VC gözünden girişimler ve yatırım dinamikleri | Değirmenler 06
Intro
Venture Capital'lara girişimler hakkında yatırım danışmanlığı ve yatırım yönetim hizmeti veren Sena Zorlu ile büyük yatırımcıların gözünden girişimleri ve yatırım dinamiklerini konuştuk.
Tam olarak ne iş yapıyorsun?
Ufuk Erdoğmuş (00:06)
Önce bir sen çok ışık hızıyla daha önce ne yaptığını özetleyebilir misin?
Sena Zorlu (00:11)
Kariyer girişimci aslında şu ana kadar üç şirket kurdum. Son şirketim 2015'de kurduğumuz şirketi burada Silikon Vardisi'ne getirdik. buraya gelmiş bulundum. Sonra da o zamandan beri de 2018'den itibaren de yatırım sektöründeyim aynı zamanda. Çok erken aşama şirketlere farklı kullanımlar adına yatırım
Ufuk Erdoğmuş (00:33)
Yani sen üç tane girişimin var. Başarılı başarısız karışık diyelim doğru değil mi? Ve de birden fazla VC venture capital için yatırım yapma kararında çalışıyorsun. Yani bu kararın verilmesi üzerinde çalışıyorsun.
Sena Zorlu (00:47)
Bu kararın eline tüplü eline çalışıyorum. Aslında Kedat Üstü freelance çalışıyorum yatırım şirketleri için. Farklı fonlara danışman olarak çalışıyorum. Onlara farklı yatırım konularım var uygulamak için. O alanlarda yatırımın belirlenmesi...
bütün video-agency dediğimiz hukuki, teknolojik incelemenin yapılması, ne kadar yatırım yapılsın, hangi şartlarda yatırım yapılsın, onun alışvereninin yapılması ve genelde yatırımın yapıldıktan sonra bir şekilde bir advisor gibi kalıp uzun madeli olarak o yatırımın en iyi şekilde başarılı olmasını sağlamaya çalışıyoruz.
VC'ler yatırım yapacağı girişimlerde ne arar?
Ufuk Erdoğmuş (01:30)
Şimdi
sen venture capitallar bu yatırım şirketleri ne yaptığını bilen büyük şirketler. Sen de onlara karar vermelerine yardımcı oluyorsun. Bir venture capital yatırımcı parası olan işte büyük abilerimiz hangi girişimi yatırım yapar? Bir girişimde ne yarar yatırım yapmak için? Çok böyle kısa özetleyebilir misin?
Sena Zorlu (01:46)
Yani
aslında şöyle ben çok erken seviye yatırmaya bakıyorum. Yani çok erken seviye dediğimiz nedir? Genelde elde hafif bir ürün olan ama hani çatlaklarıyla şirkümlülükleriyle daha ilk veya ikinci versiyonunda ama yaklaşık olarak hangi problemi çözmek istediğini biliyor ve kime ürünü satacağını biliyor. Belki bir iki tane satış yapmış ama hani elde böyle doğru düzgün bir delirgo. Ben genelde bu seviyeye bakıyorum.
Bu seviyede genelde birkaç bir şeye bakıyoruz. Birincisi, problemi çok iyi anlamış olmasını istiyoruz. Şimdi problemi çok iyi anlamış derken bazen çok büyük bir problem oluyor dünyada. İşte ne bileyim, göç problemi olabilir. Elektrikli arabaların baterik problemi olabilir. Ondan sonra işte ne bileyim, herkes LinkedIn'den nefret ediyor mesela. Yeni bir LinkedIn arıyoruz. Bunların hepsi çok büyük problemler tamam mı? Herkes arıyor. Yani hem çok büyük bir problem hem de aynı zamanda...
Bir şekilde o problemi çok daha farklı bir açıdan ve değişik bir şekilde gören bir girişince arıyoruz aslında. Yani o problemle onu çözmek isteyen bir delinin birleşmesi aslında aradığımız şey. Orada da o neden deli diyorum, böyle doktora yapanlara da beniletiyorum bunu. Bir konuya çok obsesif bir şekilde bağlı olman gerekiyor. Yani sabah kalktığında o problemi çözmek istiyorsun veya orada bir fırsat görüyorsun, o fırsatı düşünerek kalkıyorsun. Yani genelde böyle bir trafik deli oluyor.
