Kurumsal Hayattan Girişimciliğe Geçiş ve Sektörel İş Birliğinin Önemi | Değirmenler 17

Avatar Oyuna Devam | 5 Mart 2024

lock_open

Kurumsal Hayattan Girişimciliğe Geçiş ve Sektörel İş Birliğinin Önemi | Değirmenler 17

Avatar Oyuna Devam | 5 Mart 2024



Intro

E-Commint ve UPoD'un kurucularından, girişimci Kaan Bingöl ile kurumsal hayatta yönetici olmak ile girişimci olarak küçük bir ekip yönetmek arasındaki farklar, girişimciliği kurumsal hayattan ayrı kılan farklılıklar ve motivasyon faktörleri, yazılımcıların kariyer hedefleri ve genç yazılımcıların gelişiminde üniversitelere yüklenen beklentilerin haksızlığı ve sektörel iş birliğinin önemi üzerine detaylı bir sohbet gerçekleştirdik.

Kaan Bingöl kimdir?

Ufuk Erdoğmuş (00:06)
Valla Kaan Bey hoş geldiniz. Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Öncelikle ben çok hızlı bir şunu anlatmak istiyorum. Yeni alışkanlığım. Bu Zoom üzerinden kayıt yapıyoruz. Bu değirmenler formatımızda. Temamız Bülent Ortaşgel'in Değirmenler Şarkısında. İşte değirmenlere karşı Don Kişot misalli bir şeyler yaşamış görmüş insanları konuk almaya çalışıyoruz. Sizinle görüşmek istememin bir sürü sebebi var. Çünkü yazılımcılık var geçmişte. Kurumsal hayatta yöneticilik var.

girişimcilik var, eğitmenlik var. Yani bizim kanal içerisinde konuşabileceğimiz her konu bir yaşanmış geçmiş bir noktada. Bir de kaç yıldır? 25-30 sene oldu mu?

Kaan Bingöl (00:43)
25'te bıraktım yani 25'te sabitli

Ufuk Erdoğmuş (00:46)
25

plus

Kaan Bingöl (00:48)
Sözleri de bulabilirler ama bulmamıştır.

Ufuk Erdoğmuş (00:51)
Tamam,

senelik diyelim yuvarlak. 25 küsür senelik bir yazılım sektörü tecrübesi de var Türkiye'de. O yüzden bence yorumlarınız önemli olacak. Ben kendimce üç soru seçmek zorunda olduğum için seçtim. Umarım başka bir sefer başka bir serimizde konuşabiliriz de.

Kaan Bingöl (01:06)
Teşekkür

ederim davet ettiğin için. sağ olun. Umarım şartlarınızda faydalı olursunuz.

Ufuk Erdoğmuş (01:11)
Valla ilk sorum, herkes yaşayamıyor bu geçişi.

Kurumsal hayatta yönetici olmak vs Girişimci olarak küçük bir ekibin yöneticisi olmak

Kurumsal hayatta, bir de büyük kurumsal yapılar yönetici olmakla girişimci olarak küçük bir ekibin yöneticisi olmak arasındaki farklar nedir? Artısı, eksisi. Ben hiç kurumsal yapıda yönetici olmadım ama kesin farklıdır diye düşünüyorum.

Kaan Bingöl (01:30)
Şöyle

aslında hem bu kadar aynı bir şey yani çünkü yöneticiliğin temelleri aynı aslında ama bu kadar nasıl farklı olabiliyor yani hem aynı işleri yapıyorsun gibi ama hem de çok farklı yapıyorsun. Nasıl oldu biraz enteresan gibi bana da. Önce dezavantaj, yalları en başta sen kendin süpürüyorsun en kötü de.

Ufuk Erdoğmuş (01:52)
Girişimci

değil mi? Her şeyi bulaşırtıyor, sen yıkıyorsun.

Kaan Bingöl (01:54)
Bunlara bir kere önce bunları hazır olmak gerek. Özellikle büyük bir girişime, büyük yatırımlarla girişmiyorsan, sıfırdan başlıyorsan, daha kendi kaynaklarında başlıyorsan böyle bir şeyi attan inip eşeyebilme durumunu deneyimlemem gerekiyor. Bunu hazır olman gerekiyor. Bunu herkesin çok yapamadığını gözlemledim. Yani böyle bir şey var.

