Pandeminin Yazılım Sektörüne Etkisi, Uzaktan Çalışma ve Sektörün Geleceği | Değirmenler 15
Intro
25 yıllık insan kaynakları deneyiminin 17 yılını yönetici olarak, son 10 yılı ise yazılım sektörüne odaklı geçiren, aynı zamanda AI destekli HR yazılımı girişimi "hiringcycle.ai"ın kurucu ortağı olan Ahu Bade Özkan ile pandeminin yazılım sektörüne etkisi, uzaktan çalışma düzeni, yazılım dünyasının zaman içinde yaşadığı gelişim ve gelecekte yaşanacak değişiklikler, bu değişime adapte olmak isteyen yazılımcıların yapabilecekleri ve kariyer hedeflerinde başarılı olmak isteyen Junior yazılımcıların yapması gerekenler üzerine sohbet ettik.
Ahu Bade Özkan kimdir?
Ufuk Erdoğmuş (00:05)
Zor sorudan başlayayım mı hazır ocak ayı? 10, 6, 17 yıldır şimdi HR sektöründesiniz değil mi? Ne kadar oldu? Ben en son vaktin 17 mi oldu?
Ahu Bade Özkan (00:14)
MBS'in
hikayesi 18. yılına varmak üzere ama ben 98 yılında üniversite 3'teyken, Türksel'de stajyer, mülakat yapan kişi olarak hayatıma başladım. Dolayısıyla 25 yıl.
Ufuk Erdoğmuş (00:27)
25
yıllık HR geçmişi kaçı bunun yoğun yazılımla iç içedir? 25 yıllık HR 10 yıldır. Yani minimum 10 yılda hardcore yazılım sektöründe HR hakimsiniz diyelim Türkiye'de bütün bu iyisiyle kötüsüyle. Şöyle bir önermem olacak önce. Yazılımın iş imkanları, iş bulma ve iş bulanların maaşları konusunda herhalde altın çağını yaşadık diye düşünüyorum.
Ahu Bade Özkan (00:33)
Son o bir yılda.
Yani teknolojiden.
Yazılım sektörünün yaşadığı altın çağın en büyük sebebi pandemi miydi? Bu süreç nasıl değişecek?
Ufuk Erdoğmuş (00:57)
3-4 yıldır. Bu pandemi etkisi miydi? Bundan sonra değişim olacak mı? Nereye gidecek? Hem iş imkanları hem de maaşlar. Tahmin veya öngörü veya sağdan soldan duymunuz.
Ahu Bade Özkan (01:08)
Pandemi bir tetikçiydi ama aslında bu değişim geliyorum diyordu. biz web 1.0'dan 2.0, 3.0 konuşmalarını yapıyorduk ama pandemi bir boostro oldu, hızlandırıcı aslında. Pandemide biz uzaktan çalışabildiğimiz ve dijitalleşmenin teknoloji anlamında bir işin sürdürülebilirliğiyle ilgili ne kadar önemli olduğunu gördüğümüz için işini dijitalleştirmeyi insanların öteleyemediği bir noktaya.
ve dijital doğmak zorunda olan çok daha fazla ürüne ihtiyacımız olduğu ile hızlıca resleşmemiz ve yüzleşmemiz gereken noktaya çekildik. Yoksa genel anlamda bakacak olursak, terakom dünyasındaki evin belenme, bankacılıktaki dijital dönüşümün tetiklenmesi zaten bundan 10-15 yıl öncesine varıyor. Ecal Dönüşüm Sistemlerinden bahsettiğimiz ilk yıla aslında bizim 1980'ler.
Ve aslında metodu çekişimiz, bizim Türkiye'de bunu zikredişimiz ve masaya alışımız 2015 ve sonrası. Pandemi bir tetikçiydi ama dijitalleşme, teknoloji dönüşüm geliyordu. Ayak seslerini duyuyorduk. Nereden duyuyorduk? FinTech'ten duyuyorduk. Nereden duyuyorduk? InShureTech'ten duyuyorduk. Nereden duyuyorduk? Havif hafif data demeye başlamıştık. TRM programların önleminden bahsetmeye başlamıştık. Ve geriye dönüp baktık.
Ağırlıklı Türkiye'de endüstriyel dönüşümle beraber SAP projelerinin hızlanması, Oracle'ın hayatımıza girmesi ve bunun alt kralımdaki endüstriyel ihtiyaçlara den vurmasıyla beraber aslında iyice iş olanaklarını hızlandırdı. Birden çok sektöre yayıldı. Yani ilacın da endüstriyel dönüşümü söz konusu oldu. Es zamanında FMC'nin de dönüşümü oldu.
