Junior Yazılımcıların Gelişimi, Senior Yazılımcılar İçin Mentörlük | Değirmenler 14

Avatar Oyuna Devam | 13 Aralık 2023



Intro

Kurumsal eğitmen ve danışman Murat Yerdekalmazer ile Junior yazılımcıların tecrübe kazanmak için yapması gerekenler, Senior yazılımcılar için geri bildirim verebilmenin ve mentörlük yapmanın önemi, olması gereken Junior/Senior yazılımcı ilişkisi, şirketlerin çalışanlarını elinde tutmak için yapabilecekleri ve öğrenme alanı ile performans alanı arasındaki dinamik üzerine son derece keyifli bir sohbet ettik.

 

'Yerdekalmazer' logosundaki bastonun anlamı?

Ufuk Erdoğmuş (00:06)
Bu arada ben çok kişisel bir şey soracağım, çok alakası. Üste logoyu görünce şu arkadaki resimde. Evet, evet. Yerde kalma zerin baston var ya bir tane. Neden baston?

Murat Yerdekalmazer (00:14)
Bir baston var, evet.

Bunun hikayesi şu, şimdi ben uluslararası akledite koçum, koşluk eğitimi sırasında bize şey soruyorlar. Yani sen kimsin, böyle bir şey yapmaya karar verdim, bir kendini tanımlasana diye, onu da böyle uzun uzun anlatmana izin vermiyorlar. Yani böyle bir obje ile tanımla, bir isim tanımlaması, sıfat tanımlamasıyla tanımla. Ben niye bu işleri yapmak istediğimi düşündüm sonra. ne diye ben bunu yapmak istiyorum?

Sonra şeyi fark ettim. Destek olmak için aslında yapıyorum. ben iş hayatında çok sıkıntı yaşadım. Ve esasında bu işlere girmemiştim. Kendi dertlerimi çözmekti. Öğrenilince başkalarına da anlatmaya başladım. Onlar yaşamasın bu zorlukları diye. Abi baston yolu bilmez. Gidecek kişi bilir yolu. İhtiyacı olan...

illa aksi olması gerekmiyor bastonun. yükseklere dağlara tırmanmak isteyenler de baston kullanıyor. Yani batonun adı ama yani teknik olarak. İşlevi aynı. Baston ne önde gider ne arkada gider, yanda gider. Yani bir yol göstericiliği yoktur aslında ama senin o yolda destek olur. Benim hikayem biraz öyle. Yani ben kimseye böyle şey demeyi sevmiyorum. Bu doğru bu yanlış.

Ufuk Erdoğmuş (01:17)
...

Çok iyiymiş.

Murat Yerdekalmazer (01:37)
Ben kendi bildiklerimi aktarıyorum, siz diyorum, buradan kendinize ne çıkartırsınız? Çünkü benim doğrum başkası için doğru olmayabilir. Ya da benim için iyi olan bir şey başkası için çok kötü olabilir. Daha çok vesile olmak diyorlar ya, ben biraz öyle seçmek istiyorum. Belirleyici olmaktansa, o belirlenecek şeye iyi kolaylaştırmak gibi bir derdim var.

Oyuna Devam'ın misyonu ve 'Değirmenler'in anlamı

Ufuk Erdoğmuş (02:05)
Çok iyiymiş, çok iyiymiş yani. Hani başlamış olalım. Hoş geldiniz, teşekkür ederim. Şöyle bir misyon edindik kendimize oyuna devamda. Hani sırf şirketler, girişimler, girişimciler değil. Hani yazılım sektöründe genel olarak böyle bir Türkçe içerik yoktu. Bir de olanlar genelde ya deneyimsiz kişiler ya çok gençler. Hani bir tahminler ya da kendi içgüdülerle ya da işte şurada şunu okudum falan gibi. Daha çok gerçekten kim yaşadıysa yani gerçek deneyim üzerine yorum yapsın. Bir şey soruyorsak bilen kişiye soralım. Bir cevabı alıyorsak...

Murat Yerdekalmazer (02:09)
Hoşbuldum.