Ufuk Erdoğmuş (02:17)
Yani kurumsal yapıda arkan toplanıyor bir şekilde otomatik olarak ona mı alışılıyor yani?

Kaan Bingöl (02:22)
Evet, evet ona alışılıyor. Her şeyin bir şeyi var, bir sorumlusu var, bir organizasyon zaten kurulmuş falan. Onu içinde yaşarken de bunun ne diyeyim, zor bir şeyi, o noktaya varmadığın zor bir şey, onu düzenlemenin zor bir şey olduğunu, epey bir emek gerektiğini de çok anlamıyorsun. Zaten verilmiş bir şey bu, onun içine giriyorsun sen de, işte işte giriyorsun, orada bir düzen var.

Onu kurmanın ne kadar zor olduğunu ilk onu anlıyorsunuz. zaman ne diyorsun? Bunu yapanlar, başta böyle hani çok da eleştirdiğin hani o geçmiş girişimizde artık büyük patronlar falan oluyor. Hele büyük yapıdan da görmüyorsun yani patronlar da kalmamış. Tabii tabii ya şey olarak, hisse olarak da çok görmüyorsun. İyi kurumsallaşmışsa bir yapı, çok patronu hissetmezsin. Çok profesyonel yöneticilik ve onun getirdiği şeyleri, neler, süreçleri hissedersin. Onu hissetmek enteresan bir orası var.

Ufuk Erdoğmuş (02:56)
Yüzünü bile görmediğimden.

Kaan Bingöl (03:12)
Bu çok aynılıkla yani yöneticiliğin aynı olması ile farklı olması arasında ben şöyle yoruluyorum. Yöneticiliğin tabii şeyleri temelleri aynı yani gelişimciliği de olsan yine benzer süreçleri yürütmen lazım. Finans, planlama, insan kaynakları, ürün geliştirme falan bunlar aslında temel şeyler. Okulda öğretilen, bir MBA yapsan öğrenebileceğin şeyler ama neden farklı? Sanıyorum bu paradigma çok değişiyor. bir profesyonel yapıda yönetici olurken baktığın

ve seni motive eden şeylerle girişinci olduğunda seni motive eden şeylerle bakış açısına o kadar değişiyor ki bunların hepsine yeni bir anlam yüklüyorsun yani hepsini farklı yapıyorsun zaten.

Ufuk Erdoğmuş (03:52)
Ne

mesela bunlar?

Kaan Bingöl (03:54)
Öyle

Ufuk Erdoğmuş (03:56)
Motive

Girişimciliğin, kurumsaldan farklı yanları ve motivasyon faktörleri

eden şeyler ne farklar var? Yani kurumsal da ne motive ediyor? Size özel de olabilir hani genel göstermek için söylüyorum.

Kaan Bingöl (04:05)
Sanıyorum her şeyin sorumlusu olmak yani girişimciye, özellikle senin girişimin ise her şeyin sorumlusu olmak veya o dediğim ya hani o düzeninde olmadığı bir ortamda bütün bunları biraz daha hissederek sadece hani planlayarak değil hissederek giderlemek hem motiverece hem biraz bazen de kötü gücü ve zor durumları var. o yalnız başınadan şey vardır yani hem iyidir hem büyük bir özgürlük alanı sanırım ama bir yandan da yalnızsındır.

Ufuk Erdoğmuş (04:33)
Özgürsün ama bir keşke biri de yardım etseydi ya Allah rızası için.

Kaan Bingöl (04:37)
Evet

evet, bu kadar da yalnız olmasaydık. Başkaları en azından ödeseydiniz.

Ufuk Erdoğmuş (04:44)
Hem birileri değil mi? Büyülü bir el.

