Oyun Sektöründe Genç Bir Girişimci Olmak | Değirmenler 16
Intro
Genç yaşta Microsoft ve Huawei gibi teknoloji devlerinin programlarına kabul alan, Crazy Labs'in kuluçka sisteminden çıkan, daha sonra kurucusu olduğu Frosy Game Studios ile girişimcilik hayatına devam eden 19 yaşındaki Özgür Özdemir ile yazılım öğrenmeye başlamak, üniversiteye gitmek mi gitmemek mi, meraklı olmak, hırsın, azmin ve sağlıklı egonun önemi, kendini pazarlayabilmek, oyun sektörünün ilerlediği yol ve genç bir girişimci olarak iş hayatında yaşadığı zorluklar üzerine son derece keyifli bir sohbet ettik.
Özgür Özdemir kimdir?
Ufuk Erdoğmuş (00:05)
Tekrar hoş geldin Özgür. Hoş buldum. Her şeyden önce Ömer Faruk Şimşek sanırım. Yeterince stalklayabildiysem. Ömer'e teşekkür ediyorum. Hayır, şekilde sağ ol. Ve seni önerdiğin için olayı biliyorsun herhalde. Bizim birkaç hafta önce 40 bin takipçiye ulaştığımızda işte kimi konuk alalım diye sorduk Instagram'da. Ömer de bize mesaj yazdı. özgür.developer senin hesabı söyledi. Açıkçası ben tanımıyordum, bilmiyordum. Ondan sonra baktık. Hakikaten güzel bir hikaye var orada. Sen de sağ ol, hemen cevap verdin.
Çok hızlı bir şekilde ilerledi yani her şey. Ömer'e teşekkür ediyoruz. arada Ömer'in de özel bir iki sorusu vardı. Onları da aralara şey yaptım yani yedirmeye çalıştım bizim bir soruya. Şimdi çok hızlı internetten şaibeli yorumlar gördüğüm için doğrulamak için soracağım. Şu an kaç yaşındasın? 2024 itibariyle.
Özgür Özdemir (00:47)
Bu ayın resmi olarak 19.000'e girdi. 2005'li.
Ufuk Erdoğmuş (00:51)
Ok 2005 lisin 19 yaşındasın ve 2019'dan beri online'sin ve 2022'de haberlerin çıktı. İşte neydi? Crazy Lubs değil mi?
Özgür Özdemir (01:00)
Crazy Labs 2020'di galiba. Tarihler bende diyor. Betişe'si güzel bir seviye bende. Crazy Labs 2020'de başladı.
Ufuk Erdoğmuş (01:09)
Yani
şuraya bağlamaya çalışıyorum. Niye seninle konuşuyoruz? Bence önemli kısmı. Sen 15-16 yaşlarındayken Crazy Labs'in oyun Kuluçka programından çıkıyorsun. Arkasından Huawei ve Microsoft büyük markalar. Onların programlarına kabul oluyorsun. Ve bunların hepsi 18 yaşına gelmeden oluyor. Bu bence güzel bir örnek. Ve şu anda bir şirketin var. Bir ekip kurmuşsun, oyun geliştirmeye çalışıyorsun. Ve bunu 19 yaşında idare etmeye çalışıyorsun. Şimdi üniversite bu arada daha sırası gelmedi değil mi? Yok.
Özgür Özdemir (01:36)
Biz seni şey bıraktık. Orada da bizim yatırım seçtikleri vardı. yatırım aldık. Tabi o yatırımda sonradan birkaç olaylar oldu. Aslında bizim yatırım 6 Şubat depremlerine denk geldi. Uzadı uzadı uzadı. Ondan sonra yatırım iptal oldu bir yerden sonra. O sırada da Okul
Üniversiteye gitmeyi düşünüyor musun?
Ufuk Erdoğmuş (01:53)
Peki
onu da aradan çıkarayım. Üniversiteye gitmeyi düşünüyor musun?