Ufuk Erdoğmuş (02:34)
Bilen bildiği cevabı versin, bilmediğine bilmiyorum desin. Hani bizim malum Türkiye'de bu içeriklerde genelde bunlar eksikti. Vaktimiz var, bunu yaparız diye giriştik. Meğer boyumuzdan biraz büyük işe girmişiz. Çok vakit alan şeylermiş ama hani şimdi de devam ediyoruz tabii ki.

Murat Yerdekalmazer (02:50)
Kolay gelsin, elinize sağlık abi. Çok kıymetli bir şey bu. Çok kıymetli bir şey, elinize sağlık.

Ufuk Erdoğmuş (02:55)
Yorumlardan da öyle gözüküyor. yüzden şimdi artık geri dönüş de yok. Artık dönemeyiz de bu saatten sonra. Tabii ki ulaşmak istediğimiz kişiler daha high profile, ya da işte işi gücü olan insanlar diyelim. Yani illa böyle bir yere koymaya gerek yok da. Meşgul insanlarız hepimiz. Öyle olduğu için de bu değirmenler formatını uydurduk. Bulum görüşmesi yapıyoruz. 15 dakika, 3 soru. Minimum zamanda maksimum output alabilelim diye.

Değirmenler de yine bir Bülent Ortaşki şarkısı. Bu arada bütün kanal Bülent Ortaşki şarkıları ile isimlendirildi. Öyle bir gönderme var. İşte Değirmenlere karşı. Yani donkey shotlar olarak. Hadi bakalım.

Murat Yerdekalmazer (03:31)
O zaman ben de Sarp Yüpanço olarak destek olayım.

Ufuk Erdoğmuş (03:35)
Yok

sen donkuş oluyorsun, ben de sancımam yok. Tabii öyle olacak artık yani.

Murat Yerdekalmazer (03:40)
Çok önemli değil.

Peki nasıl destek olayım size? Ne yapmamı istersiniz?

 

Murat Yerdekalmazer'i neden konuk aldık?

Ufuk Erdoğmuş (03:46)
Şimdi hem koşluk hem danışmanlık yaptığın için aslında iki tarafı da görebilen, anlayabilen, iki tarafı da yardım edebilen biri olarak bu bizim yazın camiasının en büyük dertlerinden birisi jünyörlerin deneyim kazanması, o sürece girmeleri, ilerlemeleri. Bu konuda ben üç soru sormak istiyorum. Vaktimiz olursa bile bonus soru hazırladım ama oraya gireriz girmeyiz bakarız.

Murat Yerdekalmazer (04:07)
Olur, çok sevdiğim konu bu böyle. Ben de yıllarca o teknik adamlardan iş isteyen kötü insan olduğum için... Yani yıllarımı o işle... Yani ben product manager'dım. Onlarda iş isteyen kişiydim hep. Oyun şirketi Ondan sonra o böyle, şunu şöyle yapalım, bunu böyle yapalım diyen şeyleri de görürdüm. Genç yeni bir arkadaş geldiğinde aralarında ne oluyor, ne yaşıyor. Şimdi de onlara hizmet ediyorum. Var böyle hizmet ettiğim firmalar, IT ekipleri vesaire. Çok sevdiğim konu...

Süper yerden geldin. Buyur, bildiklerimi paylaşayım.

 

Soru 1: Junior yazılımcıların tecrübe kazanmasından kim sorumlu?

Ufuk Erdoğmuş (04:40)
O zaman önce bir beklentilerden başlayalım. bu hiç deneyimsiz ya da yeni mezun ya da öğrenci olsun. Yani deneyimi artık sıfıra yakın olan gençlerin, tam bir jünyer yani. Deneyim kazanması öncelikle kimin sorumluluğu olmalı? Yani şirketlerin hiç deneyimsiz gençleri alıp geliştirme gibi bir görevi var mıdır veya olmalı mıdır? Yoksa şu an piyasada şirketlerin yaygın bakış açısı şöyle, işte onlar kendini geliştirsin de öyle gelsin gibi bir beklenti var. Yoksa gençlerin mi görevi olmalı? Kendini bir noktaya getirmek.