Kaan Bingöl (04:49)
Güzel. Öyle bir fark var. Bir de daha tutkulu yapıyorsun. Yani kendi işini, yani ne olursa olsun. sonuçta iyi bir profesyonel olduğuma da inanıyorum. Yani kendi işinmiş gibi de çalışıyorum derler ya. bayağı da çalışıyordum ama. yine de bir fark görüyorum. Yani kendi işini kuruduktan sonra çok daha tutkuyla yaptığımı, daha fazla tefiki olduğumu, çok daha fazla çalıştığımı da özenliyorum. Öyle bir tutkulu tarafı var. Özgürleştirici bir tarafı kesinlikle var.

Biraz böyle zorlaştırıcı tarafı da var. Yapmadığım, yerleri süpürmekten tutup da bütün ay sonu geliyor maaşları nasıl ödeyeceğim, dertine kadar hepsini düşünmem de gerekiyor. Onlar için kimse hemen hemen yok başlarda. Özellikle okunuşun biraz skill up standart olduğunda biraz daha zorunluluğu paylaşabiliyorsun ama en başta özellikle. Soruluklar. Gün sonundan iyi tavsiye eder istersin?

Günün sonunda neyi tavsiye edersiniz: Kurumsal Hayat mı, Girişimcilik mi?

Bence girişimciyi daha çok tavsiye ederim.

Ufuk Erdoğmuş (05:41)
Mini daha çok olduğu için mi?

Kaan Bingöl (05:43)
Özgürlükle

ilgili veya kendini gerçekleştirmelere ilgili daha çok sanıyorum. Yani kişisel yolculuğumda hani girişimci olduğumda daha çok şey öğrendim, daha çok şey hissettim ve şey yaptım ama daha çok zordu yani daha çok çalıştım. O dengeyi iyi kurmak gerekiyor. Şimdi öğrendiğim şeyi söylersem o dengeyi iyi kurmak yani çok kuramadığım zamanlar oldu yani. çok böyle işe bir mutluyum veya o girişini bir yerlere getirmek için çok fazla uğraştım. Oradan da bazı şeyleri rızkaladım yani hayatla ilgili, ailemle ilgili, şununla ilgili. Tabii ki.

Ona iyi dengelemek gerektiğini de düşünüyorum şimdi. Onu sutturabiliyorsan gelişimde kesinlikle daha

Ufuk Erdoğmuş (06:19)
Ben araya hile yapıp bir soru sorabilir miyim şimdi siz söyleyince? Bunu bazı girişimcilere sordum çünkü daha önceki videolarda.

Size kurumsal hayattan girişimciliğe geçmeyi isteten şey neydi?

Neden girişimci olmayı seçtin? Yani o öncelik neydi diye. Ben çünkü şeyi çok iyi biliyorum artık insanlarla görüşe göre. Kimse para için girişimci olmuyor. Para için yapılacak bir şey değil. Çünkü enayilik yani. İstatistiksel olarak büyük bir kumar yani hani girişimci olmak. O yüzden hani sizin için özgürlük müydü? Hani hep özgürlükten bahsettik de ya da işte her şeyi yapıyor olma tatminini aramak mıydı? Neydi mesela o geçişi isteyen? İsteten sebep?

Kaan Bingöl (06:47)
Yani niçin sorusu çok daha kritik yani ne yapacağım veya neden yapacağımdan diyen niçin sorusu kritik. Para değildi yani para gibi değil. Biraz böyle şey bir tarafı var bence ego öyle benim durumdan bahsettim. Ego veya hani şey, kalalık da diyebilirsin yani. Başkalarından daha iyi de yapabilirim yani orada kumus hayatta bir sürü şey görüyorsun bazılarını beğenmiyorsun. Bu iş böyle yapılmasına.

Ufuk Erdoğmuş (07:11)
kimse

kimseyi beğenmiyor o yüzden bence soruyu yapıyorum.

Ben olsam daha iyisini yapardım. Çok güzelmiş. Bu arada benim de şeylerden birisi oydu. Ben olsaydım böyle yapardım bakalım oluyor mu acaba diye.

Kaan Bingöl (07:22)
Bak şimdi göstereceğim hepinizi nasıl yapacağım.

