Şirket Kültürü ve Şirket Yönetiminde Demokrasi | Benimle Oynar Mısın? 15
Intro
Google DeepMind'da Staff Software Engineer olarak çalışan Çağlar Ünlü ile ettiğimiz sohbetin 3. kısmında şirket kültürü, şirketlerde kültürün nasıl şekillendiği, nasıl değiştiği, kimlerin kültüre etkisi olduğu ve şirketlerin demokratik yapılar olup olmadığı, şeffaflık ve de çalışanların yönetimi sorgulayabilmesinin önemine değindik.
Google'da çalışma düzeni
Ufuk Erdoğmuş (00:03)
Burada madem işte küçük parçalar dedin Google'ın biraz işleyişini yani yasal olarak anlatabildiğin kadar artık inşallah. Mesela Google'da şey efsaneleri var ya birkaç Google efsanesi geçen 10 yıldan hatırladım. Mesela işte her şeyin küçük ekibi varmış. Ekipler kendi içinde her şeye karar veriyor. Bu böyle mi gerçekten?
Çağlar Ünlü (00:21)
Öyle denebilir. Zaman zaman tepeden inen kararlar, istekler olabilir. High level olabilir. Detaylar küçük takıma bırakılmış olabilir. Genelde son kullanıcının göreceği ürünlerde çok daha detaylı planlama gerekiyor. Google içi müşterileri olan daha alt seviye takımlarda kararlar biraz daha çalışanlara bırakılmış.
Ufuk Erdoğmuş (00:26)
O ileriki mecbur olacak.
Bu
mantıklı ama yani yazılımcıların kendi arasında kullanacağı konuyu yazılımcılar istediği gibi ekipte karar verebilir ama müşteri kullanıcı dünyaya açılacaksa o zaten business decision'a giriyor. Evet. Aynen. O.K. bu mantıklı.
Farklı ekiplerde performans değerlendirme kriterleri
Peki her ekip kendi içinde işte bu meşhur kitaplar var. O.Q.R. sistemleri ya da ne bileyim Cycler ne bileyim Ecal mı çalışıyor mesela ya da ona mı da ekip karar veriyor. Yani bir ekip Ecal çalışırken öbürü böyle tabi ki rastgele çalışabilir mi? Birisi O.Q.R. sistemini kullanırken öbürü kullanmıyor olabilir mi? Olur. O.Q.R. şey mi?
Çağlar Ünlü (01:14)
OZOR Evet
yani o performans değerlendirmesinde falan da kullanılan bir araç.
Ufuk Erdoğmuş (01:21)
Gerçekten
mi? Bu arada Güya ben o okyar işte Google'a getiren abimizin kitabı okuduğunda kesinlikle performans değerlendirmesiyle okyarları bir arada tutmayın diyordu. Çok net.
Çağlar Ünlü (01:30)
Şimdi hiçbir şey siyah ve beyaz değil değil mi yani? Hiçbir şekilde hani... Sadece onunla mı bu okeyarı sonuçlandıramadıysan sen kötü bir mühendisin ya da bu dönem performansın kötüydü demek değil. Orada bir geriye dönüp neler ters gitti, istediğimiz hedeflere ulaşamadık bunların değerlendirmesi lazım.
mühendislerden biri ya da birkaçı hasta oldu, kaza geçirdi ya da pandemi oldu, hiçbir plan tutmadı. Ya da belki çok tepeden inme kararlar vardı, bunlar çok gerçekçi değildi. Olabilir tabii ki.
Ufuk Erdoğmuş (02:04)
Böyle
içerde bir iletişim ağı var.
Çalışanların, yönetime yorum yapabilmesi ve şirket demokrasisi
Doğru mu? İçerideki iletişim anında bunu özgürce dile getirebiliyorlar mı? Dillendirme imkanı var mı? Dillendirme imkanı mı? Dillendirme Dillendirme Dillendirme imkanı
Çağlar Ünlü (02:16)
Dillendirme imkanı var hatta...
Deniyor.
Ne kadar istenen cevaplar ne kadar geliyor tartışılır.
Ufuk Erdoğmuş (02:26)
İçeride
100 bin kişinin çalıştığı bir yerde 100 bin kişinin her olaya bir yorum yapabilmesi içeride bir netvork. Acayip pozitif bir şey. Onu dinliyor olmaları, uygularlar uygulamazlar. Duyuyor olmaları en azından. Tabii tabii. Bile bence pozitifmiş yani. Ama evet hani eskiden mesela sence daha mı çok yönlendirebiliyorlardı çalışanlar? Daha mı demokratikti acaba ortamda bilemiyoruz.
