Pasif cümleler ve sorumluluk almak | Basit 04

Avatar Oyuna Devam | 8 Mayıs 2023

lock_open

Pasif cümleler ve sorumluluk almak | Basit 04

Avatar Oyuna Devam | 8 Mayıs 2023



Oyuna Devam Intro

 

Başarısızlık benim elimde değilse, başarı da mı elimde değil?

Türkçe’de bişey ters gittiğinde çok yaygın kullandığımız bi cümle kalıbı var.
“Bug çıktı” “Satış gerçekleşmedi” "top ayağıma oturmadı"
Cümlenin öznesini o olumsuz şey yapıp kendimizi cümlenin dışına alıyoruz ve pasifleştiriyoruz.
buglar bir anda yoktan varolan sihirli yaratıklar
Satış bi insanmış da canı gerçekleşmek istememiş
Topun bi karakteri varmış, inat etmiş de ayağıma oturmamış
Bu pasif cümle kalıplarıyla aslında bilinçaltında kendimizi avutuyoruz.
“elimden geleni yaptım ve sonuçlar benim suçum değil.” demek istiyoruz
Yani “Ben ne yaparsam yapayım, sonuç bana bağlı değildi.”
O zaman başarısızlık bana bağlı değilse, başarı da mı bana bağlı değildi?
Eğer güzel şeylerin sorumluluğunu almak istiyorsak,
kötü şeylerin de sorumluluğunu aynı şekilde kabul etmemiz gerekiyor.

 

Sorumluluğu her zaman kendimize almamız lazım.

Murphy kanunlarını biliyorsunuz. “Bişey ters gidebilecekse gider.” Genelde de en kötü zamanda olur.
Asıl sorun bişey ters gittiğinde bizim sorumluluğu başkasına bırakmamız. Veya yeni şartlara göre adapte olmamak.
İş konusunda da siz de mutlaka hata yapacaksınız, yöneticiniz, ekip arkadaşınız, müşteri, üründe sorunlar, dünyada belirsiz bişeyler olacak.
En iyi planı da yapsan, en hazırlıklı da olsan, her zaman beklenmedik bişeyler olacak.
Evet plan gerekli, uygulama çok önemli, sorun çıkma olasılığını azaltıyor.
Hayatta kalmayı sağlayan şey hep en dinamik, en esnek sorun çözücü olmak. Proaktif olmak.
O yüzden ne olursa olsun sorumluluğu almak gerek.
Çözümü önce kendimizde aramak, kendimizden başlatmak gerek.
Rüzgar yön değiştirdiğinde yelkenleri sıkı tutmak ve rüzgara ayarlamak gerek, Yoksa ilk sert rüzgarda savrulur gideriz.

 

Herşeyin sorumluluğunu bütün takımın alması gerekiyor.

Milyonlarca yıllık evrim bize hayatta kalma konusunda çok iyi bi örnek.
Survival of the Fittest en güçlü olan değil, değişen şartlara en iyi fit edenin, uyum sağlayanın hayatta kalması.
Dinozorlar baya güçlüydü, ama uyum sağlayamadılar ve yok oldular.
İş hayatında da bi buz çağı geldiğinde buna hangi şirket, hangi ekip daha iyi uyum sağlarsa bir sonraki çağa onlar kalıyor.
Hangi takım elemanları daha iyi sorumluluk alıyor, şartlara uyum sağlıyıp takımın hayatta kalması için katkı sağlıyorsa onlar ileri gidiyor.
O yüzden takım içinde işle ilgili yaşanan iyi veya kötü bütün sonuçlar aslında takımdaki herkesin ortak sorumluluğu. O yüzden Herkes
“ben bu durumu geliştirmek için ne yapabilirim?”
“yeni şartlara göre nasıl ilerleyebiliriz?”
“Takımın iyiliği için ben ne katkı sağlayabilirim” diye sürekli sormalı.
Yöneticinin zaten görevi bu.
Ama ekiptekiler de bunu yaparsa işte o zaman çok daha etkili bi silah oluyor. Çok daha güçlü bir ekip oluyor.


Yazar Oyuna Devam