Sonra hanyayı koyun, anlıyorsun. İyi bir şey de var. Öyle mütevaziliğe götüren bir tarafı da var. Dedim ya, ilk fark ettiğim o basit görünen düzeni kurmanın bile çok... Yani yıllar aldı. O basit düzeni kurmak yıllarını aldı. Hani basit düzen dediğim insanların görevlerini bildi. Evet. Onların düzenli şekilde yürüdüğü bir hale gelmekle yıllarını alabiliyormuş. O zaman anlıyorsun işte. O zaman bir mütevazilik geliyor.

Ufuk Erdoğmuş (07:52)
Bir takım yapsa.

Kaan Bingöl (08:02)
Bu adamlar da az şeyi yapmamışlar. Bu beğenmediğim düzen de aslında az, iyi değilmiş. Öyle bir yeni vardı. Biraz daha farklı yapabilmek şeyi vardı. Bir de hayatta onu hayal ettiğin şeyleri yapman da gerekiyor gibi hep vardı bu içimde. Nedense birkaç kere geldi. Daha önce ilk girişim değil, o inanamıyorum falan konuştuk da. Daha önce de ilk internetin çıktığı senelerde benzer birkaç arkadaşla benzer bir şey yaptık. O yürümedi falan. O zamandan beri, böyle 30'larımdan beri devam...

Bir denemiştim, kenarından denemiştim olmamıştı. Sonra tam denedim. Yola çıktık falan. Ya bir yolculuk bu ya. Çok da öyle şey de diyemem. Hepsini bilinçli verdim, süper planladım ama öyle bir şey yok.

Ufuk Erdoğmuş (08:32)
ara ara böyle yokluyormuş yani.

mükemmel bir özet yani hani bir şeyler oldu ama aslında tesadüfü yanı var yani.

Her yazılımcının hedefi, 'yönetici olmak' mı olmalı?

Kaan Bingöl (08:53)
Var var kesinlikle.

Ufuk Erdoğmuş (08:55)
Öncesine dönersek kurumsal yapı içerisinde yazılımcı olarak çalıştınız. Sonra kurumsal yapı içerisinde aynı ekip içerisinde mi yöneticileri yükseldiniz bilmiyorum hani şimdi geçmişi de.

Kaan Bingöl (09:06)
Sarktıklarımda çalıştım. Sarkta işlerde bulundum.

Ufuk Erdoğmuş (09:09)
Şunu

sorayım, bizim anladığımız kadarıyla takip eden insanların iki bloğaya ayrılıyor. Yarısı genç yazılımcılar, yarısı da işte yönetici girişimci grubu. İki kitle olduğunu tahmin ediyoruz istatistiklere göre. Şimdi o yazılımcı grup için soruyorum. Bir kurumsal yapıda yazılımcı olmakla sonra ilerleyen zamanda o yapı içerisinde yönetici olmak arasında nasıl bir fark var? Yani ekibin içerisinde çalışan olmakla o ekibi yöneten ya da daha yukarıda yönetici olmak arasında nasıl farklar var?

Kaan Bingöl (09:37)
Ya şey bir yazılımcının hani bulunduğu takımda yükselip yönetici olmalı.

Ufuk Erdoğmuş (09:41)
Evet

evet. Çünkü genelde yazımcıların hayali ya da işte kariyer planı budur ya. İşte senior olur, lead olur falan. Hani oradaki fark ne bekliyor onları?

Kaan Bingöl (09:51)
Yönetici olma yazılımcı, teknik bir rolden yönetici olma konusunda belki bir kısa değinerek cevap vereyim. Sorunun cevabını oradan başlatmak istedim. Neden dersen, bu biraz bıçak sırtı bir konu Hafifçe. Şunlarıyla dolayı teknik rollerden tam iyi bir yönetici olmak konusunda bazı sıkıntılar görüyorum. Bunun böyle herkese uygun olmadığını da hissediyorum. yöneticiliğe hedeflemeyi anlamında bir şey taşımıyor bu da. Teknik olarak çok değerli insanlar

Ekip yönetme, özellikle insan yönetme. Yani yöneticilik derken, yöneticiliği de bölmek lazım yani. Bir işi, teknolojiyi yönetmek ayrı bir şey. İnsanları, ekibi ve ona ilişkin işte bütçe falan daha, manajment dediğimiz taraf biraz daha farklıdır ya. Manajmenta gelen insanların bir kısmının aslında çok çok iyi bir uzmanken, çok çok iyi bir hatta senior uzman, arktek olabilecekken vasat bir yönetici olduklarını gördüm. Bu da beni üzdü.