Murat Yerdekalmazer (05:07)
Tamam, ufuk. Niye ikisinden birisini seçmek zorundayız ki? İkisinin de görevi olsun. bir kere ben ilk önce kişinin kendi hayatından sorumlu olduğunu düşünen biri olduğum için doğal olarak gelişim ilk önce insanla ilgili bir şey. Yani şirketindense o an çalıştığı ya da çalışmak istediği şirketindense kendiyle ilgili bir konu daha çok. O yüzden ilk önce ben tabii ki kişiye ilk önce dedim ki sen ne yapıyorsun kendini geliştirmek için ya da ne yaptın kendini geliştirmek için?

Araştırdın mı? İşte mesela girmek istediğin firma hangi yazılım dilini kullanıyor? Ne tür bir altyapı kullanıyor? Sen onları biliyor musun? Gençte şey diyorlar, ben baktım internetten ama ben onları uygulayacak yer bulamadım ki. Ya kardeşim otur kendi kendine bir şey yap. Kendi kendine bir şey dene. Yani illa böyle bir yerde bir şirkette bunun deneyimini kazanmak zorunda değilsin.

Yani merak edip biraz bir şeyler okumuş olmak bile esasında ki diğer insanlardan, diğer adaylardan diyeyim seni ayrıştırabilir. Ama tabii bu da sınırlı. Yani şimdi orada o insanlara da haksızlık etmek istemiyorum. Bir korulu sistemin olduğu, bir test environment'ın, bir live environment'ın olduğu bir şey kurması mümkün değil bir kişinin. Ya da bir mobile aplikasyon yaptığında bunu bir şeye yükleyip...

müşteri feedback'i alması filan hani bunlar çok kolay şeyler değil bir kişi için ama yapabileceği şeyler var. Ve yani abi hayatın öyle bir dönemindeyiz ki yani internette aradığın herhangi bir şeyle ilgili 3-5 dakika sonra en derinlemesine bilgileri ulaşabiliyorsun. O yüzden ben en azından bir bak uygulama kısmını demiyorum ama bilgi edinme kısmı ile ilgili herhangi bir kişinin şey yapması

mazeret üretmesi hoşuma gitmiyor. bir çalışan tarafı için söylüyorum bunu. Öyle bir şey deme şansı yok. Yani yok öyle bir şey. Yani otur araştır. Çok açık şirketler var. Yaptıklarını anlatıyorlar. İçeride neler yaptıklarını vesaire filan. Yani devir bambaşka bir devir olduğundan bilgiye ulaşmakla ilgili kimse bir kere şikayet etmesin. En azından iş görüşmesine gittiğinde neleri araştırdığını anlatmış olmak bile

Seni farklılaştırır. Bu çalışan tarafı için söylüyorum. Genç bir arkadaş, üniversite mezunu bir arkadaş ama tabii onlar da okulda hep bir hoca bir şey anlatıyor ve ondan öğreniyor. Evet, alışkanlıkları bu ama işte hayat da öyle değil. O da ne yazık ki öğretim sisteminin bir sakatlığı aslında. Yani iyi okullar o yüzden iyi. Esasında bunların dışına çıkartmayı öğreniyor öğretiyor öğrencilerine.

Ufuk Erdoğmuş (07:37)
kanlıkları bu

Murat Yerdekalmazer (07:50)
Yani sadece benim sana sınıfta anlattığım değil, sen de git araştır, öğretiyor iyi okullar aslına bakarsan. Şimdi bu çalışan tarafı dediğim gibi ama iş yerine geldiğinde, 10 yıllık tecrübeli yazılımcıyı bile alsan, senin şirketine geldiğinde senin şirketinle ilgili bir şeyler öğrenmek zorunda kalacak. Yani şimdi zaten sen herhangi bir şekilde en azından bir orientasyon vermek zorundasın. Şimdi gencecik 23-24-22 yaşlarında genç bir insan işreliyorsan

