Türk ve Yabancı Müşteri Farkları | Benimle Oynar Mısın? 01

Avatar Oyuna Devam | 13 Mart 2023



 

Hizmet sektörü ile yazılım sektöründeki müşteri profilleri arasındaki farklar.
Türk ve yabancı müşteriler arasındaki farklar.
#girişim #girişimcilik #yazılım #kültür

Ufuk Erdoğmuş (00:04)
Ece hoş geldin. Şimdi senin tabi uzmanlık alanın olduğu için sana birkaç soru sormak istiyorum. Tabi ki. Şimdi yazılım sektöründe satış müşteriyle görüşme, işte support, success ne varsa yapıyorsun ama bunun öncesi de var. Doğru. Otel servis sektörü diye mi geçiyor? Hizmet. Hizmet sektöründe de çalıştın. İki tarafta da yani müşteriyle yüz yüze olan kişi olduğun için aradaki farkları çok merak ediyorum. Birkaç sorum var. Tabi Hazırsan? Hazırım.

Ece Güner (00:04)
Hoş bulduğumu teşekkür ederim.

İzme Fatiha.

Ufuk Erdoğmuş (00:34)
Şimdi ilk merak ettiğim fark bu hizmet sektöründeki müşteri profili ile yazılım sektöründeki müşteri profilin farkı tam olarak nasıl oluyor?

Ece Güner (00:44)
Tabii bambaşka aslında daha ilk sürecin başlangıcından sonrasına kadar farklar oluyor. da müşteri davranışına yansıyor. Örnek vermek gerekirse aslında hizmet sektöründe yani otel müşterisinde müşteri belli bir değerle kafasında geliyor. Yani aslında ne yapacağını, ne alacağını, ne hizmet alacağını kafasında kurmuş oluyor. Ona ikna etmenize gereken bir süreç olmuyor. Geliyor, hizmet alıyor. Çok daha hızlı bir süreç aslında hizmet sektöründe.

Bu yüzden aslında şu nokta önemli oluyor. Hızlı bir şekilde aldığı için o hizmeti o anki ruh haliyle yatırmanın değerini ölçüyor. Kesinlikle. Bazen bu memnun etmek daha kolay. Eğer dürüst bir hizmet servis verirsen kolay oluyor. Ama eğer ki bir şeyler arda arda kötü giderse toparlamak daha zor. Yani gidişatı değiştirebiliyor. O yüzden telafisi biraz daha zor, daha hızlı bir sektör.

Ufuk Erdoğmuş (01:26)
Memnun olduysa tamam.

Sonuçta adam geldiğinde ne istediğini istediğini bilip geliyorsanız zaten o yüzden mi?

Ece Güner (02:05)
Evet, daha somut. Ama yazılımda daha soyut. Yani aklında belki bir proje var ya da istediği şeyi yine biliyor olabilir. Ama o deneyimi daha önce yaşamadı ya da bunu hayata geçirmek için daha soyut bir şey var aklında. Fazlalardan oluşacak aslında bir iş planı gerektiriyor. Yani bunu hem bir planla ona sunman gerekiyor hem de aklında oluşturman gerekiyor. Yani değeri sen belirliyorsun aslında orada.

Ufuk Erdoğmuş (02:29)
Anladım. Ama okey. Peki şimdi otelde de işte resepsiyonda da yazılımda da önceki şirkette sen Türkiye'de bir yazılım satıyordun şimdi yurt dışına satıyoruz. Genel olarak böyle Türk müşterilerle yabancı müşteriler arasında bir kültür farkı kesin vardır da nasıl

Ece Güner (02:48)
En

başta basit şeyler aslında. Mesela Türk müşteri de esneklik ihtiyacı oluyor. Yani kuralları esnetmek, işte bazen zamanı esnetmek.

Ufuk Erdoğmuş (03:01)
Bana özel falan gibi mi yoksa sadece böyle

Ece Güner (03:04)
Bir

miktar belki de daha böyle sıkı bir ilişki, daha samimi bir ilişki arıyorlar bu hizmette de olsa. Yani yabancı müşteride kural buysa, anlıyor tamam. Sınırları çerçevesi var. okey. Bu yüzden daha dakikler, zamana da daha farklı bakıyorlar. Ama bunun yanında bu da şunu getiriyor aslında. Türk müşteride biraz şunu yapabiliyor. Zamanla ilgili giden kötü şeylerde ya da aksaklıklarda daha anlayışlı davranıyor.