O zaman tabii ki daha bir teknik geçmişe bakıyorsun. Bu adam bu sektörde
Ufuk Erdoğmuş (03:24)
Yani
siz hep böyle, sen şu an hep böyle girişimcinin karakterinden ya da CV'sinden, girişimcinin kendisinden bahsediyor gibisin şu an.
Sena Zorlu (03:32)
Evet
çünkü elde ürün yok ki bakacak veya yani şimdi şey çok farklı. Mesela geç seviye yatırımcılar şey diyor en az 1 milyon dolar işte 1 lira olsun diyor. Her şey ektalde formüllenmiş geliyor. Sen alıyorsun onu senin finansal analistlerin var onlara veriyorsun. Ektalde inceliyorlar. Diyorlar ki işte 3 milyon koysam ne kadar diyor, 10 milyon koysam ne kadar diyor, 100 milyon koysam.
Ufuk Erdoğmuş (03:55)
Orada matematiksel bir şey ama mesela bu erken evrede de bir büyüme hızı kullanıcı hızı falan bakmıyorlar mı?
Sena Zorlu (04:01)
Şimdi tabii ki bakıyorsun ama biraz kendi hipotezmini desteklemek için bakıyorsun aslında bunları. Yani mesela biz nasıl bakıyoruz? Misal veriyorum. Mesela benim bir tane yatırımım var. Depolar için akıllı robot ve drone sistemleri mesela. mı? İnsansız şey yapıyor. Envantel ölçümleri yapıyor mesela çocuklar.
Şimdi tabi ki matematiksel olarak geri dönüp bakıyorsun. Yani bu nedir? Amerika'da kaç tane depo var? Depoda bir adam çalıştırmanın ücreti nedir? Bu drone'un ücreti nedir? Zaman içinde ne kadar azalır? Kaç kişiye satabilir? Şu kadar kişiye satabilir?
Ufuk Erdoğmuş (04:36)
İleride ne olabileceğini kestirmek için aslında bunlar o zaman.
Sena Zorlu (04:39)
Kesinlikle. Çünkü bizim sektörümüzde biz 7 ila 10 sene sonraya bakıyoruz. Genelde bir girişime baktığında, erken seviyede yatırım yaptığında ortalama da sen 7 ila 10 sene sonra bir yanıt görüyorsun. Bu yanıt bazen 10 seneye çıkmayabiliyor. Çünkü bugünün piyasasında çok fazla özel sektörden, teknoloji sektörüne para geldiği için şirketler eskisi gibi hızlı borsaya açılmıyor. Çok daha geç borsaya açılıyor. 15 sene, 18 sene içinde borsaya açılabiliyor. O yüzden bu tarz...
... planlamaları yaptığımızda o yüzden ben bugün bu şirket ne kadar kalır, kaç kişiye fatura kesmiş çok umrumda olmuyor. Ben şeyi görmeye çalışıyorum, bu sektör 10 sene sonra nerede olacak? Hala mühim bir sektör mü olacak? Eğer öyleyse bu yatırım yaptığımız girişinci bu sektörü özel bir lensle anlayabiliyor mu? Ve bu lensle birlikte 10 sene sonra bu adam bu sektörün gidiş altında 1 numara, 2 numara, 3 numaralı şirket olabilecekti. İlk üçü oynayabilirsen eğer çok ciddi rakamlarla
yatırımına geri dönüş alıyoruz. O sebepten dolayı, mesela çok erken seviye girişimlerde şey gördüğümüzde biraz sıkıcı oluyor bizim için. Yani çok ilgilenmiyoruz. Zaten 10 tane şirket gördüğümüz bir alanda, bir girişim gördüğümüzde bizim için çok heyecanlı olmayabiliyor. Çünkü diyoruz ki, bunların hepsi bir şekilde savaşacak. Bazı sektörlerde tabii ki sektör o kadar büyük ki çok farklı çöp günler görebiliyorsun. Veya bazen keşe ulaşabilen şirket kalıyor. Mesela örnek vereyim, biz de gron sektöründen başladık.