Ama hani özellikle bizim diyebiliriz ki 2020'nin başında işimi devam ettiremem kaygısıyla bir hızlanma söz konusu ama pandemiyle utopiyekün alakası var diyeceğimiz bir yere bağlamamak lazım. Ne oldu ve ne olacak? sen de çok uzun yıllardır hani sektörde aslında bir pazılım parçaları olduğunuz için çok rahatlıkla söylüyorum.
Geçen gün de bir podcastte söyledim. Benim hayatımda yazılım programları 1998 yılında önüme ilk iş tanımlarını aldığından itibaren var. Ha teknoloji rolyeleri dediğimiz zaman, 98-2000, 2002 yıllarında biz daha çok network rolyelinden anladık.
Ufuk Erdoğmuş (03:48)
T denince o zaman network çöktü daha çok evet.
Ahu Bade Özkan (03:51)
A.S. rollerde dönüşüyor farkında İhsan. Ve aslında ben ilk hatırlıyorum böyle Sabancı'nın İzmit'teki kampüsüne gittiğim zaman devasa odalarda bilginin depolandığı inanılmaz koca koca makinelerden bulutlara doğru gittik. Yani bir kere burada da bir dönüşüm var. Yani neyi nereye depoladığımızla da ilgili çok hızlı bir...
Dönüşümün içine girdik. Bu dönüşüm bitmez. Vakti zamanında DOS programında, Vakti zamanda Kobol'da, Vakti zamanda Pascal'da yazılım yapanlar eğer ki yeni gelen program ne deyip meraklılarsa, esnek düşünebiliyorlarsa, hamdım oldum demiyorlarsa bu zamana uyum sağladılar. Sabahcava konuşuruz, akşamcavanın yeni sürümünü konuşuruz.
Reakçi bulamıyorduk, şimdi reakçiler yetişti, reakçiye ihtiyaç mı var? Mobil aplikasyon dedik. Bu süreç, bu dönüşüm gelişimi takip ettikçe devam edecek bir hızda ve ne oldu? Biz 2023'ün Haziran ayına uyandığımızda chat GPT'deki gelişimler ve AI'den bahsetmeye başladık. Şimdi o da yetersiz gelecek. Chat GPT'deki adresler çoğalmaya başladı. Farkındayız, tamam. Hepimiz bu dönüşümün içindeyiz.
Onlar da domainlere yayılacak. şu an ben HR'da AI'ı nasıl kullanabileceğimize ilgili geliştirilen bir ürünün içindeyim. Biz bunu yarattık çünkü bu domaini hakimdik. Ama başkası ödeme sistemleriyle ilgili AI diyecek vesaire. Makine öğrenmesi de muame edecek. Derin öğrenme dediğimiz yerler gelecek ve bu devinim sürekli olarak akışlı olacak.
Kimler yazılım sektöründe her zaman aranan çalışan olabilecek?
Kimlere her zaman iş fırsatı olacak?
Şimdi yazılımcı arkadaşlar için de çok kötü bir haberim var. Artık kodlayıcı olarak yıllar evveline gidiyorum. Ben iş hayatına ilk girdiğimde fabrika vardiya rolleri kesinlikle mühendis arkadaşlarla, mühendislik mezuniyet belgesiyle, diplomasıyla sorulurdu. Daha sonra biz tekniker istedik, M.Y.O. mezunlarını istedik mesela fabrika bakım rollerine. Ve şimdi kodlamanın liseye indiği yıllara.
gelmeye başladık. Sadece kodur olmak, sadece bir dil bulmak hiçbir zaman yazılım dünyasında iş bulmak için bizler için yeterli olmayacak. Yeniliği takip etmek ve çebek öğrenmenin içerisindeki aktif üyelerden biri olmak, globaliyi takip etmek bizim iş seçeneklerimizi arttırdığımız nokta olacak. Daha şanslıyız. Hiç yazılım bilmeyen birine göre, hiç kodlama bilmeyen birine göre bu sabah prompt mühendisliğini anlatmak
Çok daha basit. Onun kendi kendine kurcalayarak çözebileceği bir şey. Ama aynı zamanda şunun artık olmazsa olmaz olduğunu gösteriyor. Yaratıcı beyni kullanmak, zihinsel esnekliğe sahip olmak ve gerçekten dünya görüşüyle hareket etmek olabilecek değişimleri önden de sezebilmek. geliyoruz? Sadece bilginin yetmediği dünya okuryazarlığını ve sezgilerini de hala...
ön planda olduğu bir dünya tasarımına geliyoruz.