Çünkü aslında çok değerli olabilecek bir insanı Türkiye'deki gerek ücretlendirme, gerek değer aldığı sebebiyle yanlış

Ufuk Erdoğmuş (10:56)
O

kariyer

Kaan Bingöl (10:58)
Evet,

yani oraya zorluyoruz. Hepimiz zorluyoruz. Ya da şey akıllı bir adam, iyi yer, iyi uzman. Diyor ben yönetici olmam lazım o zaman ama yani wasap bir yöneticiye dönüşüyor. Aslında çok şey böyle istisna gibi teknik şeyi var, yeteneği var. Kimisi bundan şey yapıyor, kendini kurtarıyor. Bazen freelance olarak kurtarıyor, şey olarak oluyor. Onlar daha iyi yani. Hem kendi hayatları daha tatmin edici hale geliyor teknik uzmanına da. Hem sevdikleri iş yapıyorlar. Hem de çok takılmıyorlar bu işlere. Kim yöneticisi? Aslında şimdi biliyorum.

İyi yani. O yüzden tek bir şey kariyer olarak görmemek gerektiğini söylüyorum. Umarım firmalar da buna uyanır da hani onları da o bulundukları yerde teknik rolde, teknolojiyi... Hakkını verirler. Evet, hakkını verirler. Ama veremiyorlarsa da çok sanıyor. Yazılım alanında biliyorsun çok iyi bir piyasa var yani çiftçesi çok da. Frilans olarak, şu olarak bu olarak da bence hakkını alabilirler. İlla yani yönetici olacağım diye insanlarla onda bundan uğraşmelerine gerek yok.

Ufuk Erdoğmuş (11:39)
değil mi?

Kaan Bingöl (11:54)
Ama öyle bir yola giriyorlarsa ve isteyerek bu konuda yetenekleri varsa bence şey yapmaları gerekiyor. Yeniden öğrenmeleri gerekiyor. Yani teknik bir işi yapmak, iyi yapmak ayrı bir şey. Ekip yönetmek, insan yönetim, yöneticilik dediğimiz o, management şeyleri ayrı bir şey. Oralarda kendilerini geliştirmeleri bence gerekiyor. Epey bir yeniden öğrenme süreci ve şöyle bir şey oluyor ama ona hazır olmak lazım. Aynı şey girişimci de geçerken de var. Yani tekrar hani biraz ustalaşıyorsun.

Tekrar çırak konumuna geçiyorsan onu kabul etmen lazım. Ben de tekrar çırak olmamın peki tekrar bunları öğreneceğim demem lazım. İstiyorsan yaparsın tabi. Girişimcilikte de var o yani tekrar çırak olup bir daha başlayın.

Ufuk Erdoğmuş (12:25)
...

Yani şey gibi değil yani.

Kaan Bingöl (12:37)
Karriere

sıfırlama demeyelim ama yani karriere böyle bir indirme durumu var.

Ufuk Erdoğmuş (12:42)
Yani şey yazılımcılıktan geliyorsun ama yazığın team leadi bile olsan aslında yeni bir iş. Hep yeni bir alan değil mi?

Kaan Bingöl (12:49)
Evet,

genelde girişimcilikle ilgili şöyle bir sözüm var benim ve hani böyle iyi yaptığın işi yani tutkuyla ve iyi yaptığın teknik, bu teknik'e bile daha, yani çorba yapmak, iyi aşçılık bile daha önemli.

Girişimciliğin özeti

İşin mutfağında olmak. İyi yaptığın bir şey, tutkuyla yaptığın bir işi çok daha iyi ve kendi başına yapmak için yola çıkıp hiç sevmediğin ve hoşlanmadığın işleri yapmak zorunda kalmak girişimde.