E buna daha çok yatırım yapacaksın demektir. Çünkü onun daha öğrenmesi gereken başka bir sürü şey de var. Aslında o yüzden de biraz ağırlık şirket tarafında. Yani bu gelişim sürecinde kimin daha çok kaynak harcaması lazım dersen Ufuk şirketin. Şirketler burada daha çok kaynak harcaması gereken taraf gibi görüyorum. O da işte... Yani muhtemelen daha sonraki sorularda soracaksın. O yüzden girmeyeceğim. Onu da çok sistematik yapabilen firma sayısını

Az görüyorum ben. Özellikle IT sektöründe biraz böyle el yordamı gidiyor oradaki o eğitim sistemi de ne yazık ki. Bilmiyorum sorunun cevabı oldu mu?

Ufuk Erdoğmuş (08:57)
Yeterince oldu diyelim. sonuçta... olmadı ki. Bunu o kadar derim ki...

 

Kariyer gelişiminde şirketlerin beklentileri, kaygıları ve yapabilecekleri

siz cevap verdikçe aklıma 5 tane daha soru geliyor. Şimdi hepsini dalmak da istemiyorum. Sonuçta şirketlerinde başka kaygıları var. Gidecek. Faskıları var. Gidecek diyor. Yok işte hemen paraya dönüşmesi lazım. 6 ay onu mu bekleyeceğim diyebilir. Vesaire vesaire. Çok derdi var Türkiye'deki şirketlerinde. Ama bence bu konunun dışında. Yani ben bu arada cevabımı aldım özümde. Bu kimin sormuluğu olmalı? Ağırlıklı olarak şirketlerin bunun üstlenmesi gerekiyor gerçekten.

Murat Yerdekalmazer (09:10)
Yo cüneyt

Evet, tersini düşün Ufuk.

Ufuk Erdoğmuş (09:30)
Petra tabi ki.

Mantıklı olan yine bunu yapmak zaten.

Murat Yerdekalmazer (09:35)
Evet

yani yapmazsa ne olacak? Oradan bakmak lazım bir de. Ama şeyi anlıyorum. Yani gençlere elde tutamıyoruz, gidiyorlar yurt dışına gitmek istiyorlar. Ya da 6 ay 1 sene çalıştıktan sonra iş öğreniyor gidiyor. E abi orada da başka bir soru var. Yani orada da başka bir konu var. Peki o zaman neden gidiyor acaba? Makro seviyede bazı sorunlar var ülkeyle ilgili. Ama acaba senin şirketinle ilgili de düzeltebileceğin bir şeyler var mı? Bir de ona geri dön bak. Hani o sorunu da böyle kısaca.

Ufuk Erdoğmuş (09:51)
Ben gidiyorum.

Murat Yerdekalmazer (10:05)
Evet. Böyle kapatmış olayım. Yani orada da şirketin yapabileceği şeyler var. Onları da gördüm çünkü iyi yapan çalışanlarını elinde tutan firmalar da gördüm.

 

Soru 2: Şirketler, çalışanları sistematik olarak eğitebilmek için ne yapmalı?

Ufuk Erdoğmuş (10:14)
oluyor mümkün. Peki ikinci soruya geçelim o zaman. şirketlerin sorumluluğu dedik. Ben de bunu diyeceğinizi tahmin ediyordum. Ben de öyle düşünüyorum zaten. Aklı olan muhtemelen bunu kabul eder zaten.

Murat Yerdekalmazer (10:23)
Ağırlıklı

şirketlerin sonu.

Ne yapsın abi evet. Aynen öyle. Aynen öyle.

Ufuk Erdoğmuş (10:33)
Peki, şirketler çalışanları sistematik olarak nasıl eğitmeliyor? Yani sırf bu arada gençler için de değil, deneyimli birisi de dedin ya, işe girince onu da eğitmek gerekecek sonuçta. Hani ha bir ay, ha altı ay, fark etmez. Yani yazılım sektöründe bu süreçlere, iş yapmaya da çalışılıyor sürekli bir yandan. Hem o üretim devam edecek, hem de onun içerisinde bu eğitim, geliştirme, personeli elemanı geliştirme nasıl yedirilebilir? Nasıl sistematik hale gelebilir?