Ufuk Erdoğmuş (07:11)
Peki burada şöyle söyleyebiliriz. Mesela bundan 5 sene önceyi düşünüyorum. Bir dili bilmek aslında bir iş imkanını, yani kapıyı sonuna kadar açıyordu. Bugün dil bilmenin ya da işte ben buna hakim, reactiçiyim falan bunun hiçbir anlamı aslında var tabii ki de eskisi 5 sene önceki gibi değil yani.
Ahu Bade Özkan (07:28)
Doğru ama tabii ki iş hayatı sistemi aynı zamanda akademik sistemlere benzer. Ve akademik sistemler bilmeden aslında bizi iş hayatına hazırlarlar. Ne demek istiyorum? Birinci sınıftan ikiye geçersiniz, mezun olursunuz, asistanlık, doktoralık vs. gibi bir yolculuk ve notlar. Performans sistemleri bile not alma sistemlerimize benzer. Eğer ki biz olduğumuz yerde bu görevdeyim ve kalacağım diyorsak, yani biz bir
gelişimden bahsetmiyorsak iş hayatında ömür boyu aynı rolde sadece tefetüfe oranında zamlarımı alarak kodlayıcı olarak devam edebilirim. Ama ben etki alanımı arttıracağım, insan yöneteceğim, sistem kuracağım, şirket için tasarım yapan biri olacağım, proje mimarisi geliştireceğim diyorsak sadece bir dil bilmek bugün hiçbir anlama gelmedi.
Ufuk Erdoğmuş (08:22)
Peki o zaman şey gibi konuştuk yani tamam daha çok şey daha derinleşebilmesi lazım artık bundan sonra insanların ama bir yazılım genişliyor.
Pandemi döneminde yapılan atılım sonucunda artan maaşlar, yazılım sektöründe yaşanan değişikliklerle nasıl etkilenecek?
Okey iş ilanları iş imkanları azalmayacak dediniz. Maaşlar nasıl olacak peki? Ben kendi fikrim olduğu için söylüyorum bunu. Pandemide maaşların da uzaktan çalışmanın da etkisiyle tabii. Remote çalışma daha doğrusu. Uluslararası uzaktan çalışmanın hatta etkisiyle Türkiye için söylüyorum. Çok arttığını gördük. Bu azalacak mıdır yoksa böyle kalır mı ya da azalmaya başladı mı zaten Türkiye ekonomisini de düşününce?
Ahu Bade Özkan (08:50)
Yabancı dillerinizi geliştiren birisiniz. Teknolojideki roller izin verdiği için artık ama orada da biz görüyoruz çünkü global rolleri de bakıyoruz. Mutlaka ayda bir hafta kurum kültürünü elde etmek ve sistemi iyi anlamak adına Bulgaristan ise Bulgaristan, Dubai ise Dubai'yi ayda bir hafta çağırmaya başladık.
Ufuk Erdoğmuş (09:11)
İkinci sorum bununla ilgili olacak.
Ahu Bade Özkan (09:14)
Fuyru-mut kültürü de yavaş yavaş hibritleşmeye başladı. Kimisi üç ayda bir diyor, kimisi ayda bir diyor ama temas etmek istiyor çalışanıyla. Çünkü yatırım yapıyor ve devamlılık istiyor. Bunu da ancak yüz yüzey iletişimine verebiliyor. Siz farklı ülkelerdeki kültürlere adapte olabilen ve yabancı dili çok iyi derecede kullanabilen biriyseniz?
Eğer hayatınızda da böyle ayda bir hafta ya da üç ayda bir hafta aldığınız teklife göre esneklik gösterebilirsiniz. Artık Türk iş gücünün globalleşmesi, sınırların ortadan kalkması dijital kimlikler olarak devam etmemiz gibi bir dünya sisteminin içindeyiz. Dolayısıyla dolarla kazanıp TL ile harcamak gibi bir şans var. Ama Türkiye'de pandemiye denk gelen noktada sanal başka bir ağrının da sancılarını çekti bu sektör çalışanları.
Start-up'lar ve alınan yatırımlara uygun aslında daha hazırlanmamış ürünlerin hazırlanmak adına şişme ekiplerle bir şekilde ekiplerin gereksiz yere istihdam edildiği ama ürünler çıkartıldıktan ve yatırımcı karlılık sorgulamaya başladıktan sonra realiteye dönüp aslında headcount hesaplamalarıyla yine baş başa kalınıp karlılık hesaplarının verildiği masalar da pandemi yıllarına çok denk düştü.