Özgür Özdemir (01:57)
Evet, gitmeyi düşünüyorum. Zaten aslında yurt dışından birkaç üniversiteden de kabul almıştım. Fakat açıkçası şu an hem dolar kurunu sarsısın sarsısın sarsısından dolayı hem de oyun sektörünü Türkiye'de daha çok geliştiği için aslında kabul aldığım üniversite bir Avrupa ülkesine ait üniversitedeydi. Fakat şu an oyun sektörü Türkiye'de daha büyük.
daha hızlı gelişiyor ve aslında burası base bir yer oldu. Burası benim sektörüm için daha uygun bir yer. Yani sonuçta uzay araştırması yapan bir kişi Amerika'ya gidebilir. Ama baktığımızda oyun geliştirmesi yapmak isteyen birisi için de burası çok uygun yerler. Hem Tekno Parklar olsun çünkü bir şirket kuruyorsun Tekno Parklar sana böyle bir gelir vergesi yardımları oluyor, kuluçkaları oluyor. Genel olarak bakıyorsunuz hani mesela Crazy Labs gibi bir şirket işte burada. İşte yine kendi rol ikimiz Türkiye'de özellikle projelerini yürütüyor. Zaten Crazy Labs kuluçka programı da böyle doğmuş bir şey.
Ufuk Erdoğmuş (02:46)
Şşşt buradan daha çok çıksın Şimdi ilk sorum odan sorayım hazırsan. Sonuçta benim izlediğim diğer videolarında, röportajlarında birkaç tanesine baktım. Beşinci sınıfta başladım diye başlıyorsun hikaye. Herkes senin gibi olmak zorunda değil, yaştan da bağımsız. Yazılıma başlamak isteyen birisine, sen beşinci sınıfta yani on küsür yaşında öğrenme yöntemin olduğuna göre demek ki bunu öğrenmek o kadar da atla deve değil. Senin yöntemin neydi? Kendini nasıl geliştirdin? Bir de şimdi üniversiteyi de düşünüyorsun. Genelde bir de yorumlarda şey geliyor işte üniversite artık okumaya gerek yok falan gibi ben...
Mesela karşıyım bu görüşe. bu kadar gelişmişsin, şirketini kurmuşsun, her şey tamam. Hâlâ niye üniversiteye gitmeyi düşünüyorsun? Yani kendini sıfırdan, hiçbir eğitim almadan nasıl geliştirdin ve üniversiteyi hâlâ bunun üzerine niye planlıyorsun?
Özgür Özdemir (03:27)
Aslında çok basit bir cevabı var. Bunun basit cevabı ise sosyalleşmek. Benim şu an normal arkadaşımdan çok profesör olan arkadaşım var. Üniversitede de profesör. Crazy Labs'ın CEO'su, Microsoft'un CEO'su böyle arkadaşlarım var. Tabii bunlarla da çıkıp bir kahve içemiyoruz. İş toplantıları dışında bunlarla çıkıp bir yerde bir kahve içemiyoruz. Bu yüzden sosyalleşmek bir insan için her zaman çok önemlidir. Neler yaparsan yap. Sektörde. Sosyalleşmek bir yerde kendi öz yatırımım diyebilirim. Bu öz yatırmada devam etmem lazım.
Bir yerden sonra artık çok resmen, kendi yakın arkadaşlarımla bile resmi dillerle konuşmaya başlıyorum. Onlar biraz daha cıvıklığa kaçmaya çalışıyor. Ben daha ağır başlıyorum çünkü beni aslında hayat biraz buraya gitti. Güzel üniversite benim sosyalleşmem açısından çok önemli.
Ufuk Erdoğmuş (04:16)
Kendini
psikolojik olarak bir yatırım olarak görüyorsun aslında.
Özgür Özdemir (04:19)
Tabi tabi, bir yatırım yani. Sonuçta üniversiteye girip insanlarla etkileşimde bulunmak.
Kendini bu kadar geliştirebilmende özel bir yöntemin var mıydı?
Ufuk Erdoğmuş (04:24)
Peki kendini yani o hiç evde durduğun yerde bu hale getiren şey neydi? Bir özel yöntem ya da taktik verebilir misin? Yani insanlar çünkü bize bazen yorumlarda soruyorlar.
Özgür Özdemir (04:36)
Ben daha böyle 7 yaşındayken dünyanın en büyük hikri olacakmışım diye geziniyormuşum ortakta. Aslında biraz tabi ben de hatırlıyorum bak ama galiba küçükken izlediğim bir şeyler beni etkiledi. Oyun da oynuyordum. İster istemez hayat biraz beni buraya itti çünkü. her zaman olduğum yere incelemeyi çok severim işte.