Çağlar Ünlü (02:32)
Evet öyle bir plat.
Bir
şirketin demokratik olması gerekmiyor bence. Ama yönetimin çalışanları dinleyip ne zaman bazı şeylerden feragat edeceklerini etmeleri gerektiğini bilmeleri gerekiyor diye düşünüyorum.
Ufuk Erdoğmuş (02:51)
Mükemmel ifade.
Burada sen çok kritik bir şey, manşet cümle kurdun. Bir şirketin demokratik olması gerekmiyor bence. Kim olacak ama o zaman?
Çağlar Ünlü (03:06)
Herkes lider olmak zorunda İyi lider olabilecek insan.
En zor soru sorun ben yani. kalkıp da iki yıldır çalışan bir mühendise şirketin şu ürüne ilgili politikası ne olmalı diye soramayız.
Ufuk Erdoğmuş (03:20)
2 yıl
dedin sen şu an piyasadaki %90 yazımcını çöpe attın çünkü kimse 2 yıl aynı yerde kalmadığı için artık
Çağlar Ünlü (03:25)
Ya da belki hani 10 kişilik, 100 kişilik bir şirkette arkadaşlar ne yapalım diye sorabilirsiniz ama 100 bin kişilik bir şirkette bunu sorduğunuz zaman her kafadan bir ses çıkacak. Bir şey Birileri mutlu olmayacak. Herkesi mutlu etmek mümkün değil. Ama yönetimin yapabileceği en iyi şey hatta belki de tek şey aslında şirket kültürünü belirlemek. Çünkü bu aslında bu tepeden inen bir şey. Yani bottom up olacak bir şey değil. Evet aşağıdan yukarı giderken bir
Ufuk Erdoğmuş (03:35)
Ben sana komik...
Yönetimin yapabileceği en iyi şey
Batma Paşa'dan
Ya bu şey gibi halk demokrasi isteyebilir ama güç elinde yukarıdakilerde ise devlet değil sonuçta bu şirket fişi çekebilirler. Yani aşağıdan yukarı kültür çok kolay gelmeyebilir. Onu mu demek istiyorsun?
Çağlar Ünlü (04:07)
Gelemeyebilir. noktada bir duvara çarpmak. O noktada da bir karar vermek zorundasınız. Ya doğru olduğunu düşündüğünüz şeyleri takip etmek için o şirketi bırakıp başka bir yere gideceksiniz. Ya da siz değişeceksiniz.
Ufuk Erdoğmuş (04:09)
...deleri kesebilir yani.
Bunun örneğini biz bir Twitter'ı bırakan bir arkadaş Elon Musk aldıktan sonra kültür değiştiği için ben burada daha fazla yapamam diyeyim. Mesela bunun videosu var. Doğru veya yanlış. Okey. Ama hani yeni kültüre de okey deyip kalabilirdi de. Ya da başka bir sebeple de kalabilirdi.
Çağlar Ünlü (04:32)
Ben öyle yapardım.
Yönetim kadrosunun kültür üzerine etkisinin en iyi örneklerinden biri
Bu arada bu Elon Musk'ın, Twitter'ın başına geçmesi tepedekilerin kültür üzerindeki etkisinde bence çok iyi bir örnek. Kişinin bile ne kadar büyük bir etki solabileceğini...
Ufuk Erdoğmuş (04:54)
Bir
kişi ama bir kişi siye olursa tabii ki.
Çağlar Ünlü (04:56)
Gerçi takım lideri olsa bütün takıma etkiliyor. Ne kadar altındaki çalışanların sayısı ne kadar yükse etki o kadar büyük. Bazen mesela çok hızlı işe alım dönemleri olduğunda da bir şirketin kültürü aniden değişebilir.