Bu şey drone'ları oluyor mesela işte tarımsal veya farklı alanlarda. Bu surveillance yapan drone'lar oluyor mesela. Bundan 7-8 sene önce belki hatırlarsan her yer drone'du. Telekende de drone'lar satılırdı. Ne bileyim B2B'de bir sürü drone çözümleri vardı. Çoğu şirket öldü gitti. Kickstarter'larda falan bir sürü böyle drone projeleri vardı. Yani kapital intensif bir sektör çünkü dayanamadılar. Ama ne oldu yani drone sektörü hala devam ediyor. Hala büyük bir sektör. Ama ne oldu işte 1-2 ay.
oyuncu kaldı, üç oyuncu kaldı. Böyle bir eliminasyon olabiliyor. Biz şuna bakmaya çalışıyoruz genelde. Bu sektör nereye gidecek? Perakalda sektörü, depo sektörü, üretim sektörü. Hangi sektörü bakıyorsan şey demeye çalışıyoruz. Bu sektörün bugünkü problemleri de, 10 sene sonraki problemleri ne olacak? de bugün benim şu önümde gördüğüm, çödrüm bir şekilde bundan 7 sene sonra, 10 sene sonra bu sektörü değiştirecek mi?
Farklı şey diyorlar buna. How to future. Tabii ki çok farklı tarafları var. Politik tarafı var, kanuni tarafları var, teknolojik tarafları var.
Bir şekilde bir piyango bileti alıyorsun aslında. Bir piyango bileti aldırıyorsun. Benim işim aslında bundan ibaret. Tabii ki onun yanında şeyleri de bakıyorsun. Teknik olarak yaptıkları işi biliyorlar mı? Ürün vizyonu nedir? Bence yatırıncılar o alanda çok farklı. Mesela bazısı daha böyle müşterin kim diye sorarken bazısı daha böyle yiğit tarafta olunca hani ürün nedir?
Devletselağ'a konuşmak istiyor. Ürün tabii çok keyifli. azından ürünle oynayabilirsen bir de o şirket gerçek oluyor senin için. O yüzden ürünle oynamak da çok
Yatırımcılar mı girişimciler mi daha karlı?
Ufuk Erdoğmuş (07:48)
İyi güzel. burada az önce böyle bir piyango bileti alıyor yatırımcı diye bir laf ettin. İkinci sorum da zaten biraz onunla alakalıydı. Şimdi girişimcinin gözünden bakınca sen girişimci de oldun. Yatırım almış mıydın sen? Yatırım da aldın. O hissi de biliyorsun. O ihtiyacı da biliyorsun. Mannakit ihtiyacını. Şimdi girişimci bir yatırım alıyor büyümek için. Bazen mecbur bazen değil. Bazen hızlı büyümek için. Yatırımcı da aslında para kazanmak için yatırım yapıyor. Yani kimse hayrına yatırım yapmıyor. Dolayısıyla yatırımcı da koyduğundan daha fazlasını geri kazanmak için.
yatırım yapıyor. Şimdi ideal senaryoda tabii ki bilmin ilişki her zaman ideal. Sence genelde kim daha çok kazanıyor? Yani bu ekosistemde girişimciler mi kârlı, yatırımcılar mı kârlı?
Sena Zorlu (08:28)
Şöyle
yatırımcı paket olarak yatırım yapıyor. Bir yere parasını koymuyor. 10 girişme yatırım yapıyor, 20 girişme yatırım yapıyor. Onların arasında bir tanesinin kazanacağını düşünerek aslında öyle bir rasyoya oynuyor.
Ufuk Erdoğmuş (08:42)
10 bilet 20 bilet alıyor, bir tanesi 50 kazanıyor.
Sena Zorlu (08:46)
Evet, o yüzden istatistiki olarak, büyük resme baktığında tabii ki yatırıncı daha fazla kazanıyor. Ama girişinci her zaman daha büyük kazanıyor. Ama girişincilerin belki yüzde 0.0... Hadi 0.0 da geleyim de... Çok küçük bir yüzdesi, yani 0.05 diyebiliriz. O çok büyük rakamları kazanıyor. Şimdi şöyle, kim elinde şirketin hissesini, daha çok hissesini tutarsa o kazanıyor aslında.