Bir oyun mu oynuyorum? Oyun da işte ağaç nasıl kırılır? Aslında gerçek hayattan da bir örnek benim. Bir uçağa bindim, uçağın camları nasıl yapılır, nasıl daha dayanıklı yapılır gibi kendime böyle saçma sapan sorular soran biriyim. Bu yüzden aslında ilgi bir yerden sonra hırsla beraber birleşince buralara kadar gelmiş olduk. Aslında biraz hırs çok önemli doğru kullanıldığı sürece. Onun için de paydasını kullanmış oldum aslında.
Ufuk Erdoğmuş (05:17)
Hırs tehlikeli bir kelime. orada bu arada İngilizcede daha güzel karşılıkları var. Hırs bizde iki anlama da geldiği için bana sakat geliyor. Ben orada biraz azim kelimesini tercih ediyorum yani. Evet, azim kelimesini daha Çünkü hırs da biraz daha böyle nasıl diyeyim, ego'yu besleyen bir yanı da olabiliyor bazı. Ama doğru söylüyorsun.
Özgür Özdemir (05:32)
Orada
aslında şunu söyleyeceğim. Ego ile ilgili biraz kafamı taktım. Aslında ego da bir yerde çok önemli çünkü beni öne çıkaran şeylerden birisi de kendimi pazarlama özelliği. Microsoft da sonuçta ben kendimi pazarladım. Crazy Labs da günün sonunda ben kendimi pazarladım. Play With Me'nin publisher'ı ile beraber ben kendimi paylaştım. Play With Me bizim 8 milyon indirme alan bir oyunumuz. Günün sonunda bir pazarlama yeteneği var ortada. Pazarlama yetenini kullanabilmek için ufak da olsa bir ego lazım. İnsana her şeyden birazcık bir dost olması lazım ki parçalar güzel birleşsin.
Ufuk Erdoğmuş (06:01)
Bu
arada bir satışta bir söz vardır. Yani kendin inanmadığın ürünü satamazsın diye. Şimdi kendini pazarlarken de tabii ki kendini değerli görmen lazım ki. Önce kendini kandıracağız. Aynen, kendini kandır. Şimdi hyper casual oyunlar yapıyorsunuz değil mi sadece?
Nasıl oyunlar geliştiriyorsunuz ve toplamda ne kadar oyunda yer aldın?
Kaç tane oyun geliştiriyorsunuz ya da toplamda oyunla uğraştın şimdiye kadar?
Özgür Özdemir (06:18)
Bugüne kadar HyperCagel'de elden fazla oyun geliştirdik. Bu elden fazla oyunun da fotolisini kesip ülkemize ihraacılık yapmış olduk. Çünkü ütüşmen şirketlerle çalışıyoruz. aralar HyperCagel operasyonlarımızı yavaştan sonlandırdık. Tabii bunun da birkaç nedeni var. Ben size yatırım olaylarından bahsedeyim. Biz bir yatırım sürecine çıktık. Burada işte 80 milyon Türk lirası değerleme ile bir yatırım sözleşmesi imzaladık. Fakat işte depremler oldu vesaire maalesef. 6 Şubat depremleriyle sarsıldık. Süreç biraz uzadı uzayınca da biz süreci durdurduk.
ve kendimizin farklı bir rota çizmeye karar verdik. Bu rotamızda şu an kendi öz kaynaklarımızla beraber yani kendi içimizdeki sermayelerle beraber bir Steam Projesi yapma kararına vardık. Şu Steam Projemize başladık. İlerliyoruz aslında bir Multiplayer Steam Projesi. İlk baş için çok iktidar sonuçta. Hypercasual oyunlar basit. Metroda giderken telefonla oynayabildiğimiz internet gerektirmeyen oyunlar. Biz tabii burada kimlerle çalıştık biraz bundan da bahsedelim. Crazlet, Udu, Moony.
gibi birçok şirketle çalıştık. Tabii Crazy Lapse bizim doğduğumuz yerde çünkü Crazy Lapse'ın biz Kılıçka merkezinden çıktık. Onlar bize yiğitti, onlar bize profesyonel X Sözleşim'e imzalayanlar oldu. Aslında sektörü bize onlar kattı. Türkiye'de Levent'te yaptıkları bir projeyle beraber. Şu anda ise, deyip gibi Rotamızı system oyunlarına çevirdik çünkü sektör buraya kayıyor. Aslında sektör nereye kayarsa biz de sektörle beraber kayıyoruz. Yavaştan büyük ihtimalle tahmini olmasa da 5 sene sonra da yavaştan VR projelere kayacağız sonuçta. Apple'ın Vision Pro'su da...