Murat Yerdekalmazer (10:55)
Güzel soru. Şimdi burada bu gene bizim böyle genetik kodlarımızda olan bir şey. Eğitim dedin mi sınıfa sokacağız, anlatacağız bir şeyle... Ut alınacak, bir sınav yapılacak filan gibi bir şey anlaşılıyor. Bu abi gelişim faaliyetinin...

Ufuk Erdoğmuş (11:03)
Foto alacağız falan.

Murat Yerdekalmazer (11:10)
bir parçasıdır yani bir metodudur. Başka bir sürü metod var aslında uygulanabilecek. Bu bilgi aktarmak için kullanılan bir metodoloji aslında. Başka işte bir sürü kullanılabilecek şey var.

 

Senior'lar geri bildirim ve mentörlük öğrenmeli

Ben özellikle bu yazılım ekibi dünyası için şunu öneriyorum.

Bir, bir kere sinirlerinizi adam gibi geri bildirim vermeyi öğretin. Onu bilmiyorlar. Bu sadece bu arada yazılımcıların bilmediği bir şey değil. Bu bizim genel olarak Türklerin bilmediği bir şey.

Bu coğrafyada geri bildirim vermek Ama şey çok iyi biliyorum, usta çırak ilişkisiyle çalışıyor. Genç bir arkadaş aynen sanayide, ota ustasının yanına gelir gibi bir...

Ufuk Erdoğmuş (11:41)
Evet.

Hep

önden gidiyorsun Aslan. Bir sonraki soruda doğruya gelecekmiş sanayi gibi olmaz diye. Pardon.

Murat Yerdekalmazer (11:57)
Böyle bir eski. Onun yanına veriyorlar. O usta da ne kadar kendi ustasından öğretmeyi nasıl öğrendiyse ya da kendi tarzı neyse, onunla öğretiyor. Bazısının buna yeteneği var. Yapabiliyor. Bazısı hiç istemiyor. Lan diyor böyle bir şey verdiler. Ben kendi başıma yapıyordum işte. Niye bir de buna mı laf anlatacağım şimdi diyor. Git sen şunları oku falan diyor. Hiçbir şey anlatmıyor. Ama yani işte bu böyle olmaz. Tam esas eğitimin gelişimin yapılacağı yer o nokta aslında. Orada onun...

Ustası olarak verilmiş kişi. Ustası demeyelim, ben ona teknik havalı ismiyle mentoru diyelim aslında. Bir türlü öğretmek gerekiyor aslında bu senior arkadaşlara. Hatta bunların arasından bazıları da çok meraklıdır bunu anlatmaya, bilgini anlatmaya. Belki onları daha sadece yazılımcı değil, onları başka bir kariyer yoluna doğru götürüp aslında belki insan kaynakları içinde

Learning and development dediğimiz gelişim faaliyetlerinin yapıldığı bir yere doğru bile kaydırabiliriz. İlla o kişi hayatı boyunca yazılıncı olmak zorunda değil aslında. Meraklılarını ya da yan iş olarak böyle bir şey verebiliriz. Yani yan işten kastım ekstra iş çakmaktan bahsetmiyorum.

Ufuk Erdoğmuş (13:11)
Türkiye'de

yanış deyince hemen o ek işe dönüşüyor ya.

Murat Yerdekalmazer (13:14)
yetiş değil yani o yaptığı işin de karşılığını aldığı bir yan işten bahsediyorum. Bu sadece para demekle değil, belki parasını da almalı ama belki işte yıl sonu geldiğinde promotion konuşulduğunda, bir üste çıkmak konuşulduğunda o yaptığı işlerin de hesaba katıldığı bir sistem kurulabilir. Böylece esasında gelişim içeride

Devam eden bir süreç haline gelir.

 

Performans Alanı vs. Öğrenme Alanı

abi şöyle bir şey var. Esas bence en işte diyorum ya başta anlatmaya çalıştığım oydu. Kaçırılan şey şu. Bir performans alanı var, bir de öğrenme alanı var. Genellikle öğrenme alanı arkadaş işe geliyor. Biz buna 6 ay bir şeyler yüklüyoruz. Sonra onun performans alanına geçip, devamlı performans alanında çalışmasını bekliyoruz.