O yüzden her zaman bir yatırımcı mı olmalısın, girişimci mi olmalısın, girişimci her zaman çok daha fazla kalır. Totalde baktığında. Ama trend olarak baktığında ve ortalamaları aldığında yatırımcı riskini dağıttığı için yatırımcı oyunu daha iyi kapatıyor. Ama gerçek anlamda yani o yüzden mesela şey diyorlar ya maaşlı olmakla bir şey yaratmanın arasındaki fark da o. Kimin elinde olup istemezsin?
Girişimcilik ve herkes yatırım almalı mı?
Ufuk Erdoğmuş (09:38)
Bir de bir de aynı cümleyi kuracaktım ben de. şimdi girişimci olarak ben de biliyorum, sen de biliyorsun. Bütün girişimciler aramızda konuşurken aynı şeyi söylüyoruz. Yani akıllı, mantıklı bir insanın yapacağı iş değil girişimcilik zaten. Çünkü kaybetme olasılığı %99. Ama işte olursa diye o umutla çalışan ya da işte maaşlı çalışanla... Çalışanlar var.
Sena Zorlu (09:55)
Yani biraz
girişim türüne bağlı. mesela bugün girişim dediğimizde bence her girişim illa gidip venture capitaldan para alacak vesaire bir şey de yok. Yani biz burada lifestyle girişimci diyoruz buna. Gerçekten çok güzel nakit bırakan, bugün dijitalde çok hızlı bir şekilde kodlanabilen, ufak sas projeleri olsun, ufak oyunlar olsun.
Ufak bir basit bir iş prosesini alıp mesela dijitalleştirmek olsun. Çok güzel cash kazanan harika projeler görüyorum. Bence hani girişime illa venture capital alanlar girişimdir, gerisi değildir. Bir bakmamak lazım. O yüzden girişimci burada para kazanmak istiyorsa gerçekten hani cash kavlayabileceğimiz, uzun seneler yönetebileceği ve özellikle mesela yurt dışına satış yapıp Türkiye'de yaşamak istiyorsunuz.
Harika bir hayat kurulabilir bu tarz gelişimlerde. O yüzden illa bence gelişimci olarak görmemek lazım. yatırım alanlar gelişimcidir, gerisi değildir gibi görmemek lazım. Nihayetinde bir şey yaratan gelişimcidir. venture capital farklı bir dal. aslında pahalı bir para. şöyle, akıl sağlığınız olarak zaten yatırımcıdan para almak. Yani onun zorluğu. Şu an mesela piyata biraz daha zor. Normalde 3-4 ay alıyordu 2021-2022'de bir yatırım kapatma.
Şu an ortamı 6 ay alıyor. Bu şirketlerin bir çoğu için bu şekilde. İşinizi gücünüzü bırakın. Aylar boyunca yatırım alına çıkmanız gerekiyor. Sonra bunu aldıktan sonra yatırım aldığınız için şirketin farklı bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Farklı insanların içeri getirilmesi gerekiyor. Çok kolay bir iş değil. O yüzden şirketin kesinlikle o tarz agresif büyümeye yönelik bir şirket olması lazım. Her şirket için ben şirketin kapitalı yolu doğru yol değil.
Ufuk Erdoğmuş (11:46)
Bu arada evet yani girişimciler için ben de kendim düşündüğümde yani ayrı bir iş zaten. İşine bakmayacaksın, sürekli yatırımcı kovalayacaksın. hani müşteri kovalarım onun yerine falan gibi düşünebiliyorlar.
Sena Zorlu (11:57)
Farklı bir yetkinlik. Çünkü gerçekten bazı şirketler görüyoruz yatırım almaya çok güzel beceriyorlar. bakıyorsun şey diyorsun ya ne yapacaksın?
Ufuk Erdoğmuş (12:05)
Biliyorum
öyle. Milyonları topluyor ama aslında hiçbir şey yapmıyor değil mi?