Neden Steam oyunlarına kayıyorsunuz?
200 bin yakın ön sipariş almış yeni gördüğümdüğün ki haberle beraber. Sonuç olarak belli ki burası da büyüyecek sonuçta Apple bir yere çıkıyorsa zaten Apple'ın bir bildiği vardı Apple'ın saatinin uçulaklıkları.
Ufuk Erdoğmuş (07:53)
Bildiği yoksa bile onlar çıktı diye zaten orada bir var.
Özgür Özdemir (07:55)
Onlar
çıktı diye girersin işte ise. Çünkü Apple bu işi çok iyi biliyor. Çok iyi pazarlamacıları var gerçekten bu konuda. Büyük ihtimalle sektörü de zaten yavaştan oraya doğru kayacak.
Ufuk Erdoğmuş (08:04)
Şimdi
Steam'e kayıyoruz ve Türkiye oyun geliştirme denerken yorumlar yapmıştın ya orada ben kendi yorumumu söylemek istiyorum. Birileri zamanında şey demişti yani Türkiye'de anca hyper, bir yerlerde bize gelen yorumlardan bir tanesiydi sadece hyper casual geliştirebiliriz zaten falan gibi. Ben buna mesela katılmıyorum. Senin dediğin gibi yani bugün hyper casual geliştiren ekip yarın Steam'de geliştirir yarın öbür gün MMO'da geliştirebilir yani her şeyi yapabilir.
Bir başlangıçtır zaten. Yeter ki bu alışkanlığın olması. hani uzay çalışmaları gibi yani. Bugün önce bir roket yapacaksın, ondan sonra ihha yapacaksın, ondan sonra uçak yapacaksın, ondan sonra uzaya gideceksin. Yani hemen uzaya gidemeyiz deyip kestirip atmanın bir manası yok yani.
Özgür Özdemir (08:41)
Şöyle bir şey var, sonuçta biz de hyperkeciyle çok kişi girdik ülkede birçok firma çıktı ki bence bu çok değerli hani. Çok deneyimler elde edildi burada. Evet, bizim insanımız da biraz kolay para kazanma istiği var. Kolay yollay, kolay para kazanan her zaman. Zaten kripto gibi şeylere de daha çok bu yüzden gidiyoruz. Hatta bazılarımız çok büyük ümitlerle kalkıp çok kötü sonuçlarla... Çöküşler, aynen. ...oturuyor, paralarını kaybediyorlar vesaire. Her zaman bizim içinizde birazcık şey var kültür olarak. Kolay para kazanma istiği var. O yüzden...
Büyük ihtimalle hypercajial sektörü de bu yüzden tuttu aslında. Çok kalay oyunlar yapıyoruz, bir haftada oyunlar üretiyoruz ve bunu satıyoruz, ihracat olarak. Kolay para kazanmanın aslında bir diğer yolunda. Hem ekibi çok hızlı büyütüyor diyordun hem de deneyimi elde ediyordun. Yani genel olarak çünkü hypercajial oyunları iki yıllık üyenti deneyimi olan kişi bile yapabiliyordu. Tek başına yapabiliyordu, tek başına bir proje çıkarabiliyordu. Bu yüzden büyümesinde tabii çok büyük etkenler oldu. Ama işte burada şunu atlamamak lazım. Burada hypercajial yapan insanlar bizim gibi sitime kayan insanlar olacak. Yarın bir gün VR'e kayan insanlar olacak.
Ve bunlar bu deneyimli kullanmaya devam edecek. Bizim gibi kendi öz kaynaklarımızı kullanmaya devam edecekler. Yani o yüzden hyper-casual yapıldı diye şey yapmanın bir manası yok yani. Boşa bir tartışma.
Ufuk Erdoğmuş (09:48)
Şimdi o zaman sohbete dalıyoruz ya.
Hiç yazılım bilmeden oyun yapabilir miyiz?
