize. Ayrılmamanın temel nedeni saygının, yaptığımız işe saygının ve yaptığımız işin doğruluğuna olan kontrolümüzün ortadan tamamen.
kalkması oldu ve ona eyvallah diyemedim.
Ufuk Erdoğmuş (05:39)
Bence burada ibretlik olan şey pepeden bir şirketin kültürü etkilendiğinde nasıl önemli bir şey oldu. sen güzel bir pozisyonda olmana rağmen o kültürden kötü etkilenebilirsin ya da iyi de etkileniyor olabilirsin. İşte bu güzel bir şey yani. Örnek bence o yüzden.
Seda Ünal Çalargün (05:55)
Şirketlerin kültürünü %80'ini CEO'ları set eder. Ama Twitter'da kaç senedir şirket? 15 senedir şirket. Çok oturmuş ve de uç. Skalan'ın ucunda, çalışma ortamı olarak kültür olarak. Gerçekten endüstri de örnek olan bir şirketti. Ama Skalan'ın öbür ucuna gidebileceğini birkaç gün içinde...
Ufuk Erdoğmuş (06:12)
Sucur olarak.
Beklemeyin.
Seda Ünal Çalargün (06:25)
tahmin etmedik ama dediğin doğru şirketlerin başındakiler kültürü çok hızlı ve çok değişik yani çok beklenmedik şeklini değiştirebiliyorlar.
Soru 3: Yazılım ve Mühendislik alanında kadın olarak bir ayrımcılık hissettin mi?
Ufuk Erdoğmuş (06:35)
Şimdi mühendisle yazılımcı ortamlarında çalışıyorsun kaç senedir bu camialarda. Kadın olarak ayrımcılık hissettin mi hiç? Bir de Türkiye'de ve Amerika'da... Yani hep iyi şirketlerde çalıştın ama yine de Türkiye ile Amerika arasında da fark var mıydı? Şöyle...
Seda Ünal Çalargün (06:47)
Türkiye'de
ben nelerden yoksun olduğumu bilmiyordum gerçekten bir bayan olarak. Bir kere şunu söylemem lazım, kimse bana kötü davranmadı bayan olduğum için ya da yeteneklerimi hiç kimse küçümsemedi. Hep takdir ettiler. Tek başıma donanmaya gidip zodiye atlayıp büyük frigate'lere kurulum falan yaptım. Şirketin arabasıyla İzmit'e kadar sürüp oradan zodiyaklara atlayıp elimde siydi. Sonra donanma gemisine tırmanıp kurulumu yapıp.
test yaptığımı hatırlıyorum. Ve o zaman bile askerler hep saygı gösteriyorlardı. Yani savunma sanayiinde çalışıyoruz ama bizim çevremizde de çalışan arkadaşlarımız hiçbir şekilde bayan olduğum için küçümsemediler yeteneklerimi. Hatta çalıştığım şirket de bizim takımın %80'ini bayandı. Evet, Amerika'ya gelince şaşırdım. Orhan ciddi boyutta daha düşük Amerika'da.
Ama benim Türkiye'de demek istediğim neden yoksun olduğunu bilmiyordum. Mesela çocuğum olmuştu. Doğum izni zaten çok az ama yine de ücretsizliğine alabiliyoruz ama doğum izninden sonra geri döndüğümüzde bir anne odası yoktu o zaman. 2010'dan falan bahsediyorum. Çok eski değil. Evet, Ankara'nın en iyi şirketlerinden birinde çalışıyorum. Anne benzeri odası yok, süt odası yok, anne odası yok. Ben toplam...
Bir tane toplantı odası bulup çocuğum için süt salmaya çalışıyordum. işte vizyon, bilmiyordum neyin eksik olduğunu. Sonra buraya gelince, onları görünce aa dedim evet. bana saygı duyuluyordu yeteneklerimi. Ama bayan olarak bu sektörde ki ihtiyaçlarıma saygı duyulmadığını anladım.
Burada var ama nasıl var? İnsanların istemesiyle var. İnsanların gündeme getirmesiyle var. Ama buraya geldiğimde burası bayanların ihtiyaçlarını daha öndeydi Türkiye'ye göre. Yani %100 bayanlar daha düşüktü çalışan olarak. Türkiye'de daha yüksekte benim çalıştığım şirkette. Ama bayanların ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar daha erken başlamıştı.
Ufuk Erdoğmuş (08:55)
düşünüyorsun insanlar talep ederse organize bir şekilde evet olacaktır diyorsun yani
Seda Ünal Çalargün (09:02)
Aynen. İhtiyaçlarınızı göz ardı etmemiz lazım. bayan olarak bir şey... Belki de kültür olarak bir şey istersek suçlu durmaya geleceğiz. İşimizden olacağız gibi düşünüyoruz. Ama onları birine getirmek lazım. Yükselirken de tabii ben birebir ayrımcılık görmedim. Ama bu önemli bir konu. Bayanlara, erkeklere bir eşitsizlik var.
Ama büyük şirketler burada bu eşitsizliğin önüne geçmeye çalışıyorlar. İşte şeffaf olarak paylaşıyorlar. Kaç kişi? Sırf bayanlar değil. Bu farklı kültürlerden, farklı ırklardan gelenler.
Ufuk Erdoğmuş (09:40)
Sadece
o problem var ya şu an.
Seda Ünal Çalargün (09:44)
Ability, abilitylerden, backgroundlardan gelenler. Diversite çok geniş bir konu. Underrepresented gruplar çok önemli. Sırf bayan erkek diyeyim ama bayan erkek hesaplaması çok kolay. Ama işte burada şeffaflık var. Sayısal şeffaflık, eşit yani sayı olarak nasıl görüyoruz.
maaş olarak adil mi, sonra kariyer gelişimi olarak adil mi? Bunlar hep şirketler bazında takip ediliyor. En azından yurtdışındaki şirketler de. Türkiye'yi bilmiyorum ama bunları da istemek lazım yani. İstemek lazım Türkiye'deki şirketlerden de eğer yoksa.
Yazar Oyuna Devam