Dolayısıyla Türkiye'de sadece globalden teklif alabilen iş gücü değil, aynı zamanda startup ekosistemi de buradaki maaş skalalarının artması, inmesi, oynaması ile ilgili çok büyük bir rol oynadılar. Yani Trent Yol, Ali Baba satın alması, Hepsi Brodun, Nazdağ açılması, Getirin aldığı yatırım, oyun firmalarımızın arda arda aldığı yatırımlar da yıl olarak bakacak olursam 2020-2022 sınıfta kadar
Hızlanmış dönemdeydi.
Ufuk Erdoğmuş (11:11)
Yani yatırım çok aktığı için aslında gerekli gereksiz bir sürü işe alım oldu. O yüzden sordum.
Ahu Bade Özkan (11:19)
SiteUp'ın o günkü gerçekliğinde önemli olan çünkü o ürünü yatırımcıya söz verdiği o ürünleri yetiştirmektir. Daha sonrasında ama döner bakar, bu kaç kişili yapılır, ne kadar outsource edilebilir hizmettir. Bugün bakacak olursanız o devasa işte 10 bin kişi çalışmaya başladı, 5 bin kişi çalışmaya başladı dediğimiz şirketlerin tamamı o hizmetlerin çoğunu da outsource ettiler. Şimdi bu realiteyle biz
Biraz startup, rüyasının içerisinde startup acemisi profesyonellerin de yaşadığı hem acıların hem de yükselmelerin de tanınıyor olduk geçtiğimiz yıllarda. Bugün biraz daha donanımlı girdiğimizi düşünüyorum. Çalışanların neyi sorgulaması gerektiğini iyi bildiğini düşünüyorum. Tek maaş artışından bakmaması gerektiğiyle ilgili çok yazı yayınladık. Yazılardan biri bana ait Harvard Business'da var bununla ilgili yazım. Neye göre seçim yapacağız vesaire.
Şimdi Türkiye'de kontrol edemediğimiz bir enflasyon var. Dolayısıyla çalışanları elde tutmak için eğer ki ürünü ve pazarı neticesinde karlı olan işletme varsa artık çalışanların oyun kurucu olduğu yıllara geldik.
Çalışanların oyun kurucu olduğu yılları yaşıyoruz
Çalışanların isteklerinden yola çıkarak maaşların belirlendiği bir ritimdeyiz. Teknoloji de burada aslında öncülüğü oynuyor. Yıllar evvel çalışanlarla ilgili devrim olacak.
bir gelen düşünce sistemindeki akım aslında teknoloji çalışanlarıyla beraber realitesini buldu. Dolayısıyla art işler devam eder. Kârlı ve global pazara açılan firmalar çalışanlarını tutmak adına bu art işleri yapmaya meyilli olur. Ama geçtiğimiz yıllara göre daha kontrollü olur. Yani yatırımcılar da daha farkındalıklı yaklaşıyor.
Çünkü yatırım yapan ülkelerin de ekonomileri daraldı. Yani dünyada ekonomik kaynaklar da Ama bir işi ilk yapsanız yani bugün gerçekten hani ilk yapay zeka konusundaki uzmanlardan biri olursanız bugünün de en çok kazananı siz olacaksınız. Dolayısıyla o ilk yapan oyunu ilk oynayan pazarın genişlediği kişilerdeki kişiymişsiniz ona bakmak lazım.
Yazılım sektöründe remote çalışma
Ufuk Erdoğmuş (13:39)
Peki bu, demin işte Bulgaristan'daki ekiplerde artık ayda bir, yılda bir görmek istiyor falan dediniz. Şimdi oraya geleceğim. Gerçi pandemi öncesinde yazılımda hibrid çalışma vardı. Yani 2018-2019'da bu iyi şirket, iyi diyeyim artık. Daha çalışan dostu şirketlerde zaten başlamıştı. Yani evden çalışabilirsin, arada gelip gidebilirsin. Hadi bir ay bilmem nereden çalışabilirsin. Bu zaten başlamıştı. Pandemiyle bütün yazılım sektörü zaten en kolay adapte olan sektör oldu ya bu. Hadi hep beraber evden çalış. Zaten yapılıyordu çünkü.
Şimdi ama diğer sektörler tabii ister istemez. Ofislere döndüler, işte iş yerlerine döndüler, fabrikalara dönmek zorundalar o sektörler. Şimdi yazılım sektörü dönmek zorunda olmadığı için çok. Muhtemelen en son geri dönecek, dönünecekse sektör. Remote çalışma nasıl bir yere gidecektir bundan sonra? Artık pandemi geride kaldı. Yani bu seneden itibaren belki geçen seneden belirtileri vardır. Yani yok olur mu, kalıcı mı? Şimdi çalışanlar tabii kalıcı olmasını umuyor %100. Ne kadar kalır, nasıl bir şey olur tahmin yapabilir misin?