Ufuk Erdoğmuş (13:59)
Sanki bunlar arka arkaya gelen evrelermiş gibi yani.

Murat Yerdekalmazer (14:02)
Ve bir daha da gerekmedikçe öğrenme alanına geri dönülmüyor. Yani bir şey zorlamıyor bizi. Mesela yeni bir teknoloji kullanmamız gerekiyor artık. O zaman öğrenme alanına geri dönüyoruz. Ne bileyim orada bir sürü harcanıyor. 3-5 hafta, 2 gün neyse bir şey harcanıyor. Yeniden performans alanına geri dönülüyor. Şimdi söylenen o ki, maharet bunun ikisinin arasında devamlı dönüyor olmak.

Abi geçen işte Dünya Kupası vardı ya çok sevdiğim bir anekdot bu. Dünya Kupası sırasında Ghana takımı her maç araya çıkarken o 45 dakika bitiyor, araya çıkarken sahanın ortasında buluşuyordu. Yani herkes soyum odasına gidiyor, onlar sahanın ortasında buluşuyorlar böyle bir çember oluyorlar. 5 dakika boyunca konuşup ilgara'yı değerlendiriyorlar. Evet evet. Ne öğrendik diyor. Bak bak yani

Ufuk Erdoğmuş (14:50)
Kendileri retro yapıyorlar.

Çok iyi.

Murat Yerdekalmazer (14:56)
Çok beğenmiştim ben bunu mesela.

Ufuk Erdoğmuş (14:58)
Çünkü Ghana kaç kere Dünya Kupası'na katılacak? O adamlar o seviyede ne kadar oynayacak?

Murat Yerdekalmazer (15:03)
Ama bak yani performans alanının içindeyken durduruyor bir an için. O 15 dakikada abi gidelim üstümüzü değiştirelim, duş alalım zaten hoca bir şey söyleyecek diyebilirsin bak. Teknik direktör zaten onlara bir şey söyleyecek aslında. Ama onlar kendi aralarında toplanıp muhtemelen kaptan fasilite ediyor. Yani gördüğüm kadarıyla kaptan bir şeyler soruyordu. Böyle bir toplanıp bir 5 dakika konuşuyorlar. Bak öğrenme alanı abi işte bu. Yani ilk 10-45 dakikada ne yaptık biz? Ne umudu, neyi iyi yaptık?

kişisel bir şey yapmıyorlar muhtemelen. Sen Ufuk iyi mi oynadın, o kötü mü oynadı falan demiyorlar muhtemelen. Yani ne oldu arkadaşlar, bir değerlendirelim diyorlar.

Ufuk Erdoğmuş (15:42)
Çok iyi bir örnekmiş. Bu arada teknik direktör de hadi gelin ben size daha çok şey anlatacağım. Benim vaktimi çalmaya da demiyor.

Murat Yerdekalmazer (15:47)
Aynen

öyle onlar 5 dakika sonra gidiyorlar abi şey soyumu odasını muhtemelen hoca orada bir şey anlatıyor onlara ve ondan sonra geri dönüyorlar. Bir de abi bununla ilgili bir örnek çok sevdiğim Beyoncé şarkıcı var ya her konserinden sonra kadın otele gidiyormuş o akşam bilmiyorum hiç seyrettin mi konserlerini 2-3 saat sürer konseri yani inanılmaz bir insan üstü performans vardır şeyi videosunu seyrediyormuş o akşamki konserinin

Ufuk Erdoğmuş (16:15)
Biterim.

Murat Yerdekalmazer (16:16)
Bir daha izliyormuş ve notlar alıyormuş. Hem kendisiyle ilgili hem ekiple ilgili. Ve ekip şeyi biliyormuş, her sabah, konser sabahı Beyoncé'dan notlar gelecek. Ve bir sonraki konserde o notların uygulanmasını bekliyormuş. Öğrenme ve performans alanını anlatabildim mi? Yani esasında bunları birbirinden ayırt etmemiz gerekmiyor. Sadece uygun araçlar kullanmalıyız. Burada uygun araçların ne olduğunu da senior arkadaşlarımıza öğretmeliyiz.