Ama yabancı müşteri de bu biraz daha dakika olduklarından zamana farklı bir bakış açıları var. Yazılımda da aynı. Gelen müşteri randevuları olsun ya da sürecin ilerleyişi olsun bence biraz daha o yol tarifine göre gitmek istiyorlar.

Ufuk Erdoğmuş (03:38)
Hızımdadım aynı peki sence?

Bu çok inşa edilmiş. Aslında günlük hayatta nasılsa işte de benzer gibi olur.

Ece Güner (03:54)
Bunun yanında da biraz işleyen başka bir nokta da var. Risk alma biçimi, işe yaklaşım biçimi. da farklı oluyor. Yani eğer Türk müşteri kötü bir deneyim yaşamışsa daha önce hizmet sağlayıcısından, daha sonra da bizimle karşılaştığında, başka biriyle karşılaştığında aslında aynı şeyi bekliyor olabiliyor. Ama yabancı müşteri deneyimi ayırıyor daha çok.

Ufuk Erdoğmuş (04:19)
Ok yani bizde bir ön yargı yapışıyor gibi ya da öğrenilmiş bir çaresizlik falan gibi bir şey mi oluyor? Evet iyi yapışıyor. Bu peki mesela otelde de mi böyle oluyordu? Önceki gittiği yerde işte kötü bir şey olmuş sana direk sende de olmasın aman an falan diye uyararak mı geliyor?

Ece Güner (04:23)
kötü.

Otelde de böyle oldu.

Doğru

bir departmanda belki bir şey yaşamış daha önce. İşte burada zaten bunu yaşadım, burada da bunu yaşayabilirim. da ben daha önce böyle bir hizmet aldım, bunu istemiyorum artık burada gibi geçti.

Ufuk Erdoğmuş (04:43)
Çok kötü bir şey ama yani sonuçta yani Ozan şey gibi oluyor yani bir hizmeti veren ya da bir işte yazılım olsun fark etmez ürünü veren birini deniyor bir sorun yaşadığında sanki bütün rakipleri de itham altında bırakmış. Sonra temizle imajını temizleyebilir. Peki şimdi bir de yazılımda şey var hizmet diyebileceğimiz proje bazlı yazılım var işte ürün biz şu an ürün gibi bir şey satıyoruz ya da başka ne olabilir.

Projeli ürün diyebiliriz yani hizmet hepsi. İkisi arasında bir fark var mı sence? Yani yazılım, proje yazılımı müşteri profiliyle ürün müşterisi profili yazılımda.

Ece Güner (05:24)
Tabii ya şu şekilde var. Proje müşterisi daha çok bir iş analizi bekliyor. Yani süreç biraz daha uzun. O yüzden hatta şöyle bir örnek söyleyebilirim yine kültürel bir fark olarak. Türk müşteriyle yabancı müşteri arasında şöyle bir projede oluyor. Üründe de fark aslında. Ürün sanki hizmet ve projenin birleşimi gibi oluyor. Yani yine hızlı.

bir şeye erişmek istiyorlar ama yine süreç sonrasında geliştirmek gereken bir süreç var.

Ufuk Erdoğmuş (06:02)
zaten

hızlı

Ece Güner (06:06)
Devam

etmesin. Yaklaşmak gerekiyor. Aynen öyle.

Ufuk Erdoğmuş (06:09)
Peki şimdi projede nasıl diyeyim projeli ürün farkında analiz dedin Evet bana şey gibi geliyor. Ürünü masaya koydun. Ürün bu dedin. İster al ister alma gibi moda girebiliyorsun. Sen analizi kendin yapmışsın zaten. Belli bir hedef kitle için ürünü yapmışsın. O analiz işi orada yine var ama yani bence. Bence evet.

Ece Güner (06:30)
Ürün değil mi?

Tabii ki, tabii ki var. Yani ben de tam onu söylemeye çalıştım. Aslında analiz var. o belki şirketin, senin yardım edebileceğim şirket olup olmadığını, ürünün ona uygun olmadığını analiz ediyorsun zaten. Ama o hedefi sen koymuşsun ya da o sana yaklaşmış. Yani aslında ilk adımı yine biri atmış ve kafasında kurmuş oluyor gibi. Yine bir değerlendirme analiz süreci aslında başlamış.