Sena Zorlu (12:09)
Diyorsak bu adam bu parayı nasıl toplamış? Bu işte çok becerikli insanlar var. Çünkü bu işin kesinlikle PR kısmı var. Her para, her VC aynı değil. Nasıl diyeyim, Sequoial'lar olsun, Andreesim Horowitz'lar olsun, 1. tier dediğimiz VC'ler var. 2. tierler, 3. tierler. Yani çok para var etrafta. Onun dışında bugün birçok şirket kendi konumlu alfonsunu kor...
durmaya çalışıyor, melek yatırımcısı vs. aslında uğraştığın da müşteri bulmaktan belki daha kolay diyebilirsin çünkü aynı şeyi durmadan aynı insana satıyorsun. Ama orada tabii şey çok önemli yani senin şirketin yatırım almalı mı? Sen bu hızlı büyüme serüvenine hazır mısın? Ve her şirket hazır değil, almalı
Ufuk Erdoğmuş (12:55)
Bizim bu oyunu devam kanalını açtığımızda ilk videomuzda LinkedIn'de top voice olan birisiyle görüşmüştüm yine Zoom'dan. Bilerek öyle yapmıştım zaten. Arkadaş bootstrap advocate yani. Yatırım alnınıza gerek yok yapın satın. İlla böyle bir şey değil her business zaten yatırımlık değildir falan. Güzel bir konuşmaydı o da. O da aynı şeyleri söylüyordu gerçekten. Her girişimi yatırım alacak diye bir şey yok. Sen ya yatırımcı kovalacaksın ya müşteri kovalacaksın. Hani müşteri de kovalamak bir seçenek. Belki daha bile çok kazanacaksın diye sürekli onu söylüyordu.
Sena Zorlu (13:26)
Şimdi bazı sektörler var, yatırım çok kritik. Mesela sağlık sektörü. Çok büyük yatırımlar gerekiyor bir işi hayata geçirmek için. Genelde 5-6 sene sırf FDA onayları vesaire şunları bunları bekliyorsun. Donanımla ilgili bir şey yapacaksan kesinlikle önceden paraya ihtiyacın Prototip yaratman gerekiyor vesaire şunlar. Ama bugünün dünyasında artık bir yazılım işini kendi kendine çıkartmak çok kolay ve çok ucuz oldu. O sebepten dolayı mesela şeyi çok görüyoruz.
Harika bir fikrim var ama 1 milyon dolar istiyorum. Gideceğim işte 3 tane mühendis tutacağım, 2 tane UI designer, 1 UI designer tutacağım, 2 tane de marketingci tutacağım. Ekibimi hazırlayacağım. Onlara artık para yok o tarz işlere. Artık mesela yatırım sizden şey bekliyor. 10-20 bin doları koy bir köşeye. Bunu bir prototiple. Upwork'ta mı yaptırırsın, bir ajansa mı yaptırırsın, bir co-founder mu bulursun?
Nasıl yapıyorsan bunu yap. No code, no code ile mi yaparsın? Ama yani bir bana şeyi göster. Piyasada bunu isteyenler var. Özellikle böyle SaaS çubuğunlarda, basit yazılım işlerinde artık yatırımcı fikir aşamasında para vermiyor. Bizim pre-seed dediğimiz alan fikir aşaması değil. Bir şey görmek istemiyorum.
Ufuk Erdoğmuş (14:44)
Aslında
değil yatırımcı açısından yani o pre seed'den yani fikirden ürüne dönüştürmek zaten 3-5 ay sürüyor. Yatırımcı için 3-5 ay çok kısa bir süre. Yap da göreyim diye olması çok anormal bir şey değil zaten.
Sena Zorlu (14:54)
İkili
yaratması çok kolay. Biri aslında sen terbiyeyi de görmek istiyorsun. Biri şimdi de. Disiplenmek. Görmek istiyorsun. Şeyi görmek istiyorsun yani az parayla bir şey yaptın. Onu görmek istiyorsun.
Ufuk Erdoğmuş (15:06)
Güzel
bir yorummuş. Az parayla bunu yaptıysa o zaman benim paramla daha da güzelliği yapar gibi düşündüm.