En önemlisi de bana sorarsan geri bildirin. Ya ufu kardeşim bak bunu böyle yaptın sonucu da bu oldu. O yüzden şunu değiştirmelisin. Ya da bak ufu kardeşim bunu böyle yaptın ve sonucu bu oldu. Çok iyi oldu. Eline sağlık. Zaten bak işte bir koderdan beklediğimizde buduru... Evet yani iyi de gelişim alanına da söylemeyi öğretmek gerekiyor. Bu da o kadar zor bir şey değil aslında. Yani bunu yapsa şirketler aslında bakarsan ilk...

Yani ilk soruda sorduğun o elde tutma meselesi var ya, onu da çözersin. Çünkü çalışan şeyin farkında kendisini kimin geliştirdiğini, geliştirdikçe de o insanın orada kalmak isteğinin arttığını, motivasyonun arttığını farkında abi çalışanlar. Çalışanların çoğuna soruyorsun, para için ayrılmıyor şirketlerden.

Ufuk Erdoğmuş (17:33)
Yazılımda o zaten çok nadir bir şey yani.

Murat Yerdekalmazer (17:36)
Çok nadir bir şey. Yani diyor ki artık buradan alacağım bir şey kalmadı diyor mesela.

 

Soru 3: Junior/Senior ilişkisi nasıl olmalı?

Ufuk Erdoğmuş (17:40)
Çok seveceğim. Bu arada o zaman arada bahsettik ama üçüncü soruma geçeyim. Toparlamış olalım örnekle. Ben de şunu söyleyecektim. Bu Junior-Sünyir ilişkisi zaten eğitimin en önemli parçası dedik. durumda. Nasıl bir örneğe, nasıl bir anolojiye benzetebiliriz diye soracaktım. Mesela sanayideki usta-çırak ilişkisi farklıdır. Elinden tutar yaptırır. Atıyorum kuafördeki çırak 3 sene seyreder. Hiçbir şey yapmaz. Yapmadan. Bir de işte futbol takımlarını düşünüyorum. Ben hani genç oyuncu, 30 yaşındaki oyuncu, ağa bir kardeş ilişkisi gibi.

Yani her sektörde aslında farklı bir usta çırak ilişkisi var. Yazılımda neye benzetebiliriz? Yani nasıl olması lazım? Yazılımda şu an benim gözlemim gençlerim beklentisi askeriye gibi. Yani üç sene sonra mid olacağım, beş sene sonra kesin sinyir olacağım falan gibi bir sanki hiyerarçlık yılla olan bir şey varmış gibi bir genel hissediyorum. Nasıl olmalı yani?

Murat Yerdekalmazer (18:26)
Abi herhalde bu söylediklerinin hiçbiri tam olarak IT için olması gerekeni anlatmıyor. Yani IT'de ben şeyi falan çok gördüm. Gencecik bir arkadaş, zehir gibi ama. İşin mesela biznes tarafını da anlıyor. Sen bir şey anlatıyorsun, iş isteyen taraf olarak bakıyorum şimdi. Namaya çalıştığını anlıyor. Konuyu sadece kod yazmak olarak görmüyor. Neye hizmet ettiğini de anlıyor.

Ve mesela o tür insanlar tıkır tıkır hızlı bir şekilde ilerliyorlar aslında bakarsın. Yani işin teknik boyutunu öğrenmesi değil aslında sadece. Başka şeyler de var. Şimdi onun mentoruyla ilişkisi, o abi mentor ilişkisi aslında. Yani böyle bir hiyerarşik bir şey değil bu. Ben sana söyleyeceğim ve sen yapacaksın. Ya da işte ben senden kıdemliyim. Ya bunlar böyle...