Ufuk Erdoğmuş (13:15)
İrişimcilik hakikaten öyle değil mi? Ben bunu iyi yapıyorum, bunun şirketini kurayım, ekibini kurayım diyorsun. Sonra bir bakıyorsun ekip o işi yapıyor, sen yapmıyorsun. O sevdiğin sen yapmıyorsun. Sen muhasebeyle uğraşıyorsun, SGK ile uğraşıyorsun değil mi? Ben ne zaman buraya geldim falan diye bilir misin?

Kaan Bingöl (13:23)
Anlamadım finanslıyım.

Neden

böyle bir işe giriştim falan.

Ufuk Erdoğmuş (13:35)
Çok güzel. Peki şimdi bir de eğitmenlik diyelim. Hani gençleri de eğitmeye çalışıyorsunuz bir yandan. Ayrı bir projede. U-POD değil mi? Evet. Öyle diyelim.

Genç yazılımcıların eğitimi için şirketler ne yapabilir, genç yazılımcılar şirketlerden neler bekleyebilir?

Bu gençlerin özellikle jünyörlerin ama aslında her seviyede bir eğitim şart da. Gençlerden bahsedelim. Yani yazılımcıların eğitilmesiyle ilgili bence ciddi bir problem var. Oraya geleceğim. Kendilerine eğitmeleri lazım ama şirketlerin de onları eğitmesi lazım. Şimdi birisini eğitmek büyük bir maliyet. Yazılım sektöründe iş değiştirme süreleri çok kısa. O maliyeti, o yatırımı...

Gençlere kurumsal yapılar hadi yaptı diyelim güçleri varsa. Ama orada kalıp kalmayacakları belli değil. Start-ups küçük ekiplerde genelde bütçe yok. O yatırımı yapacak cesaretleri olmayabilir. Yani burada böyle bir kısır döngü var. Gençleri yetiştirmek için bir yatırım yapmak gerekiyor. Ama çoğu şirketlere ya bu yatırım gücü yok ya da o sabır yok. Ya bunun çözümü var mı nasıl olabilir? Yani gençlerin gelişmesi için şirketler ne yapabilir? Gençler şirketlerden ne bekleyebilir? Orada bir kısır döngü var. Bu çomağa, tekere kim sokacak? Yani nasıl çözülecek?

Kaan Bingöl (14:32)
Herkesin bir kere elini taşın altına koyması gerekiyor bence ve daha fazla sektörer işbirliği gerekiyor. Firmaların özellikle belli boyutun altındaysanız, tabi ki bu boyut da hani küçük de değil yani yüz kişilik firma bile bu yatırımları yapmakta zorlanır. Dolayısıyla bu boyutta, yani orta boy bile olsa firmaların

sektörer işbirliklerini arttırması lazım ve onun da YouPot veya hani benzerlerimiz de var, işte Patika gibi bu işi daha çok dedikâ olmuş ekosistemdeki...

Ufuk Erdoğmuş (15:05)
Yetim vermeye odaklanmış başka kurumlarla işbirliği olup

Kaan Bingöl (15:08)
Evet,

ama sektora bir işbirliği de gerekiyor. Küçükseniz, büyükseniz. Mesela ortak bootcamp'la ortak yetiştirme programına, tabi okullara doğru gidilmesi gerekiyor. Çünkü şöyle bir şey var, ben onu hep yanlış da buldum. Üniversitelerin bu yeterli iş gücünü yetiştirmediğine dair bütün sektörler, sadece yazılımlı bütün sektörlerde var da. Üniversiteye çok fazla beklenti yükleniyor.

Üniversitelere yüklenen beklentiler

Biz bence üniversitenin görevi illa sektöre adam yetiştirmek değil. Üniversite araştırma da yapar, yeni teknolojinin de beşinlikle, RG şeyleri de yapar, yayın da yapmaya çalışır. Orada gelenlerin bir kısmını akademisyen olması için de çalışır. Yani illa hepsinin sektörü en azı bir yön dener. Hatta iyi araştırmacı yetiştirmeye çalışıyor. İyi üniversiteler her zaman araştırmayı daha çok önceliklendirir.