Sena Zorlu (15:11)
Daha da
güzelini yapar. Daha da güzelini yapar. Aslında nasıl diyeyim, teknoloji dergilerinde işte bloglarda vesairelerde çok para alan girişimler hani böyle çok harika işler gösteriliyor. Ama gerçekten yani az parayla veya işte Bootstrap çok güzel yerlere gelen şirketler var. Hayran kalıyor insan gerçekten. O disipline hayran kalıyor. Bir de mesela şey çok fazla oluyor. Bu yatırım sektörüne geçtikten sonra mesela
Gıybet ve yatırımsız başarılı olan girişimler
uzun zamandır görmediğim biri bana mesaj attığında şey diyor, kesin bir fikri var.
Ufuk Erdoğmuş (15:47)
Para dilem diye geliyorum.
Sena Zorlu (15:49)
Benim hatıcık sorumlu yaramıyor yani.
Ufuk Erdoğmuş (15:51)
Yani öyle demeyelim de hani...
Sena Zorlu (15:53)
Ne
ya şey oluyor, San Francisco'ya geliyoruz görüşelim de. Ama bir tane genel bir şey yapıyorum, mesela biri beni aradığında diyorum ki, bir sayfalık bir executive summary hazırla, bir sayfalık bir business plan hazırla gönder diyorum. Yani çoğu yok oluyor zaten on yandan. Güzel bir titreleme metodu. O yüzden yatırımcı da onu görmek istiyor. Bence uzun vadede şu da çıkacak. Gerçekten fitre olup işini bırakamayan veya zaman ayıramayan insanlara bence çok daha mikro yatırımlar yapılmaya başlamayacak.
veya işte da hello şif falan diyorlar şif bazen. Hikmetini de almıyor çünkü ortada şirket yok. Şirket kurmanın kendisi birkaç bin dolarlık yatırım zaten. Onun yerine o parayı al yani bir şekilde farklı bir yere atılan. Sonra hani müşterisi çıkarsa şirketi kurarız. Mantığı da bitti. Şirketi önce kur sonra yatırma gel. Hayır yani o yüzden belki böyle üç bin dolarlık, beş bin dolarlık ufak konulamalar bile başlayabilir. Yani hackathon gibi neredeyse.
Fikirle gel, alsana 5.000 dolar, 3 ay sonra gelip ödesin.
Ufuk Erdoğmuş (16:59)
Avrupa ülkelerinde bu bayağı deneniyor bu arada. Değişik yarışmaları işte üniversiteler, TTO tarzı şeyler falan bayağı yapıyorlar.
Sena Zorlu (17:07)
Üniversite ilgilerini de çıkartmamız lazım. Ben genelde büyük şirketlerin kullandığı yazılım çözümlerine bakıyorum. Onlar üniversite öğrencilerinden çıkmıyor bu tarz. Genelde eksperde 10-15 sene deneyimli olmuşuz. Türkiye'de şey çok oluyor. Startup'a proje yapıyoruz veya çocuklar start up yapıyor. Ama başarıp ettiklerine baktığında genelde 40 yaşını geçmiş insanlar günah
Ufuk Erdoğmuş (17:17)
Olmaz,
10-20 mükemmel bir istastik vardı 2 sene önceden ama çok değişmemiştir diye tahmin ediyorum. 30 yaş altı girişimlerin %99'u batıyor. öyle bir şey ki 30 yaş altı ilk girişimi kuranların 30-40 arasında işte bu 95'e falan düşüyor. Zaten girişimlerin %90'ı batıyor ya 99'dan 95'e düşmesi bile bayağı fark demek yani. İstastiklerde şey diyordu 35-45 yaş arası kurucular
Sena Zorlu (17:57)
Ben
Ufuk Erdoğmuş (18:01)
Başarı öğrenen en yüksek kurucular hatta işte birinci değil de belki ikinci, üçüncü girişimde böyle katlanarak gidiyor. O tecrübe baya fark ediyor herhalde. Tabii survival öğreniyorlar muhtemelen. Sabaha kadar sohbet ederiz böyle de ben son bir sorumu sorayım o zaman. Üçüncü sorum. Biraz da çalışan tarafından soracağım. Yani biraz belki özel de görebilirsin bunu ama genel fikrini soruyor gibi olayım. Şimdi bir işe girerken bir yazılımcı Amerika'da çok moda da Türkiye'de de artık yavaş yavaş başladı böyle şeyler biliyorsun. Equity alma diye bir şey var. Hissi alıyorsun. Gelecekten hissi almak gibi bir kavram var maaşın yanında. Bu...