Ufuk Erdoğmuş (06:58)
Ama projede daha uzun dedin ya ondan. Tamam orada aslında şey de oluyor ya bizim deneyimlerde de eskiden öyleydi. Proje ile geldiği zaman adam yani hem adamın ne ihtiyacı olduğunu analiz ediyorsun. Ürün olsa da aynı şey yapıyorsun. Ama bir de ürünün ne olacağını da aslında orada analiz ediyorsun. Burada en azından ürünü hazırlamış oluyorsun. Neyse okey yani benim tek ekleyeceğim şey şey olurdu Proje bittikten sonra aslında ilişki seyreliyor. Ama ürün

Ece Güner (07:00)
Evet.

Ufuk Erdoğmuş (07:26)
teslim ettikten sonra o aslında sonsuz bir ilişki başlatıyor gibi. Orada bir fark olabilir yani. Projede belki öncesinde, üründe belki sonradan.

Ece Güner (07:29)
Kesinlikle sorumluluk devam ediyor.

sonrasında

da devam ediyor. Kültürel farktan söz ettik Türk müşteri yabancı müşteri olarak. Aslında bu biraz hem yazılımda hem proje alanında birkaç örnek var. En çok karşılaştım o farkı belirleyen. Biri şu, Türk müşteri yazılım sektöründe karşılaştım en çok bununla. Eğer ki bir proje yaptırmışsa daha önce ve başarılı bir sonuç alamamışsa yaklaşımı şu oluyor. Ben 5X'e

Bu projeyi yaptırdım. Başarılı olmadı. O yüzden X bütçem var. Buna yapar mısın? Evet. Yani bu aslında olumsuz şeyin devam etmesi örneğiyle de birleşiyor. Fakat bütçeye yaklaşım da çok farklı ama yabancı müşteri de tam tersini gördüm. Ben daha önce bunu 5X'e yaptırdım. Demek ki bunun Eder'e 10X. Yani o zaman ben bunu 10X'e yaptırmalıyım ki başarılı bir sonuç alayım.

Ufuk Erdoğmuş (08:09)
Parayı bitirdim. Bundan sonra kalmadı para gibi.

Güzelce garantiliyor aslında başarı.

Ece Güner (08:32)
Ama şu an mesela eğer olumsuzsa yine de benim bu bütçeyi elde etmem lazım diyor. Yine sana geliyor ama ne yapabiliriz? Benim kazancım ne olacak? Yatırımımın sonucu ne olacak diye seninle konuşmak istiyor yine de.

Ufuk Erdoğmuş (08:46)
Bu ilginç bir şey anlatsın. Şimdi birisi diyorsun ki beş koydum olmadı artık param kalmadı artık bire idare et diyor. Bu sanki şey gibi yani hani sanki kendisi bir hata yapmamış ve işte kim yaptıysa sen ya da ondan senden önceki onun işte cezasını sana kesiyormuş gibi oluyor. Öbürü de diyor ki beş koydum olmadı demek ki on koymam lazımmış. Bu şey gibi oluyor yani hata bendeymiş demiş oluyor. Bu sana güveniyor. Önceki de yapamamış olsa direkt yine hatayı kendi üstüne o acayip bir

Çok temel bir bakış açısı farkı bu yani. şey yani ama orada bir bütçe sonsuz o zaman hani bugün beş koydum olmadı şimdi on harcıyım. Toplam o da olmadı diyelim 15 harcadım ne edecek adam 15'e de yapamadık artık 50 koyayım ama yani bu sonsuza kadar para harcamaya...

Ece Güner (09:16)
Bir fark etmesin.

Yani bir noktada fark eder diye düşünüyorum.

Ufuk Erdoğmuş (09:35)
ilginç ama hakikaten

Ece Güner (09:39)
Çünkü muhtemelen bunu diyen kişiler aldığı hizmetten memnun değil. Yani sonuca ulaşmamış olabilir. Sonuca ulaşmasa ve hizmetten memnun olsa demek ki daha fazla zamana ihtiyacımız vardı diye ilerler aslında. Aynı hizmet sağlayıcısıyla devam eder. Demek ki hizmetten kişiden de memnun değil. Onu başarısız buluyor. Yani zaman değil tamamen ilişkiyi kesmiş oluyor.

Ufuk Erdoğmuş (10:02)
anladım. Evet ilginçmiş. Neyse yani sonuçta şeyde de sektörler arasında da kültürler arasında da ciddi farklar var yani.


Yazar Oyuna Devam