İkinci sorumu soruyorum. Şimdi hypercasual ya da steam fark etmez. Bizim daha önceki oyun geliştiricisi ya da oyun şirketlerinden aldığımız konukların altındaki yorumlarda birden fazla kere şu tartışma döndü. İşte niye yazılımı öğreniyorsun? Zero code artık unity ile her şeyi yapabiliyorsunuz. Bu konuda bir fikrim var mı? Yani hiç yazılım bilmeden oyun yapabilir miyiz gerçekten?
Özgür Özdemir (10:10)
Yani gelecekte zaten öyle olacak. Çünkü biliyorsunuz ben geleceğim mesleği en büyük şey olarak, en büyük geleceğim mesleği, potansiyel mesleği olarak prompt engineer'ı görüyorum. Prompt engineer çünkü gerçekten çok önemli. Yapay zeka neler yapabileceğini söylemek çok önemli olacak bir yerden sonra. Çünkü geçen de bir şey görmüştüm, bir yapay zeka projesi görmüştüm. Özellikle ilgimi çekmişti. Projede birden fazla çift GPT var diye düşün işte GPT'ler var. Bir GPT oyun fikri üretiyor, bir GPT kodu yazıyor.
Sonra bir de testre ekibi var. Dokir ile bir sistem kurmuşlar orada. Hata gelince o ona feedback atıyor gibi çok güzel bir sistem kurmuşlar. GitHub'da böyle pop iş etmişler. Gerçekten çok hoşuma gitti. Çok da iyi gibi çekti. Baştan tabi iste istemez buraya doğru kayacağız ama prompt engineer gibi kendine birçok meslekler çıkacak. Ava, şişiz kaldık gibi değil bu olay tabii ki. Bir de şurada şunu da atlamamak lazım. Eğlenci sektörü. Oyun sektörü dediğimiz sektör öğrenci sektörü olduğu için, eğlenci sektörü hiçbir zaman bitmeyecek bir sektör. Her zaman eğlenci sektörü artmaya devam edecek.
Dünyada en büyük yatırımlar eğlence sektörüne yapılmaya devam ediyor hala. Yani baktığımızda Microsoft Activision satın alıyor bir yandan. Dünyaların parasını veriyor bir şirket. Microsoft yine aynı şekilde Minecraft gibi projeleri satın alıyor. Yani eğlence sektörü artmaya devam edecek. Tabii artarken de kendine yeni meslekler oluşturacak. Chrome engineer'lar vs. Game designer'lığın bence tabii şeyi artacak birazcık. Önemi artacak çünkü yapay zekâya doğru soruyu doğru zamanında söylemek gibi konar da önemli olacak burada.
Ufuk Erdoğmuş (11:35)
Yani
yazılım bilmeden de bugün olmasa da ileride oyun yapılacağını düşünüyorsun. Bu bir tartışma konusu değil çünkü yazılım bilme yani şimdi eski kuşak diyelim ya kuşak farkı da olabilir bu eskiler tabi şey diyor ya olur mu canım yazılım bilmeden nereye kadar gideceksin işte ya da o zero code şeyi kim yazacak falan gibi tartışmalar oluyor ama pratikte de gerçekten bir geçerliliği var yani.
Özgür Özdemir (11:55)
Geleceğe bakmanız zekâ yok ama çok iyi bir şey çıkaramazsın. Her şey gelişmekte zorunludur. Elimizde bir şey varsa o illaki gelişecek. Bu birazcık yanlış bakış etsisi de olabilir ama günün sonunda yapay zekâ gelişecek. Buna engel de kimse olamayacak. Çünkü yapay zekâ da rekabet var. Bir yandan bakıyorsun meta'nın kendi yapay zekâsı. Cross-Mobility'nin yapay zekâsı biraz oyundan çıktık aslında. En büyük de aslında oyun etkilecek. Elendi sektörü çok önemli burada. Öyle genel
Ufuk Erdoğmuş (12:17)
Oyunada etkilecek sonuçta yani.
Şimdi o zaman üçüncü sorumu biraz yazılımla alakalı değil de yöneticilikle alakalı sorayım. Şu an ekipte kaç kişisiniz Produsie Games'de?