Çalışanlar için hisse karşılığı çalışmak mantıklı mı?
Yani kazandırırsa güzel kazandıran bir model. Ama aynı şekilde şirketin hissesi hiç para da etmeyebilir. Umut satın almış da olabilir. Umut'la eleman satın almış da olabilir şirket. Yani bu ne zaman iyidir, ne zaman kötüdür, mantıklı bir şey midir çalışan açısından soruyorum.
Sena Zorlu (18:45)
Türkiye'deki legal sistemi çok bilmiyorum ama Amerika'da bir şirketten size options diye geçiyor bu verilen listeler. O optionslar için siz zamanı gelince bir para ödüyorsunuz aslında. Şimdi o yüzden geriye dönüp bunu incelebildiklerinde Carta diye bir şirket var. Bu şirket listelerini hesaplamak için kullanılan bir software şirketi. Onların yaptıkları bir araştırma var.
Birçok insan uzun varede geri dönüp baktığında bu şirket isteleri için ödedikleri parayı geri doğru düzgün kazanamamışlardı. Evet. Yani zarardalar veya işte başa baş çıkmış. Şimdi burada iki risk var. Birincisi, her hissede yani bu yatırıncı için de biris çalışan için de biris o hissenin exit etmesi gerekiyor. O hisse senin cebinde durduğu sürece hiçbir değilsin. O hissenin exit etmesi gerekiyor. Şimdi o yüzden
Ufuk Erdoğmuş (19:16)
Azar arda var ya
Sena Zorlu (19:38)
Bu şirket nasıl exit edecek? Yani bir çalışanın bunu anlayabilmesi ve görmesi gerekiyor. Yani bir şirket nasıl exit edebilir? Oksiyon bir, borsaya açılabilir. Sen borsada, enindeki hissenin bir değeri olur. İkincisi şirket, satın alınabilir. O yüzden mesela şey olarak bakmak lazım. Mesela işte Türkiye'de şu an oyun sektöründe çok güzel satın almalar oluyor mesela. Yani potansiyel olarak mesela B2B SaaS şirketlere göre oyun şirketlerinde çok daha fazla...
O yüzden oyun şirketi neyseniz, hissenin değeri büyük ihtimal bence daha değerli olur elinizde tutmak için. O sektördeki şirketlere bakmak lazım, o ülkeye bakmak lazım neler oluyor. Foundering geçmişine bakmak lazım. Daha önce şirket yapmış mı, yatırım kapamayı biliyor mu, daha önce exit yapmış mı. Mesela bunları yaptıysan hisse almak çok çok daha önemli ama mesela senin dediğin gibi 30 yaş altı ilk defa şirket vuruyor. Hepimiz güzel hislerle geldik buraya. O zaman daha zor olabilir. Üçüncüsü de şu an Amerika'da oluşuyor bu sektör.
ileride Türkiye'de de mutlaka oluşacak. Uzun vadeli olarak yatırımcılara geri satabiliyorsun hisselerinizi. Yine keşaltı edebiliyorsunuz ama çok daha ucuz oluyor. Bence his de önemli. Çünkü insanların şirketi, aidiyetini arttırmak için önemli bir araç. Ama uzun vadeli olarak baktırılmasına çok özel şirketler dışında çok da fazla para getirmeye bilir.
Ufuk Erdoğmuş (20:55)
Yani
bu kar dağıtımı falan da olabiliyor ya mesela. Hissen varsa sonuçta. Oradan demek ki bir şey kazanmıyorsun. Asıl kazanç bu hisse almada hep...
Sena Zorlu (21:02)
ve Trump TV'nin aslında baktığı gibi şirkete bakmak lazım. Bu şirketin değeri ne kadar? Bu şirketin founder'ının vizyonu nedir? Ve bu şirket egzet yapabilecek mi? Eğer egzet yapabileceğini düşündüğünüz bir şirkette her zaman fiste tutmak maaştan daha değerli.
Yazar Oyuna Devam