Ahu Bade Özkan (14:39)
Şimdi bugün Türkiye'deki yeryli firmaların eylemine bakacak olursak ağırlıklı, tabii biz daha çok teknoloji de ve dijital dönüşüm de insan kaynağında çare bulan firmalarım var benim. Üç güne iki gün metoduna geçtiler. Yani üç gün uzaktan, daha bizden istiyorlar bunu. Globale baktığımızda Avrupa'da iş gücü ile ilgili sorun devam ediyor.
Ufuk Erdoğmuş (14:55)
Hibriyete geçti.
Ahu Bade Özkan (15:03)
ve performans sistemlerine doğru... ne birden bire? Yıllardır hayatımızda vardı mesela, pandeminin yarısında okareyi çok duymaya başladık. Neden? Kısa süreli performans kriterleri yaratmak zorundalar ki uzaktan çalıştırdıkları kişilerin belimliliğini ölçebilsinler. Avrupa nüfusunun yaşlanmasından kaynaklı olarak bir, göç politikalarını değiştirmesi, iki, uzaktan çalışan insan gücüne doğru okareler,
KPI'lerle doğru perşim, formans sistemleriyle verimlilik alacağı modelde devam etmesi beklediğimiz bir şey. Ama hani dozu, biz zaten yoğun ve şişik bir şey yaşadık. Şu an realize olduğumuz yıllara geliyoruz. Devam edecektir ama kadrolarının yüzde yüzünü uzaktan çalışan ve Türkiye'den insanlardan seçmeyecektir de.
hem bir Hollandalı'nın, hem bir İspanyolu'nun, hem bir Türk'ün girdiği seçim süreçlerinde iyi olan Türk de işe girebilecektir. Tabii ki. Dolayısıyla bizim de yaptığımız mesela hiring cycle buna hizmet ediyor. Dünyanın her yerinden adam alabilmesine hizmet ediyor. Dünyanın her yerindeki yeteneğe, firmaların kapılarını açtı. Ama daha çok performans ve daha çok aslında yetkinlik sorguladığı bir dönemece geldi.
Ufuk Erdoğmuş (16:28)
Bu arada ben 6 ay önce miydi bilmiyorum yani o bir basit bölümlerinden bir tanesinde yazılım balonu balon deyip işte bu balon bu balon sönecek demiştim yanlış kelime kullandım aslında inecek yani balon biraz küçülecek demem lazımdı balon sönecek deyince insanlar yorumlarda balon patlayacak sanki bu bir yalanmış falan öyle bir çok yorum gelmişti siz de şimdi aynısını söylemişsiniz şişme vardı hakikaten o şişme normalleşecek yani aslında remote da da mutlemelendi iş imkanlarında da maaşlarda da belki
Ahu Bade Özkan (16:55)
Şimdi yazılımcılar, yani teknoloji profesyonelleri ve özellikle yazılımcılar çok önemli bir iş gücü yeni dünya için. Neden? Bu arkadaşlar hem kinestetik sistemle aldıkları mesajları bir koda dönüştürebilen hem de vizyoner sistemleriyle ne olduğu belirsiz ucu açık birleşenleri verdiğimizde işleyebilir sistemlere dönüştüren insanlar. Ama
Konunun özü yazılım değil. Onların burada geliştirdikleri beceri seti esas. Her zaman çok kıymetliler. O yüzden de bir balon patlıyor olamaz. Olmayacaktır. Tabii ki. Ama hangi balon patlamaz? Zamanı uyum sağlayabilen balon. Yani yüksekse balonda eğer dokusu olarak uygun değilse. Bu teşbih sonsuzca devam edebilirim.
Ufuk Erdoğmuş (17:40)
İyiler kalacak tabi
Ahu Bade Özkan (17:52)
O yüzden bu gözle bakmak lazım.
Junior yazılımcılar, kariyerlerinin ilk adımını atmak için neler yapmalılar?
Ufuk Erdoğmuş (17:55)
Son sorumu da madem bizim videolarda, yorumlarda çok görüyoruz. En çok isyanı Junior'lar tabii ki yapıyor. Şimdi bundan 3-5 sene önce, pandemi öncesi ve pandemide hatta herkes bir şekilde yazılıma kafayı sokabiliyordu. Benim kendi gözleğim bu bu arada. Yani biraz bir şeyler öğrenip, ben bir şeyleri artık bir yerinden tuttum diyenler bir kapıdan girebiliyordu. Benim gözlemli diyeyim ya da belki bize gelen izleyiciler öyledir. Junior'larda şu an bir kafayı sokma problemi var. Yani kapıdan o ilk giriş en zordur ya.