Özgür Özdemir (12:31)
Böyle
biraz ekibin geçmişinden bahsedeyim. Ekibimiz ilk başta 6 kişiye kadar çıktı. çeşme arkadaşımız vardı bu Hyper Castle döneminde. Tavan noktamızdı aslında bizim. Bugünlerde 4 kişiye kadar düştük. Steam Proj'imizi bu kişiye sayısı üzerine ilerletiyoruz aslında. Birazcık daha çekirdek ekip çünkü. Proj'leri birazcık daha bizim aslında... Steam Proj'imiz shape proj aslında. Tabii multiplayer bir oyundan bahsettim ama turn-based bir oyun. Table oyun diyebilirim aslında. Bu yüzden taktik oyun olduğu için birazcık daha az emek istiyordu.
Ekiplerle beraber daha iyi harmanlayabiliyoruz böyle sütunları. Hem tasarımı yapan arkadaşımız da çok deneyimli bir senyor arkadaşlar. Gerçekten çok iyi işler çıkarıyor. ArtCrossNation'i projeyi hazırlayan arkadaşımız. Gayet güzel proje çıkması bekliyoruz.
Ufuk Erdoğmuş (13:13)
O zaman çok güzel oldu buna değindiğin. Şimdi sorum şuydu.
Genç bir girişimci olarak kendinden yaşça büyük insanlarla çalışmanın zorlukları
19 yaşındasın, bir ekipsiniz. Malum Türk kültürü yaşa hürmetin temel olduğu bir kültür. 19 yaşında senden büyük insanlarla çalışıyorsun. Bunun zorluğu veya artısı eksisi nasıl? En azından başlarda yaşadığın sorunlar neydi yani? Ben adım gibi eminim bir sorunlar yaşamışsındır. Sen kendi içinde veya dışarıda. Ne zorluğu var yani? Bu kadar genç yönetici olmanın etkisini oldu.
Özgür Özdemir (13:38)
Ben çok fazla yatırım görüşmelerine girdim. Gerçekten çok fazla bu yatırım görüşme işleri. Tekrar park hariciliğiyle gittik neredeyse 200'den fazla yatırım görüşmesine girmişizdir. Burada temel sorun şuydu. Kişilerin ilk başta çok ilgisini çekiyor.
Evet, genç. Ama bir yerden sonra yavaştan kafa şuna gidiyor. Ya bu genç ben o kadar para vermesem birazcık daha mı bunu harmanmasak? Torsuna gidiyor kafa. Bir yerden sonra olay ciddiye bağlandıktan sonra kişiler ister istemez yaşı düşünüyor yani. Yaş ilk başta sorun olmazken ileride hemen bir problem olmaya başlıyor. İş görüşmelerindeyse şöyle bir olay vardı tabii. İnsanlar ister istemez bir başvuru yaparken araştırıyorlar. Tabii bizim LinkedIn sayfamız falan da daha çok benarlıklı olduğum görüyorlar. Zaten olayın farkına varıyorlar.
Öyle diyebilirim. Tabii illa problemler oluyor. Şöyle daha çok problemler oluyor.
Ufuk Erdoğmuş (14:22)
İki
biçi daha çok ben merak ediyorum. hani günlük işleyişte ya da böyle belli kararlarda ya da böyle bir çatışma anlarında ben problem olacağını hayal ediyorum ama...
Özgür Özdemir (14:31)
Şimdi
söylemek çok şey. Şu an çok şey olduk hani arkadaşlarım... Yani şu an çekirdek iyiyiz fakat 8 kişi iken illaki bu sorun uğruluyordu. çünkü ben bir insana baskı kuracağım zaman da ya acaba kurmasam mı bu insana baskı? işte kendimi sürekli sorguluyordum. Kendimi rahat hissetmedim aslında bir konuda. O da tabii yaşın verdiği bir şeydi. Zamanında tabii bunları aşıptık. Sonradan zaten yavaştan ekimi küçülttük.
Kapanış notları ve gençlere tavsiyeler
Ufuk Erdoğmuş (14:58)
Senin eklemek istediğin başka bir şey var mı?
Özgür Özdemir (15:00)
Beğenmek demek, gençlere büyük ihtimalle küçük bir not eklemek isterim. Eğlenci sektörü her zaman artıyor. Bununla beraber oyun sektörü artmaya devam edecektir. Oyun sektörü hiçbir zaman durmayacaktır. Oyun sektörü olduğu yer durmaz. Önemli olan yer edinmeniz. Doğru yerde doğru kişi olmanız. Bunun için aslında Türkiye'de çok güzel şeyler var. Beni buraya kadar, HyperCagel çok büyük etken oldu. HyperCagel aslında bana şirket kurdurur ve bu şirkete...