Ufuk Erdoğmuş (15:53)
Ben

de bir o, bu arada birebir aynı düşünüyorum. şimdi akademisyen olduğu için oradan da içeriden de hakimim zaten. Ya üniversite şimdi akademisyen mi yetiştirsin, frontendçi mi yetiştirsin, backendçi mi yetişsin, hacker mı yetiştirsin, cyber security... Yani şimdi hangi birini yetiştirecek? O yüzden üniversitenin yapabileceği tek şey zaten öğrenme kültürü verecek, altyapı verecek. Sonra öğrenci ne olacaksa zaten kendisi koyacak üstüne. Şirket onun üzerine koyacak. O beklenti bence de yüzde yüz zaten saçma. Ama işte yine de o kapıdan çıktıktan sonra gençler diğer kapıdan giremiyorlar ya.

Kaan Bingöl (16:21)
Evet işte orada dediğine katılıyorum. Yani orada hiçbir yatırım yapılmıyor. Herkes hazır olsun istiyor. Hazır bir şey istek gerekiyor. O gerçekçi değil. Yani bu mümkün olmuyor zaten. O zaman sadece işte şuraya varıyorsun. Aman eleman yok, eleman yok. Yok. Bir sürede o zaman arkada genç bir süs de var yani öyle bir şey de yok. Yani oturduğu eleman yok değil. Sadece yetiştirmeye sorun var. Öyle bakmak lazım. Ama orada bir sektör...

Ufuk Erdoğmuş (16:48)
Çok

güzel bir cümle.

Kaan Bingöl (16:51)
Dolayısıyla o yetiştirme sorununa belki bakmamız lazım. Sadece üniversitenin dediğin gibi yapması doğru değil. Zaten o denemde Türkiye'de. Yani düşünsene ne kadar korkunç büyük bir deneme yaptık ve bu yolun çıkmaz olduğunu görmüyor.

Ufuk Erdoğmuş (17:02)
Çıkamadık.

Her yeri üniversite açarak çözmeyi deneyelim.

Kaan Bingöl (17:05)
Kariyerin

rastliğine ve tam tersli sonuçlarında hiç daha fazla denemek istedik. Dolayısıyla bunun olmayacağını anlamak lazım.

Kapanış notları

U-POD'daki vizyon o biraz. Reklam gibi olmasa. U-POD'da bizim getirmeye çalıştığımız şey o. Buradaki sektörle işbirliği halinde, buradaki üniversitelerle, şey arasındaki boşluğu dolduracak ama iyi dolduracak. İyi bir kariyer sunacak ve iyi eğitim verecek bir şey olması lazım. Aynı hedefli gibi bütün firmalarla da işbirliği yaparız. Bütün sektör oyuncularıyla da işebilirsin. Aynı şeyi tavsiye ediyorum. Beraber bir araya gelip...

konuya bakmak lazım. Şey olmuyor yani. şuradan çıkılmadığı yıllardır ortada ben sürekli yaşadım. Yani işte tamam bize yetişmeli alan lazım. Nerede var? Öteki firmada. Öteki firmadan alalım. E o da başka firmada. Bir şey değişmiyor yani. Bir de buna renkleme eklendi bu işte uzaktan çalışmayla beraber. Yurt dışında da o zaman bir kısmı gidiyor. Bir kısmı da sürekli yurt dışına ya hizmet veriyor gidiyor. Gider gaz alıyor. Dolayısıyla şu anda çok hızlı şekilde beraber olup

Ufuk Erdoğmuş (17:47)
Herkes yanından çalıyor yani.

Kaan Bingöl (18:05)
Bu işin yetiştirme dediğimiz konuyu daha iyi bir şekilde yapmak istedim. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz.

Ufuk Erdoğmuş (18:11)
müthiş bir sohbetti. Çok teşekkür ederim. Umarım 100'e de görüşürüz. Birer podcast tarzı olan görüşmemizde. Çok teşekkür ederim.

Kaan Bingöl (18:20)
Ben çok teşekkür ediyorum dinleyenlere, sana çok sağ olsun, çok keyifli bir sohbet. İnşallah yine görüşmek. İnşallah.

Ufuk Erdoğmuş (18:26)
Kendinize çok iyi bakın. Görüşürüz.


Yazar Oyuna Devam