3 ile ilgili şeyler hiç hoşlanmadığım yani hiç hiç hoş değil abi ben senden daha eskiyim burada ee bu neyin göstergesi bu neyin göstergesi senin benden burada eski olman neyi gösteriyor benden daha bu şirketi daha iyi tanıdığının göstergesi olabilir ama benden bu işi daha iyi yaptığını göstermez her seferinde yani her seferinde göstermez yani o yüzden

Bu ilişkiyi esasında birbirinden karşılıklı fayda sağlayan sağlıklı bir dengede bir şey olarak görmek, mentorluk ilişkisi olarak görmek lazım. Aslına bakarsan ne demek istiyorum fayda sağlayandan? Abi sen adamı geliştireceksin, adamdan kastım genç arkadaşı. O iş yapmaya başlayıp senin üstünden iş alacak. Senin üstünden iş aldıkça esasında sen daha farklı işler yapıp onu daha çok geliştirecek zaman bulmalısın. Ya da yeni gelen başkalarını

geliştirecek zaman bulmalısın. Onlar senden belki daha iyi işler yapıp senin başka insanlar geliştirmek ya da başka sistemler geliştirmek için zaman ayırman gerekiyor karşılıklı faydadan kastım da bu. Yani kimse kimsenin ne kölesi ne bir şey. Herkes emeğinin karşılığında bir para alacak. Bunu da toplandaki sisteme fayda sağlar bir modele oturtmak gerekiyor. O yüzden yani ne böyle kuaför diyebilirim ne zaman...

Ufuk Erdoğmuş (20:43)
Sana yalvada kesin zaten de

Murat Yerdekalmazer (20:48)
Kuvafördeki de çok uygun değil abi. Orada da patron var ya. Orada da var tabii. Yani işlerinde de patron var ama şeyi anlatmaya çalışıyorum. Aslında sen yeni gelen arkadaşı eğitirsen aslında onun sana büyük faydası olacaktır. Senin hayatını kolaylaştıracaktır aslında. Yani biraz öyle bakmak gerekiyor. Onun için de abi en temel hani Murat bu kadar ne yapılacağını söylediğinde nasılını anlatmadın dersen nasılını

Ufuk şey diyeceğim ya, geri bildirim öğrensinler. İlk söyleyeceğim şey o, geri bildirim öğrensinler. Mentorluk öğrensinler ve geri bildirim öğrensinler. Çok işlerine yarar.

 

Bonus Soru ve kapanış notları

Neydi bunun sorunu merak ettim.

Bir tanesi onların ilişimine yatırım yaparsan onların şirkete canı gönülden, gönülden bağlı olmalarını sağlarsan gitmiyorlar abi. Var örneklerim de şimdi uzun uzun anlatmayayım. yani daha yüksek para, daha yüksek yurt dışından daha yüksek para. Bir de demişler ki gelme, orada otur. Orada otur ve şu an kazandığı paranın iki katını dolar olarak teklif etmişlerdi, gitmedi.

Çünkü dedi ki abi burada bana dedi en önemli işleri veriyorlar. Kendimi çok ait hissediyorum beni geliştiriyorlar yaptığım iş koca koca yerlerde görünüyor. O yüzden gitmiyorum dedi ki burada da iyi para kazanıyordu bu arada yani.

Ufuk Erdoğmuş (22:16)
Ben de ona diyecektim şimdi bambaşka yani keşke başka bölümlerde yapsak da böyle başka konulara da girsek orada şey örneği var siz biliyorsunuzdur. Plato of Happiness diye bir makale var. O hikaye var ya o Plato'ya ulaştıktan sonra zaten iki kat vermişler on kat vermişler fark etmiyor. İnsan başka şeyin derdine geçiyor. Harika bir görüşme oldu. Çok çok çok teşekkür ederim tekrar. Umarım benzerlerini yaparız ileride de.

Murat Yerdekalmazer (22:36)
Teşekkürler.

İnşallah inşallah vaktim oldukça katılmak isterim. Görüşürüz.

Ufuk Erdoğmuş (22:41)
İnşallah. Kendinize çok iyi bakın.

 


Yazar Oyuna Devam