şey ilanları var ya işte 3 yıl tecrübeli Junior işte falan. Yani bu Junior'lar nasıl bir giriş yapabilirler? Yani o ilk adım gerçekten en doğru. O sıfırdan bire yeni mezun olsun ya da staj için olsun, stajda çok zorlanıyorlar mesela benim gözlemlediğim kadarıyla insanlar. Yani o ilk adımı nasıl atabilirler? O ilk yazılım kapısından içeriye bu gençler nasıl girecek ve sayıları çok fazla. Yani 10 sene önce ad olan yazılımcı şimdi 5 katı yazılımcı var.
ama Junior'ı arayan belki beşte biri var. Dolayısıyla rekabet 20 kat fazla. Ne yapmaları lazım?
Ahu Bade Özkan (18:57)
Onların çok içindeyim biliyorsundur belki. Girişimlerimden bir tanesi U-POP Dijital Gelecek Topluluğu. Biz de bir yazılım okuluyuz. Ve baktığımda genel sorun olarak şunu söyleyebilirim. Eğer siz sadece mezun oldum, bir iş başvurusunda bulunacağım ve mutlaka beni görecekler gözüyle bakıyorsanız dünya artık bu düzeneğin içinde değil. İkinci sınıfı bitirdiklere itibaren...
Yani üniversite 2'den itibaren eğer kendilerini on the job training gibi gördükleri alacak verecek hesabından ziyade yerinde öğrenme hesabıyla networklerini kullanarak maksimumda kapıyı aralamalılar. Çünkü şunu görüyoruz biz 4. sınıfta mezun bir süre insan var içlerinden ama kaç tanesi pratik yapabilmiş. Bakmayın sizden hiç şu da yok piyasada.
Okullar gerçek, real sektörden çok da kopuk bir eğitim veriyor aynı zamanda. Dolayısıyla firmalar da şunun zorluğunu çekiyor. Yeni mezun alacağım. Türkiye'de asgari ücretin geldiği maliyet belli. İşverene kadar korunduğu belli. Yeni mezunun benim konuştuğum alfabeye dahi alışması 6 ay sürecek. Hiç pratiğe dönüştüremeyeceğim bir iş gücü için 6 ay boyunca ben yatırım yapacağım.
ve aynı zamanda Z kuşağının işte kalma oranlarının 11 aya kadar düştüğü de bir dönemden bahsediyoruz. Şimdi oyunu çift taraflı izlemek lazım. Üniversite 2'deyken proje kovalayan, kendi okulda aldığı teoriyi proritiğe dönüştürebilen, Üniversite 3'ten itibaren her boş vaktinde bir ajansa hani firmanın kurumsallığına, verdiği yemek paketine falan bakmadan gerçekten ilk öğrenme niyetiyle asılan
Ve bunu para için değil de bu benim öğrenim zamanımın tamamlayıcısı gözüyle bakabilen ve dördüncü sınıfa geldiğinde bir yıl dışına gidip altı ay Erasmus yapıp rahatlıkla yabancı değil kullanabilen herkesi piyasa kapaş. O kapıdan giremeyen arkadaş grubumuzun çok net bir şekilde lütfen üniversite 2 itibariyle bir mercik ayarı yapmasını rica ediyorum ben.
Peki ne var? Ebehan Hanım öyle diyorsunuzdur bu insanlar nerede? Şimdi hatırlıyorum, Allah aşkına bizim iş aradığımız zamanları Hürriyet İKA'da bir ilan çıkacak ki biz başvuracağız. Yani ona da çok utanırız mütevazilik ekollerinden geldiğimiz için bir İsmail amcamız vardır aslında o bankanın bir şeyini tanıyordur ama gitse ayıp mı olur, torpil mi olur diye üzüldüğümüz zamanlar. Ben bütün arkadaşlara şunu söylüyorum, bir rolün karar vericisi üç kişidir.
Girmek istediğiniz departmanın departman müdürü kim? Girmek istediğiniz firmanın insan kaynakları yöneticisi kim? Bu departman müdürü ile bu insan kaynakları yöneticisini eğer ki güzel bir mektup, güzel bir CV veya projelerinizi paylaştığınızda etkileyecek olan departman kim? Bu üçlünün adresini bulup artık LinkedIn'de bu insanlar Twitter'daki insanlar bulup doğru sistematik ben de iş arıyorum.
deyip yazmaktan bahsetmiyorum.