Çalışma arkadaşlar alınmamız sağladı. dolar türünden. Çünkü işin cazip olmadığı için para var. Dolar kazanabileceğiniz bir iş var. Türkiye'de bunun kuluşkasını yapan çok yer var. Mesela biz Crazylabs'in kuluşkasına girdik. Ve her dönem yapıyor. Ben birinci dönem mezunuyum. Şu an galiba dördüncü dönemde olması lazım. En basit örneğinden. Birçok şirket bunu yapıyor. Google, GameDevil, Opera timler oluştu Türkiye'de. Üniversite kültürü üzerinden. Üniversiteler genelde bu başkanlığını. Yanlış hatırlamıyorsam büsteniyor işte Google'dan.
Yine aynı şekilde birçok tekmapark var. Bu tekmaparklara girip ön kuluşkasına girip burada bir şirket kurma prosesi geçirebilirsiniz. Burada korkmamak lazım. Tabii bir yerden sonra aile desteği dönemli ama aile desteğini almak için de ailenize önce para vermeniz gerekiyor. Aslında bende de biraz söçülüyor oldu. Yani, bak ben sana para getirdim. Sonra işte eski kafalık oluyor. Oyun mu yapılır? Gemi gibi üniversite okur.
Ufuk Erdoğmuş (16:16)
Anlayamazlar ki zaten.
Özgür Özdemir (16:24)
Bir yerden sonra parayı verdiğinde gerçekten o kişinin size de daha çok ilgi verdiğini fark edeceksin. Daha çok kendi aslında düşüncelerini kendisi çürütmüş olacak bir yerden sonra. Projelerini yapmaya devam edebilirler yani. Yani birçok fırsat var Türkiye'de. Bu fırsatları değerlendirmelerini düşünüyorum. Tabii belki biraz yanlış ilgisiydi ama belki tabi ekonomik olarak zor bir dönem geçiyoruz. Fakat bunlardan hatta şikayetçisi de. Gürtüşüne çıkmak istiyoruz. Tabi bunlar olabilir. Kimseye bunlara giriş yapamam. Fakat şu an size şöyle bir şey söyleyeyim hani...
300 kişinin kötü olduğu yerde siz daha iyi parlarsınız ama işte gittiğiniz ortamda çok kişinin iyi olduğu yerde daha az parlarsınız diye bir olay var aslında. Tabi Türkiye'de yavaştan bu birazcık bozuluyor artık. Her developer'ımız çok iyi seviyeye geliyor.
Ufuk Erdoğmuş (17:06)
Bu bu söylediğin çok komik oldu. Şimdi bu videoya bizim bir takvimimiz var. Yayınlayacağız. Bir sonraki videoda da bu değirmenler serisi, bir sonraki haftaki basit serisinde de birebir aynı cümledir. Ben kurdum. bu boşlukta parlamak çok daha kolay gerçekten. Türkiye... Herkes kaçmaya çalışıyor ama Türkiye aslında bazı şeyler için çok daha avantajlı. Tabii de vuruksesi uzaktan hoş geliyor insanlara. Bu da normal.
Özgür Özdemir (17:24)
Sağ ol,
İnsan da depresif kafaya girdikten sonra her şey kötü dedikten sonra iyi görmeme başlıyor. Önemli olan fıtratları olduğumuz bölgede değerlendirmek. Yani bizim asıl vazifemiz olduğumuz yeri güzelleştirmektir. Olduğumuz yerde bir şeyler üretmektir. Eğer kendimize bunu başlık olarak edinirsek gerçekten başarılı işler çıkarabiliriz.
Ufuk Erdoğmuş (17:52)
Mükemmel bir cümle. Bunun üzerine bir şey söylemeden kapatalım istiyorum. Çok güzel bir iş olacak çünkü. Yani %100 katılıyorum. Vakit ayırtılığın için çok teşekkür ederim. Umarım başka zaman başka şartlar altında. Burada, orada fark etmez. Görüşürüz tekrar.
Özgür Özdemir (18:05)
Çok teşekkür ederim Zahary.
Ufuk Erdoğmuş (18:06)
Kendine çok iyi bak.
Yazar Oyuna Devam