Ufuk Erdoğmuş (05:09)
Bir
ülkeye sen, bizdeki örnek işte, nüfusun %10'u kadar kontrolsüz göçmen alırsan nasıl dengeler 10 yıl sonra değişecektir şirkette de öyle yani kendinden biliyorum. Bir anda bir sürü insan gelirse otomatik olarak bir sinerji değişecektir. Tabii şirkette, evet 3 ayda 6 ayda anlarsın farkı yani. Gerçekten oluyor. Bir mühendis ya da bir çalışan ya da bir takımın parçası olarak bunu söylemen bence etkileyici. Çünkü okuduğum, benim bütün kitaplarda da görüştüğüm bütün yöneticilerde de hep aynı şey söyleniyor. Kültür tepeden aşağı olur.
Çağlar Ünlü (05:23)
Tabii 10 yıl sürmüyor şirkete.
Ufuk Erdoğmuş (05:38)
Son birkaç soru sorayım istiyorum. Ya da bir soru neyse. Bu şirketlerde hani demokrasiyi, demokrasi deyince çok siyasi oldu da neyse hani şirketin demokratik bir şekilde yönetilmesini aşağının da sözü dinlensin işte falan diyorsun ya hani 100 kişilik bir ekipte belki sorabilirsin diye bana o bile fazla geliyor da.
Şirketlerde demokrasi nasıl uygulanabilir?
Şimdi diyelim 5 kişi, 10 kişi, 20 kişilik ekip Türkiye'de genelde ortalamalar böyle zaten. Orada ne kadar demokratik olabilir? Yani 5 kişi oturup oylama mı yapacak yoksa orada bilemi olmaması lazım? Sen nasıl görüyorsun?
Çağlar Ünlü (06:05)
Oylama olması gerekmiyor bence. Sadece bütün kararlar tepeden inme bile olsa en azından kararların arkasındaki sebepler, diğer alternatiflerin neden seçilmediği bu gibi şeylerin açık açık konuşulması lazım.
Ufuk Erdoğmuş (06:17)
Aslında
yani sen demokratik karar verme derken hani Antik Yunan'daki oylamadan bahsetmiyorsa aslında şeffaflık ve iletişimden
Çağlar Ünlü (06:24)
O
oy vermeden kastım sorular yukarı giderken hangi sorulara cevap verilsin? Orada 5 kişinin önem verdiği bir soru tabii ki önemli. O 5 kişi için çok önemli ama genele bakıldığında çok da önemli.
Ufuk Erdoğmuş (06:30)
100 bin kişi olunca tabi
50.000 kişinin
zaten. 50.000 kişinin. Okey ama yani 10 kişi 20 kişilik bir şirkette zaten herkesin sorusuna cevap verebiliyor olması lazım yönetimin. Okey yani sorulara cevap verilse ve bir karar alındığında aşağıya yorum dinlense yukarıdan neden uygulanmadığı anlatılsa yeterince demokratik bir uygulama olur diyorsun ve hatta biraz da zaten yetkili birisi karar vermeli mi diyorsun teknikçinin?
Çağlar Ünlü (06:58)
Yetkili
birisi karar vermeli,
Şirket kültürünün en önemli parçalarından biri: Aidiyet
etkili birisi ve diğer herkes hata yapmaktan korkmamalı, hatalarını kabul etmekten korkmamalı. Bence en önemli şey çalışanların aidiyet hissetmesi. Tabii ki şirket eninde sonunda çalıştığımız para kazanmak için bulunduğumuz bir yer. Bundan daha fazlasını istemeye hakkımız yok belki. Yöneticilerin belki bunu istemeye hakkı yok. Ama aidiyet duygusu hissettirebilmek...
Çalışanların kendilerine değer verildiğini hissetmesi şirket için sadece olumlu bir şey olabilir diye düşünüyorum. Belki yeni mezunların ya da şu anki iş dünyasında insanların bir şirkette bir yıl bile kalmamasının sebebi de belki budur diye düşünüyorum.
Ufuk Erdoğmuş (07:42)
giriyorlar ama hiç kimse onları dinlemiyor. Kafalarına göre bir şeyler oluyor.
Çağlar Ünlü (07:46)
Evet yani bir işi seve seve yapmanın etkisi sadece çalışanı mutlu olması değil. Aynı zamanda o işin daha iyi yapılması ve daha uzun vadeli düşünülebilmesi. Eğer ben bir şirkette zaten bir yıl çalışacaksam kodun düzgün olmasına gerek yok. Gerekler neyse onu yaparım. Koddan anlayan biri baktığında orada bir çöplük görebilir. Bunu değiştirmenin tek yolu insanların bence o şirkette biraz daha uzun süre kalabileceklerini öngörüp kendi hayatlarını da daha kolay hale getirmek.