Ufuk Erdoğmuş (22:20)
Bu arada gerçekten neredeyse o taburla yazanlar var ama ya.
Ahu Bade Özkan (22:24)
Yani
hepimiz kendini kıymetli ifade eden, rezil yanısı kararlılığı yüksek olup süreçleri takip eden, iyi yabancı dil kullanan ve vazgeçmeyen ve öğrencilik hayatından itibaren sorumluluk alan, üniversitelerde sadece ders ve yani dünya ve notlar arasındaki ilişkiyi farklı projelerle de dünya görüşe edinmek adına kendine kapıları açarak
geliştiren profillere bütün sektor hala açısın. Bundan sonrasında bulması gereken şey ne? Yani bu üçlü adres tarifleme, LinkedIn'den ulaşma, Twitter'dan takip etme, sosyal medyada... Ya bu arada şu da var Rufukcum yani sosyal medyada parti'de eğlenen, kaykayda kayan bir resmin var. LinkedIn'e de bunu yüklemişim ama ben bu şu projeleri yapmaya gönüllüyüm diye gönderiyorum yani...
Şimdi bankacılığın kurum kültürü bu resimden ürkebilir ama belki bu oyun firması için çok doğru olabilir. Kendimi tanımak, öz farkındalık, bununla ilgili çalışmak, ben hangi domayında daire performans gösteririm, hangi ters yöneticilerin dilini ben daha rahat konuşabilirim ile bu oyuna girmek, o zaman ne olacak? Süzgecinde olacak. Yani oyun sektöründe ise masumoyu da bilecek, meyci de bilecek, piki de bilecek, dirimi de bilecek ama...
Burada artık bir süzgeçte ve odakta bakacak. Şimdi sabah Finte, Colendi'ye başvurdum, akşam ING'ye başvurdum, ondan sonraki gün oyuncu olmak istiyorum. Bu da stabilizasyonu bozuyor. Kapılar gençlere her zaman açık çünkü teknolojiye adaptif olan, kullanabilen ve yetiştirildikleri ekosistem ve çağ nedeniyle bundan sonraki dünyayı inşa edecek olan onlar.
Yeni dünyayı düzeni ve genç nesil
Bizlerin domain bilgisine sahip profesyoneller olarak onlar olmadan bu dünyayı, yeni dünyayı kurabilmemiz ve sürdürebilmemiz mümkün değil. Yeter ki sistemi de algılayıp, sisteme adaptif metotlarla iş arayıp kararlılıkla vazgeçmesinler.
Ufuk Erdoğmuş (24:32)
Çok güzel bir özet oldu. Burada tabii yine linç yiyebiliriz. Burada çünkü şey diyoruz ya, ikinci, üçüncü sınıfta paraya bakmadan, pakete bakmadan kendini geliştirmek için çalışsın. Şehire tepkisi çok ilginç geliyor bana. Yani argüman olarak, politik olarak haklı bir tepki ama işte biz sömürülecek miyiz falan. Bu sömürüleme değil, karşılıklı bir ilişki yani. Şirket seni yetiştiriyor, sen de şirkete bir şey katmaya çalışıyorsun. Ama gelen böyle benzer yorumlar daha önceki videolarda da oldu bizim. İşte gençler...
Kendini paraya bakmadan, gerekse bedava çalışsın, geliştirsin gibi.
Ahu Bade Özkan (25:05)
Ben dördüncü sınıftan itibaren ellerimde bir mezuniyet belgesi varken neye ihtiyaçları varsa o alanı bu arada hani şeyle de ilgili çok fazla eğitim veriyorum. Nasıl ücret teklifi alırım, ücreti nasıl konuşmalıyım, isteklerimi nasıl almalıyım. Tamamen onların tarafındayım ve onlar için bir şey söylüyorum. Eğitimin içine artık pratikin geldiğini ve üniversitelerin pratik kazanmak adına yetersiz olduğuyla yüzleşme zamanı. Dolayısıyla hani buradaki ana konu
Paraya bakıp bakmamak değil, erkenden yol almak. Erkenden yol almak, doğru netvorku takip etmek, o netvorku da kendini doğru konumlamak. Bizim de Türkiye'deki...
Ufuk Erdoğmuş (25:49)
Kendi karakterini de aslında bir şekilde şekillendiriyorsun aslında.
Ahu Bade Özkan (25:52)
Aynen, aynen.
Oradaki, o işin tabii ki hani hiç kimse sömürüldü. Çalışma ortamının negatif olduğu. Tabii ki kültürel olarak gelişimin içinde olalım ve kendimizi, farkındalığımızı, kendi kültürümüzü koruma odağından kopmayalım. Buraları çok kıymetli. Zaman da bir arada bir sömürüdür. Para almamak da işte. Çok zaman veriyorum ama öğrenemedim.
Birazcık öz farkındalığın bizi sistem olarak dijitalleşmeyle beraber çalışkan olmayanın, survive edemediği, zorlamayanın sistem tarafından püskürtüldüğü yıllara geldik. Bu bizim için de böyle. Yani yine benim hikayeme bakacak olursan, hani insan kaynakları 25 yıl çok rahat değil mi? Bu söylediğim söylemlerle konuşmacı olarak ve uzman olarak belki devam etme şansım vardı ama yoktu.
Yani yapay zekânın bizim yapabildiğimiz işlerin bir kısmını bizim elimizden almaya başladığı yeri görmeme imkânım yoktu. Artık öğrenciyken de hiçbirimiz için yok. Ama hem zamanımı veriyorum hem hiçbir şey öğrenmiyorum hem de gerçekten yol parası yemek parası sorgulanıyorum bir de negatif bir ortam var. Tabii ki böyle bir ortamda yer almalarına gerek yok. Kendilerini mutlaka hani geliştirecek şeyleri tercih etmeler.
Ufuk Erdoğmuş (27:13)
Ama yani sonuçta karşılıklı bir iletişim. Yani sen kendini geliştiriyorsun. Bir şey illaki iyi kötü alıyorsundur. Memnunsan eğer oradan. Sen de bir şey vermeye çalışıyorsun. hani... Askin bana şey gibi gidiyoruz. Para almadan çalışmak, sömürülmek demek bana çok geçmişin sloganı gibi geliyor.
Ahu Bade Özkan (27:29)
Evet, şunu belki Ufuk tavsiye edebiliriz biz onlara. Ne kadar zamanda bu iş yeri için ne koyarsam ortaya kadroya alınırım veya maaşlı çalışmaya başlarım. Bu da bir konu mesela.
Ufuk Erdoğmuş (27:43)
Bu
arada geçen bir arkadaşın bir videoda yorumuydu zaten sen iyisin stajyer mi tejyer bakmaz o şirket karşısını verir.
Ahu Bade Özkan (27:52)
kaybetmek istemez. Ama evet burada yani öğrenci arkadaşlarımızın mutlaka yanında kalmalıyız. Firmalarda da bazen performans beklentisi veri, verimlik algısı mulak. Belki firmaları da bu noktada geliştiren ve dönüştüren yeni nesil olacak. Ben burada üç ay bunu öğrenmek için geleceğim ve bunu ortaya koyacağım. Peki bundan sonrasında benim başıma ne gelecek, nasıldır?
performans verirsem ve neleri sonlandırırsam bundan sonrasında beni ne beklerim adresine ihtiyaçları olabilir. Bu konuda evet net olmak faydalı olabilir.
Kapanış notları
Ufuk Erdoğmuş (28:29)
Bu süper bir şeymiş. Madem sözünü de almış olayım şimdi burada yüzde benimle oynar mısın bölümü çekerken. Tamam. Ben orada kötü polis yani böyle birinin ki şeytanın avukat olması lazım. Öğrenci tarafı ve şirket patron tarafı olarak bir güzel sohbet yapabiliriz gibi geldi. Çok çok gelin konu çünkü iki dakikalık bir şey değil bu yani.
Ahu Bade Özkan (28:48)
Evet,
neslin zaten bütün şirketlerin dene aslını değiştirmeye geldiğini düşünüyorum. Onlardan şirketlerin öğrenecek çok fazla şey olduğunu düşünüyorum. Ama yeter ki yeni nesli kendine doğru zamanda yatırım yapma konusunda bizler doğru bir şekilde bifleyebilelim, destekleyebilelim.
Ufuk Erdoğmuş (29:07)
Valla çok teşekkür ederim. 10 dakika 15 dakika dedik uzun bir konuşma oldu. Bak vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Benim için önemli değil yani. Ben hani sizin vaktinizi çalmak istemiyorum. Ben de öyle zaten yani bu çok bela bir şey ama neyse. Neyse çok teşekkür ederim. Daha derinli de inşallah başka zamanda gireriz.
Ahu Bade Özkan (29:18)
Nasıl konuşamıyorum?
Çok teşekkür ederim.
Tamam, seve seve. Her zaman buradayım. yayınlar, başarılar diliyorum.
Ufuk Erdoğmuş (29:33)
Teşekkürler, sağ olun, görüşürüz.
Yazar Oyuna Devam