Ufuk Erdoğmuş (08:15)
Yani bir şirket, şimdi patronlar bakışından sorayım, yöneticiler bakışından, diyelim şirketler şikayet ediyor. İşte gençler giriyorlar işe 6 ayda 12 ayda bırakıyorlar, bir türlü işte sebat etmiyorlar falan gibi şikayet ediliyor. Ben de yönetici olduğum için ben de ederim. Ama bunun çözümü gençler sebat etsin, sabretsin değil. Gençler nasıl benim şirketime geldiğinde kendini burada uzun süre kalırım diye hissetmiyorlar. Değil Kalmak için sebep olsun ki adam da ya ben burada 6 ayda bırakmam, belki 2 sene kalırım desin.
Çağlar Ünlü (08:36)
Gençlere bir sebep
Ufuk Erdoğmuş (08:43)
Ve o iki sene kalacağı için, sonra da o kod kendine patlayacağı için düzgün
Çağlar Ünlü (08:47)
ve
yani ilk baştan da düzgün kod yazamayabilir. Hatta kariyerin başında olmak da eksik. Yani ben daha iki yıl önce yazdığım koda baktığım zaman ne biçim kod...
Ufuk Erdoğmuş (08:50)
SORU AY!
O
evrensel değil ama yani 20 senedir sen kod yazıyorsun. İkinci senende 0. OK neyse yani şimdi de 2 sene önceyi beğenmiyorsun ama 2 sene önce de ondan 2 sene önceyi beğenmiyordun.
Çağlar Ünlü (09:00)
Sen olmadın angus.
Yani şu an 10-11 yıl önce yazdığım koda bakmak istemem.
Ufuk Erdoğmuş (09:11)
Allah korusun. Aman yiyip.
Şirketlerde hem yukarıdan aşağıya hem de aşağıdan yukarıya bir akış olmalı
Çağlar Ünlü (09:15)
Evet
bence kültür ne olursa olsun tepedekilerin aşağıdakileri fikirlerini dinlemeleri lazım. Bir de çünkü çok farklı bakış açıları var tabii ki. Bazı şirket etkinliklerinde tepedekilerin vizyonu diğer çalışanlara aktarılıyor ama ters yönde bir akışında olması lazım. Yoksa yani bağlantı kopabilir veya...
Ufuk Erdoğmuş (09:34)
Peki ama
nasıl olacak yani şimdi bir etkinlik yaptı yöneticiler sunum yaptı bir şey yaptı sana vizyonu anlattı yeni hedefimiz bu dedi bir şeyler dedi aşağıdan yukarı nasıl gidecek bu bilgi? Çünkü aşağıda 100 bin kişi var yukarıda 20 kişi
Çağlar Ünlü (09:45)
Soru
cevap
Ufuk Erdoğmuş (09:49)
Yani
şey mi? Yönetimi, aşağıdakilerin yönetimi sorguladığı gibi mi? Politikayı sorguluyor yani değil mi?
Çağlar Ünlü (09:52)
Evet. Ve...
...ve politikayı, bütün kararları, belki günlük işleyişle ilgili bir şeyleri... Demokratik olması gereken kısı mı o? Sizin sorduğunuz sorulara oy verelebilir. Ve yüksek oy alan soruları yönetim herkese cevaplamak zorunda olabilir. Bu sistem zaten Google'da kullanılıyor. Bu benim fikrimdir.
Ufuk Erdoğmuş (10:15)
Google'da
kullanıyor da şimdi biz tabi Türkiye'de Türkçe bir kanalız. Türkiye'deki şirketleri hayal edebiliyor musun sen bizim kültürü düşün. Bizim ekipte var öyle mesela ama ben şeyi hissediyorum yani bizim kendi rahatlığımıza rağmen ya bunu soracağım ama kusura bakmayın falan diye başlıyorlar cümleye mesela. Çok normal bir şey bence. Çünkü bizim kültürde otoriteyi sorgulamak çok hoş karşılanan bir şey değil.
Çağlar Ünlü (10:37)
Eğer kültüre bağlı kalmak istiyorsak böyle devam edebilir. Ama başarılı olmak istiyorsak bazı...
Ufuk Erdoğmuş (10:42)
Belki
demokratikleşmek gerecek.
Yazar Oyuna Devam